193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 1’inci maddesinde gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu ve gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr Kanunun 2’nci maddesinde ise gelire giren kazanç ve iratlar tek tek sayılmış olup bunlar;
1. Ticarî kazançlar,
2. Ziraî kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
Madde devamının son fıkrasında “bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça maddede sayılan kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarı ile nazarı alınacağı” belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 37’nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, 38’inci maddesinde bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktan oluştuğu, 39’uncu maddesinde ise işletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet fark ile tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Muhtelif kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların bir araya getirilip toplanmasına ve bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine yıllık beyanname ile beyan edileceği ve gelirin takvim yılının belli bir dönemi ile ilgili olması verilen yıllık beyannamenin vasfını değiştirmeyeceği ise GVK 84’üncü maddesinde düzenlenmiştir.
GVK 85’inci maddesinde ise bu Kanunun 2’nci maddesinde ifade edilen “kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.” ifadesine yer verilmiştir. 88’inci maddesi “Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80'inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) * diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir. Bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, müteakip yılların gelirinden indirilir. Arka arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara naklolunamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Konu ile ilgili mükellefin talep ettiği bilgi ile idarenin görüşü aşağıdaki gibidir.
“… 2017 yılında "oyun makinelerinin işletilmesi ve radyo, tv, posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticareti faaliyeti" yönünden işe başladığınız ve adınıza ticari kazanç yönünden vergi mükellefiyeti tesis edildiği, söz konusu faaliyetinizi ve mükellefiyetinizi 31/03/2018 tarihinde sonlandırdığınız ancak, 2018 yılının temmuz ayında farklı bir faaliyetten dolayı farklı bir vergi dairesinde adınıza yeniden ticari kazanç mükellefiyeti tesis edildiği belirtilerek önceki faaliyetten kaynaklı geçmiş yıl zararları ile cari yıl zararlarının beyanname üzerinde nasıl gösterileceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmakta olup, Başkanlığımız görüşü.
…
Gelir vergisinin konusunu gerçek kişilerin bir takvim yılında elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı oluşturmaktadır. Şöyle ki, aynı takvim yılı içerisinde terk edilen ticari faaliyete ilişkin oluşan kar veya zararlar gelirin şahsiliği ve yıllık olması ilkeleri gereğince diğer faaliyetlerden doğan kazanç ve iratlarla birleştirilmesi gerekmektedir. Bu minvalde, her ne kadar sona erdirilen ticari işletme faaliyetine ilişkin olsa da terk edilen yıla ait ticari kar veya zararlar ilgili dönem beyanında dikkate alınacaktır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, 31/03/2018 tarihinde terk ettiğiniz faaliyete ilişkin 2018 yılına ait ticari zarar ile 2018 takvim yılının temmuz ayından itibaren devam eden faaliyetinize ilişkin bu yıla ait zararın 2018 takvim yılı ile ilgili olarak verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmekte olup, terk ettiğiniz iş ile ilgili 2017 takvim yılı zararının 2018 takvim yılı gelir vergisi beyannamesinin geçmiş yıl zararları satırında gösterilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan; terk edilen işle ilgili 2018 yılına ait zararın sonraki yıllarda zarar mahsubu suretiyle ilgili dönem kazancından indirilemeyeceği tabiidir.” (62030549-120[mük120-2019/311]-E.596327)
Katma Değer Vergisi açısından durum incelendiğinde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 58’inci maddesinde “Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.” hükmüne yer verilmiştir.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin "VI/B-1.Verginin Gider Kaydedilemeyeceği" başlıklı bölümünde;
"Mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemez. Mükellefin mal ve hizmet alımları nedeniyle hesaplanan bu işlemlere ilişkin olarak alış vesikalarında gösterilen ve indirilebilecek KDV durumunda bulunan KDV de gider olarak kabul edilmez.
Diğer yandan indirilemeyecek KDV'nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağı tabiidir." açıklamaları yer almaktadır.
Konu ile ilgili idarenin görüşü aşağıdaki gibidir.
“… ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyeti ile iştigal ettiğiniz ve bilanço esasına tabi olduğunuz, Mayıs/2018 vergilendirme döneminde adi ortaklık kurarak katma değer vergisi (KDV) ve gelir vergisi stopaj (muhtasar) mükellefiyetinizin kapatıldığı, Eylül/2018 vergilendirme dönemi içerisinde adi ortaklık haricinde yeniden kendi adınıza aynı iş kolunda faaliyete başlayarak KDV ve gelir stopaj yönünden mükellefiyet tesis edildiği belirtilerek, KDV mükellefiyetinin terk edildiği Mayıs/2018 vergilendirme dönemi KDV beyannamesinde bulunan "Sonraki Döneme Devreden KDV" tutarının, yılı içinde yeniden faaliyete başlanılan Eylül/2018 vergilendirme dönemi KDV beyannamesinde "Önceki Dönemden Devreden İndirilecek KDV" bölümünde gösterilerek indirim konusu yapılıp yapılamayacağı..
…
GVK’nın 40’ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın tespitinde işletme tarafından yapılan harcamaların gider yazılabilmesi için; harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.
Buna göre, faaliyetin sona ermesiyle birlikte indirim yoluyla giderilemeyip sonraki döneme devreden KDV tutarının gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, devreden KDV'nin gider veya maliyet yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerli olup, faaliyetin devamı süresince devreden KDV'nin gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı hususu tabiidir.
… KDV mükellefiyetinin terkin edildiği 2018/5 dönemine ilişkin KDV Beyannamesinde yer alan "Sonraki Dönemlere Devreden KDV’nin, iade hakkı doğuran bir işlem bulunmaması halinde iadesinin talep edilmesi mümkün değildir.
Ancak, mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV'nin, ikamet amaçlı binaların inşası faaliyetinize ilişkin ilgili dönem gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.
Diğer taraftan, KDV mükellefiyetinin terkin edildiği 2018/5 dönemine ilişkin KDV Beyannamesinde yer alan "Sonraki Dönemlere Devreden KDV’nin, yeni faaliyetinize ilişkin verilecek KDV Beyannamesinde "Önceki Dönemden Devreden KDV" olarak kullanılması mümkün değildir.” (62030549-120[40-2018/1070]-E.594757)
KAYNAKLAR
62030549-120[mük120-2019/311]-E.596327 Sayılı 14.08.2020 Tarihli Özelge
62030549-120[40-2018/1070]-E.594757 Sayılı 13.08.2020 Tarihli Özelge
*Gelire Giren Diğer Kazanç ve İratlar (GVK Md. 80) Değer artış kazançları, Arızî kazançlar
20.09.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.