213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 258’inci maddesinde değerlemenin; vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespit işlemi olduğu,
259’uncu maddesinde değerleme gününün iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda olduğu,
280’inci maddesinde ise yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe* muvazaa** olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı, bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu hüküm altına alınmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil edileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer yandan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “III/A-5.3.Kur Farkları” başlıklı bölümünde; bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Buna göre, matraha dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları dikkate alınır, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları matraha dahil edilmez.
Örnek: (A) Ltd. Şti., (B) A.Ş.’ye mal tesliminde bulunmuş, bu teslime ilişkin 1.000 Dolar üzerinden 180 Dolar KDV hesaplamıştır. Teslim tarihinde döviz kuru 4 TL iken 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında döviz kuru 4,40 TL olmuştur.
Buna göre, teslime konu malın bedeli 1.000 Dolar üzerinden ortaya çıkan kur farkı 400 TL [(4,40-4) X 1.000] olup, bu fark üzerinden 72 TL KDV hesaplanacaktır.
(A) Ltd. Şti. tarafından, (B) A.Ş.’ye düzenlenecek kur farkı faturasında; matrah 400 TL, hesaplanan KDV ise 72 TL olacaktır.
Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.
“Yabancı para ve yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacak ve borçların, yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değerlemeye tabi tutulması zorunlu bulunduğundan, bir teslim veya hizmetin karşılığı olmayan bu değerleme işlemi sonucu oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Dönem sonlarında Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmayacaktır.” [1]
“Bu bağlamda, bedelin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlendiği satışlar nedeniyle vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında lehe veya aleyhe oluşan kur farkları için kural olarak, lehine kur farkı oluşan mükellef tarafından fatura düzenlenmesi ve kur farkı üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.” [2]
“Tevkifat uygulaması verginin ne kadarlık kısmının kimin tarafından ödeneceğini belirleyen bir müessese olduğundan, bu uygulamada yapılan değişiklikler yürürlük tarihinden itibaren geçerli bulunmakta olup, bu bakımdan somut durumda kur farkının ortaya çıktığı tarihte geçerli oranda tevkifat uygulanması gerekmektedir.” [3]
“Teslim ve hizmet ifalarına ilişkin olarak sonradan ortaya çıkan kur farklarının KDV matrahına dahil edilerek bu tutar üzerinden teslim ve hizmetin yapıldığı tarihte geçerli olan KDV oranına göre KDV hesaplanması gerekmektedir. Ancak, KDV Kanununun 14/1 maddesi kapsamında istisna olan uluslararası taşımacılık hizmetlerine ilişkin olarak sonradan ortaya çıkacak kur farkı faturalarında KDV hesaplanmayacaktır.” [4]
“Döviz cinsinden yapılan satışa ilişkin ödemenin TL cinsinden yapılması durumunda dikkate alınacak döviz kuru taraflarca belirlenmiş olduğundan (ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru) bu belirlemeye göre ödenmesi gereken Türk Lirası tutarı dikkate alınarak defter kayıtlarının yapılması gerekmektedir. Bu durumda, fatura düzenleme tarihinden, ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar oluşan kur farkları için, lehine kur farkı oluşan mükellef tarafından karşı taraf adına fatura düzenleneceği tabiidir.” [5]
“Kurumunuz ile görevli şirket arasında döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmiş işlem bedellerine ilişkin olarak
-Döviz kurunun taraflarca belirlenmiş olması halinde, faturada belirlenen döviz kuru üzerinden ilgili bedelin Türk Lirası karşılığına da yer verilmesi,
-Döviz kurunun taraflarca belirlenmemiş olması halinde, faturalarda ilgili bedelin T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığına da yer verilmesi gerekmektedir.
Döviz kurunun belirlenmemiş olduğu bu türden işlemlere ilişkin olarak, fatura düzenleme tarihinden ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar aleyhinize oluşan kur farkı için görevli şirketin, lehinize oluşan kur farkları için ise Kurumunuzun, tahakkuk eden kur farkı gelirlerini 213 sayılı Kanuna uygun olarak belgelendirmesi gerekmektedir.” [6]
“Söz konusu kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmesi ve teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerekmektedir.” [7] Örneğin mal tesliminde düzenlenen faturadaki KDV oranı %8 olsun. 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile değişen ve güncelde kullanılan KDV oranı %10 olsa bile kur farkı faturasında KDV oranı %8 olmalıdır.
“Döviz cinsinden alacakların dönem sonunda değerlenmesi nedeniyle oluşacak kur farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.
…
… işlerinizden doğan ve şüpheli hale gelen yabancı para cinsinden alacakların geçici vergi dönemlerinde değerlenmesi gerekmektedir.” [8]
“Kambiyo kârlarının (646 hesap) izlendiği hesaptır. (İhracatla ilgili dönem içinde ortaya çıkan kur farkları bu hesaba değil, “601- YURT DIŞI SATIŞLAR” hesabına aktarılır.)” [9]
Örneğin 25.08.2024 tarihinde düzenlenen ihracat faturasından kaynaklanan alacak 30.09.2024 tarihinde değerlemeye tabi tutulduğunda oluşan kur farkı 601 hesaba yazılmalı. Aynı alacak 31.03.2025 tarihinde değerlendiğinde ise kur farkı 646 hesapta raporlanmalı.
“Döviz cinsinden verilen avanslar, döviz cinsinden alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükümlerinin de dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması, değerleme sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.” [10]
“Hizmet alınan aynı işletmeye (satıcıya) ilişkin kur farkı gelir ve giderlerinin mahsuplaştırılarak finansman gideri kısıtlamasında dikkate alınması mümkündür.” [11]
“İhtiyati tedbir kararı alınıp tasarruf yetkinizin kısıtlanmış olduğu yabancı para cinsinden banka hesabınız için dönem sonlarında kur değerlemesi yapılmaması, mahkemenin sonuçlanarak ihtiyati tedbir kararının kalkması halinde ise mahkeme kararına istinaden şirketinizde kalacak olan tutara isabet eden kur farkının, ilgili mahkeme karar tarihinin içinde bulunduğu hesap dönemine ait kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.” [12]
KAYNAKLAR
213 sayılı Vergi Usul Kanunu
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği
[1] 39044742-010-79406 sayılı 08.09.2015 tarihli özelge
[2] 11395140-105[VUK-1-21709]-323016 sayılı 16.03.2023 tarihli özelge
[3] E-21152195-130[9-2022.5554]-9097 sayılı 05.01.2023 tarihli özelge
[4] E-36062021-130[24-2022/ÖZE-102]-21090 sayılı 20.03.2023 tarihli özelge
[5] 27575268-105[215-2018-252]-E.478977 sayılı 10.12.2018 tarihli özelge
[6] 27575268-105[215-2018-288]-E.375281 sayılı 21.09.2018 tarihli özelge
[7] 39044742-010.01-64151 sayılı 29.06.2015 tarihli özelge
[8] 64597866-105[280-2016]-3601 sayılı 24.02.2016 tarihli özelge
[9] 2 Seri Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği
[10] 64597866-105[280-2014]-122 sayılı 24.07.2014 tarihli özelge
[11] 62030549-125[11/2022]-596248 sayılı 08.05.2024 tarihli özelge
[12] 49327596-125[KVK.2015.ÖZ.49]-149000 sayılı 06.12.2016 tarihli özelge
* takarrür: “Bir yerde karar kılma, yerleşme.” “Karar verilme.” (Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlük)
** muvazaa: “danışık.” “Hukuki işlemlerde tarafların, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında bir hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmaları.” (Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlük)
04.11.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.