Daha öncede belirttiğimiz üzere Kanun koyucu, sigortalıların hak kaybına uğramalarının önüne geçmek için eksik gün bildirimi ile ilgili düzenlemeyi Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79’uncu maddesinde yapmıştır. Buna göre;
“Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların 30 günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesi şarttır.
Sigortalıların 30 günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, 30 günden az bildirilen sürelere ait primler Kurumca re’sen tahakkuk ettirilerek 80’inci madde hükümlerine göre tahsil olunur diyerek,
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde eksik gün bildirim nedeniyle ek (8) ekinde kuruma verilecek belgeler;
Bu belgeler dışında gerçekten sigortalının işyerinde çalışmadığını gösteren bir belge yasal süre içinde Kuruma verilirse şüphesiz kabul edilecektir. Ancak bu konuda Sosyal güvenlik kurumu Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştır. Yani, yukarıda sayılan belgeler dışındaki (30) günden az çalışan sürelere ait geçerli belgeleri belirlemeye Sosyal güvenlik kurumu Yönetim Kurulu yetkilidir denmektedir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 77. maddesinde "Bu kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır. Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir." hükmü yer almaktadır.
Aylık ücretli çalışmanın temel özelliği bir aylık çalışma karşılığı ücretin toplam (maktu) yani kesin karşılığının önceden belirlenmesidir. Aylık ücret için uygulanacağı ayın kaç günden ibaret olduğunun herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Bu anlamda ilgili ay 28, 29,30 veya 31 günden meydana gelebilir, hayatın olağan akışı içerisinde asgari ücreti veya aşan ücreti aylık olarak alan ücretlinin ayın kaç gün olduğuna bakılmaksızın alacağı aylığa göre, 30 gün üzerinden hesaplanan eksik gün uygulamaları devam etmektedir.
Asgari ücretten çalışanların eksik günüde olsa asgari ücretin altında ödeme olamayacağından eksik gün gösterilmemesi gerek diyen arkadaşlarda mevcut, ancak uygulamada o ay kaç günden oluşursa oluşsun, o içinde işe girmeyen o ay içinde işten çıkmayan ve yevmiye usulü çalışmayan, işe devam ederken herhangi bir sebepten işe gelmemiş olan bu kesimin maaş hesabında aldığı maaş 30 a bölünür,(zaten asgari ücretin günlüğünün de altına düşülemeyeceği kanunun emredici kuralıdır, yani 30 gün üzerinden maaş alan çalışanın o ay eksik gün oluştu o zaman o ay kaç gün oluşuyor ise aldığı aylık maaşı gün sayısına böl dediğinizde aylık 31 e bölündüğünde asgari ücretin altına düşülemeyecek rakama ulaşmış olursunuz).
İşçinin aylık ücretli olması durumunda aydaki gün sayısı üzerinde durulmaksızın otuz gün üzerinden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu madde hükmünün kurumun internetten bildirim yapılırken yaşanılan özel durumları anlattığı web sayfasında, kurum E-bildirge soru ve cevapları bölümünde soru 14 de örneklediği gibi aylıkla çalışan işçinin bildiriminde işçinin herhangi bir sebeple o ay gelmediği günlerin bildirimini 30 günden düşerek örneklemeyi yapmış bulunmaktadır.
Ancak kurum 31 gün olan aylarda uygulamasını, kanunda ay içinde işe girişlerde, ay içinde işten çıkışlarda ve yevmiye usulü çalışan gündelikçi tabir edilenlerde geçerli olan aydaki gün sayısına göre parmak hesabını, yukarda arz ettiğimiz bir ay için ücret alan ve herhangi bir sebepten ötürü o ay eksik günü olan çalışanların hesabını da bu parmak hesabından yapılacak diyerek,31 gün olan ocak-mart-mayıs-temmuz-ağustos-ekim-aralık aylarında eksik gün bildirimlerindeki 30 günden çıkartarak bildirilen bildirimleri 31 günden çıkartmış, eksik günü fazla bildirdiniz ya izah edin yada ek bildirge verin diyerek idari para cezaları çıkartmış ve halen çıkartmaya da yıllar bazında devam etmektedir.
Bu husus ile ilgili kurum müfettişi Sayın Bekir GEÇER üstadımız bir yazısında ,”kurum uygulamasının Otuz bir günden meydana gelen aylarda (Ocak, Mart, Mayıs, Temmuz, Ağustos, Ekim, Aralık) herhangi bir sigortalının istirahat raporlu olması, ücretsiz izinli olması veya eksik gün bildirimine imkan veren diğer bir nedenle ayın bazı günlerinde işe devam edememesi durumunda, eksik günler otuz günden değil otuz bir günden eksiltilerek prim ödeme gün sayısı belirlenecektir. Eksik çalışma günlerinin otuz günden değil de otuz bir günden eksiltilmesinin nedeni, eksik gün bildirimi bulunan ayların prim ödeme gün sayısı bakımından ay içinde işe giriş veya işten çıkış olan aylarla aynı durumda kabul edilmesidir. Eksik gün bildirimi nedeniyle ay bütünlüğü bozulmakta ve eksik gün bulunan ay a özgü olmak üzere sigortalılar, günlük çalışma esasına göre(yevmiye ücretli) çalışıyormuş gibi kabul edilerek ayda kaç gün çalışılmış ise bu gün sayısı üzerinden prim gün sayısı hesaplanmaktadır”,demektedir. Hâlbuki kanunda 30 gün bütünlüğünün bozulması ile ilgili işe giren, işten çıkan ve yevmiye usulü çalışanların bildirimi için hesaplama bu şekil tanımlanmaktadır.
Kurum bence kanunda açıkça belirtilmeyen bir durumu kurum lehine yorumlamaktadır. Kuruma daha önce itiraz etmeye çalışan firmalar olmuş, Ancak idari para cezalarının ağırlığı ve itirazda yaşanılan ölçüsüz cezalar ve itiraz edilmeden ödemede yapılan indirimlerin büyüklüğü nedeniyle, çaresiz kalmış olan firmaların var olan haklarını, bence idare yasal olmayan bir şekilde ve tek taraflı yok saymıştır.
566 sayılı kanunun 77.maddesini yukarda kurum yetkilisi üstadımızın arz ettiği madde hükmünde geçen” ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır.”ifadesini yorumlaması da tartışılır, belirli/belirsiz süreli aylık ile çalışanların o ay içerisindeki maaşı 30 gün üzerinden hesaplanmaktadır, dolayısıyla bu madde hükmüne göre zaten 30 a bölünme mecburiyeti varken, o ay giriş ve çıkış mevcut değilken gündelikçi yevmiye usulü çalışma mevzubahis değilken, herhangi bir sebepten dolayı devamlı çalışırken o ay eksik günü olan personelin maaş hesabında o ay kaç gün olursa olsun 30 günden hesaplanan maaşın, eksik gün hesabı 30 günden düşerek firmalar yapmaktadır. Kurum çalışanın maaş hesabını 31 gün üzerinden yap dediğinde, çalışanın günlük ücreti ve dolayısıyla alacağı rakamda azalmaktadır. Hayatın olağan akışı içerisindeki uygulamaya ters olan kurum yorumunun düzeltilmesi zaruridir diye düşünmekteyim.
Kaldı ki iş kanununda madde 46 da haftalık tatilin hak edilmesi, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Amir hükmünü dahi kurum dikkate almamaktadır. Eksik gün bildiren firmalarda, çalışanın eksik günü ile ilgili işveren tarafından izin verilmemesi halinde çalışılmamış kabul edilen hafta tatili günlerininde kurumca eksik güne dahil edilmesi yasa gereğidir. Kurum aleyhine gördüğü uygulamaları dikkate almamakta, ama lehe gördüğü olayları birde işvereni mağdur eder boyutta kullanmaktadır. Örneğin her hafta 1 gün ayda 3 gün izinsiz gelmeyen ve eksik gün bildirilen çalışanın 3 tatil günününde kurumca resen eksik güne dahil edilmesi yasa gereğidir. Kurum bunu dikkate almayıp 3 gün işe gelmeyen çalışanı 31 gün olan ayda 2 gün eksik bildir haline gelen bir uygulamayı ısrarla devam ettirmektedir. Bu hususta yaratılan mağduriyetin parasal karşılığı nedeniyle kurum müdürlükleri ilave eksik gün servisleri açmıştır. kayıt dışının bu kadar yoğun olduğu ve global ekonomik krizin vurduğu ülkemizdeki firmaların birçoğu ticari hayatı boyunca yapmadığı bir husus olan kredi kullanımına başlamıştır. Bu kadar sıkıntıda ve çalışanların haklarına riayet eden ve kurumla ilişkilerde hiçbir problem yaratmamış firmaların, kurumca mağdur edilmesi de doğru değildir. Kurum eksik gün servislerinin bu özel durumdan dolayı mağduriyet yaratmaması için uygulamaya yönelik bir çalışma acilen yapılmalıdır, yoksa kayda girenlerin yaşadığı mağduriyetler, kayıt dışını körükleyen uygulamalar, kayıt dışında olup bir yandan da haksız rekabet yaratan firmaların güçlenerek çoğalmasına neden olacaktır.
28.08.2009
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.