Bilindiği üzere, “Değerli Konut Vergisi” 7194 sayılı Kanun ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen madde ile birlikte vergi sistemimize giriş yapmış, ayrıca uygulamaya yön verilmesi amacıyla 15.01.2021 tarih ve 31365 sayılı Resmi Gazetede Değerli Konut Vergisi Uygulama Genel Tebliği yayımlanmıştır.
Değerli Konut Vergisinin uygulaması ilk yasal düzenlemelerle 2020 takvim yılı için öngörülmüş olsa da, Kanunun ilk yayımlandığı tarihten itibaren özellikle vergi matrahın belirlenmesi ve kanundaki beş milyon Türk Lirası eşiğini aşan taşınmazların değerinin tamamı üzerinden vergi alınması gibi konularda ciddi eleştiriler gündeme gelmiş, 20.02.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19. Maddesi ile 1319 sayılı kanuna geçici 24. Madde eklenmek suretiyle uygulaması 2021 takvim yılına ertelenmiştir.
Yapılan düzenlemeler doğrultusunda 2020 yılı itibariyle mevcut emlak vergisi değeri 5 milyon Türk Lirası üzerinde olan konut sahipleri 2021 yılından itibaren Emlak Vergileri yanında bir başka servet vergisi olan Değerli Konut Vergisi de ödeyeceklerdir. 2021 yılından itibaren yürürlükte olan Değerli Konut Vergisine ilişkin beyanname, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yer belediyesinden alınan bina vergi değerini (beyanname verilen yıl ve bir önceki yıla ilişkin) gösteren belge eklemek suretiyle, ilgili yılın Şubat ayının 20’nci günü sonuna kadar taşınmazın bulunduğu yer vergi dairesine verilecek, beyannamenin verildiği yetkili vergi dairesi tarafından yıllık olarak tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecektir.
Bu çalışmada, işletme aktifinde kayıtlı bulunan mesken nitelikli taşınmazlar için ödenen Değerli Konut Vergisinin, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamasında safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususu irdelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Mesken Niteliğinde Olan Taşınmazlar, Değerli Konut Vergisi, Safi Kazanç, İndirilecek Giderler.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunun 42 nci maddesinde, "Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan 29 uncu maddeye göre belirlenen bina vergi değeri 5.000.000 Türk lirasının üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir."; 45 inci maddesinde, "Değerli konut vergisini mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenler öder." hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca, 15/1/2021 tarihli ve 31365 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Değerli Konut Vergisi Uygulama Genel Tebliğinin "Verginin konusu, vergi değeri ve mesken nitelikli taşınmaz kavramı" başlıklı 2’nci maddesinde, "(1) Türkiye sınırları içinde bulunan ve bina vergi değeri 1319 sayılı Kanunun 42 nci maddesinde yer alan tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisinin konusunu teşkil etmektedir. (2) Değerli konut vergisi uygulamasında "mesken nitelikli taşınmaz" kavramı, mesken niteliğini haiz binalar ile birden fazla bağımsız bölümden oluşan binalarda her bir bağımsız bölümü ifade eder. Her bir bağımsız bölüm vergilendirme açısından ayrı ayrı değerlendirilir." Hükümlerine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, Türkiye sınırları içinde bulunan ve bina vergi değeri 1319 sayılı Kanunun 42 nci maddesinde yer alan tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisinin konusunu teşkil etmektedir.
Değerli konut vergisinin konusuna Türkiye’de bulunan mesken (konut) nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri 2021 yılı için 5.227.000 TL’yi aşanlar girmektedir. Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine göre belirlenen bina vergi değeri, taşınmazın bulunduğu yerdeki belediyeden temin edilebilmektedir. Mesken nitelikli taşınmaza ilişkin değerli konut vergisini taşınmazın maliki öder. Mesken nitelikli taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa vergi, bu hakkın sahibi tarafından ödenir. Mesken nitelikli taşınmazın maliki veya intifa hakkı sahibi yoksa malik gibi tasarruf edenler vergiyi ödemekle mükelleftir. Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükellef olurlar. Paylı mülkiyet durumunda, taşınmazın verginin konusuna girip girmediği tespit edilirken hissedarların payları değil, taşınmazın toplam değeri esas alınır. Ancak çıkan toplam vergiden hissedarlar payları oranında sorumlu olur. Elbirliği mülkiyette ise malikler vergiden müteselsilen sorumludurlar.
Değerli konutlarda mükellefiyetin başlangıcı Emlak Vergisi Kanuna göre belirlenen değeri aşan yılı takip eden yılda başlayacak, ancak verginin hesaplanması yeniden değerlenmiş olan tutar üzerinden yapılacaktır.
Değerli konut vergisinde muafiyet/istisna uygulamaları ise aşağıda belirtilen unsurlar kapsamında olacaktır.
*Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin, üniversitelerin ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığının maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.
*Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olanlar ile birden fazla mesken nitelikli taşınmazı bulunanların, değerli konut vergisi konusuna giren en düşük değerli mesken nitelikli tek taşınmazı (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil). Muafiyet, kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.
* Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye'de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye'deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar.
* Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil). Bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâllerinde muafiyet uygulanmayacaktır.
Emlak Vergisi Kanunu’nda belirtilmemekle birlikte, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca, “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan konutlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğundan, bu muafiyetin değerli konut vergisi için de uygulanması gerekir.
Değerli konut vergisinin matrahı ve oranı konusunda artan oranlı, taşınmazın değeri arttıkça daha fazla vergi ödenmesini gerektiren bir tarife belirlemiştir. Bu vergi Tebliğ ekinde yer alan 1 ve 2 numaralı Değerli Konut Vergisi Beyannamesi üzerine tarh olunacaktır. 1 no.lu beyanname tam mülkiyet, paylı mülkiyet ve intifa hakkına konu taşınmazlar için; 2 no.lu beyanname ise elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlar için verilecektir. Birden fazla taşınmazı olup da muafiyet uygulanacak en düşük değerli konut beyannameye dâhil edilmeyecek, ancak bu taşınmazlar için Tebliğ ekinde yer alan bildirim formları doldurulacak ve formlar beyanname ekinde sunulacaktır.
Mükellefler beyannamelerini, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yer belediyesinden alınan bina vergi değerini (beyanname verilen yıl ve bir önceki yıla ilişkin) gösteren belgeyi eklemek suretiyle, ilgili yılın Şubat ayının 20’nci günü sonuna kadar taşınmazın bulunduğu yer vergi dairesine vereceklerdir. Değerli konut vergisi, beyannamenin verildiği yetkili vergi dairesi tarafından yıllık olarak tarh ve tahakkuk ettirilir. Tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenir. Değerli konut vergisine ilişkin olarak mükellefler tarafından beyan edilen hususların teyidi vergi daireleri tarafından ilgili kurum ve kuruluşlardan yapılabilir. Muafiyetten yararlanma şartlarını taşımadığı halde muafiyetten yararlanan mükellefler ile muafiyetten yararlanma şartlarını kaybetmesine rağmen durumunda meydana gelen değişikliği bildirmeyen mükelleflerden alınması gereken vergi, cezalı olarak ve gecikme faizi ile birlikte alınacaktır.
Ticari kazancın tespiti uygulamasında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40’ıncı maddesinde;
"Safî kazancın tespit edilmesi, için aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:
...
6. İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar; ..." hükmü yer almaktadır.
Meskenlerden elde edilen kira gelirlerinin vergilendirilmesi uygulamasında, kira gelirinin beyanında gerçek gider usulünün seçilmesi halinde safi iradın belirlenmesi açısından “indirilecek giderler” GVK’nın 74’üncü maddesinde hüküm altına alınmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 74. Maddesi 1. Fıkrası 5 numaralı bendine göre; “Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları” safi iradın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Yine, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş olup kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderlerin indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 42. Maddesi ve müteakip maddelerinde de Değerli Konut Vergisinin gider yazılamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Bakanlığı tarafından verilen 21.03.2022 tarihli özelgede de; “kira geliri elde etmek amacıyla iktisap edilen mesken nitelikli taşınmazlar için ödenen değerli konut vergisinin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi uyarınca bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergiler kapsamında olduğundan, aktifinize kayıtlı söz konusu taşınmazlar için ödediğiniz değerli konut vergisi tutarlarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
7194 sayılı Kanun ile hayatımıza giren Değerli Konut Vergisi ödemesinin Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulaması bakımından gider olarak dikkate alınması ya da tam tersi kanunen kabul edilmeyen gider yapılarak işleme alınması durumları mükelleflerin ödeyecekleri vergi açısından avantajlı veya dezavantajlı duruma geçmelerine neden olabilecektir. Bu konuda, mesken için ödenen emlak vergisi için geçerli olan şartların Değerli Konut Vergisi içinde geçerli olduğu kabul edilebilir.
Bu bağlamda; çalışmanın önceki bölümlerinde yer verilen yasal düzenlemeler ile Gelir İdaresi Bakanlığı tarafından konuya ilişkin verilen idari görüşler dikkate alınarak işletme aktifinde kayıtlı bulunan mesken nitelikli taşınmazlar için ödenen Değerli Konut Vergisinin Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamasında safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu söylenebilir.
06.05.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.