4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinde “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” düzenlenmiş olup;
“Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
…
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
…
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.”
Aynı Kanunun 26’ncı maddesinde ise; “24 ve 25’inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz. Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Örnek yargı kararlarının ilgili bölümleri aşağıdaki gibidir.
1- “İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında Yasada herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
…
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi, 16.4.2011 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucu işverene verdiği zararın 30 günlük ücret tutarını aşması gerekçe gösterilerek 2.5.2011 tarihinde feshedilmiştir. Her ne kadar mahkemece, kaza tarihi ile fesih tarihi arasında 6 iş günlük süre geçtiğinden bahisle ihbar tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiş ise de fesih hakkı işverenin zararı tam olarak öğrendiği tarihte başlar. Öncelikle işverenin zararı hangi tarihte tam olarak öğrendiği araştırılmalıdır. Çünkü, davacının kaza yaptığı aracın fesih tarihinden sonraki bir tarihte hurda olarak satıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalı işverenin 6 iş günlük sürede fesih hakkını kullandığı anlaşılır ise, makine mühendisi ve trafikçi bilirkişiden zarar ve kusur durumu tespit ettirilerek, zarar miktarının davacının 30 günlük ücretini aşıp aşmadığı belirlenmelidir. Bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozma sebebidir.” (7. Hukuk Dairesi 2015/5291 E., 2016/2480 K.)
2- “Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Ancak, ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde, gerçek ücretin bu ödemelerin toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur. Örneğin uygulamada uluslararası yük taşıyan tır şoförleri asgarî ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında otuz günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.11.2008 gün 2007/32361 E, 2008/32028 K.).
…
Somut uyuşmazlıkta, davacı, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmadan fesh edildiğini iddia ederken, davalı taraf, şirkette 10 yılı aşkın süre ile uluslararası tır şoförü olarak çalışan davacının İtalya seferinde gerekli belgeleri eksik/hatalı doldurduğunu, bu nedenle İtalya makamlarınca aracın bağlanıp şirkete de ceza verildiğini, aracın tekrar alınması için ödenen toplam bedelin davacının 30 günlük ücretini aşması nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 25/II,e ve ı hükümlerine göre fesh edildiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosyaya alınan bilirkişi raporuna atıfla davacının feshe konu olayda kusuru olmadığı, gerekçesi ile işveren feshi haksız bulunup kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmıştır.
Davalı tarafça savunmayı teyit amaçlı sunulan belgelerden davacının İtalya seferinde İtalyan makamlarına teslim etmesi gereken belgede eksik veya hatalı içerik olduğu ve bu nedenle işverene cezai işlem uygulanıp aracın bağlandığı, işverence davacının 30 günlük ücretini aşar şekilde toplam 7.000 Euro bedel ödenerek aracın geri alındığı, anlaşılmaktadır.
Mevcut delillere göre, söz konusu belgenin hatalı veya eksik doldurulmasında davacının kastı olduğu söylenemez ise de davacının davalı işyerinde 10 yılı aşkın kıdemle uluslararası tır şoförlüğü yaptığı dikkate alındığında ihmali nedeniyle kusurlu olduğu açıktır. Buna göre işverence yapılan fesih haklı olup Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2015/34157 E., 2019/19138 K.)
3- “Somut uyuşmazlıkta; davacının iş sözleşmesi kusurlu çalışmasından dolayı hem kendi hem de işyeri açısından iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, bu davranışı nedeni ile 30 günlük brüt ücreti ile karşılanamayacak derecede hasar ve üretim kaybına sebep olduğu gerekçesiyle, haklı nedene dayanılarak feshedilmiştir.
Mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre, feshe dayanak gösterilen sebeplere yönelik olarak davalı işyerinde yapılan iş konusunda en az birisi makine mühendisi olan iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılmak suretiyle, meydana gelen olayda iş sağlığı ve güvenliğinin tehlikeye düşüp düşmediği, bir zarar olup olmadığı, var ise miktarı ve olaydaki kusur oranları konularında rapor alınarak feshin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2015/14051 E., 2018/8516 K.)
4- “Mahkemece; davacının kusuru ile işverene verdiği zararın 30 günlük brüt ücret tutarını aşmadığı gerekçesi ile feshin haklı nedene dayanmadığından bahisle davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
İşveren fesih bildiriminde davacının hem doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergileyerek işverenin güvenini sarstığını, hem de işvereni zarara uğrattığını savunmaktadır.
Davacının ihmali neticesinde işverenin uğradığı zarar, davacının 30 günlük brüt ücretini aşmıyor ise de makinenin montajının tamamlanmamasına karşın, tamamlanmış ve üretime hazır vaziyette olduğuna dair değişim kontrol formlarının davacı tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacının bu eylemi doğruluk ve bağlılığa aykırıdır. Bu nedenle, iş akdinin davalı işverence haklı olarak feshedildiğinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
…” (9. Hukuk Dairesi 2014/29937 E., 2015/620 K.)
5- “… İşçinin hangi tarihteki ücretinin dikkate alınması gerektiği de ayrı bir sorunu oluşturabilir. Gerçekten zararın ortaya çıktığı tarih ile fesih tarihi arasında ücret değişmiş olabilir. Hatta zararın oluşumuna neden olan olay tarihi ile zararın belirlendiği tarih bile farklı olabilir. Bu durumda, fesih hakkının kullanıldığı tarihte işçinin almakta olduğu ücret esas alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.
Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesi yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumundan başlar.
Ancak 6 iş günlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.
Somut olayda davalı işverence işletilen otelde dış cephenin temizlik işlerinde çalışan davacının iş sözleşmesi otelin dış cephesindeki kompozit levhalarda zarar meydana gelmesi ve bu zararın 30 günlük ücretini aşması nedeniyle feshedilmiştir. Mahkemece haklı feshin işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı istekleri kabul edilmiştir. Dosya içerisinde mevcut işverence tutulan 7.7.2005 tarihli tutanak ve davacının savunmasını içeren yazıdan davacının kullandığı temizlik asansörü ile camların temizliği sırasında otelin dış cephesinde birtakım zararlar oluştuğu sabittir.
Ancak söz konusu zararın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru varsa bunun oranı ve zararın miktarı tespit edilmemiştir. Mahkemece mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak olayda davacının kusurlu bulunup bulunmadığı varsa kusur oranı ve zarar miktarı tespit edilmeli dosyada ki tüm bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek suretiyle sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/10/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2007/27614 E., 2008/26208 K.)
6- “…Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı tarafın; kaza raporu ve kasko kesin ekspertiz raporu ile davacının tek taraflı olarak kendi kusuru ile yaptığı kaza nedeniyle kullandığı araçta 6.219,44 TL hasar meydana geldiğini, davacının %100 kusurlu olduğunu, kusuru ve hasar durumunun öğrenilmesi neticesinde iş aktinin haklı nedenle feshedildiğini ispat ettiği gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İş güvenliği uzmanının da içinde bulunduğu bir heyetten rapor alınarak davacının kusurunun tespiti ile bu kusur oranına göre davacının sorumlu olduğu zararın 30 günlük ücretle karşılanıp karşılanmadığı belirlenerek, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2011/37596 E., 2013/28422 K.)
7- “Somut olayda dosya kapsamındaki belgelerden davacının feshe konu olay nedeni ile işverene verdiği zarar miktarının 6.464,74 TL olduğu her iki tarafın da kabulündedir. Yerel Mahkemece davacının dava konusu olay ile ilgili alınan kusur raporunda davacı işçinin kusur oranı %20 olarak belirlenmiştir. Davacının davalıya verdiği zarar miktarı kusur oranına göre 1.292,95 TL’ye karşılık gelmektedir. Bilhassa davalı tanığının beyanından davacının ücret seviyesinin net 1.200 TL, olup, brüt miktarının 1.684 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamalarında 30 günlük ücretinin brüt olarak belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Buna göre davacının haksız fiili ile meydana getirdiği zarar miktarı 30 günlük brüt ücret tutarının altında kaldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.
…
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2015/24209 E., 2015/30919 K.)
8- “…Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, her ne kadar davacının iş akdinin davalı şirket tarafından şirketi zarara uğrattığından feshedildiği anlaşılmış ise de, emsal Yargıtay İçtihatlarında işçinin işverene verdiği zararın 30 günlük ücretini aşması halinde işverenin fesih hakkı doğacağı belirtilmiş olup, bilirkişi raporunda davacının sebep olduğu zarar miktarının 1.362,90 TL. olduğu, en son aldığı 30 günlük ücretinin ise 1.352,34 TL. olduğu anlaşıldığından hakkaniyet ilkeleri de dikkate alınarak işverenin iş akdini haksız feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacının kullandığı forklift ile rafa çarpmak suretiyle 30 günlük brüt ücretini aşacak şekilde zarara neden olduğu, sonrasında hasarlı ürünleri toplamak suretiyle gizlemek için sardığı, işverence sorulduğunda önce bilmediğini söylediği, ancak kamera görüntüleri ortaya çıkınca yaptıklarını kabul ettiği anlaşılmakla sözü edilen davranışlar 4857 Sayılı İş Kanun'un 22/II-e maddesi gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olup, işverene haklı fesih imkânı verdiğinden işveren feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir.
Mahkemece, davacının iş akdinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış nedeni ile feshedildiği gözden kaçırılarak, zarar tutarının brüt ücretinin az miktar üzerinde olduğu belirtilerek işçi lehine sonuca gidildiğinden bahisle isteklerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.” (9. Hukuk Dairesi 2017/14535 E., 2018/20513 K.)
Özetle işçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Varsa kusur oranı ve zarar miktarı tespit edilmeli. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
KAYNAKLAR
4857 sayılı İş Kanunu
7. Hukuk Dairesi 2015/5291 E., 2016/2480 K.
9. Hukuk Dairesi 2015/34157 E., 2019/19138 K.
9. Hukuk Dairesi 2015/14051 E., 2018/8516 K.
9. Hukuk Dairesi 2014/29937 E., 2015/620 K.
9. Hukuk Dairesi 2007/27614 E., 2008/26208 K.
9. Hukuk Dairesi 2011/37596 E., 2013/28422 K.
9. Hukuk Dairesi 2015/24209 E., 2015/30919 K.
9. Hukuk Dairesi 2017/14535 E., 2018/20513 K.
25.09.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.