7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 06/04/2018 tarihli ve 30383 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu Kanun ile aşağıdaki kanunlarımızda değişiklikler yapılmıştır.
Mezkûr torba yasa kapsamında yukarı yer alan kanunlarda yapılan değişikliklere ilişkin değerlendirme ve açıklamalarımız daha önceki 1, 2 ve 3. Bölüm yazılarımızda yer verilmişti. Bu defa kalan Torba Yasada yapılan diğer düzenlemelere ilişkin değerlendirmelerimize yer verilecektir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 10’uncu maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 32’nci maddesinin birinci fıkrasına “indirilemeyen Katma Değer Vergisi,” ibaresinden sonra gelmek üzere “işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla” ibaresi eklenmiş ve üçüncü fıkrasında yer alan “sınırlayabilir.” ibaresi “sınırlamaya; imalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen katma değer vergisi yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırmaya yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre, 2018 hesap dönemi içerisinde, mezkûr Kanun’un 11/a madde hükmü uyarınca ihracattan doğan Kdv iade alacağında, mükellef öncesinde yalnızca 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde(31.12.2022 tarihine kadar) istediği zaman iade talep etme hakkı var iken şimdi, ihracatın gerçekleştiği 2018 hesap dönemini izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar, yani 31.12.2020 tarihine kadar talep edilmesi şartı getirilmiştir.
Torba Kanun’da bu düzenlemenin yürürlük tarihi 01.01.2019 olarak belirtilmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 10’uncu maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 32’nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “sınırlayabilir.” ibaresi “sınırlamaya; imalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen katma değer vergisi yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırmaya yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Ayrıca mezkûr Kanun’un 11’inci maddesi ile Bakanlar Kurulu’nun yetki maddesini düzenleyen 3065 sayılı Kanunun 36’ncı maddesinin birinci fıkrasına “mal veya hizmetleri belirlemeye” ibaresinden sonra gelmek üzere “süresi içinde iadesi talep edilmeyen ve indirim yoluyla giderilmek üzere sonraki dönemlere devrolunan katma değer vergisinin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılmasına imkân vermeye, iade talebinde bulunulabilecek asgari tutarı belirlemeye” ibaresi ile maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Maliye Bakanlığı; mükellefiyet süresi, çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri esas alarak mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri tespit etmeye, iade alacağının mahsup edileceği vergi borçları ile iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Söz konusu yetki düzenlemesi, bu Kanunun yayımlandığı 06.04.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 12’nci maddesi ile 3065 sayılı Kanunun mülga 38 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Hasılat esaslı vergilendirme
MADDE 38- Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde vergiye tabi işlemlerin karşılığını teşkil eden (katma değer vergisi dâhil) bedel üzerinden, bu Kanunun 28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı geçmemek üzere, Bakanlar Kurulunca ilgili sektör veya meslek grubu için belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesapladıkları katma değer vergisini, indirilecek katma değer vergisi ile ilişkilendirmeksizin beyan ederek öderler.
Birinci fıkra kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir olarak dikkate alırlar. Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamazlar. Bakanlar Kurulu Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinden, yıllık iş hacimleri Vergi Usul Kanununun 178 inci maddesine göre ikinci sınıf tüccarlar için geçerli olan haddin iki katına kadar olanları, hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına almaya, Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Yapılan bu düzenleme ile Kdv işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacaktır.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre, vergilendirilen mükelleflerin kazancının tespitinde, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen Kdv ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri Kdv işleminin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları Kdv ise gelir olarak dikkate alınacaktır.
Bu uygulamadan sadece;
Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde yararlanacaktır.
Bakanlar Kurulu, VUK hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinden, yıllık iş hacimleri ikinci sınıf tüccarlar için geçerli olan haddin iki katına kadar olanları, hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına almaya yetkilidir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamayacaktır.
Torba Kanun’da bu düzenlemenin yürürlük tarihi 01.01.2019 olarak belirtilmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 46’ncı maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Maliye ve Gümrük Bakanlığı” ibaresi “Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu uyarınca işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin ödeme zamanını, beyannamenin verildiği ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar uzatmaya” şeklinde değiştirilmiştir.
Torba Kanun’da bu düzenlemenin yürürlük tarihi 01.01.2019 olarak belirtilmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 14’üncü maddesi ile 3065 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci paragrafına “internet,” ibaresinden sonra gelmek üzere “oyun,” ibaresi eklenmiştir.
Buna göre; 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden müstesna olacaktır.
Ayrıca mezkûr geçici 20’nci maddenin son paragrafına “Bu kapsamda istisna edilen işlemler bakımından bu Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanmaz.” Hükmü eklenmek suretiyle, bu bölgede üretilen ve istisna uygulamasına konu oyun yazılımlarının imali safhasında programın bünyesine giren Kdv’lerin indirim konusu yapılabilecek olması, söz konusu istisnanın tam istisna niteliğinde olduğu göstermektedir.
Torba Kanun’da bu düzenlemenin yürürlük tarihi 01.01.2019 olarak belirtilmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 15’inci maddesi ile 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Bir takvim” ibaresi “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı ile bir takvim” şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan mezkûr Torba Yasa’nın 18’inci maddesi ile 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 88- Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların, bu maddenin yürürlük tarihinden önce elden çıkarılmasından doğan kazanç ve işlemlerle ilgili olarak vergi incelemeleri veya takdir işlemlerine istinaden herhangi bir vergi tarhiyatı yapılmaz, vergi cezası kesilmez, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan ve kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmez.”
Böylece hem, taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının tamamı, plakaların elde tutulma süresi gibi şartlar aranmaksızın muafiyet ve istisna kapsamına alınmış ve hem de bu konuda daha önce yapılan vergi incelemeleri neticesinde tahakkuk ettirilen vergiler, cezalar, ödemesi yapılmamış olmak ve varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla terkin edilmiş ve vergi incelemeleri de dahil olmak üzere diğer yaptırımlardan arındırılmıştır.
Ayrıca mezkûr Torba Yasa’nın 21’inci maddesi ile 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı Tarifenin “I. Değer veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:” başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasına son paragraftan önce gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların devrine ilişkin işlemlerde, alım satım bedeli üzerinden (Alınacak harcın miktarında, bu fıkrada düzenlenen üst sınır dikkate alınmaz.) (Binde 30)”
Buna göre ticari plakaların devrine ilişkin kâğıtlarla ilgili işlemlerden alınacak noter harcının hesabında alım satım bedeli üzerinden Binde 30 oranında harç hesaplanacaktır. Fakat mevcut fıkrada 2018 yılı için 38.470,00 TL olarak belirlenen üst sınır, harç tutarı hesaplanırken dikkate alınmayacak ve alım satım bedelinin binde otuzuna tekabül eden tutar noter harcı olarak ilgililerden tahsil edilecektir.
Söz konusu düzenleme, bu Kanunun yayımlandığı 06.04.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 19’uncu maddesi ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 140’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6. İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir, tam ve sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise iki ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri alırlar.”
Bu düzenleme ile tam ve sınırlı incelemelerde uygulanmakta olan süre sınırı aynen korunmuş ancak daha öncesinde sınırlı inceleme olarak kabul edilen ve 6 ay süre verilen Kdv iade incelemeleri için ayrı bir zaman kısıtına yasa maddesinde yer verilmiştir.
Buna göre katma değer vergisi iade incelemelerinin en fazla üç ay içinde bitirilmesi esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilecek ancak bu süre iki ayı geçmeyecektir. Dolayısıyla, Kdv iade incelemelerinde kanunui inceleme süresi ek süre dahil toplam 5 ayı geçemeyecektir.
Yapılan bu düzenleme, 01.01.2019 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin yapılacak incelemelerde uygulanmak üzere 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.
7104 sayılı Torba Kanunu’nun 20’nci maddesi ile 213 sayılı Kanunun 256’ncı maddesinin son cümlesinde yer alan; “tasdike” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 3568 sayılı Kanunun 8/A maddesi uyarınca düzenlenecek katma değer vergisi iadesine dayanak teşkil eden rapora” ibaresi ve “yeminli mali müşavirler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve serbest muhasebeci mali müşavirler” ibaresi eklenmiştir.
Böylece, SMMM’ler Kdv iade konularıyla sınırlı olarak karşıt inceleme yapma yetkisi verilmiştir.
Ayrıca mezkur Torba Kanunu’nun 23’üncü maddesi ile 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 8’inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 8/A maddesi eklenmiştir.
“Serbest muhasebeci mali müşavirlere rapor düzenlettirme yetkisi ve sorumluluk
MADDE 8/A- Maliye Bakanlığı, bu Kanun kapsamında yetki almış serbest muhasebeci mali müşavirlere, beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflerle sınırlı olmak kaydıyla, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlettirmeye, bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türlerini ve azami iade tutarlarını tespite, rapor düzenleme yetkisini, belirleyeceği usul ve esaslara göre yapılan eğitimlere katılma ve başarılı olma şartına bağlamaya ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Serbest muhasebeci mali müşavirler, iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumludurlar. Düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Anılan madde düzenlemesi dikkate alındığında;
tespite yetkili olduğu,
Görülmekte ve anlaşılmaktadır.
06/04/2018 tarihli ve 30383 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da yapılan temel vergi kanunlarımıza ilişkin düzenlemeler, bu Kanun’un 29’ncu maddesinde belirtilen tarihlerde yürürlüğe girmiştir.
Yapılan düzenlemelere ilişkin olarak değişiklikler Kanun’da yer aldığı şekliyle, kanunun lafzi yorumuna bağlı kalarak değerlendirme konusu yapılmıştır.
Ancak bilinmelidir ki, yapılan düzenlemelere ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak Tebliğ düzenlemeleri ile netlik kazanacaktır.
20.04.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.