YAZARLARIMIZ
Zeyneddin Çetin
Vergi Başmüfettişi
cetinzeyni@gmail.com



7326 Sayılı Kanunu’na Göre Matrah ve Vergi Artırımı-1 (Hangi Vergi Türünden Artırım Daha Önemli Olabilir?, GV/KV mi?, KDV mi?)

7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, 09.06.2021 tarihli ve 31506 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Ayrıca bu Kanuna ilişkin usul ve esasları belirleyen 1 Seri No’lu Genel Tebliği de, 14.06.2021 tarihli ve 31511 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Bu yazımızda; 7326 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi kapsamında yapılacak matrah veya vergi artırımının, hangi vergi türünden yapılmasının daha çok önem arz edebileceğine yönelik öneriye yer verilecektir.

1- Matrah ve Vergi Artırımı Hakkında Kısa Bilgi

7326 sayılı Kanun uyarınca yapılacak matrah ve artırımı ile ilgili bilgileri özetlemek gerekirse;

-Bazı istisnai durumlar/kişiler hariç mükellef olsun olmasın herkes başvuruda bulunabilir.

-Artırım bildirimi için 31.08.2021 tarihine kadar(bu tarih dahil) başvuruda bulunulması gerekir.

-Artırım kapsamında tahakkuk eden vergilerin belirtilen süre ve şekilde ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde artırım hükümlerinden yararlanılamaz.

-2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 dönemleri için gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve gelir (stopaj) / kurumlar (stopaj) vergisi yönünden artırımda bulunulabilir.

-Artırım kapsamında beyan edilen vergiler için iki (Peşin ve 6 eşit taksitli) ödeme seçeneği tercih edilebilmektedir.

2- Hangi Vergi Türünden Artırım Bildiriminde Bulunmak Daha Önemli Olabilir?

7326 sayılı Kanun kapsamında, 5 dönem ve 4 vergi türü yönünden artırımda bulunulabilmektedir. Bunlar;  2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 dönemleri için gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve gelir (stopaj) / kurumlar (stopaj) vergisidir.

Şüphesiz ki, artırım kapsamındaki her dönem ve her vergi türü için artırımda bulunmak en garanti yoldur. Öte yandan her vergi türü ve dönemin ayrı ayrı önemi vardır. Ancak mükelleflerin durumuna göre bu önem derecesi farklılık arz edebilir. Mükelleflerin ödeme gücü, artırım matrahları/tutarları, işe başlama veya işi bırakma dönemleri, beyan durumları, zamanaşımı dönemi, ticari faaliyetlerinin sıklığı veya çokluğu gibi birçok faktör, mükelleflerin artırımda bulunma tercihini etkilemektedir.

Yukarıda sayılan veya sayılamayan faktörler aynı olsa bile, artırım için gelir/kurumlar vergisi veya katma değer vergisi yönünden SADECE BİR VERGİ TÜRÜNÜN tercih edilmesi zorunda kalınması halinde, hangi vergi türünden artırım daha avantajlı olabilir? Kanaatimizce; aşağıda sıralanan sebeplerden dolayı katma değer vergisi(KDV) yönünden artırımda bulunulmasının daha avantajlı olabileceği düşünülmektedir.

1- Vergi mevzuatımıza göre bazı hallerde kazanç yönünden tahsil esası gerekli iken katma değer vergisi yönünden her zaman tahakkuk esası geçerlidir. Bu duruma serbest meslek erbabının kazançları örnek verilebilir. Dolayısıyla KDV yönünden matrah farkının tespiti nispeten diğer vergilere göre daha mümkündür. Bu nedenle serbest meslek erbapları ile bu durumda olanların KDV yönünden artırımda bulunmasına öncelik vermesi gerektiği düşünülmektedir.

2- Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre vergi incelemesine yasal defter ve belgelerin ibrazı zorunludur. Yasal defter ve belgelerin ibraz edilememesi durumu varsa katma değer vergisi yönünden artırım, adeta can suyu niteliği kazanmaktadır. 213 sayılı Kanuna göre yasal defter ve belgelerin, vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmemesinin yaptırımı ağırdır. Bu yaptırımlar;

a. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca indirim konusu edilen KDV’lerin reddedilmesi(beyanlardan çıkarılması),

b. Reddiyat sonucunda çıkan vergilere 3 kat vergi ziyaı cezasının kesilmesi,

c. Matrahların ayrı ayrı re’sen takdir edilmesi,

d. 213 sayılı Kanun’un 359. ve 367. maddesi uyarınca ‘ibraz etmeme’ fiili nedeniyle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasıdır.

Örneğin yasal defter ve belgelerin, vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilemediğini varsayalım. Bu durumda;

SADECE katma değer vergisi yönünden artırımdan yararlanılması halinde yukarıdaki ilk iki madde ile KDV yönünden 3. madde uygulanamaz. Yani KDV ile ilgili inceleme ve tarhıyat yapılamayacağı için mükellefin indirilecek KDVleri reddedilemez, KDV yönünden matrah farkı tespit edilemez ve herhangi bir tarhıyat yapılamaz.

SADECE gelir/kurumlar vergisi yönünden artırımdan yararlanılması halinde yukarıdakilerden sadece gelir/kurumlar vergisi yönünden 3. madde uygulanamaz. Yani gelir/kurumlar vergisi yönünden matrah farkı tespit edilemez ve herhangi bir tarhıyat yapılamaz. Ancak yüksek tutarlarda vergi(KDV) ve (3 kat)ceza kesilmesini gerektirebilir. Diğer bir değişle indirim konusu edilen KDV’lerin reddedilmesi(beyanlardan çıkarılması) ve reddiyat sonucunda çıkan vergilere 3 kat vergi ziyaı cezasının kesilmesi ile karşı karşıya kalınmaktadır.

3- Sahte belge kullanma(SBK) yönünden yapılan incelemelerin, vergi incelemelerinde önemli yer tuttuğu bir gerçektir. Sahte belge kaynaklı incelemelerinin vergi incelemelerindeki payı, bir çalışmaya göre(*) son 7 yılın verileri itibariyle %56,01 ila %90,94 arasında değişmektedir. Buna göre söz konusu 2014-2020 yıllarının(7 yılın) basit ortalaması %67,66 ya tekabül etmektedir.

SBK incelemelerinde, sahte belgelerdeki katma değer vergisinin hazineye intikal etmemesinden dolayı mükelleflerden aranması cihetine gidilmekte olup gelir/kurumlar vergisi matrahının tespitinde maliyet/gider yönünden tenkit ise çok daha az nispette yapıldığı da bir gerçektir.

4- Vergi incelemelerinde, afaki karlılık çıkması durumunda gelir/kurumlar vergisi matrahının takdirinde/tespitinde belgesiz maliyet verilmesi icap edebilmektedir. Katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde böyle bir durum söz konusu değildir. Şöyle ki, indirime konu belgelerin mevcut olmasına rağmen yasal defterlere kaydedilmemiş olması veya belgesiz alış veya maliyete ilişkin KDV’nin indirimi mümkün değildir. Bu durumlar için inceleme elemanının veya takdir komisyonunun her hangi bir takdir hakkı bulunmamaktadır.

3- Sonuç

7326 sayılı Kanun kapsamında 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 dönemleri için gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve gelir (stopaj) / kurumlar (stopaj) vergisi yönünden artırım bildirimde bulunulması imkân dâhilindedir.

Artırım kapsamındaki her dönem ve her vergi türü için artırımda bulunmak en garanti yoldur. Ancak her vergi türü ve dönemin ayrı ayrı önemi bulunmakla birlikte gelir/kurumlar vergisi veya katma değer vergisi yönünden sadece bir vergi türünden artırım tercih edilmesi halinde KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN artırımda bulunulmasının daha avantajlı olabileceği düşünülmektedir.

Kaynakça:

-  213 sayılı Kanun

-3065 sayılı Kanun

-7326 sayılı Kanun

-7326 sayılı Kanun Genel Tebliği

-(*)https://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/erhanselim/066/

23.06.2021

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM