1-Giriş
Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Mecliste görüşülmektedir.
Bir önceki makalemizde, kimlerin artırım hükümlerden yararlanamayacağı açıklanmıştı. Bu yazımızda ise; Tasarı metninde yer alan ‘matrah ve vergi artırımı’ ile ilgili hükümler uyarınca beyanname veren, ancak bu hükümlerden YARARLANDIRILAMAYANLAR adına tahakkuk eden vergilerin terkini veya iadesinin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili hususlara yer verilecektir.
2- Artırımdan Yararlandırılamayanların, Artırıma İlişkin Tahakkuk Eden Vergilerin Durumu Ne Olacak?
Bir önceki makalemizde de belirtildiği üzere, mükellefiyet kaydı olsun olmasın hemen hemen herkese(birkaç istisna mükellef grubu hariç) matrah ve vergi artırımından yararlanma imkanı verildiği anlaşılmıştır. Matrah ve vergi artırımı dışında tutulan bu mükellef grubu; sahte belge düzenleyicileri, terörden hüküm giyenler, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı bulunanlar, haklarında terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenlerdir. Ayrıca artırım hükümlerinden yararlananlar hakkında, 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında yapılacak incelemeler saklı tutulmuştur. Matrah ve vergi artırımı ile ilgili hükümlerden yararlanamayacak olanlardan pratikle en çok karşılaşılan mükellef grubu; sahte belge düzenleyicileridir.
Bilindiği üzere matrah ve vergi artırım hükümleri uyarınca, bazı mükellefin artırıma ilişkin beyanname vermeleri, bu hükümlerden yararlanacakları anlamına gelmemektedir. Vergi Barışı ile ilgili daha önce yayımlanan 6111 ve 6736 sayılı Kanunlara göre, sadece ilgili Kanunların yürürlüğe girdiği tarihten önce, vergi incelemesine yetkili olanlarca haklarında sahte belge düzenleme yönünden raporla bir tespit yapılan mükellefler, artırımda bulunmuş olsalar bile, artırım hükümlerinden yararlanamıyorlardı. Bu kapsamdaki mükelleflerin artırım nedeniyle tahakkuk eden vergilerin durumu ile ilgili olarak, 6736 sayılı Kanununda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemişken, 6111 sayılı Kanunun Genel Tebliğinde(Seri No.2) ise şu hükümlere yer verilmiştir.
4- 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" 6111 sayılı Kanunun 6, 7 ve 8 inci madde hükümlerine göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün bulunmadığından, bu mükelleflerin yapmış oldukları matrah ve vergi artırımı taleplerinin de kabul edilmemesi ve tahakkuk eden vergilerin terkin edilerek tahsil edilen tutarların kendilerine red ve iadesi gerekmektedir.
Öte yandan, hem 6111 sayılı Kanunda hem de 6736 sayılı Kanun ve Genel Tebliğlerinde yapılan düzenlemelerde, artırımdan faydalanabilmek için arıtım nedeniyle tahakkuk eden vergilerin ödenmesi şartı yoktu. Bu düzenlemelerde, artırım nedeniyle tahakkuk eden vergilerin ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde; ödeme tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsili gerekmekteydi.
Yeni getirilen düzenlemede; Kanunun 5’ inci maddesine ‘’…artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde,…’’ ibaresinin eklenmesiyle, ödeme şartı getirilmiş oldu. Yani matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilmek için, arıtım nedeniyle tahakkuk eden vergilerin ödenmesi şarttır. Ayrıca yeni Kanunla “Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.” Hükmü ihdas edilmiştir.
Kanunun, ‘matrah ve vergi artırımı’ ile ilgili hükümlerine göre beyanname veren ancak bu hükümlerden YARARLANDIRILAMAYAN mükellefler adına artırım nedeniyle tahakkuk eden vergilerin durumu ne olacağı önem arz etmektedir? Bu konuya ilişkin olarak 6111 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak çıkarılan Genel Tebliğde düzenleme yapılmış, ancak 6736 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak çıkarılan Genel Tebliğde düzenleme yapılmamıştı. Matrah ve vergi artırımı ile ilgili yeni Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanacak Genel Tebliğde, bu şekilde tahakkuk eden vergilerin ödenmesi veya terkini konusunda bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyiz. Bu konu ile ilgili olarak nasıl bir idari düzenleme yapılacağı bilinmemektedir. Kanaatimizce; yukarıda kapsamı belirtilen mükelleflerin(örneğin haklarında raporla tespit bulunan sahte belge düzenleyicilerinin) artırımından yararlanmaları mümkün bulunmadığından, bu mükelleflerin yapmış oldukları matrah ve vergi artırımı taleplerinin de kabul edilmemesi ve tahakkuk eden vergilerin terkin edilerek tahsil edilen tutarların kendilerine red ve iadesi gerektiğidir.
Diğer bir konu ise; mükelleflerin artırım beyanlarından vazgeçme durumları olabilir mi?. Kanunda bu konu ile ilgili de net bir belirleme yapılmamakla birlikle, daha önceki uygulamalar dikkate alındığında, artırım bildirimlerinin verilebileceği son güne kadar (-ki taslağa göre, 31.08.2018 tarihine kadar) mükelleflerin artırım bildirimini iptal ettirmek suretiyle yapmış oldukları artırımdan tamamen vazgeçebilecekleri düşünülmektedir.
3- Sonuç
Mecliste görüşülen ‘’Matrah ve vergi artırımı’’ ile ilgili hükümleri içeren Kanun tasarısı, daha önceki yıllarda bu konu ile ilgili yürürlüğe giren 6111/6736 sayılı Kanunlardan farklı sonuçlar içermektedir. Zira bu farklılıklardan bize göre en önemlisi, artırım hükümlerinden yararlan(a)mayanların durumudur.
Bu kapsamda, matrah ve vergi artımı hükümlerinden yararlanmaları mümkün olmadığı halde artırımda bulunan mükelleflerin, söz konusu artırımları ilişkin olarak tahakkuk eden vergilerinin ödenmesi veya terkini konusunda bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyiz.
Öte yandan, konuyla ilgili görüşümüz ise, 6111 sayılı Kanunun Genel Tebliğinde yer alan düzenlemeye benzer bir uygulama olup, artırım hükümlerinden yararlandırılamayan mükelleflerin, yapmış oldukları matrah ve vergi artırımı taleplerinin kabul edilmemesi ve tahakkuk eden vergilerin terkin edilerek tahsil edilen tutarların kendilerine red ve iadesi gerektiği yönündedir.
Ayrıca daha önceki uygulamalar dikkate alındığında, artırım bildirimlerinin verilebileceği son tarihe kadar (-ki taslağa göre, 31.08.2018 tarihine kadar) mükelleflerin artırım bildirimini iptal ettirmek suretiyle yapmış oldukları artırımdan tamamen vazgeçebilecekleri düşünülmektedir.
Kaynakça:
-Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı,
-6111 sayılı Kanun ve ilgili Genel Tebliğler,
-6736 sayılı Kanun ve ilgili Genel Tebliğler,
14.05.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.