193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesi için indirilmesi kabul edilen giderler sayılmış olup bu giderler; (binek otomobil kısıtlamaları ve diğer parantez içi hükümler dikkate alınmamıştır)
1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler;
2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı, 27’nci maddede yazılı giyim giderleri;
3. İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar;
4. İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri,
5. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri,
6. İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar;
7. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar.
8. İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar,
9. İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,
10. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.
11. Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinde ise ticarî kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükellefler aşağıdaki giderleri de ayrıca hasılattan indirebileceği ifade edilmiştir.
a) Menkul kıymet ihraç giderleri.
b) Kuruluş ve örgütlenme giderleri.
c) Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri.
ç) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı.
d) Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.
e) Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilânço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olup, aşağıda belirtilen teknik karşılıklar;
…”
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 18.06.2015 Tarihli B.07.1.GİB.4.35.16.01-125[5-2013/6]-291 Sayılı özelgesinde; “… şirketiniz iştiraklerinden … A.Ş.’nin 28/03/2013 tarihi itibariyle sermaye azaltımına giderek sermayesini 21.550.000,00 TL’den 3.650.000,00 TL’ye indirdiği, azaltılan (21.550.000,00 TL - 3.650.000,00 TL=) 17.900.000,00 TL sermayenin tamamının geçmiş yıl zararlarından mahsup edilerek bu tutara isabet eden hisselerin iptal edildiği, buna bağlı olarak ortağı olduğunuz … A.Ş.’deki iştirak tutarınızın 215.500,00 TL’den 36.500,00 TL’ye indiği, iştirakler hesabınızda meydana gelen (215.500,00 TL - 36.500,00 TL=) 179.000,00 TL azalışın, kurumlar vergisi matrahının tespitinde sermaye azaltımının yapıldığı dönemde mi yoksa iştirakin elden çıkarılacağı dönemde mi gider yazılacağı” görüşü sorulmuş olup idarenin cevabı aşağıdaki gibidir.
“Konuya ilişkin olarak, ilgi (b)’de kayıtlı yazımız ile özelge talep formunuzda belirtilen hususlara ilişkin açıklama yapılmasının istenilmesi üzerine ilgi (c)’de kayıtlı dilekçenizde, 28/03/2013 tarihli ve 8288 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği üzere … A.Ş. tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/09/2012 tarihli ve 2012/216 sayılı kararıyla sermaye azaltımına gidildiği, buna göre şirketin 21.550.000,00 TL olan nominal sermayesinin 17.900.000,00 TL azaltılarak 3.650.000,00 TL'ye indirildiği, yapılan sermaye azaltımında payların iptali (pay sayısının azaltılması) yönteminin uygulandığı, iptale konu payların şirket sermayesine oranının (17.900.000/21.550.000=)% 83,06 diğer bir ifadeyle 100 adet paydan 16,94 adet pay korunarak, 83.06 adet pay ise iptal edilerek sermaye azaltımı işleminin yapıldığı, buna bağlı olarak 215.500,00 TL olan … A.Ş iştirak tutarının (215.500x%83,06=) 179.000,00 TL’ye isabet eden payının iptal edildiği bildirilmiştir.
Ayrıca, söz konusu dilekçeniz ekinde yer alan “A.Ş. Fon Çıkışı Gerektirmeyen Sermaye Azaltım İşlemlerinde Uyulacak İlke ve Esaslar Uyarınca Düzenlenmiş Yönetim Kurulu Raporu”nun tetkikinde; “Raporun Amacı” başlıklı 1’inci bölümünde; “Şirket söz konusu Yönetim Kurulu Kararı doğrultusunda 28/05/2012 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesine başvuru yapmıştır. Bu başvuruya istinaden … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/09/2012 tarihli ve 2012/216 sayılı kararında belirtildiği üzere, sermaye azaltımının şirketin zararlarının kapatılmasında kullanılması durumunda şirket bünyesinde herhangi bir nakit veya varlık çıkışı olmayacağından öz varlık değerinde hiçbir değişiklik olmayacağının tespit edildiği görülmüştür.” , “Sermaye Azaltımının Esasları ve Çerçevesi” başlıklı 3’üncü bölümünde de “... Her bir pay sahibinin hak ve menfaatleri titizlikle gözetilecek ve her bir paya eşit muamele yapılacak, tüm ortaklara yeni pay alma hakkı tanınacaktır.” açıklamalarının yer aldığı görülmüştür.
Bu kapsamda, bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında şirket sermayesi gerçek duruma uydurulmaktadır. Dolayısıyla alacaklıların haklarında herhangi bir azalma olmayıp, sadece şirket bünyesindeki zarar ortadan kaldırılmaktadır.
Sermaye azaltımı için gerekli koşullar ve gerçekleştirilmesi gereken hukuki prosedür Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun başlıklı 38’inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise bu farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu surette tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanunun değerlemeye ait hükümleri ile aynı Kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesinde kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup Vergi Usul Kanununun üçüncü kitabında da “Değerleme” hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan maddelerde iştirak edilen kurumun sermaye azaltımına gitmesi sonucunda, bu tutara isabet eden hisselerin iptali nedeniyle doğan zararın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre, şirketiniz iştiraklerinden …. A.Ş.'nin sermaye azaltımına gitmesi nedeniyle iştirakler hesabınızda meydana gelen azalışın kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.”
KAYNAKLAR
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
18.06.2015 Tarihli B.07.1.GİB.4.35.16.01-125[5-2013/6]-291 Sayılı Özelge
15.08.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.