07.12.2019 Tarihli ve 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" (Torba Kanun) ile vergi sistemimiz içerisinde 3 yeni vergi türü, uygulamaya sokulmuş, VUK ve GVK gibi başlıca vergi kanunlarında esaslı değişiklik ve yenilikler yapılmıştır.
7194 sayılı Torba Kanun ile münhasıran 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’muzda getirilen düzenlemelere ilişkin açıklamalar bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
VUK’un 160. maddesinden sonra gelmek üzere “Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini” başlıklı 160/A maddesi eklenmiştir. Buna göre;
gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edilecek ve bunlar nezdinde yoklama yapılacaktır.
Bakanlığın belirleyeceği esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edilecek ve bu durum mükellefe tebliğ edilecektir.
Mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilenler, terkine ilişkin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyet, terkin tarihi itibariyle yeniden tesis edilir.
Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir.
Mükellefiyeti terkin edilenler ve VUK md. 153/A bunlarla ilişkili kişilerin işe başlama bildiriminde bulunmaları halinde, bu kişiler hakkında mükellefiyet tesis edilebilmesi için;
Mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde, sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit olunursa, başka bir faaliyetinin olup olmadığına göre alınan teminat md. 153/A kapsamında, doğan borçlar dahil vergi borçlarına mahsup edilerek artan tutar iade olunacaktır.
Anılan düzenleme ile vergi sistemimizde, belge düzeninin sağlanmasında ve vergi kaybının önlenmesinde en büyük tehlike sahte belge düzenleme/kullanma fiillerinin yaygınlaşmasının önüne geçmek için mevcut mükellefiyetin terkin nedenlerine, bir yenisi eklenmiştir. Ancak bu yetki diğerlerine kıyasla en öncül olma özelliği taşımaktadır.
Sahte fatura düzenleyenin piyasada yapacağı tahribin zaman kaybetmeden önlenmesi amacıyla vergi dairesine re’sen terkin işlemlerinde uygulanması için yeni esaslar getirilmektedir. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ihtimali olan mükelleflerin takibinde risk analiz çalışmalarından etkin olarak yararlanılması, riskli mükelleflerin hızlı şekilde takibinin yapılması öngörülmektedir. Bu amaçla Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen riskli mükelleflerin fatura ve fatura yerine geçen belgeleri elektronik olarak düzenleme zorunluluğu getirilmektedir.
Torba kanun ile VUK md. 370’te düzenlenen “İzaha Davet” müessesesinde değişiklik yapılmıştır.
“…her bir belge itibarıyla 50 bin (504 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2019'dan itibaren 70.000 TL) Türk lirasını geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5'ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir.” şartı, “…bir takvim yılında 100 bin Türk Lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5 ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Eski düzenlemede her bir SMİYB tutarı için bir üst sınır belirlenmiş iken bu düzenleme ile yıllık bazda bir üst sınır belirlenmiş ve mükelleflerin kullandıkları sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge tutarının yıllık toplamının 100 Bin TL’yi aşmamış olması veya bu tutarı geçse dahi ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5 ini aşmamış olması, izaha davet müessesesinden yaralanmak için engel teşkil etmeyecektir.
Anılan düzenlemeler uyarınca izaha davet yazısının kabul edilmemesi üzerine mükellef 30 gün içinde eksik beyanlarını tamamlar, vadesi geçmiş vergilerini gecikme zammıyla birlikte öderse vergi ziyaı cezasının %20 oranında kesilecektir.
Torba Kanun ile VUK’un “Vergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirme” başlıklı 376. maddesinin birinci fıkrası tamamen aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Mükellef veya vergi sorumlusu;
1.İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren 3 ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanı yarısı,
2. Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının % 75’ini bu Kanunun ek 8 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın % 25’i indirilir.”
Eski düzenlemeden farklı olarak yeni düzenlemede vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirim oranı arasındaki fark kaldırılmış, vadesinde ödenmesi halinde tüm cezalar açısından indirim oranı % 50 olarak belirlenmiştir.
Yeni düzenlemede ayrıca uzlaşma yapılması durumunda üzerinde uzlaşılan vergi farkının ve vergi ziyaı cezasının Ek-8. maddeye göre 1 ay içinde ödenmesi durumunda vergi ziyaı cezasının % 25’inin alınmasından vazgeçiliyor.
Torba Kanun ile VUK’un mülga 379. Maddesinde “Kanun yolundan vazgeçme” müessesesi düzenlenmiştir.
Buna göre, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
Mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibariyle başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edecektir.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenecektir. Tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarında %20 oranında indirim yapılır. Tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında ise indirim yapılmayacaktır. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olacaktır. Söz konusu dilekçe vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilecek ve ihtilaf sürdürülmeyecektir. Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmeyecek ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacaktır.
Kanun Yolundan Vazgeçilmesi Durumunda Hesaplanacak Gecikme Faizi:
Torba kanun ile vergi kanunlarında gecikme faizi uygulamasını düzenleyen 213 sayılı VUK’un 112. maddesinin 3. fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“c-379 ncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarihe kadar”
Bu eklenen bentte; gecikme faizinin kanun yolundan vazgeçme durumunda hangi süreler için hesaplanacağını açıklanmaktadır.
Torba kanun ile tarhiyat sonrası uzlaşma müessesesinin düzenlendiği VUK’un “Uzlaşmanın Konusu, Kapsamı, Komisyonlar ve Şekli” başlıklı Ek-1.maddesinin parantez içi hüküm değiştirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeyle, VUK’un 359. Maddesinde yer alan fiillerle vergiyi ziyaa uğrattığı tespit olunan mükellefler hakkında, Kanunun Md. 370 kapsamında yapılan ön tespit işlemleri sonucu kesilen vergi ziyaı cezası, uzlaşma konusu yapılamayacaktır. Dolayısıyla kendisine ön tespit yazısı gönderilen mükellefler, uzlaşma müessesesinden yararlanamayacaktır.
Torba Kanun ile VUK’un Ek-9.Maddesi yeniden düzenlenmiş, uzlaşılan vergi cezalarına, VUK’un md. 376 kapsamında indirim hakkı getirilmiştir.
Bilindiği üzere eski düzenlemede, uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında md. 376 hükümlerinin; hakkında md. 376 hükümleri uygulanan vergi ve cezalar için ise Ek-9 hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştı. Ancak, ceza muhatabının, uzlaşma tutanağını imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyanla hadiseye 376’ya taşıma imkânı mevcuttu.
Yeni düzenlemeyle birlikte, uzlaşmanın vaki olması durumunda mükellefin üzerinde uzlaşılan vergi ve cezayı uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren 1 ay içinde ödemesi durumunda üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin tahsilinden vazgeçilmektedir.
10.12.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.