YAZARLARIMIZ
Vedat Erdem
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
vedaterdem1@gmail.com



Demode Olan ve Satışı Mümkün Olmayan Stokların Vergi Mevzuatı Karşısındaki Durumu

Kıymetli okurlar, işletmelerin ticari faaliyetleri kapsamında teknolojinin hızlı gelişimi mevcut stokların güncelliğini yitirmesine neden olabilmektedir. Bu durumda işletmeler stokta bulundurma maliyetlerinin yanı sıra bir de bu stokları nakde çevirme sorunu ile karşı karşıya kalacaklardır. Demode olan bu stoklar çoğu zaman müşteri bulamama veya müşteri bulunsa dahi maliyetin altına pazarlanması mümkün olup çetin rekabet koşullarında işletmelerin finansal yapılarını bozduğu görülmektedir. Demode olan stokların satılamaması, imha edilmesi veya maliyet bedelinden daha düşük bir bedelle satılmak istenmesi halinde idarenin görüşü, vermiş olduğu özelgeler ışığında aşağıdaki gibidir.

Türk Dil Kurumu (TDK) Zayi Olmak: “yitmek, kaybolmak.”

TDK Demode: “Modası geçmiş olan.”

“…

-Stoklarınızda yer alan geçmiş sezonlara ait ürünlerin (bluz, ceket, pantolon, aksesuar vb.) demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilmesi veya kayıtlı değerlerinden daha düşük bedeller üzerinden ilgili şirkete iade edilmesi hususlarının vergi mevzuatı karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun,

Anılan Kanunun 274’üncü maddesinde ise emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği, emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedellerinin %10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellefin maliyet bedeli yerine 267’nci maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Mezkûr Kanunun 278 inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerinin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 267’nci maddesinde ise, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelinin, ortalama fiyat, maliyet bedeli ve takdir esası olmak üzere üç esasa göre tayin edileceği; ilk iki sıradaki usul ile belli edilemeyen emsal bedelin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği hüküm altına alınmıştır.

274’üncü maddede düzenlenen hükümde, satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli oluştuktan sonra fiyatların aşağıya doğru indiği (ekonomide depresyon halinin ortaya çıktığı) dönemlerde mükelleflerin gerçek olmayan kazançlar üzerinden vergi ödememeleri amaçlanmıştır.

Bu tür durumlarda mükellefin kendi maliyet bedelinin zaten bilindiği ve satış fiyatının üzerinde olduğu için emsal bedel tespit edilirken bu esasın dikkate alınması bir kısır döngüye yol açacağından, emsal bedelle değerleme yapacak mükellefin ya ortalama satış fiyatı ya da takdir komisyonu kararına göre emsal bedel tespit ettirmesi gerekir.

Mükelleflerin isteğine bağlı olan bu değerleme şeklinde kriter olan satış fiyatı mükellefin kendi satış fiyatı değil piyasada oluşan ortalama fiyattır. Aksi halde mükellefler, dönem sonlarında maliyetin altında az bir miktar satış yapmak suretiyle dönem kazançlarını düşük tespit edebilirlerdi. Bu nedenle, dönem sonu stoklarını emsal bedeli ile değerlemek isteyen mükellefin, emtiasının maliyet bedelinin piyasadaki o mala ilişkin genel fiyat düzeyinin altında kaldığını ispatlaması gerekir.

Emsal bedelle değerlenecek emtianın maliyetinin satış fiyatına göre düşüklük göstermesi, ekonomideki dalgalanmalar dışında işletmenin deneme üretimi veya ilk kez pazara sunduğu bir mal nedeniyle maliyetinin rakiplerinin satış fiyatının üstünde oluşmasından kaynaklanması halinde de mükellef dilerse emsal bedeli (maliyet bedeli esası dışında) ile stoklarını değerleyebilir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, değerleme gününde stoklarda bulunan emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedellerinin %10 ve daha fazla bir düşüklük göstermesi halinde, dönem sonu stoklarını emsal bedeli ile değerlemek isteyen şirketinizin emtianın maliyet bedelinin piyasadaki o mala ilişkin genel fiyat düzeyinin altında kaldığını ispatlaması halinde konunun takdir komisyonunca değerlendirilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 278 inci madde hükmü yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi sebeplerle değeri düşen emtianın takdir komisyonunca tespit edilecek değerinin karşılık ayrılmak suretiyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ilişkin olup, geçmiş sezonlara ait ürünlerin demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilme işleminin anılan madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun,

… geçmiş sezonlara ait ürünlerin demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilme işleminin Vergi Usul Kanununun 278 inci maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından imha edilen ürünlere ilişkin maliyet ve giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun,

30/c maddesinde, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,

hüküm altına alınmıştır.

- (III/C-2.4) bölümünde ise,

"Mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin, 3065 sayılı Kanunun (30/c) maddesi hükmü uyarınca indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Söz konusu malların ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda da bu mallara ilişkin yüklenilen KDV indirilemez.

Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir."

açıklamalarına yer verilmiştir.

60 No.lu KDV Sirkülerinin "Malların Değerinin Düşmesi Sonucu Meydana Gelen Kayıplar" başlıklı (8.1.3.2.) ayrımında "Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların zayi olması değil, düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

Örneğin

-Üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin

-Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri olan yedek parça ve malzemelerin daha düşük bir fiyatla satılması halinde, bunlar nedeniyle yüklenilen KDV'nin tamamı indirim konusu yapılabilecektir." şeklinde açıklanmıştır.

Öte yandan, fiilen kullanıma uygun olmakla birlikte modası geçmiş olduğundan imha edilen mallar, KDV Kanununun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirim hesaplarından çıkarılacağı tabiidir.” (39044742-KDV.29-235 Sayılı 02.01.2018 Tarihli Özelge)

İlave edilecek KDV ise muhasebe kayıtlarında;

“… kaza sonucu zayi olan mallara ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergilerinin indirilmiş olması durumunda, kazanın meydana geldiği vergilendirme dönemine ilişkin olarak verilecek KDV beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırında beyan edilmek suretiyle düzeltilmesi bu şekilde beyan edilen verginin ise gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir.” (B.07.1.GİB.4.41.15.02-105[VUK 278-2012/11]-196 Sayılı 27/08/2012 Tarihli)

Emsal bedelin tespitine ilişkin verilen görüş ise;

“… emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlenebilmesi için iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabiî afet veya bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekir. Bu maddede kıymetin azalış nedenleri teker teker sayılmış ve bunların sonuna "gibi" edatı eklenerek, benzeri durumlar nedeniyle emtianın değerinde önemli miktarda azalma olduğu takdirde emsal bedeli ile değerleme yapılacağı belirtilmiştir. 

Buna göre, mükelleflerin değeri düşen malların emsal bedelini doğrudan kendilerinin belirlemesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, emtiadaki kıymet kaybı nedeniyle takdir komisyonuna başvurulup, emsal bedeli tayininin istenmesi gerekir. Ayrıca mükelleflerin emsal bedelini takdir komisyonu dışında diğer üçüncü kişi veya kurumlara tespit ettirmeleri de mümkün değildir.

stoklarınızda yer alan ve muhtelif nedenlerle değeri düşen mallardan satılamayacak nitelikte olanların insan sağlığına zararlı emtialardan olmaması halinde, bu malların emsal bedellerinin tespitinin takdir esasına göre ilgili Takdir Komisyonunca yapılması gerekmektedir.” (B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-267-136 Sayılı 01/11/2011 Tarihli)

Maliyet bedeli ile takdir komisyonunca tespit edilen emsal bedeli arasındaki farkın gider olarak indirilip indirilmeyeceği ve gider olarak indirilebilecek ise hangi dönemin kayıtlara alınacağı ise;

“... Vergi Dairesi Müdürlüğünce şirketinize 12/02/2010 tarihinde tebliğ edilen 24/12/2009 tarihli takdir komisyonu kararı ile stoklarınız arasında yer alan ve maliyet bedeli 216.501,05.-TL olan emtianın emsal bedelinin 1.842,10.-TL olarak tespit edildiği hususunun tarafınıza bildirildiğini belirterek, söz konusu emtianın maliyet bedeli ile takdir komisyonunca tespit edilen emsal bedeli arasındaki farkın gider olarak indirilip indirilmeyeceği ve gider olarak indirilebilecek ise hangi dönemin kayıtlarına nasıl intikal ettirilmesi gerektiği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

… emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlendirilmesi için iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabi afet veya bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekmektedir.

Buna göre, 216.501,05.-TL olan emtianın emsal bedelinin takdir komisyonu tarafından 1.842,10.-TL olarak tespit edildiği hususunun tarafınıza bildirildiği tarih itibarıyla değer düşüklüğü belli olduğundan emtianın maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın takdir komisyonu kararının tarafınıza tebliğ edildiği 2010 takvim yılında gider olarak dikkate alınması mümkündür.” (B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-740 Sayılı 24/02/2012 Tarihli Özelge)

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 20/1 maddesi “teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.” Aynı Kanunun 27.maddesi ise aşağıdaki gibidir.

1. Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.

2. Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır.

3. Emsal bedeli ve emsal ücreti Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunur.

Demode olan ürünün satışı esnasında alıcısı tarafından ödenecek olan bedel yani işlem karşılığını teşkil eden bedel bazı durumlarda emsal bedelin de altında kalabilir. KDVK 27/2 maddesi kapsamında bedelin emsal bedele göre açık bir şekilde düşük olduğu haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde matrah emsal bedel üzerinden esas alınacağı ifade edilmiş. Peki haklı sebep nedir?  Haklı sebepler; pazarlama politikası, mevsimlik-sezonluk indirimler, piyasaya girebilmek için düşük bedelli satış politikaları, rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için geliştirilen satış stratejileri, sektörün genel uygulamaları, öngörülemeyen ve engellenemeyen bir anda işetme faaliyetinin yavaşlaması ya da durması haklı sebep olarak düşünülebilir mi? Bu sebepler ispat ve ikna noktasında geçerliliği kuvvetli mi? Satış esnasında bu sebepler ile satış bedelinin emsal bedel altında kalması durumunda idare, satışı yapan işletmece sağlanan vergi avantajının (satış bedeli emsal bedelinden düşük olacağı için hesaplanacak KDV’de düşük olacaktır) bir amaç değil bir sonuç olduğu hususunu göz önünde bulundurarak, sebeplerin somut ve ikna edici düzeyde olması halinde hakkaniyet çerçevesinde değerlendirme yapmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz. [1]

Özetlemek gerekirse;

1-Vergi Usul Kanununun 278 inci madde hükmü yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi sebeplerle değeri düşen emtianın takdir komisyonunca tespit edilecek değerinin karşılık ayrılmak suretiyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ilişkin olduğu,

2-Demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilme işleminin Vergi Usul Kanununun 278 inci maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından imha edilen ürünlere ilişkin maliyet ve giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir,

3-Mükelleflerin değeri düşen malların emsal bedelini doğrudan kendilerinin belirlemesi mümkün bulunmamaktadır,

4-Stoklarda yer alan ve muhtelif nedenlerle değeri düşen mallardan satılamayacak nitelikte olanların insan sağlığına zararlı emtialardan olmaması halinde, bu malların emsal bedellerinin tespitinin takdir esasına göre ilgili Takdir Komisyonunca yapılması gerekmektedir,

5-Emtianın maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın takdir komisyonu kararının mükellefe tebliğ edildiği yıl gider olarak kayıtlara alınmalıdır,

6-Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,

7-Söz konusu malların ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda da bu mallara ilişkin yüklenilen KDV indirilemez,

8-Zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir,

9-Beyan edilen ilave KDV’nin ise gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiği,

10-Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların zayi olması değil, düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir,

11-Fiilen kullanıma uygun olmakla birlikte modası geçmiş olduğundan imha edilen mallar, KDV Kanununun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirim hesaplarından çıkarılacağı tabiidir,

12-Satış esnasındaki satış bedeli emsal bedelin altında kalması halinde sebebin ikna edici düzeyde olması da son derece önemlidir.

KAYNAKLAR

39044742-KDV.29-235 Sayılı 02.01.2018 Tarihli Özelge

B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-267-136 Sayılı 01/11/2011 Tarihli Özelge

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-740 Sayılı 24/02/2012 Tarihli Özelge

B.07.1.GİB.4.41.15.02-105[VUK 278-2012/11]-196 Sayılı 27/08/2012 Tarihli Özelge

[1] Emsaline Göre Düşük Bedelle Satışta KDV, YMM Erdoğan ÖCAL, Yaklaşım, 2010-Ağustos

25.05.2021

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM