YAZARLARIMIZ
Tahir Sarı
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
tahireda633263@gmail.com



Bölgeler Bazında Vergi Yükleri ve Yatırım Teşvikleri

1- GİRİŞ

Vergi yükü, toplumun ihtiyacı olan kamu giderlerinin karşılanması için yatırımcılar tarafından katlanılan bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün hesaplanmasında genel olarak yatırımcının geliri dikkate alınmakta ancak bölgesel olarak gelişmişlik düzeyi düşük olan bölgelerde devlet tarafından bazı teşvik programları uygulanmaktadır. Bu programlar bölgesel kalkınmalara desteklemekte ve bir ülkedeki ekonomik bölgesel farklılıkların azaltılmasında önem arz etmektedir.

Bölgesel kalkınma, sadece gelirin artması ya da üretimin arttırılması anlamını taşımamaktadır. Bölgesel açıdan ekonominin canlanmasının yanı sıra bölgeyi sosyal ve kültürel açıdan da canlandırmaktadır. Bu süreçte programlamanın bölgenin sosyo ekonomik yapısının iyi irdelenmesi ve yatırım teşviklerinin de bu irdelenmeye dahil edilmesi gerekir. (Yılmaz, 1999: 81)’e göre;  Bölgesel kalkınma, bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılmasını da kapsayan hareketli bir süreçtir. Bu süreçte genel kalkınma stratejileri ile beraber bölgesel kalkınma politikaları da önem arz etmektedir.

2- VERGİ YÜKÜ KAVRAMININ ÖNEMİ

Vergi yükü, bir ülkenin uyguladığı vergi politikaları ile ilgili düzenlemelere destek olmak veya vergi sisteminde uygulanan çalışmalarını savunmak veya reddetmek gibi kararların alınmasında bir girdi olarak yer almaktadır (Türk, 2002:214). Ayrıca bir ülkenin elde ettiği gelirlerin vergiye tabi olma olmaz düzeyi ve bu gelirden kazanılan vergilerin miktarı, uygulanan vergi politikası başarısının da bir göstergesidir.

Toplanılan vergilerin gelir seviyesine oranla artışı, faaliyete geçmiş olan kaynakların kullanılma seviyesinin yanı sıra hali hazırda uygulanan vergi politikalarının da gözden geçirilmesi gerekmektedir (Altay, 2007:103- 118). Vergi yükü, bu açıdan vergi kapasitesi, vergi gayreti gibi kavramlarla beraber uygulanan vergi politikalarının bir çeşit dengeleyici niteliğine kavuşarak; milli gelirin adil bir şekilde dağıtılmasında eşitsizlikler varsa bu ortadaki bu eşitsizliğin vergi ile düzeltilmesine ilişkin hem gerekli bilgilere ulaşılmasını sağlamakta hem de uygulanan politikaların başarı ya da başarısızlığının gözler önüne serilmesine imkan sunmaktadır. Bu sebeple vergi yükü, vergilerin hesaplanmasında ortaya çıkan gelir farklılıklarını minimize edece bir şekilde kullanılarak, gelir dağılımın adil bir şekilde dağıtılmasında yol gösterici bir öneme kavuşmaktadır. Üstlendiği bu görevin yanı sıra, uluslararası ekonomik birleşmelerin gerektirdiği vergi uyumluluğunun sağlanması için yapılan çalışmalar, vergi yükü hesaplamalarını zorunlu kılmaktadır (Anıl, 1973:5).

Vergi yükünün taşıdığı bu öneme karşın, vergi yükünün bu sonuçlarının ortaya çıkması açısından kısıtlı bir rol üstlendiği konunun bazı uzmanları tarafından savunulmaktadır. Sadece tanımsal açıdan bakılacak olursa vergi yükü, gelir esas alınarak hesaplanır. Fakat bu zamanda ödeme kapasitesinin ana koşulunun gelir olmasının yanında, sahip olunun sermaye ve servet de diğer bir unsurdur. Bu sebeple hali hazırdaki vergi yükü hesaplama yöntemlerinin bu özelliği gözden kaçırılmaması gereken bir gerçektir. Ayrıca, vergi yansıması, ve vergi amortismanı benzeri unsurlar da varken bu unsurlar göz önüne alınmadan yapılan yorumlar ve karşılaştırmalar, vergi yükü kavramının bir gösterge olması özelliğini kısa bilmektedir.

 Ayrıca mükellefin kazancından elde ettiği gelir ile mükellefin ödeme yükümlülüğü olan vergi arasındaki ilişkiyi tanımlayan vergi yükü oranında, “vergi” kavramına dahil olacak hangi unsurların yer alması hususunda tam bir uyum sağlanmamıştır. Çünkü vergi yükü hesaplanırken vergilere; harç, resim, sosyal güvenlik primleri, fonlar, döner sermaye payları vb unsurların dahil edilip edilmediği hususunda yapılan tanımlarda farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, yalnızca ödenen vergilerin bir parametre olarak kabul edilmesi gerçek bir vergi yükü olarak ifade edilmemektedir

 Ödenen vergilerin karşılığı olarak devlet tarafından sunulan kamu hizmetlerinden de fayda sağlandığı için, sadece ödenen verginin yük olarak görülmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Fakat vergi yüküne ile ilgili olarak, kamusal açıdan ortaya çıkacak olan faydanın nicel bir ölçüsünün olmaması, bu problemi teorik bir mesele olmaktan öteye bir sonuca ulaştıramamaktadır. (Yaraşlı, 2005:43-44).

2-1. BÖLGESEL VERGİ YÜKÜ

Kamunun toplam ekonomiden toplumsal hizmete dönüştürmek amacıyla gelir sahiplerinden çektiği payı ifade eden vergi yükü kavramı, bu ifadenin yanında ortaya çıkan bu yükün hangi bölge ve kesimlere yoğunlaştığı anlamını da taşır. Bu açıdan düşünüldüğünde vergi yükü kavramı hem mikro hem de makro açıdan düşünülmesi gereken bir kavram halini alır. Bu nedenle vergi yükünün çeşitli türleri ortaya çıkmaktadır. Bunlar; Toplam (genel) vergi yükü Kişisel vergi yükü Objektif vergi yükü Subjektif vergi yükü Net vergi yükü Gerçek vergi yükü Bölgesel vergi yükü Sektörel vergi yüküdür (aykın, 2018).

Türkiye’de ortaya çıkan vergi yükünün bölgesel açıdan incelenmesi, vergi yükünün bölgeler bazında dağılımının araştırılması maksadıyla vergi politikalarının bölgeler arasında gelir ve kaynak dağılımını sağlayacak şekilde kullanılmasına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada bölgesel vergi açısından iki şekilde sonuç ortaya çıkmaktadır. Bunlar (Çağdaş, 2020)e göre; GSYİH açısından bölgesel vergi yükü ve yüzdesel açıdan bölgesel vergi yüküdür. Çalışmada GSYİH oranları incelenecektir.

2-.1.1 GSYİH Açısından Bölgesel Vergi Yükü

Türkiye toplamda yedi coğrafi bölgeden oluşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bölgesel olarak vergi yükü; toplam verginin GSYİH’ya orantısıyla bulunur. Bu oran vergi politikası olarak kullanılabilir.

Kaynak: www.tüik.gov.tr (2018 yılı tahakkuk oranları üzerinden hesaplanmıştır.)

Tahakkuk oranlarına bakıldığında, GSYİH’nın yüzdesi olarak bölgesel vergi yükünün bölgesel dağılımı incelendiği zaman görüleceği üzere; 2018 yılı itibariyle ülkemizde vergi tahakkuk oranı yükünün en yoğun olduğu bölge, % 38,2 oranı ile Marmara Bölgesi’dir. Buna göre, Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin en yoğun toplandığı Marmara Bölgesi, Türkiye vergi gelirlerinin yaklaşık üçte birinden fazlasını sağlamaktadır. GSYİH’nın yüzdesi olarak vergi yükü bakımından, Marmara Bölgesi’ni % 17,8 oranı ile İç Anadolu Bölgesi ve % 16,4 oranı ile Ege Bölgesi izlemektedir. Vergi yükünün düşük olduğu bölgeler ise sırasıyla Doğu Anadolu Bölgesi (% 3,1), Güneydoğu Anadolu Bölgesi (% 5,1), Karadeniz Bölgesidir. (%6,3)

3- BÖLGESEL BAZDA YATIRIM TEŞVİKLERİ

Bir ülkenin ekonomik gelişimi için yalnızca ekonomik açıdan istikrarın sağlanması yeterli değil aynı zamanda ekonomik büyümenin yanında ve kalkınmanın da olması gerekmektedir. Özellikle mali açıdan gelirler arasında bulunan vergiler ile ekonomik büyüme ve kalkınma gerçekleşmiş olacak, uygulanacak bölgesel mali politikalar ile bölgesel gelişme farklılıkları azaltılacak ve ekonomik kalkınma hedefleri gerçekleşmiş olacaktır.

Ekonomik açıdan kalkınma, bölgesel olarak ele alındığı zaman, yalnızca üretimin ve kişi başı milli gelirin arttırılması değil ekonomik, sosyal ve kültürel durumungelişimini ve bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılmasını da ele alan dinamik bir süreçtir. Bu süreçte genel kalkınma stratejileri ile birlikte bölgesel kalkınma politikaları da önem taşımaktadır. Bölgesel kalkınmanın ekonomik hedeflerinin yanında eğitim, sağlık, ulaşım vb sosyal hedefleri de taşıması öneminin günümüzde giderek artması sonucunu doğurmuştur (Sinemillioğlu, 2009: 249). Bir ülkede kalkınma hedefleri ortaya konurken büyümeyi teşvik eden ve kısıtlı olan faktörlerin piyasaya sunumunun artırılması ve maksimum düzeyde net hasılayı koruyan bir faktör kullanım modelinin elde edilmesi gibi bazı temel unsurların göz ardı edilmemesi gerekmektedir (Demircan, 2003: 99).

3.1. Türkiye’de Uygulanan Bölgesel Mali Teşvik Uygulamaları

Teşvik kavramı kıt bulanan kaynakların belli sektör ve bölgeler arasında devlet tarafından yapılan dağıtımı olumlu yönde etkilemektedir. Bu açıdan bakıldığında teşvikler,  bölgesel alanların ya da mal ve hizmet alanlarının ekonomi politikasındaki yeri ve önemi (sosyal kültürel ve ekonomik) göz önünde bulundurularak farklı destekler uygulanabilir. Belli sektör ya da bölgelerde diğer bölgelere göre geri kalma düşünüldüğünde dengesizliğin ortadan kaldırılması amacıyla teşvikler de söz konusu olabilir. Her iki durumda da amaç, sosyal ekonomik refah seviyesinin yükseltilmesidir

Bir ülkede var olan bölgelerarası gelişmişlik farklarını azaltmak ya da bazı bölgelerin gelişmesine ve kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla verilen teşvikler, bölgesel teşvikler, olarak tanımlanır. Bu açıdan bölgesel teşvikler, ekonominin genelini kapsayan ve sektör ayrımı yapmaksızın her sektör için aynı oranlarda uygulanan genel amaçlı teşviklerden ayrılmaktadır (Duran, 2003: 24). Aşağıdaki haritada yatırım teşvik bölgeleri numaralandırılmıştır.

Kaynak: www.tüik.gov.tr

Uygulanan Teşvikler

Verilen Destekler

Genel Teşvik Uygulamaları: Bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımlar için kararda belirtilen sabit yatırım tutarları ve üzerindeki yatırımların bölge ayrımı yapılmaksızın yararlandırılacağı destek unsurlarından oluşmaktadır.

- Gümrük vergisi muafiyeti. - KDV istisnası. - (6. bölge) gelir vergisi stopajı desteği -Tersanelerin gemi inşa yatırımları için sigorta primi işveren hissesi desteği.

Bölgesel Teşvik Uygulamaları: Kararda belirtilen iller itibarıyla belirtilen sektörler, ilin bulunduğu bölgedeki şartları sağlamaları halinde belirtilen desteklerden yararlandırılabilmektedir.

- Gümrük vergisi muafiyeti. - KDV istisnası. - Vergi indirimi. - Sigorta primi işveren hissesi desteği. - Yatırım yeri tahsisi. - (3-4-5-6.bölge) faiz desteği. - (6. bölge) gelir vergisi stopajı desteği. - (6. bölge) sigorta primi desteği.

Büyük Ölçekli Yatırımlar: Kararda belirtilen asgari tutarları sağlayan yatırım konularının yararlandırılabileceği desteklerden oluşmaktadır.

- Gümrük vergisi muafiyeti. - KDV istisnası. - Vergi indirimi. – Sigorta primi işveren hissesi desteği. - Yatırım yeri tahsisi. - (6. bölge) gelir vergisi stopajı desteği. - (6. bölge) sigorta primi desteği.

Stratejik Yatırımlar: Kararda belirtilen kriterleri sağlayan yatırımlar, bölge farkı gözetilmeksizin belirtilen desteklerden yararlandırılabilmektedir.

- Gümrük vergisi muafiyeti - KDV istisnası. - Vergi indirimi. - Sigorta primi işveren hissesi desteği. - Yatırım yeri tahsisi. - Faiz desteği. - KDV iadesi. - (6. bölge) gelir vergisi stopajı desteği. - (6. bölge) sigorta primi desteği.

Kaynak: www.tüik.gov.tr 3305 Sayılı Kararda Yer Alan Teşvik Sistemi Unsurları

Belirlenmiş teşvik bölgelerine göre yapılan teşvik uygulamalarına bakıldığında; vergi indirimi, vergi muafiyet ve vergi istisnaları ile sigorta prim desteği vb unsurların mali nitelikli teşvikler olduğu anlaşılmaktadır. Mali teşvik dışındaki teşvikler, yatırım bölgesi tahsisi ve faizde indirim destekleri olarak görülmektedir. Yatırım yeri desteği, genel teşvik uygulamaları dışında kalanlara verilmektedir. Stratejik yatırımlar, Ar-Ge ve çevre yatırımlarında bölge fark etme yoluna gitmeden benzer oranlarda; bölge bazlı yatırımlarda ise 3, 4, 5 ve 6’ncı bölgelerde değişen oranlarda faizde indirimi desteğine gidilmekte olduğu görülmektedir.

Alınan kararda Gümrük Vergisi muafiyeti ile KDV istisnasının bütün teşvik türleri için tanımlandığı anlaşılmaktadır. Yine teşvik türleri değişmekle birlikte özellikle 6’ncı bölgede  bulunan yatırımlar açısından türlü destek unsurlarının sağlandığı anlaşılmaktadır. Bölgesel desteklerden fayda sağlayacak sektörler açısından bölgeler itibariyle asgari yatırım tutarları veya kapasiteleri farklı olacaktır.

Hemen hemen bütün destek türlerinde 6’ncı bölge için ekstra destekler sunulmasına rağmen önemli yatırımlara ve büyük oranda yatırımlara yönelik teşviklerden ve bu amaçlı yatırımlar sebebiyle yaratılan istihdamdan hiç yararlanılmadığı bölgeler bazında ödenen vergi oranlarından anlaşılmaktadır. 5’inci bölge için de durum çok fark arz etmemektedir. Belirtilen dönem içinde önemli yatırım teşviklerinden hiç faydalanılmamış; büyük ölçekli yatırım teşviklerinden ise diğer bölgelere göre çok düşük bir yatırım miktarı için yararlanılmıştır. Ancak belirtilen bu yatırım teşvikleri, bölgesel gelişime en çok faydayı gerçekleştirme potansiyeli olacak büyük yatırımlar için verilmektedir.



Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yatırım Teşvik İstatistikleri, 2019.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yatırım Teşvik İstatistikleri, 2019.

Türkiye’de 2001’den 2009 yılına kadar olan süreçte yatay bir durum seyreden teşviklere bağlı yatırımların bu yıldan itibaren daha önceki yıllara nazaran büyük bir artış eğilimlinde olduğu görülmektedir. İstihdam sayılarında ise yatırım miktarı kadar olmasa da bir artış oranı yaşanmıştır. 2009 sonrası istihdam artış ve azalışlarının teşvik miktarlarıyla daha uyumlu hareket içinde oldukları da anlaşılmaktadır. Bu bakımdan anlaşılacağı üzere yeni yatırımlar, yeni istihdam olanaklarını da beraberinde getirmiştir. Bu sonuçla geri kalmış bölgeler için yatırımcıların bölgeye çekilebilmesi maksadıyla teşvik sisteminin yanı sıra diğer sosyal ve kültürel politikaların da etkili bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Tablo-2: Bölgelere Göre Verilen Teşvik Miktarı, Yatırım Teşvik Belgesi Sayısı ve Yaratılan İstihdam (2001-2018 Yılları, Toplam)

İLLER

BÖLGESEL

MİLYON TL

STRATEJİK

MİLYON TL

GENEL

MİLYON TL

BÜYÜK ÖLÇEKLİ

MİLYON TL

TEŞVİK BELGESİ SAYISI

İSTİHDAM

  1. BÖLGE

108.490

22.759

121.818

12.309

20.398

889.736

  1. BÖLGE

48.752

3.138

55.587

17.746

11.131

337.312

  1. BÖLGE

37.950

12.579

31.601

2.389

8.794

263.221

  1. BÖLGE

21.694

9.587

26.170

2.150

6.712

195.728

  1. BÖLGE

17.108

0

18.210

302

5.075

168.223

  1. BÖLGE

12.396

0

11.227

0

4.154

223.548

Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yatırım Teşvik İstatistikleri, 2019.

01.01.2001-30.06.2018 tarihleri arasında yatırım teşvik belgelerine göre oluşturulmuştur.

Tablo-2’de bulunan 2001-2018 verilerine bakıldığında, toplam 661.683 milyon TL tutarında yatırım teşviki yapıldığı ortaya çıkmaktadır. 1’inci bölgeye verilen 265.774 milyon TL teşvik miktarı, toplam teşvik miktarının % 40’ını geçmektedir. Aynı zamanda teşvikler sebebiyle yaratılan toplam istihdam 1.999.776 kişidir. 1’inci bölgedeki istihdam sayısının toplam istihdama oranı % 41’dir. 6. bölgede faydalanılan teşviklerin toplam yatırım miktarı oranı sadece % 4 ve yaratılan istihdamın oranı ise % 10’dur.

Yaratılan toplam istihdam sayılarına göre 1’inci bölge 889.737 kişi ile ilk sırada yer almaktadır. Bu bölgede yapılan yatırımla göre en fazla istihdamın ortaya çıktığı iller sırasıyla İstanbul, Antalya, Ankara ve İzmir olmuştur. Bu zaman zarfında 2’nci bölgede 337.312, 3’üncü bölgede 263.221, 4’üncü bölgede 195.728, 5’inci bölgede 168.223 ve 6’ncı bölgede 223.548 kişi yeni istihdam ortaya çıkmıştır. Yatırım teşviklerinin istihdam açısından 1’inci ve 2’nci bölgeye daha fazla katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Yatırım miktarı bakımından ilk beş şehir sırasıyla İstanbul 100.420 milyon TL, İzmir 42.941 milyon TL, Ankara 31.683 milyon TL, Yatırım miktarı bakımından en az yatırımın yapılan 3 şehir ise Bayburt 261 milyon TL, Iğdır 356 milyon TL, Hakkâri 411 milyon TL. Bu şehirlerden Hakkâri ve Iğdır 6’ncı bölgede yer almakta; Bayburt ise 5’inci bölgede yer almaktadır.

Yatırım teşvik sayılarına bakıldığında ise; şehirlerin sıralamasında fark ortaya çıksa da bölge açısından ortaya çıkan sıralamada bir değişiklik bulunmamaktadır. Verilen yatırım teşvik sayılarının sırasıyla en yüksek olduğu şehirler, İstanbul 8.641, İzmir 3.016, Bursa 2.966, Ankara 2.910 ve Konya 2.569 ile Konya şehirleridir. 2’nci bölgede bulunan Konya şehri dışındaki şehirlerin hepsi 1’inci bölgede bulunmaktadır. Teşvik belgesi sayıları bakımından en sonda bulunan şehirler ise  Ardahan 43, Bayburt 54, Tunceli 68, Hakkari 89 ve Bartın 99’dur. Verilen teşviklere bakıldığında en büyük payı alan şehir, büyük farkla İstanbul olmuştur. Bölgesel teşvikte bile İstanbul ve Marmara bölgesi illerini kapsayan 1’inci bölge en büyük teşvik miktarını almıştır. Ortaya çıkan istatistiksel sıralama genellikle 1’inci bölge için en yüksek ve diğer şehirler için daha düşük olmuştur. Bu durum için ortaya çıkan tek istisna, büyük yatırımlar için 2’nci bölge, 1’inci bölgeden daha büyük yatırıma sahiptir. Stratejik yatırımlar açısından bakıldığında ise 3’üncü ve 4’üncü bölge, 2’nci bölgeden daha çok yatırım miktarı elde etmiştir.

4- Sonuç

Türkiye’deki yatırım teşvik sistemi, şehirlerin coğrafi bölgeler dikkate alınarak altı yatırım bölgesine ayrılması ve tespit edilen teşviklerin değişik sektörlere verilmesi şartına bağlıdır. Farklılık arz eden bölgeler için farklı koşulların bulunması, bölgelerarası farklılıkların ortadan kaldırılması niyetine dayanır. Yapılan bu çalışmada bulunan mali teşviklere ait veriler incelendiğinde mali teşvik sisteminin ekonomik açıdan çok geri durumda olan bölgelerde daha da etkin bir şekilde uygulanması gerekirken tersi bir durumunla karşı karşıya kalındığı anlaşılmıştır. Hali hazırda ekonomik açıdan gelişmiş bölgelerin mali teşviklerden çok daha faydalanması, mali teşvikler açısından en azından bölgeler arası dengesizlikle mücadele aşamasında yetersiz kalındığını ortaya çıkarmaktadır.

Kaynakça

Altay, A. (2007), Vergileme Kapasitesinin Ekonomik - Mali Sınırları, Vergi Sorunları Dergisi, Mayıs.

Anıl, H. (1973), Türkiye’de Vergi Yükü (1950-1970), Maliye ve Vergi Hukuku Enstitüsü Yayınları 4, Ankara.

Aykın, H. (2018), Vergi Yükü Nedir? Vergi Yükü Kavramları, https://vergidosyasi.com/2018/07/02/vergi-yuku-nedir-vergi-yuku-kavramlari/, (05.08.2021).

Çağdaş, Y. (2020), Türkiye’de Toplam Vergi Yükünün Oecd Ülkeleri İle Karşılaştırılması, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1018916, (01.08.2021).

Demircan, Esra Diverekli; (2003), “Vergilendirmenin Ekonomik Büyüme ve Kalkınmaya Etkisi”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 21, ss. 97- 116, (29.07.2021).

Duran, M.S. (2003). “Teşvik Politikaları ve Doğrudan Sermaye Yatırımları”, Hazine Müsteşarlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü.

Sinemillioğlu, M. Oğuz; (2009), “Sürdürülebilir Bölgesel Kalkınma ve Türkiye Süreci”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 27, ss. 245- 268, http: //www.esosder.com/dergi/27245-268.pdf, (03.08.2021).

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yatırım Teşvik İstatistikleri, https://tuys.sanayi.gov.tr/page.html?sayfaId=a1fb69a4-2c8d-4ce4-a8b4fc515d7096fc&lang=tr (10.08.2021).

Türk İ. (2002), Kamu Maliyesi, Güncelleştirilmiş 4. Basım, Ankara: Turhan Kitabevi.

Yaraşlı, G.O. (2005), Türkiye’de Vergi Reformu, Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yayın No: 2005/367, Ankara

Yılmaz, Z. (1999), “Bölgesel Kalkınmanın Boyutları ve AB- Gümrük Birliği Çerçevesinde   Türkiye’de Bölgesel Kalkınma”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 3, ss.79- 96

30.05.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM