İŞ KAZALARI, ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARINDA İŞVEREN SORUMLULUĞU İLE GELİŞECEK DURUMLAR
İnsan hakları,tüm insanların doğuştan sahip olduğu haklardır. İnsan haklarının her biri, birer “değeri” ifade eder, insan onuru dediğimizde insanın değerinden söz ediyoruz.İnsan haklarının temel özelliği,kaynağını sözleşme yada yasaya dayanmaksızın kendisini açığa vurmasıdır, insan hakları hayatın içinde, ihtiyaçtan, ihtiyaç sahiplerinin istemlerinden kaynağını bulur. Yasalar, tarihin tüm dönemlerini kapsayacak şekilde, otorite karşısında ihtiyaç sahiplerinin taleplerini şekillendirmelidir.
İş kazaları da sosyal bir yaratık olan insanın yaşamda birçok tarafı ilgilendiren yönü ile incelenmelidir diye düşünüyorum.
Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,yada Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda veya Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında, Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaya İş kazası denilmektedir.Olayın iş kazası sayılabilmesi için, bu beş hal ve durumdan birinde olayın meydana gelmesi yeterlidir.
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE İŞ KAZALARI
Dünyada, yılda yaklaşık 110 milyon iş kazası olmakta ve 180.000 işçi hayatını kaybetmektedir. Avrupa Birliği’nde; Yılda ortalama her 57 işçiden biri iş kazasına uğramakta, her 22.508 işçiden biri de hayatını kaybetmektedir. İş kazası ve meslek hastalıkları mali kayıp Milyarlarca Euro olmuştur.
ILO tarafından yapılan bilimsel çalışmalar, İş Güvenliği için yatırım yapan ülkelerin rekabet gücünün daha yüksek olduğunu göstermiştir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu maddi ve manevi kayıplar, ülke ekonomisi açısından fevkalade önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenle ülkemizde de iş sağlığı ve güvenliği alanında çok ciddi tedbirlerin alınması mecburiyeti vardır.Giriş bölümünde arz ettiğim üzere,olayın bir çok tarafı vardır, İşin sosyal boyutu, her eve düşen bir ateş, üzüntülerin parasal karşılığı yok zaten.İşine devam etmek zorunda olan işveren,işten ekmek yiyen diğer insanlar ve aileleri.
İnsanın ürettikleri ve yaratılanı keşfettikleri ile bir bütün oluşu,onun değerini oluşturur.İnsan onuru dediğimiz,ürettiği ve yaratılanı keşif ile bir bütün olan canlı türünün,tüm biçim ve çeşitleriyle ve her eylemde,işlemde,bir muamele beklentisini ortaya koyar. Bu hususta maalesef Türkiye, dünyadaki birçok ülkeden geridedir.
Ülkedeki SSK'ya kayıtlı işyerlerinin kontrolünün, şu andaki iş müfettişi kadrosu ile sağlıklı yapılabildiğini söylemek de zor.Sonra İdari para cezaları,kayda girenlerin maliyeti,tüm kanunların işçi lehine takdir yetkisinin yargıda kullanılması insanları zaten kaçak çalışanlara yöneltti,bir de devletimizin mülteci kabul edip o insanların da çalışma izni olmadığı için kayıt dışını körüklemesi,sendikaların acımasızca yaklaşımları,herkesimin ve kurumun üstünde olduğu kayıt içindeki firmalara Sonsuzluğun sahibi yardım etsin demekten başka bir şey bırakmıyor.
İŞ KAZASINDA İŞVERENİN SORUMLUĞU
İşverenin sorumluluğu, İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin ilgili kanun 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir.
İş kazası veya meslek hastalıkları sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kastı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca rücu edilemez hükmü de kanun maddesinde yer almaktadır.
506 sayılı yasanın 110.maddesi kastı veya suç sayılır hareketi sonucu iş kazasına maruz kalan sigortalıya yapılacak yaptırımı, 111.maddesi 1.fıkrası ise bağışlanmaz kusurlu iş kazası mağduru sigortalıya yapılacak yaptırımı düzenlemektedir. İş kazası sonucu vefat eden sigortalı yakınlarına, "cezaların şahsiliği " genel hukuk kuralı kapsamında rücu edilmemektedir. Özetle iş kazası sonucu vefat eden sigortalı yakınları hakkında 506 sayılı kanunun 110 da Sigortalının kastı ve suç sayılır hareketinin ve 111.madde de Sigortalının bağışlanmaz kusuru nedeniyle yaptırım uygulanmamaktadır.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI KADROSU OLUŞTURULMALI MI?
4857 sayılı yasanın 82. maddesine göre, ..en az elli işçi çalıştıran...işyerlerinde işverenler, işyerinin iş güvenliği önlemlerinin sağlanması, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi, alınacak önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi hizmetlerini yürütmek üzere işyerindeki işçi sayısına, işyerinin niteliğine ve tehlikelilik derecesine göre bir veya daha fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle yükümlüdürler..” tanımına uyan ve iş güvenliği uzmanı temin eden işverenlerin meydana gelebilecek bir iş kazasında tek sorumlu gösterilmesi mümkün değildir.
İş güvenliği uzmanları işyerlerinde görev, yetki ve sorumlulukları nispetinde çalışma yapmalıdırlar. iş güvenliği uzmanları;
-İşyerlerinde bir sistem kurmalı, kurul faaliyetleri aksatılmadan yürütülmeli,
- Saha denetimleri gerçekleştirilmeli,
- Fabrika risk haritası çıkarılmalı,
- Risk değeri yüksek yerlerde risk analizleri yapılarak uygunsuzluklar giderilmeli veya koruyucu önlemler devreye sokulmalı,
- Kas-eklem ve bel rahatsızlarına karşı ergonomik risk analizleri gerçekleştirilmeli,
- İhtiyaçlara göre belirlenmiş konuları içeren yıllık eğitim planı oluşturulmalı ve bunların gerçekleştirilmesi sağlanmalı,
- En küçük kazalar dahi yerinde incelenmeli, kök sebepleri bulunmalı ve faaliyetler planlanmalıdır.
- Tüm iş kazaları kayıt altına alınmalı, süresi içerisinde ilgili mercilere bildirilmelidir.
İŞ KAZASINI BİLDİRME
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ne,bildirim de süre Kazadan sonra 48 saattir.4857 Sayılı İş Kanunun 77. Maddesi gereğince ,İşyeri kaza bildirim formu, Kazayla ilgili tutanak (kaza tutanağı) Vukuu bulan iş kazalarının ağır yaralı ve ölümlü iş kazaları İş Teftiş Grup Başkanlığına incelenmek üzere gönderilir.İş Teftiş Grup Başkanlığından incelenerek dönen inceleme raporları dönüşü Bakanlığa ve kazalıya bildirilmektedir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ne bildirim Postayla taahhütlü yapılabilir,iş kazası formunun eksiksiz olarak doldurulması gerekmektedir.
İş kazası bildirim formu örneği;
Not:
1- İşverenler işyerinde meydana gelen iş kazasını ve tespit edilecek meslek hastalığını en geç iki iş günü içinde yazı ile ilgili Bölge Müdürlüğüne bildirmek zorundadır. (4857 sayılı İş Kanunu md. 77) Bu bildirimi zamanında yapmayan işverenlere aynı kanunun 105 inci Maddesi uyarınca idari para cezası uygulanır.
2- 1, 3, 5 ve 7. inci bölümler hem kaza, hem de meslek hastalığı bildirimi durumunda,
2 ve 6. ıncı bölümler sadece kaza bildirimi durumunda,
4. üncü bölüm ise sadece meslek hastalığı bildirimi durumunda,
doldurulacaktır. (Formun ön yüzü yetmediği takdirde arka yüzü kullanılabilir.)
İş Kazasını bildirim dilekçesi örneği;
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
____________ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
____________
____________________adresinde kurulu, Müdürlüğünüzde ______________ sayılı dosyada işlem gören ___________________ Ünvanlı işyerimizde ____/___/_____ tarihinde meydana gelen iş kazısına ilişkin "İşyeri Kaza Bildirim Formu" düzenlenerek ilişikte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
EKLER: Bir adet İşyeri Kaza Bildirim Formu
İŞVERENİN VEYA VEKİLİN
ADI VE SOYADI
İMZA
CEZA HUKUKU AÇISINDAN NELER OLABİLİR?
10 iş günü kayıplı iş kazalarında kamu davası açılmaktadır. Ayrıca SSK ya bildirilen iş kazalarında, Cumhuriyet Savcılığı İşyerine davetiye çıkararak, kazadan sorumluyu birim iş amirini sanık ünvanı ile ifadesini alarak adli kovuşturma başlatmaktadır İsgüvenliği Uzmanı ile sözleşme imzalayan işverenler Cumhuriyet Savcılığına ifade vermek üzere İsgüvenliği Uzmanının gitmesini isteyebileceklermi dir? Uygulamaları yaşadıkça göreceğiz.
Asıl önemlisi uzman marifeti ile işyerinde ne kadar hassas risk analizi yapılırsa yapılsın risk değerlendirme başarısı % 80 i aşamayacak olmasıdır. Tesbit edilemeyen % 20 risklerden dolayı ölümlü iş kazasında durum ne olacak. Yasal mevzuat da risk değerlendirmesinde sorumluluk İş Güvenliği Uzmanında olduğuna göre,bu durumda aranacak kusurlu adresi uzman mı olacak?bilindiği üzere Yeni TCK. da taksir kaldırıldı, iş kazalarında kasıt kavramı getirildi.Durum bayağı karışık , Ayrıca çalışanların iş güvenliği kurallarına noksansız uymak zorunlulukları bulunmaktadır.bunun tartışması da ayrı olacaktır.
SSK’nın 26. madde 2. fıkrasına göre “iş kazası veya meslek hastalığı, 3. bir kişinin kasıt ve kusuru yüzünden oluşmuşsa, kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir der,o zaman bu 3. kişi; İşverenin çalıştırdığı bir diğer işçi, Herhangi bir sebeple sigortalıya çarpıp ölümüne sebep olan bir sürücüsü veya operatör veya iş güvenliği uzmanı da olabilir.
Yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması ülkede var olan büyük bir eksikliği gidermiştir. Ancak yasa ve yönetmeliklerin uygulanması denetlenemediği ölçüde beklenen katkıyı yapması da beklenmemelidir. Çünkü toplum yapımız gereği ile yaptırım kararı olmadan, denetlenmeden gerekleri yerine getirmemekte ısrar ediyoruz.
Firmalar B.K 55 gereği adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle sorumludur, ancak işçinin talimatsız olarak bir iş yaparken kendisinin kazaya uğraması nedeniyle ortaya çıkan durumlarda bu sorumluluğun olmadığı ileri sürülebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatına gelince; örneğin Ölen 35 yaşında, maaşı 767,63 olsun,60 yaşına kadar aktif çalışma süresinin olduğu ve 25 yıl boyunca çalışıp gelir elde edeceği, bu gelirin yaklaşık %70'i civarında eşi ve çocuklarına destek olacağı kabul edilir. Bu durum karşısında ölenin mesleği ve kazanç durumu önem arz eder. İlgili hesap örnek için 767,63*12*25*70% olacaktır.(161.202,30 ytl) Yalnız %70'lik oran olaydan olaya değişiklik göstermektedir. Ayrıca çocuklara 18 yaşına kadar değil 2006 yılında 21.Hukuk Dairesi tarafından verilen bir karar gereği 25 yaşına kadar destek hesaplaması yapılacaktır. kadının yaşı yeniden evlenme olasılığı dikkate alınacaktır. Firma için bir indirime gidilebilmesi için kusur durumu netleşmeli.Mali mesuliyet ile ilgili Özel sigorta dan dolayı yapılan ödemeyi sigorta şirketi aileye rücu edemez. 30-40 milyardan aşağı manevi tazminatında olmayacağı düşünüldüğünde durumun ciddiyeti firmalar için daha iyi anlaşılır.
ÖLÜM AYLIĞI
Sigortalının ölüm tarihinde en az 1800 gün prim ödemesinin bulunması veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim ödemiş olması durumunda “ölüm aylığı” da bağlanır,tabi ssk teftişinden sonra.
Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın hesaplanmasında;
-Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,
-Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm tarihi esas alınarak ilgili kanunun 27 nci veya 29 uncu maddelere göre tespit edilecek aylığı,
-32 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının prim ödeme gün sayısı, 9000 günden az ise 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanan aylığı, esas alınır.
İlgili kanunun 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere; sigortalıların ölümleri halinde ölüm sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.
Aynı zamanda Ölüm olayı iş kazası sonucu meydana geldiği için iş kazası sigortasından da ikinci bir aylık bağlanması gerekir.hak sahiplerine cenaze ve evlenme ödeneği verilir.
Bunların peşin sermaye değeri firmaya kusur oranında Firmaya veya kusurun sahibi ne rücu edilir.(ölümlü işkazasına uğrayanın ailesi hariç)
Ecel geldiyse çok yapacak bir şey olmasa da, dikkatsizlik, bilgisizlik, ilgisizlikten oluşacak mağduriyetler maddi ve manevi çok fazladır. İş kazası yapan şahsın kendisine ailesine firmasına ülke ekonomisine verdiği zararları da düşünecek olursak,firmaların iş kazalarını önlemeye yönelik ar-ge çalışmalarına verilecek önem kendini göstermektedir.
Bu çalışmalar da gerekiyorsa zoraki yaptırımlar ve denetlemeler ile kültür haline getirilmelidir. Kültür haline gelmeyen ortamlarda yapılacaklar bugün yapılanların ötesine geçmeyecektir. Sadece gün geçiştirmeler ve tek taraflı mağduriyetlerle sorun büyüyerek devam edecektir.
Firmaların iş kazası riski nedeniyle oluşacak mağduriyetleri en aza indirmek için mali mesuliyet sigortası yaptırmalarını da öneriyorum.
01.02.2008
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.