Şirketler kısa veya uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyacı karşılamak için bazen gerçek kişi ortaklarından döviz veya TL cinsinden borçlanabilmektedir. Döviz olarak alınan borçlar ile ilgili olarak şirket bünyesinde gerek değerleme gerekse ödeme sırasında kur farkı oluşabilecek kur farklarının gider olarak dikkate alınmasının önünde iki tane engel var gibi gözükmektedir. Bunlardan birincisi örtülü sermaye hükümleri, ikincisi ise döviz cinsinden borçlanma yasağına ilişkin Sermaye Hareketleri Genelgesinde yer alan hükümleridir.
Şirketler TL cinsinden aldığı bu borçlar karşılığında gerçek kişi ortağına herhangi bir faiz, komisyon ve benzeri adlar altında hiçbir bedel ödeme zorunluluğu bulunmazken, ortaktan alınan paralara herhangi bir faiz ödenmemesinin söz konusu olması durumunda transfer fiyatlandırması veya örtülü sermaye hükümlerine riayet edilmesi gerekir.
Bilindiği üzere 02.05.2018 tarihinde T.C. Merkez Bankası tarafından “Sermaye Hareketleri Genelgesi” çıkarılmıştır. Söz konusu genelgenin getiriliş amacı genelge ’de tanımlanmıştır. Buna göre; yurt dışından ve yurt içinden döviz kredisi kullanımlarına ilişkin bankalar ve finansal kuruluşlarca takip edilecek usul ve esasları belirlemektedir. Söz konusu genelgenin 38’ncu maddesinde “Kambiyo mevzuatı uyarınca Türkiye’de yerleşik kişiler ancak 32 sayılı Karar’da yer alan şekliyle bankalar ve finansal kuruluşlardan döviz kredisi temin edebilecekleri için bir firmanın başka bir firmaya döviz kredisi kullandırması mümkün bulunmadığı” açıklamalarına yer verilmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 15.11.2018 tarih ve 114063 sayılı mukteza ‘da “ Şirketiniz tarafından ortağınızdan alınmış borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi halinde bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır. Şirketinizin gerçek kişi ortağından borçlandığı paralarla ilgili olarak herhangi bir faiz ödemesi durumunda, gerçek kişi ortağa ödenecek faiz bedelinin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun faiz bedelinin tespitinde Kanunun 13 üncü madde hükmü ve 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir. Öte yandan, Şirketinizin nakit ihtiyacı olmadığı halde gerçek kişi ortağınızdan alınan paralara ilişkin ortaya çıkan kur farklarının, ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisi olmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
Özetle mukteza ’dan çıkan sonuç şu şekildedir:
“ Bilgiyi paylaşarak, insanların başarıya bizden daha kolay ulaşmalarını sağladığımız için mutluluk duyabilmeliyiz. “
Saygılarımızla
09.09.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.