3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 32’nci maddesinde 7104 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrasında 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere tam istisna kapsamında teslimlere ilişkin iade taleplerinin, iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla ve Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır. Yazımızın konusunun anlaşılır olması acısından indirimli oran ve kısmi tevkifata konu iade talep sürelerine değinilmemiştir.
Maliye bakanlığı 15.02.2019 tarihi ve 23 seri no’lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile tam istisna kapsamındaki işlemlere ilişkin iade talebinde bulunacak mükelleflerin, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar;
01.01.2019 tarihinden sonra ilk defa uygulanan yeni düzenlemenin ilk zaman aşımı 2019 yılı için 31.12.2021 tarihinden sonra hüküm ifade etmeye başlamış uygulamada bir başka sorunu da beraberinde getirmiştir. Şöyle ki, buraya kadar açıkladığımız tüm yükümlülükler yerine getirilmesi neticesinde iadesi vergi dairesince uygun görülerek kesinleşen mahsuben iade alacağının iade talep süresi içerisinde tüketilmesi gerektiği diğer bir deyişle iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar hem iade talebinin yerine getirilmesi hem de bu süre içinde KDV iade alacağının mahsup ile tüketilmesi gerektiği şeklinde uygulama başlatarak yeni bir itilaf oluşturmuştur. Hatta mükelleflerin 2019 yılına ait iade hakkı doğuran işlemden oluşan kesinleşmiş alacağını 2022 Ocak ve Şubat aylarında mahsup talepleri yerine getirilmiş ardından mahsup zaman aşımı oluştuğu gerekçesi ile vergi ziyaı ile vergi/ceza ihbarnamesi salınmıştır.
Kanunda belirlenen süre iadenin talep edilmesine ilişkin süre olmasına rağmen uygulamada iade alacağın talep zaman aşımı süresinde mahsup edilmesi gerektiği şeklindeki kıyasının kabul edilir bir dayanağı bulunmamaktadır. Vergi daireleri bu uygulamaya gerekçe olarak bu konuda iç genelgelerinin olduğunu ve uygulamalarının bu yönde olduğu, iade talep süresi ile mahsup itfa süresini bir bütün olarak düşündüklerini ifade etmişlerdir.
Şimdi konunun daha iyi anlaşılması açısından olayı bir örnekle açıklayalım.
Mükellef “X” Nisan/2019 dönemi tam istisna kapsamındaki teslimlere ilişkin 200.000 TL mahsuben iade talebini iadeye konu dönem KDV beyannamesinin ilgili sütununda belirtmiştir. Haziran/2019’da iade talep girişini ve tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgeleri eksiksiz olarak girmiş ve tamamlamıştır. Vergi dairesinin ilgili birimlerince (memur, şef, müdür, muhasebe vs) iade talebi incelenmiş ve Ağustos/2019 döneminde 200.000 TL iadenin mahsuben iade edilebileceğine karar vermiştir. Mükellef kesinleşen bu iade alacağının 160.000 TL’lık kısmını 2019,2020 ve 2021 yıllarında borçlarına mahsup etmek suretiyle itfa etmiştir. Kalan 40.000 TL iade alacağının mahsubunu ise ARALIK/2021 döneminde doğan borcuna OCAK/2022 döneminde mahsubunu istemiştir. Vergi dairesi önce bu talebi yerine getirmiş ardından alacağın talep süresi içerisinde tüketilmediği, alacağın zaman aşımına uğradığı gerekçesi ile mükellefe 40.000 TL vergi, 40.000 TL vergi ziyaılı vergi/ceza ihbarnemesi göndermiştir.
İdarece KDV iade talep süresi, kesinleşen alacağın mahsup süresi ile sınırlandırılmış olması bir dizi sorunu da beraberinde getirmektedir. 2019 dönem alacağını 31.12.2021 tarihinde kısmen mahsup/kısmen nakit olarak YMM raporu ile talep eden bir mükellefin YMM raporunu sunmak için 30.06.2022 tarihine kadar süresi bulunmaktadır. Bu halde YMM raporunu 30.06.2022 tarihinde verdiği varsayıldığında idarenin de kontrollerinin tamamlayıp iadeyi 30.11.2022 tamamladığını kabulü halinde bu uygulama ile iade süresi tüm alacak için iki yılı onbir ay geçmiş mi olacaktır. Yoksa nakit kısmı için iade yapılacak mahsup için mi zaman aşımı mı uygulanacaktır.
Oysa KDVK’da ve KDV Genel Uygulama Tebliğinde mahsup zaman aşımı süresini kısıtlayan bir hüküm bulunmamaktadır. Mükellefin iade talep beyanı için belirlenen iki yıllık sürenin kazanılmış hakkın itfası ile bağdaştırma mükellefi mağdur etmekten ve ihtilaf doğurmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır. Kazanılmış hakkın kullanılmasında VUK’nu belirlenen 5 yıllık genel zamanı aşımı süresi uygulanması gerektiği kanaatindeyiz.
22.03.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.