Bilişim ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması, ekonomik yaşantımıza zenginlik ve kolaylıklar katmasının yanı sıra ekonomik nitelikteki suçlarda da önemli düzeyde artışlara neden olmuştur.
Suç, Türk Dil Kurumunda “yasalara aykırı davranış, cürüm” olarak tanımlanmıştır. Toplum düzenini bozan, engellenebilmesi için büyük çaba harcanan fiillerdir. Değişim ve gelişim ile suç ve suçlu profilleri de artık günümüzde değişkenlik gösterebilmektedir.
Suçlar ferdi olarak işlenebilmekle beraber organize bir yapı içinde de icra edilebildiği bilinmektedir. Genel olarak suç unsuruyla mücadele kolluk kuvvetleri tarafından yürütülmektedir. Bu mücadelenin etkinliğinin artırılması profesyonellerden alınacak olan teknik bilgi, destek veya yardım ile mümkündür.
“Adli ve muhasebe kavramlarının bir araya getirilerek kullanıldığı adli muhasebede, adli kavramı konunun hukuk boyutuna, muhasebe kavramı ise ticari faaliyetler sonucunda ortaya çıkan hesap işlerine işaret etmektedir.”
Bir başka tanımda ise adli muhasebe “bir araştırma kapsamında muhasebe, denetim ve hukuki kavram, ilke ve tekniklerin yasal, finansal ve sosyal problemlerin çözümünde kullanılmasıyla ilgilenen bir hizmet türüdür” şeklinde ifade edilmiştir.
Skandalların artması, hata, hile ve yolsuzlukların etkisiyle finansal raporlara olan güvenin azalması, mevcut düzenlemelerin yetersizliği, yasa dışı fiillerden elde edilen gelirlerin sisteme dahil edilmesi veya edilmek istenmesi gibi sebeplerden dolayı denetim profesyonellerinin yanı sıra adli muhasebe profesyonellerine de ihtiyaç duyulmuştur.
Adli muhasebeciye ihtiyaç duyabilecek taraflar ise;
Bu açıdan adli muhasebeciliğin faaliyet alanlarını üç grupta toplayabiliriz.
Adli muhasebeci ihtiyaçlara cevap verebilmesi için iyi bir muhasebe bilgisinin yanı sıra aşağıdaki özellikleri de taşımalıdırlar;
Adli muhasebeci ekonomik ve mali olayların gerçek durumlarını ortaya çıkarabilmek için yukarıdaki özelliklerinin kullanarak dikkatli, titiz ve metodolojik bir çalışma ile ancak sonuca ulaşması mümkündür.
Yasadışı faaliyetler ile elde edilen gelirlerin nakit sisteme sokulması, aklayıcılar açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü nakit halindeki gelir, günlük kullanımlar için harcanabilecek çok küçük bir kısmı hariç kullanılmaya uygun değildir. Dolayısıyla nakit halindeki bu gelirin kullanılabilir hale getirilmesi yani aklanması gerekir.
Aklama sürecini kavramak için konu, “öncül suç” ve “suç geliri” kavramları ile değerlendirilmelidir. Genel olarak aklamadan bahsedebilmek için;
Olması gerekmektedir.
Öncül suç, suç gelirine kaynak teşkil eden yasa dışı faaliyetlerin tümüdür. Bunlar yasa dışı silah satışı, uyuşturucu madde ticareti, zimmete para geçirme, rüşvet, tarihi eser kaçakçılığı vb.
Suç geliri ise, yasa dışı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik menfaat olarak ifade edilebilir. “Kirli para” olarak da adlandırılan bu gelirin aklanması suçu, genel olarak aşağıdaki problemlere sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz.
Denetim mekanizması gelirin kaynağının suç unsuruna dayandığı bir yöntemi tespit ettiğinde, diğer bir aklama suçu yöntemi suçlular tarafından geliştirildiği de unutulmamalıdır.
“Suç gelirinin aklanması genelde üç aşamadan oluşan bir süreç içinde gerçekleştirilmektedir. Bu aşamalar kirli bir çamaşırın makinede yıkanmasına benzetilerek açıklanmaya çalışılmıştır:”
Yerleştirme: Birinci aşamada çamaşır makineye atılmakta.
Bu aşamada kanun dışı yollar ile elde edilen nakdin fiziki (nakit) formundan kurtarılarak finansal sistem içine dahil edilmesi çabasıdır. Elektronik para sayesinde yüklü miktarda nakit paradan fiziksel transferlere gidilmeden kara paranın aktarılması daha kolay olacaktır. Suçlular tarafından ancak bu şekilde nakit paranın kolluk kuvvetleri tarafından bulunması, yakalanması ve el konulması riskinin ortadan kalkacağı düşüncesinin hâkim olması bu aşamayı da diğer aşamalar gibi önemli kılmaktadır.
Bu aşamada nakit;
Ayrıştırma: İkinci aşamada çamaşır makinede yıkanmakta.
Ayrıştırma aşaması ise yasadışı kaynağa dayanan gelirin mümkün olduğunca kaynaktan uzaklaştırılması, izinin sürülmesini, bulunmasını ve yakalanmasını imkânsız hale getirmek yani yasallık kazandırılmaya çalışılması durumudur. “Yerleştirme aşamasında suç geliri özellikle bankacılık sistemine sokulmuşsa sistemin olanaklarından yararlanmak suretiyle transfer etmek ve kaynağından uzaklaştırmak son derece hızlı ve kolay olacaktır. Küçük tutarlara bölünen para bankacılık sistemine girdikten sonra bankadan bankaya, ülkeden ülkeye aktarılmaya başlar. Kuşku uyandırmamak için her birinde kısa sürelerle tutulur ve bazen de bu süreç diğer miktarlarla birleşerek katlanır.”
Bütünleştirme: Üçüncü aşamada ise temizlenmiş halde makineden çıkarılmaktadır.
Yasa dışı gelir, yasal işlemlerin arkasına gizlenerek şüphe uyandırmadan ülkenin mali sistemine aklanmış bir şekilde gönderilmesi işlemidir. “Bu parayla menkul veya gayrimenkul, hisse senedi, tahvil, bono satın alabilir; bir finans kuruluşundan kredi almak için teminat gösterebilir, borç verebilir, borçlarını ödeyebilir ve buna benzer her türlü yasal işlemi yapabilir. Böylece para sistemle bütünleşmiş olacaktır.”
Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) göre sınırsız sayıda yöntemle aklama yapmak mümkün olmakla birlikte en çok kullanılan ve mücadele eden birimler açısından öğretici olabilecek nitelikte olan yöntemleri şu şekilde sıralamıştır.
Al Capone ABD’nde çamaşırhaneler satın alarak yasa dışı yollarla elde ettiği geliri çamaşırhane gelirine ekleyerek yasa dışı gelire yasallık kazandırdığı bilinmektedir. Bunu basit bir örnekle gösterecek olursak;
|
Mevcut Kar Zarar |
Aklama İle Kar Zarar |
Çamaşırhane Geliri |
1.000,00 |
1.000,00 |
Yasa Dışı Gelir |
0,00 |
500,00 |
Giderler Toplamı |
500,00 |
500,00 |
Kar/Zarar |
500,00 |
1.000,00 |
İşletme mevcut durumda 1.000,00 TL gelir ve 500,00 TL gider karşılaştırması sonucunda 500,00 TL kar elde etmiştir. Yasa dışı gelir, aklama ile sisteme ve işletmeye dahil edildiğinde ise 500,00 TL’lik yasa dışı gelirin etkisiyle kar 1.000,00 TL olmuştur.
Sonuç olarak hukukun suç saydığı fiillerden elde edilen gelir kara para olarak ifade edilmektedir. Kara paranın sisteme sokulması işlemi ise aklamadır. Aklama yöntemleri çeşitli yollar ile önlenmek istense de teknoloji, iletişim, bilişim ve insan aklının bileşimiyle zorlaşmaktadır. Hem ulusal hem de uluslararası mücadele de adli muhasebenin önemi ortadadır. Suçun önlenmesi, kara paranın ülkeler üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırmak ve finansal tabloların doğru, güvenilir ve şeffaf sunulabilmesi için adli muhasebecilik mesleğine gereken yatırımın hızla artırılması gerektiği hususu unutulmamalıdır.
GÜLTEN, Selçuk. Adli Muhasebe Kavramı ve Adli Müşavirlik Mesleği. Ankara Barosu Dergisi, 2010, 68.3: 311-320.
KASAP, Murat. Adli Muhasebecilik Mesleği ve Aklama Suçuyla Mücadele. Çankırı Karatekin Üniversitesi İİBF Dergisi, 2013, 3.1: 121-132.
TORAMAN, Cengiz; ABDIOĞLU, Hasan; İŞGÜDEN, Burcu. AKLAMA SUÇUNUN ÖNLENMESİNE YÖNELİK ÇABALAR: ADLİ MUHASEBECİLİK MESLEĞİ VE UYGULAMALARI. Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, 11.1: 17-55.
https://www.hmb.gov.tr/aklama-yontemleri
25.07.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.