Tevkifat: Vergi alacağının emniyeti amacıyla yapılan, kaynakta kesinti yöntemidir. Gelir ve Kurumlar Vergisinde, başlıca; kâr, ücret, faiz, kira gibi istihkak/hakkediş/ödemelerden yapılmakta ve beyana (muhtasar) konu edilmektedir. Katma Değer Vergisinde ise alıcılar açısından aynı zamanda İndirim mekanizmasına konu edilebildiğinden ayrı bir öneme sahiptir.
KDV Tevkifatında, satıcıdan kesilen KDV ödeme tutarının, alıcı tarafından Devlete beyan ve ödenmesi yapılmaktadır.
Son yıllarda KDV Tevkifatıyla ilgili önemli gelişmeler yaşanmıştır. Kapsamı genişletilmiş, en önemlisi indirimi ve iadesi, için alıcıların “ödemesi” gerektiği şartı da eklenmiştir. Söz konusu gelişmeler vergide tahakkuk ilkesine aykırı gibi görünse de vergi alacağının emniyet altına alınması amacına uygundur. Ancak işlem uygulayıcılarının, tahakkuk ve sonrasında “ödeme takibi” yapması gibi bir ekstra sorumluluğu doğmuştur. Bunun için tahakkuk ve kayıtlarda sonra, kesinti yapılan KDV kısmı fatura bazında, ödeme teyidi yapılarak indirime konu edilmeli, ödeme süresinden sonra yapılıyorsa geçici hesaplarda bekletilerek takip edilmesi, ödeme yapıldığı dönem KDV İndirim hesaplarına alınması gereği hasıl olmuştur.
Satıcı; KDV ödeme pozisyonunda bir mükellef değilse (Önceki Dönemden Devreden KDV stoku varsa) İade alacağı durumu söz konusu olacaktır. İadenin de alıcı mükellefin beyan, tahakkuk, ödeme şartlarına bağlı olduğundan, devletin kasasına girmeyen verginin iadesi durumu ortadan kaldırılmış olmaktadır. Bu durum Söz konusu satıcıların, vergi ödemesini düzenli yapma alışkanlığı olan alıcılarla çalışmasına dahi neden olabilecektir. Çünkü Devlete borcu veya KDV ödemesi çıkmayan satıcılar, kendilerinden kesilen bu vergiyi alacak olarak görmekte ve iade olarak tahsil etmek istemektedir. Ödemesi yapılmayan verginin iadesi olmayacağından, alıcının ödeme yapmasını takip ve talep etmek durumunda kalacaklardır.
Bu zorlaştırıcı usul ve yöntemlerin yanı sıra, önemli ve kolaylaştırıcı bir değişim de (46 seri Nolu KDV Genel Tebliğ ile) geçen sene getirilmiş, ilk kez 2014 yılı dönemlerinde uygulanacaktır. Tevkifat yoluyla kesilen KDV’lerin iadesi sadece vergi incelemesi yöntemiyle çözülebilirken, süresinde yapılan tam tasdik sözleşmesi varsa YMM raporu ile de çözülme olanağı getirilmiştir. Vergi İncelemesi mükellefler tarafından haklı olarak istenmeyen bir durumdur. Bir alacak için dahi olsa, özellikle vergi iade incelemeleri tam incelemeden farksız olarak, işlemlerin, defter, belge ve tüm indirilen vergilerin usul ve esaslara uygunluğunun kontrol edildiği incelemelerdir. İade Alacağı için girilen incelemeden, borca maruz kalarak (vergi+ceza ile) sonuçlanan vergi incelemeleri örneği çoktur. Önceki uygulamada inceleme risk, süre ve stresi ile mücadele etmek gerekiyordu. Ancak bu son kolaylaştırıcı düzenlemeyle mükelleflerin istedikleri takdirde tam tasdik sözleşmesi yaparak, iadelerini YMM raporu marifetiyle de alabilme, bu streslerden kaçınma yöntemi getirilmiştir. Özellikle tevkitafa tabi işlem yapan mükellefler açısından tam tasdikin teşvik edildiği, beyanlarının da denetime tabi tutulması amaçlandığı görülmektedir. Nitekim tebliğdeki diğer iade usullerinde tam tasdik şartı olmamasına rağmen, bunda şart olarak eklenmiştir.
3065 sayılı KDV Kanunun (9/1) inci maddesine göre, Tam Tevkifat (Yabancılardan alınan hizmetler, Arızi Serbest Meslek faaliyetlerinde bulunanlardan, KDV mükellefi olmayanlardan yapılan konut hariç kiralama ödemeleri, reklam ödemeleri ve isteğe bağlı tam tevkifat işlemleri) ve Kısmi Tevkifat; (Belirlenen hizmet ve teslimlerin tesliminde, alıcılar tarafından KDV’nin bir kısmının, satıcıya ödenmeyerek, Devlete ödenmesidir.) yöntemleri uygulanmaktadır.
TEVKİFATIN BEYANI
2 Nolu KDV beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip eden ayın 21’nci gününe kadar beyan edilir ve 23’üncü gününe kadar ödenir. Son yapılan düzenlemeyle alıcı tarafından bu verginin indirilebilmesi veya iade alınabilmesi için ödeme şartı getirilmiş, normalde ayın 28”i olan beyan ve ödeme tarihi 21 beyan ve 23 ödeme olarak değiştirilmiştir.
Söz konusu verginin ödenmemesi durumunda, indirimine izin verilmemektedir. Daha önceki uygulamada ödeme şartı olmadan indirim yapılabilmekteydi, artık alıcı elinde bulunan likit vergiyi Devlete teslim etmeden, satışlarından ortaya çıkan tahakkuk eden vergilerinden mahsup edemeyecektir. Vergi emniyetinin amacına uygun bir düzenleme olmuştur. Ayrıca beyan ve ödeme günü olarak sürenin öne çekilmesi, yine verginin emniyete alınıp, alınmadığının, ödeme ve indirim durumunun kontrolü için yapılan bir düzenleme olsa da, tahakkuk kayıtlarını yapan ve beyanları takip eden Meslek Mensupları tarafından ekstra dikkat, kayıt ve özen gerektirebilecek bir durum meydana çıkmıştır.
İNDİRİM KONUSU YAPILMASI
Alıcı açısından; satıcıdan kesilmeyen, fatura karşılığı satıcıya ödenen KDV kısmı, normal indirim yöntemine tabidir. Vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği Takip eden takvim yılı aşılmadan, faturanın deftere kaydedildiği dönem, alıcı bunu beyanlarından indirilebilir.
Tevkif edilen (kesilen) kısımda ise; beyan değil ödemeyi esas alan bir indirim hakkı söz konusudur. 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi indirim için yeterli değildir. Bunun için, süresinden sonra veya süresinde beyan edilse dahi “Ödeme”nin yapıldığı dönem bu vergi alıcı açısından indirilebilir olacaktır.
KDV Kanununun 29’uncu maddesinde yapılan, (29/1-ç) kesintilerin indirim konusu yapılabileceği, İndirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği (29/3) belirtilmiş olmasına karşın, tevkif edilen KDV tutarının en erken “ÖDEME yapılan dönem” şartına bağlandığından, bu ödemenin işlemin vuku bulduğu tarihi takip eden takvim yılından sonra yapılması durumunda ne yapılacağı açıklanmamıştır. Belirtilen düzenlemelere göre kesinti yapılan KDV, işlemin vuku bulduğu yılı takip eden takvim yılından sonra ödenirse yine indirim hakkının söz konusu olmayacağı anlamı çıkmaktadır. Vergi alacağının güvence altına alınmasına ve haksız indirimin önüne geçme açısından alınan bir önlem olarak ödeme şartı getirilmiştir.
Buna göre, satıcıdan KDV kesintisi yapan, alıcı mükellefler; işlemin vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmadan, faturayı yasal defterlere kaydettiği dönem, KDV beyan döneminde ayın 23’ü itibariyle ödenmemiş olan KDV tutarını İndirilecek KDV olarak kaydedemeyecek ve İndirim olarak beyan edemeyecektir. 1 Nolu KDV beyanının verildiği ayın 28’ine kadar olan söz konusu tarih aralığında ödeme kontrolü yapılarak, mükellefin ödeme yapmadığı tevkif edilen KDV tutarının fatura bazında, başka hesapta (geçici aktif hesapta) bekletilerek, ödeme yapıldığı dönem İndirilecek KDV hesabına alınıp, beyana konu edilmesi gerekecektir.
KDV TEVKİFAT İADESİ
Mal ve Hizmet satanlar açısından, kaynağında kesilen KDV, bunlar için bir hesaplanan KDV niteliğinde ancak beyanı alıcı sorumlulara bırakıldığından, varsa Önceki Dönemden Devreden İndirilebilecek KDV’lerinden çıkarılamamaktadır. Bu sebeple, satıcılar açısından iade alınabilir vergi duruma gelebilmektedir.
KDV Tevkifat İadeleri bu güne kadar, Teminat ve Vergi İncelemesi sonucu yapılabilmekte başka bir seçenek bulunmamaktaydı, ancak 46 nolu KDV Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeye göre ilk kez 2024 yılında Ocak ayı sonuna kadar (süresinde düzenlenen) imzalanacak Tam Tasdik sözleşmesinin mevcudiyeti durumunda, YMM raporuna göre iade edilebilecektir.
Yapılan düzenleme; mükellefin vergi incelemesinden başka yol bulunmadığından, iadelerin veya verilen teminatların birikmesi, inceleme süreçlerinin uzun olması nedenleriyle iade finansmanının gecikmesi, kredibilite limitleri ve teminat mektuplarının uzayan vergi incelemesi nedenli ekstra masraflarına katlanma sorununu ortadan kaldırabilecek, kolaylık sağlayabilecek, gerekse de Vergi Denetim Kurulunun KDV İade incelemelerinde ciddi yer tutan Tevkifat sebepli vergi inceleme yükünün azalmasına, daha verimli incelemelerin yapılmasına yol açacak, hem idare hem de mükellefe kolaylık sağlayan faydalı ve önemli bir düzenlemedir.
Söz konusu düzenlemelerden etkilenen, kısmi tevkifat hizmet iş konuları aşağıdaki gibidir. Tebliğde belirtilen, tevkifata tabi mal ve hizmet teslimlerinde de durum aynı olup, buraya sadece hizmet sektörleri eklenmiştir.
SONUÇ
Son yıllarda yapılan düzenlemelerle beyan, indirim, ödeme, iade süreçleri değiştirilen tevkifata tabi işlemleri yapanlar, gerek usul gerekse de esas yönünden cezaya maruz kalmamak için beyan – ödeme - indirim şartlarına dikkat etmeli, bir o kadar önemli olan iade konusunda da 2014 yılı dönemlerinde ilk defa uygulanacak olan kolaylaştırıcı çözüm yöntemi olarak getirilen YMM raporuna göre iade ve teminat mektubu çözümü alternatifini kullanma konusunda, vergi incelemesinin risklerine maruz kalmamak ve gerekse de beyanlarını denetletmek için süresini geçirmeden Ocak/2014 dönemi içinde tam tasdik sözleşmesi yapma konusunu değerlendirmeleri faydalarına olacaktır.
15.01.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.