Eylül ayının gelmesiyle öğrenciler ve öğretmenler için 2023-2024 eğitim öğretim yılı hazırlıkları da başladı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan takvime göre 11 Eylül 2023 tarihinde başlayıp 14 Haziran 2024 tarihinde sona erecek bu eğitim öğretim yılında da öğrenciler devlet okullarında veya özel okullarda öğrenimlerine devam ederken, sayıları yüzbinleri bulan özel okul öğretmeni de 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında görev yapacaklardır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2021-2022 eğitim öğretim yılına ilişkin olarak açıklanan verilere göre, yaklaşık olarak, 14.179 özel okulda 163.975 öğretmen görev yaparken bugün bu sayının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu yazıda, ilgili Kanunlar kapsamında görev yapan özel okul öğretmenlerinin ücret ve diğer özlük haklarına ilişkin dikkat edilmesi gereken noktalara değinilecektir.
Özel okul öğretmenlerinin özlük hakları hususu 5580 sayılı Kanunun 9. maddesinde ve Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 43. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki mevzuat hükmü de özel okul öğretmenlerinin özlük hakları kapsamında 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle gerek ilgili mevzuat hükümleri gerekse İş Kanunu çerçevesinde özel okul öğretmenlerinin ücret ve ücrete ilişkin haklarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1. 5580 sayılı Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrası 2014 yılında kaldırılmadan önce özel okul öğretmenlerine ödenmesi gereken aylık ücretin, resmi okullarda görev yapan dengi öğretmenlere ödenen aylık ücretten az olması mümkün değildi. Ancak ilgili fıkranın kaldırılmasından sonra artık aylık ücret konusunda İş Kanunu md. 39’da yer alan asgari ücret şartı dışında bu şekilde bağlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır.
Bununla birlikte 9. maddenin 3. fıkrası gereği bütçe kanunlarıyla resmi okul öğretmen ve personeline sağlanan sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, eksiksiz olarak, özel okul öğretmen ve personeline de ödenmek durumundadır. Söz konusu ek ödemeler, 657 sayılı Devler Memurları Kanununun Ek 32. maddesinde düzenlenen öğretim yılına hazırlık ödeneği ile “Sosyal Haklar ve Yardımlar” başlıklı 4. Kısımda yer alan aile yardımı ve ölüm yardımından oluşmaktadır.
2. Özel okul öğretmenlerinin ücrete ilişkin haklarının diğer bir yönünü ise ek ders ücretleri oluşturmaktadır. 5580 sayılı Kanun md.9/4; “Kurumlardaki ek ders ücreti miktarı, resmî okullar için tespit edilen miktardan az olamaz.” hükmünde olup Yönetmeliğin 26. maddesinin 4. fıkrası ise; “Okullarda görevli öğretmenler ile uzman öğreticiler haftada en fazla aylık karşılığı 20 saat, ders saati ücretli 20 saat olmak üzere toplam 40 saate kadar ders okutabilir.” hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2023 tarihli, E:2022/2023 K:2023/146 sayılı kararında da belirtildiği üzere; haftada en fazla 20 saate olan derslerin ücreti aylık ücret içerisinde olup, 20 saati aşan dersler için öğretmene ayrıca ek ders ücreti verilmelidir. Aylık ücretli çalışan bir öğretmenden 20 saati aşan sürede derse girmesi isteniyorsa 20 saati aşan derslerin ücreti ayrıca ödenmelidir. Ödenecek ek ders ücreti saati de, 5580 sayılı Kanun md.9/4 ve 657 sayılı Kanun md.176/1 gereği, gündüz saati için en az brüt 71,37 TL, yarı yıl-yaz tatili veya akşam saatinde yapılan dersler için ise 76,47 TL olacaktır. Bu nedenle, haftada 20 saatten fazla derse giren bir öğretmene ilave ek ders ücreti ödenmiyorsa veya ek ders ücreti ödenmekle birlikte belirtilen tutarlardan daha az bir ödeme yapılıyorsa, öğretmen açısından ücretin eksik ödenmesi söz konusu olur ve İş Kanunu çerçevesinde iş sözleşmesinin haklı feshi durumu oluşur.
3. Bilindiği üzere, resmi bayramlarda okullarda düzenlenen gösteri veya müsamerelerde öğretmenler de görev almaktadır. Yargıtay’ın süreklilik kazanmış görüşüne göre ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işçi bir saat dahi çalışsa ilave bir günlük ücrete hak kazanmaktadır. Öğretmenlerin resmi bayram gösteri ve müsamerelerinde görev almaları kanunen çalışma süresi sayılır ve bu günlere ilişkin olarak, çalışma saatlerine bakılmaksızın, öğretmenlere ilave bir günlük ücret ödenmelidir.
4. 657 sayılı Kanunun 152. maddesinin II/B fıkrasında düzenlenen eğitim-öğretim tazminatı ilgili Kanunda “Mali Hükümler” kısmında yer aldığı için sosyal yardım değil ücretin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle özel okul öğretmenlerine eğitim-öğretim tazminatı ödenmesi gibi bir zorunluluk bulunmamakla birlikte, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde, okul yönetimi ile öğretmen arasında imzalanacak iş sözleşmesinde öğretmene eğitim-öğretim tazminatı ödenmesi yönünde hüküm konulmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır.
1. Okul yönetimi ile öğretmen arasında, Yönetmelik Ek-5’de yer alan sözleşme formu esas alınarak, yazılı bir iş sözleşmesi yapılmalı ve bu sözleşme en az bir takvim yılı süreli olmalıdır. Sözleşmenin başlangıç tarihi, Valilikçe çalışma izninin verildiği tarih olacaktır. Sözleşmenin en az bir takvim yılı süresi olması kuralının üç istisnası bulunmaktadır: Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile okul yönetimi arasında bir yıldan kısa süreli iş sözleşmesi yapılabilir. Örneğin; 01.09.2023 tarihli iş sözleşmesi kapsamında çalışan öğretmen kendi isteğiyle iş sözleşmesini 31.01.2024 tarihinde feshederse, bu öğretmenin yerine alınacak başka bir öğretmen ile okul yönetimi arasında 01.02.2024-15.06.2024 tarihleri arasındaki dönemi içeren bir iş sözleşmesi imzalanabilir. Bunun dışında, devredilen kurumlarda devredilmeden önce görev yapan eğitim personeli ve ders saati ücretli olarak görevlendirilecek eğitim personeli ile bir yıldan daha az süreli de iş sözleşmesi yapılabilir. Ayrıca bir takvim yılından daha uzun veya kısa süreli olup olmadığına bakılmaksızın öğretmen ile imzalanan iş sözleşmeleri üç nüsha düzenlenmeli ve bir nüshası kesin surette öğretmene verilmelidir. Bu zorunluluk Yönetmeliğin 43. maddesinin bir gereği olduğu kadar İş Kanununun 8. maddesinin de bir gereğidir ve aksine davranış aynı Kanun md.99/c gereği idari para cezasına tabidir. Son olarak sözleşmelerde, ilgilinin ihtiyari veya mecburi sosyal sigorta bağlantılı yardımlardan faydalanma imkânlarını kısıtlayıcı, tehlikeye düşürücü, mevzuata aykırı düşecek şekilde özlük haklarını zedeleyici hükümler bulunamaz.
2. Öğretmenler, Kanunen belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştıkları için iş güvencesine sahip değildirler ve bu nedenle iş sözleşmesi haklı bir neden gösterilmeden feshedilen öğretmen okul yönetimine karşı işe iade davası açamaz. Bununla birlikte, iş sözleşmesi okul yönetimi tarafından haklı bir neden gösterilmeden süresinden önce feshedilen öğretmen, sözleşmenin kalan süresine dair bakiye ücretine peşin olarak hak kazanır. Bu durum 6098 sayılı Borçlar Kanununun 408. maddesinin bir gereğidir. Örneğin, bir yıl süresi olan iş sözleşmesi çerçevesinde aylık net 15.000,00 TL ücret ile çalışan öğretmenin sözleşmesi, sözleşmenin yürürlük tarihinden altı ay sonra haklı bir sebep gösterilmeden feshedilirse, öğretmene kalan altı aylık döneme ilişkin net 90.000,00 TL (15.000,00X6) tutarındaki ücreti okul yönetimi tarafından peşin olarak ödenmelidir.
3. Özel okul öğretmenlerinin belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışıyor olmaları kıdem tazminatına hak kazanmalarında bir engel değildir. İşyerinde en az 1 yıl kıdemi olan öğretmen 1475 sayılı Kanun md. 14 çerçevesinde haklı bir sebeple iş sözleşmesini feshederse veya iş sözleşmesi ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık haricinde bir sebeple okul yönetimi tarafından sonlandırılmışsa öğretmen kıdem tazminatına hak kazanır. Örneğin 2 yıl süreli bir iş sözleşmesi ile çalışan öğretmen işyerinde bir yıl çalıştıktan sonra haklı bir nedenle iş sözleşmesini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır.
İş sözleşmesi bir yıl süreli olan ve bir yılın sonunda sözleşmesi yenilenmeyen öğretmen kıdem tazminatına hak kazanabilir mi? Bu konuyu inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.02.2017 tarih, E: 2015/922 K: 2017/316 sayılı ve 26.11.2014 tarih, E: 2013/1443 K: 2014/958 sayılı kararları ile okul yönetimi tarafından iş sözleşmesi haklı bir neden gösterilmeden yenilenmeyen öğretmenin kıdem tazminatına hak kazanacağını hüküm altına almıştır. [2]
Öğretmenin bir yıllık kıdeminin dolmasına kısa bir süre varken, sırf kıdem tazminatı ödememek adına okul yönetimi tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi, Medeni Kanun md.2 kapsamında bir dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olarak değerlendirildiğinden, bu durumda da öğretmen kıdem tazminatına hak kazanmaktadır.
4. Son olarak ifade etmek gerekir ki, okul yönetimi tarafından öğretmenlere öğretmenlik mesleği dışında bir iş yaptırılamaz. Bilhassa okulların eğitim öğretim dönemine hazırlandığı günlerde, kendisinden öğretmenlik mesleği dışında başka işler yapması istenen ve belki bu yönde baskı ile karşılaşan öğretmen sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir, sözleşmesinin bitim tarihine kadarki ücretine peşin olarak hak kazanır ve işyerinde bir yıl kıdemi varsa kıdem tazminatına da hak kazanır.
* Yazıda yer verilen görüş ve düşünceler yazarın kendi görüş ve düşünceleri olup hiçbir şekilde çalıştığı Kuruma atfedilemez.
[1] Bu yazının konusunu oluşturmamakla birlikte, 5580 sayılı Kanun md.9/3 bütçe kanunlarıyla resmî okul öğretmen ve personeline sağlanan sosyal yardım kapsamındaki ek ödemelerden “okul” öğretmen ve personelinin eksiksiz yararlanacağını belirttiğinden, Kanunda yer alan “Okul” tanımı dışında kalan “Kurumlarda” görev yapan öğretmenlerin, Kanunun lafzı gereği, bu haktan faydalanamayacakları görüşündeyim. Bu noktada özel okullarda görev yapan öğretmen ve personel ile okul dışı kurumlarda görev yapan öğretmen ve personel arasındaki farklılığı ortadan kaldırmak adına, yer verilen Kanun maddesindeki “okul öğretmenlerine ve personeline” ibaresinin “kurum öğretmenlerine ve personeline” şeklinde değiştirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyim.
[2] Hukuki açıdan bu kararların doğru olmadığı düşüncesindeyim. Nitekim 26.11.2014 tarih, E: 2013/1443 K: 2014/958 sayılı Kararda yer alan muhalefet şerhinde de belirtildiği üzere, 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinde işçinin hangi durumlarda kıdem tazminatına hak kazanacağı tahdidi şekilde belirtilmiştir ve bunların içerisinde “belirli süreli sözleşmenin süresinin bitimi" yer almamaktadır. Bu nedenle ortada bir “kanun boşluğu” bulunmamaktadır ve “işçi lehine yorum ilkesi” vücut bulamayacaktır. Bu konudaki tereddütleri gidermek adına yasal bir değişiklik yapılarak kıdem tazminatına hak kazanma şartlarından birisi olarak “belirli süreli sözleşmenin süresinin bitimi" ifadesinin Kanuna eklenmesinin yerinde olacağı düşüncesindeyim.
11.09.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.