I-GİRİŞ
Muhasebe tekniği; ticari bir işletme içerisinde oluşan mali işlemlerin, belirli prensipler çerçevesinde belirli hesap kalemleri ile oluşturulan bilgilerin ilgili kişi ve kurumlara aktarılmasıdır. Yapılan bu işlem ilk başta ortaklara bilgi vermek amacıyla yapıldıysa da daha sonraları kamu ve diğer bilgi kullanıcılarına bilgi verme zarureti ortaya çıkmıştır. Ticari işletmelerin faaliyet ve sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir bir muhasebesel işleyiş içerisinde olabilmesi için Maliye Bakanlığı’nın Vergi Usul Kanunu’nun 175 ve 257. Maddelerine dayanılarak 01.01.1994 hesap döneminden başlamak üzere Tekdüzen Hesap Planı uygulaması uygulanmaya başlanmıştır. Uygulamada gerçek ve tüzel işletmelerin muhasebe kayıt sistemini Tekdüzen Hesap Planı ve Açıklamalarına uygun muhasebe kayıtlarını tutması gerekirken vergi için muhasebe prensibini göz önüne alarak Tekdüzene uymamaktan cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu yazımızda Tekdüzen Muhasebe Sistemi ile vergi kanunları arasındaki uygulamada karşılaşılan sorunlarla ilgili muhasebe kayıtları ve açıklamaları yer alacaktır.
II-YASAL MEVZUAT
“1 sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile uygulamaya konulan muhasebe usul ve esasları, işletmelerin faaliyet sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi; mali tablolar aracılığıyla ilgililere sunulan bilgilerin tutarlılık ve mukayese edilebilirlik niteliklerini koruyarak gerçek durumu yansıtmasının sağlanması ve işletmelerde denetimin kolaylaştırılması amacıyla yapılmaktadır.
İşletmelerle doğrudan ilgili olan işletme sahip veya ortaklarının yanısıra o işletme ile ticari, mali ve ekonomik ilişkiler kuran işletmeler veya toplum bireyleri, kredi, finans ve yatırım kuruluşları ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşları işletmenin faaliyet ve sonuçları ile ilgilenmekte ve bu konuda sağlıklı ve güvenilir bilgi sahibi olmak istemektedirler. İşletmelerin faaliyet ve sonuçları konusunda bilgi kaynağı ise o işletmenin muhasebe kayıt ve belgeleri ile bunlara dayanılarak hazırlanmış mali tablolardır. Söz konusu düzenlenen muhasebe usul ve esasları dikkat edildiğinde vergi kanunlarındaki usul ve esaslarının ön planda tutulmaksızın yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Bu itibarla Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde vergi mevzuatına kıyasen farklılık gösteren düzenlemeler yer almaktadır.
Vergi mevzuatına göre alacak ve borç senetlerinin reeskonta tabi tutulması mükellefin isteğine bırakılmasına rağmen, 1 sıra numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğine göre reeskont işlemlerinin zorunlu olması veya vergi mevzuatında kıdem tazminatları için karşılık ayrılması öngörülmemişken Tebliğde, kıdem tazminatları karşılığı hesabının kullanılmasının zorunluluğu bu çelişkilere örnek olarak verilebilir.
Keza, alınan ya da verilen ileri tarihli çekler vergi uygulamasında normal çek olarak kabul edilirken, Muhasebe Sisteminde "özün önceliği kuralı" gereğince alacak ya da borç senedi olarak kabul edilmekte ve reeskonta tabi tutulmaktadır.
Bu itibarla, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile yapılan düzenlemeler, vergi mevzuatı ve uygulaması ile ilgili hiçbir hususu düzenlememekte veya değiştirmemektedir. Bu düzenlemeler sadece muhasebe sisteminin işleyişini açıklamaya yöneliktir. Mükelleflerin bu hususa özellikle dikkat etmeleri ve Tek Düzen Muhasebe Sisteminin bazen vergi mevzuatına aykırı hususları da içerdiğini gözden uzak tutmamaları gerekmektedir.
Buna göre, muhasebe usul ve esasları dikkate alınarak tanzim edilecek mali tablolarda yer alacak "Dönem Kâr'ı (Ticari Kâr) veya Zarar'ı ile vergiye matrah olacak Kar (Mali Kar) veya Zarar arasında meydana gelecek fark, bilanço ya da gelir tablosu üzerinde giderilmeyecek, vergiye tabi safi kazanç, mükellefler tarafından mali tablolar dışında hesaplanacaktır.” hükümleri yer almaktadır.
1 sıra numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin bilanço ve gelir tablosu ilkeleri incelendiğinde işletmelerin menkul kıymet, alacaklar, stoklar ve diğer dönem varlıklar içindeki ilgili kalemlerin için yapılacak değerleme sonucu gerekli karşılıkların ayrılması, alacak senetleri ve borç senetlerinin bilanço tarihindeki gerçeğe uygun değerleri ile gösterebilmek için reeskont hesaplanması, kıdem tazminatlarının ödeme yapılmadan karşılık yoluyla karşılık ayrılması, amortismana tabi sabit kıymetlerin tamamına kıst amortisman hesaplanması yıllara sari inşaat onarım işlemlerinde kar/zararın, işin bitirilmesini beklemeden, her dönem ayrı ayrı hesaplanması ve raporlanması örnek gösterilebilmektedir.
Nitekim işletmeler, vergisel etkileri gözetmeksizin raporlama işlemleri yapmalıdır. Vergi kanunları açısından vergiye tabi safi kazanç, mali kar’dır.
Mali kar, ticari işletmenin belli bir dönemdeki vergi mevzuatımız uyarınca tahakkuk eden gelirlerden yine vergi mevzuatımız gereği tahakkuk eden giderlerinin indirilmesi sonucu oluşan mali kar hesaplanmaktadır.
Ticari işletmeler, gelir tablosunda yer alan gelir, gider ve maliyet kayıtları dönem sonunda 690 Dönem Karı/Zararı hesabına aktarılmaktadır. Aktarılan bu kayıtlar Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği hükümlerine uygun olarak, vergi mevzuatını hükümleri gözetilmeksizin muhasebeleştirilmelidir. Muhasebesel yapılan kayıtlar işlemin yapıldığı tarihte eş zamanlı olarak Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (KKEG)’in bilgi mahiyetinde 9-Nazım Hesaplarda takip edilmesi gerekir.
“Gider, Vergi mevzuatımız açısından kabul edilir olsun veya olmasın, ait olduğu gider/maliyet grubunda kaydedilir. Örneğin, Pazarlama/Satış bölümüne ait bir taşıt için ödenen trafik para cezası işletme için gider’dir… Ancak bu gider Vergi Mevzuatımıza göre Mali Kâr/Zararın tespitinde (Vergi matrahının hesabında) kabul edilmemektedir. İşletme için gider olan bu tutarın muhasebe kaydı, Vergi Mevzuatımız hükümleri etkisinde kalmadan yapılır. Örneğimizde, ödenen trafik para cezası işletme kayıtlarında 760-Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri(-) hesabında ‘’gider’’ olarak kaydedilir. Bunun için 760 hesap altında
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler alt hesabı da açılamaz, çünkü bu harcama işletme için ‘’işletmenin kabul ettiği’’ giderdir…Vergi mevzuatımızın bu harcamayı gider kabul etmemesi, bu kayıt aşamasında işletmeyi ilgilendirmez.”(1)
Örnek olarak; aşağıda yer alan muhasebe kayıtlarının yapılması Tek Düzen Hesap Planı hükümlerine uygun olmaktadır.
------------------------------- / ---------------------------------
770 Genel Yönetim Giderleri
102 Bankalar
------------------------------- / ---------------------------------
950 KKEG
951 KKEG
------------------------------- / ---------------------------------
------------------------------- / ---------------------------------
760 Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri
102 Bankalar
------------------------------- / ---------------------------------
950 KKEG
951 KKEG
------------------------------- / ---------------------------------
III-UYGULAMADA VERGİ KANUNLARI GÖZETİLEREK DOĞRU BİLİNİP YANLIŞ YAPILAN UYGULAMALAR
a) 300/400 Banka Kredileri, 303 Uzun Vadeli Kredilerin Anapara Taksitleri ve Faizleri Tek Düzen Hesap Planına uygun kayıtları aşağıdaki gibi olmalıdır.
Örnek: Aylık ödemeleri (Ana para 5.000 TL + Faiz 400 TL) şeklinde olan ve 01/02/2014 de işletme kredisi olarak alınan 2 yıl vadeli 129.600 TL toplam ödemeli bir banka kredisiyle ilgili muhasebe kayıtları: (2)
-----------------------------------01/02/2014------------------------------------------------------
102-Bankalar 120.000
189-Gelecek aylara ait borçlanma maliyetleri* 4.400
289-Gelecek yıllara ait borçlanma maliyetleri* 5.200
400-Banka Kredileri 129.600
-------------------------------------------------- ------------------------------------------------------
· Tek Düzen Hesap Planında yer alan 180-Gelecek Aylara Ait Giderler hesabına ilişkin hesap planı açıklamasında’’Bu hesap peşin ödenen…giderleri izlemek için kullanılır.’’hükmü yer aldığından, bu örnekle ilgili uygulamada sıkça görülen 180-280 hesapların yerine 189-289 kodlu hesapların kullanılması tarafımızdan önerilmiştir…
-------------------------------Şubat/2014-Aralık/2014-----------------------------------------
780-Finansman giderleri 4.400
400-Banka Kredileri 59.400
189-Gelecek aylara ait borçlanma mal. 4.400
102-Bankalar 59.400
-----------------------------------31/12/2014----------------------------------------------------------
189-Gelecek aylara ait borçlanma maliyetleri 4.800
400-Banka Kredileri 64.800
289-Gelecek yıllara ait borçlanma mal. 4.800
303- Uzun Vadeli Kredilerin Anapara Taksitleri ve Faizleri 64.800
---------------------------------------------/------------------------------------------------------------
-------------------------------Ocak/2015-Aralık/2015-------------------------------------------
780-Finansman giderleri 4.800
303- Uzun Vadeli Kredilerin 64.800
Anapara Taksitleri ve Faizleri
189-Gelecek aylara ait borçlanma mal. 4.800
102-Bankalar 64.800
-----------------------------------31/12/2015-------------------------------------------------------
189-Gelecek aylara ait borçlanma maliyetleri 400
400-Banka Kredileri 5.400
289-Gelecek yıllara ait borçlanma mal. 400
303- Uzun Vadeli Kredilerin 5.400
Anapara Taksitleri ve Faizleri
-------------------------------------Ocak/2016----------------------------------------------------
780-Finansman giderleri 400
303- Uzun Vadeli Kredilerin 5.400
Anapara Taksitleri ve Faizleri
189-Gelecek aylara ait borçlanma mal. 400
102-Bankalar 5.400
-----------------------------------------/--------------------------------------------------------------
b) Özel Maliyetlere amortisman ayrılması Tek Düzen Muhasebe Uygulama Genel Tebliği Hesap Planı ve Vergi Usul Kanunu açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki kaydın yapılması daha doğru olacaktır.
Örnek; İşletme 8 yıllığına kiraladığı bir mağazaya asansör yaptırmaktadır. Anlaşma uyarınca satıcı asansörü 10.000 TL+ % 18 K.D.V. olarak fatura etmektedir. Fatura tutarı ve K.D.V. çekle ödenmektedir.
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
264 Özel Maliyetler 10.000,00
191 İndirilecek K.D.V. 1.800,00
103 Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri 11.800,00
-----------------------------------------/--------------------------------------------------------------
Özel Maliyetlerde amortisman uygulamasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 327. maddesinde Özel Maliyet Badelerinin İtfası "Gayrimenkullerin, elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının ve gemilerin iktisadî kıymetlerini artıran ve 272. maddede yazılı özel maliyet bedelleri, kira veya işletme hakkı süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir. Kira veya işletme hakkı süresi dolmadan, kiralanan veya işletme hakkı alınan şeyin boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebepten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılır." şeklinde açıklanmıştır. Tek düzen muhasebe sistemi açısından Özel Maliyetlerin “Yapılan harcamalar kira süresi içerisinde, kira süresinin 5 yıldan fazla olması durumunda da beş yılda eşit tutarlarla, amorti edilir. hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki hüküm ve açıklalar uyarınca özel maliyetlerin amortisman hesaplamasında aşağıdaki muhasebe kaydının yapılması daha doğru olacaktır.
Yukarıdaki örnekte yer alan örnek uyarınca Özel Maliyetin bedelinin 10.000 TL olduğunu ve V.U.K açısından 8 yılda amorti edileceği, ancak tek düzen muhasebe sistemine uygun olması için özel maliyetin 5 yılda amorti edilmesi gerekmektedir. Aşağıdaki kayıtta 1. yılın amortismanı gösterilmektedir.
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
770 Genel Yönetim Giderleri 2.000,00
268 Birikmiş Amortisman 2.00,00
TDHP uygun kayıt
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
950 KKEG 1.250,00
951 KKEG 1.250,00
V.U.K. hükümleri açısından kanunen kabul edilmeyen amortisman bedeli
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
Yukarıdaki örnekte görüleceği üzere TDHP uyum adına amortisman 2.000,00 TL gider yazılmaktadır. Ancak V.U.K. hükümleri uyarınca özel maliyet bedeli 8 yılda amorti edileceğinden 1.250,00 TL kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Sonuç olarak hem vergi kanunları açısından hem de Tek düzen muhasebe uygulama genel tebliğine uygun kayıt yapılmaktadır.
c) Tek düzen hesap planında yer alıp birçok işletmenin kullanmadığı gelecek yıllar ihtiyacı için stok alınması gereken hesap aşağıdaki örnekte açıklanmıştır.
Örnek: İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletme gelecek yıl inşaatına başlayacağı bina için inşaat malzemesi satın almıştır. Bu malzemeler için için 9.000 TL+ % 18 KDV bedeli banka aracılığıyla ödemesini yapmıştır.(4)
-Satın alma
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
293 Gelecek Yıllar İhtiyacı Stoklar 9.000,00
191 İndirilecek K.D.V. 1.620,00
268 Birikmiş Amortisman 11.620,00
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
-Yıl sonunda
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
150 İlk Madde ve Malzeme Stokları 9.000,00
293 Gelecek Yıllar İhtiyacı Stoklar 9.000,00
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
d) İşletmelerin aktiflerine kayıtlı olan niteliğini kaybeden ilk madde ve malzeme, ticari emtia ve sabit kıymetlerde hurdaya ayrılan maddi duran varlıklar bulunmaktadır. Bu varlıkların ilgili bulundukları hesaplardan çıkarılması ve aşağıda yer alan örnekteki gibi 294 Elden çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar hesabında izlenmesi Tek Düzen Muhasebe Uygulama Genel Tebliği açısından daha doğru olacaktır.
Örnek; İşletmenin malzeme ambarında bulunan 1.250 TL. lik yedek parçanın, ilgili olduğu makinenin hurdaya ayrılması nedeniyle, işletmede kullanılma niteliğini yitirdiği görülüyor ve satılarak tasfiyesi kararlaştırılıyor.
Daha sonra söz konusu yedek parçalardan 900 TL.lik bölümü 750 TL.ye satılıyor, 350 TL.lik bölümünün ise satış yeteneği olmadığı görülüyor ve imha ediliyor.
- Yedek parçaların stok hesaplarından çıkarılması
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
294 Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar 1.250,00
150 İlk Madde ve Malzeme 1.250,00
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
- Yedek parçaların satılması
-----------------------------------------/---------------------------------------------------------
100 Kasa 885,00
689 Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar 150,00
294 Elden Çıkarılacak Stoklar
ve Maddi Duran Varlıklar 900,00
391 Hesaplanan K.D.V. 135,00
-----------------------------------------/-------------------------------------------------------------
- Satılabilme yeteneğini yitiren yedek parçanın imha edilmesi
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
689 Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar 350,00
294 Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar 350,00
-------------------------------------/---------------------------------------------------------
Yukarıdaki örnekleri çoğaltmak mümkündür. İşletmelerin muhasebe kayıtlarını yaparken Muhasebe Uygulama Genel Tebliğindeki hükümleri göz önünde bulundurması gereklidir. Nitekim son dönemlerde tek düzen hesap planına uymamaktan dolayı işletmeler vergi cezalarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Vergi İnceleme elemanlarının yazmış olduğu vergi teknik raporlarına ilişkin kestikleri usulsüzlük cezalarının yargı makamları tarafından da onaylanmaktadır. Yargı kararı örnekleri aşağıdaki gibidir.
"213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353 üncü maddesinin 6 numaralı bendinde, bu kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür. Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı hakkında hukuken geçerli bir tespitin bulunması, beyanname eki tabloların hangi yönlerden standarda uygun olmadığının açık bir biçimde ortaya konulması gerekmektedir. Olayda ise böyle somut bir tespit olmayıp, sadece 1 no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğindeki usul ve esaslara uyulmadığı belirtilerek özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Bu durumda: özel usulsüzlük cezasının kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine ilişkin koşulları düzenleyen yasa hükmünde belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmediğinden, idari cezalar için de geçerli olan “cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı” genel ilkesi karşısında cezanın kesilmesi mümkün değildir. Buna rağmen özel usulsüzlük cezasına yönelik davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.” (Danıştay 4. Dairesinin 17.02.1998 tarih ve E: 1997/1182, K: 1998/565 sayılı kararı)
"213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/6. Maddesinde bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara (2010 yılı için ) 3.500.00-TL özel usulsüzlük cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Vakıfbank .... Şubesinde ..... nolu hesabını, bu hesaba şirket kasasından para yatırılma ve bu hesaptan ücret ödemeleri gerçekleştirme mevcut olmasına rağmen yasal defter ve kayıtlarda kullanmadığı, ücret ödemelerinin şirket kasasından yapılmış gibi gösterildiği, gerçekleşen ücret tahakkukları karşılığında personele olan borçlar için 335-Personele Borçlar hesabının kullanılmadığı, borcun 100-Kasa hesabına alacak kaydı yapılarak muhasebeleştirildiği tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymadığından bahisle 213 sayılı Kanun’un 353/6. Maddesi uyarınca 3.500.00-TL özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 2010 takvim yılına ilişkin işlemleri incelenen davacı şirket adına, hesap döneminin kapanmasından sonra 09.05.2013 tarihinde düzenlenen inceleme raporuyla tek düzen hesap planına uymadığından bahisle 253. Madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesi, maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden, kesilen cezadan mevzuata uyarlık görülmediği yönünde hüküm kurulmuş ise de; 213 sayılı Kanunun 353. Maddesinde öngörülen düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme dönemlerindeki işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlandığından ve mükellefin hesap düzenine uyup uymadığının tespiti ancak hesap döneminin kapanması sonrasında yapılacak inceleme sonucunda mümkün olacağından, Mahkemenin bu yöndeki kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, davacı şirketin Vakıfbank ... Şubesinde ... nolu hesabını, bu hesaba şirket kasasından para yatırılma ve bu hesaptan ücret ödemeleri gerçekleştirme mevcut olmasına rağmen yasal defter ve kayıtlarında kullanmadığı, ücret ödemelerinin şirket kasasından yapılmış gibi gösterildiği, gerçekleşen ücret tahakkukları karşılığında personele olan borçlar için 335-Personele Borçlar hesabının kullanılmadığı, borcun 100-Kasa hesabına alacak kaydı yaparak muhasebeleştirdiği, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymadığı hususu inceleme raporu ile sabit olduğundan, 213 sayılı Kanun’un 353/6. Maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık görülmüştür." (Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul)'nin 09.06.2014 tarihli ve E.2014/5685, K.2014/5303 sayılı Kararı)
"VUK'nun 353/6. maddesinde, mükelleflerin uyması gereken usul hükümlerine uymamasının özel usulsüzlük cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiş olup, bu cezanın uygulanması için vergi ziyaına sebebiyet verilmesi aranılmamıştır. Kaldı ki, vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda özel usulsüzlük değil, vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmektedir. Bu durumda, 2010 yılına ilişkin olarak 1 No.lu Muhasebe Uygulama Genel Tebliği'ne uygun olarak kayıt yapmadığı tespit edilen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır." (Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul)'nin 29.04.2015 tarihli ve E.2015/1298, K.2015/2531 sayılı Kararı, Ankara 5. Vergi Mahkemesi'nin 24.10.2014 tarihli ve E.2014/1525, K.2014/1598 sayılı kararı)(3)
IV-SONUÇ
İşletmelerin faaliyet ve sonuçları konusunda bilgi kaynağı ise o işletmenin muhasebe kayıt ve belgeleri ile bunlara dayanılarak hazırlanmış mali tablolardır. Söz konusu düzenlenen muhasebe usul ve esasları dikkat edildiğinde vergi kanunlarındaki usul ve esaslarının ön planda tutulmaksızın yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra tek düzen muhasebe hesap planında kanunen kabul edilmeyen giderlerin yer almaması gerektiği ve vergi kanunları açısından kabul edilmeyen giderlerin nazım hesaplarda takip edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. İşletmeler muhasebe kayıtlarını vergi kanunları hükümleri gereği tutması gerektiğini düşünürken tek düzene uymamaktan cezalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunun için muhasebe kayıtlarını TDMUGT (Tek Düzen Muhasebe Uygulama Genel Tebliği) hükümlerine uygun bir şekilde tutmaları gerekmektedir.
13.05.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.