İş Kanunumuzda düzenleme olmasa da feshin son çare olması ilkesi mucibince; işçinin akde aykırı davranışlarının varlığı halinde işverence iş akdinin feshedileceğinin kendisine bildirilmesine ihtar denilmektedir.
İşçiler, iş yerindeki davranış ve verimsizliği ile ilgili sürekli takip edilmekte ve hatalı davranışları nedeniyle tutanak tutulmaktadır. Kanunda açık bir düzenleme bulunmadığından işçi hakkında tutanak tutulup ihtar verilirken ayrıca savunmasının alınmasına gerek yoktur. Ancak iş akdinin feshi söz konusu ise fesihten önce yazılı savunması mutlaka alınmalıdır.
İş akdinin; işçinin davranışı nedeniyle geçerli nedenle feshedilebilmesi için, işçinin kendisine verilen ihtardan sonra tekrar ihlal davranışında bulunması gerekir. Eğer ilk ihtarda işçinin iş akdi savunması alınarak feshedilmemişse ikinci defa yükümlülük ihlali yoksa ihtara konu ilk davranışı nedeniyle iş akdi feshedilemez.
Nitekim bu konuda Yargıtay 9.Hukuk Dairesi bir kararında, “İş sözleşmesinin işçinin davranışları nedeniyle geçerli bir şekilde feshedilebilmesi için, işçinin kendisine verilen ihtardan sonra bir kez daha yükümlülüğünü ihlal teşkil eden davranışta bulunması gerekir. İşçiye verilen ihtardan sonra yeni bir yükümlülük ihlali meydana gelmemişse, sırf ihtara konu olan davranışa dayanılarak iş sözleşmesi geçerli bir nedenle feshedilemez. Çünkü ihtarın verilmesiyle işveren, ihtara konu olan davranış nedeniyle iş sözleşmesini feshetme hakkından örtülü olarak feragat etmiş sayılır” denilmektedir. (2018/3767 E. 2018/22771 K. 10.12.2018)
Sonuç olarak işverence işçinin doğrudan savunmasını almak yerine davranış ve yetersizliğini gidermesi için ihtar verilebilir. Ancak aynı durumun ihlalinin sürmesi halinde ihtardan ari olarak fesihten önce işçinin savunmasının alınması şarttır.
30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş akdinin, işçinin davranışı ve verimsizliği nedeniyle işveren tarafından sona erdirilmeden kanunen tanınması gereken savunma hakkı, objektif iyi niyet kurallarına göre akdin devamı imkânı olup olmadığını değerlendirmek bakımından son derece önemlidir. İşçiye fesih bildirimi öncesinde savunma hakkı verilmemesi, yapılacak feshi geçersiz kılacaktır.
Bu kapsamda işveren, işçinin işteki olumsuz davranış ve verimsizliğine ilişkin belirsiz süreli iş akdini savunmasını almadan feshedemez. Fesih sırasında ya da fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Kaldı ki, ihbar önel süresi fesihten sonraki bir süre olması hasebiyle ihbar süresi içinde alınan savunma feshin geçersiz olması sonucunu doğurur. (Yargıtay 9.HD.2007/26078 E. 2008/3420 K. 04.03.2008)
İşçi, işveren tarafından savunmaya davet edildiğinde savunma yazısını almaktan veya devamında savunma vermek istemeyebilir. Bu durumda 4857 sayılı Kanunun 109.maddesine göre işverence savunma talep yazısı ve işçinin imzadan imtina ettiğine dair tutanak düzenlenerek bu tutanaklar tanıklar tarafından imza altına alınmalıdır. Fesihten sonra yargılama sırasında tutanak tanıklarının dinletilmesi ispat ve feshin geçerliliği/geçersizliği açısından önemlidir.
Yargıtay 9.HD. 2006/12566 E. 2006/15486 K. 29.05.2006 tarihli kararında, işçi savunma yazısını tebliğden kaçınmış ve savunma vermeyeceğini belirtmişse savunma için verilen makul sürenin beklenmesine gerek olmadığına karar vermiştir.
Ayrıca işçiden noter marifeti veya iadeli taahhütlü mektup ile savunma talep edilmiş ve işçiden karşı cevap gelmemişse bu tebligat evrakları da işçinin dosyasına konulmalıdır.
Haklı nedenle fesih hakkının kullanılması için İş Kanunun 26.maddesinde, 6 iş günlük ve 1 yıllık hak düşürücü süre olmasına rağmen geçerli nedenle fesihte işçinin savunmasının alınmasından ne kadar süre sonra akdin feshedileceğine ait somut bir düzenleme yoktur.
Lakin yargıtay; savunma alındıktan sonra feshe karar verilmişse makul bir süre içinde akdin feshedilmesi gerektiğini, aksi halde feshin geçersiz sayılacağına karar vermiş ve makul sürenin 3 ay gibi uzun bir süre olamayacağı şerhini düşmüştür. (Yargıtay 9.HD. 2016/16588 E. 2017/11110 K. 22.06.2017)
İşveren; işçinin davranışına göre, savunmasını almadan İş Kanunun 25/2.maddesindeki şartlardan birini ileri sürerek iş akdini haklı nedenle feshetmesine rağmen, mahkeme işçinin feshe konu olumsuz davranışını somut olayın durumuna göre haklı fesih değil, geçerli fesih olarak değerlendirebilmektedir.
Bu kapsamda yerel mahkeme; işverence yazılı fesih bildiriminde bulunulmadığı ve işçinin savunmasının alınmadığı ve feshin haklı sebebe dayandığının davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar vermiştir.
İşveren savunma dilekçesinde; iş yerinde proje yöneticisi olarak çalışan davacı işçinin, iş saatlerinde dışarıya proje yaptığı ve asli işlerini aksattığı, kendisinden bilgi ve belge istenmesine rağmen geçerli bir mazeret sunmaması üzerine ise doğruluk ve bağlılığa uymayarak işverenin güvenini kötüye kullandığı gerekçesiyle iş akdini feshettiğini belirtmiştir.
Yargıtay, somut olayda işçinin bu eylemlerinin çalışma saatlerindeki performansını olumsuz etkilediği ve iş yerindeki çalışma düzenini bozduğu, haklı sebep kadar ağır olmamakla birlikle geçerli fesih sebebi teşkil ettiğinin kabulü gerektiğini ve bu durumda işverenden iş ilişkisini sürdürmesinin beklenemeyeceğini ve dolayısıyla işçinin işe iade talebinin reddine karar vermiştir. (22.HD.2015/18519 E. 2015/24320 K. 07.09.2015)
06.11.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.