1. KONU:
Bilindiği üzere, apartman, site, iş hanı gibi birden fazla bağımsız bölümlerin bulunduğu yerlerde uygulanacak kurallar 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine tabidir.
Anılan Kanunun 27 inci maddesinde, bu kapsamdaki yerlerde ana gayrimenkulün kat malikleri kurulunca yönetileceği ve yönetim tarzının, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılacağı belirtilmiş; Kanunun 34 üncü maddesinde ise, kat maliklerinin, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilecekleri; bu kimseye (Yönetici), kurula da (Yönetim kurulu) denileceği ifade edilmiştir.
Uygulamada da bu tür yerlerin kat maliklerince seçilen yöneticiler tarafından yönetilmesinin yanında bu amaçla oluşturulmuş şirket ya da kooperatifler aracılığı yönetilmesi durumu da söz konusu olabilmektedir. Yönetim işlemleri, ana gayrimenkulün idare edilmesi ve hizmetlerin görülmesi şeklinde olabildiği gibi, kat maliklerine bazı hizmetlerin sunulması şeklinde de olabilmektedir.
Öte yandan pek çok işyeri de bu tür yerlerde faaliyette bulunmaktadır. Bu işyerleri, faaliyette bulundukları söz konusu binalarda, faaliyetlerine ilişkin normal alış ve giderlerinin dışında, binanın genel güvenliği, tamiri bakımı, yakıtı, temizliği, umumi aydınlatılması gibi müşterek giderlerden de paylarına isabet eden tutarı ödemektedirler.
Ancak söz konusu ortak giderlere ilişkin belgeler çoğu zaman ayrı ayrı işyerleri adına değil, site veya apartman yönetimi adına düzenlenmektedir. Bu gibi durumlarda düzenlenen belgelerde yer alan ve payları oranında işyerleri tarafından ödenen müşterek giderlere ilişkin KDV'nin, işyerleri tarafından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, bu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.
2. KONUYA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER:
VUK'nun 227 nci maddesinde,"Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir...." Denilmiştir. Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde ise fatura, "satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika" olarak tanımlanmıştır.
KDV'nin indirim konusu yapılması ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 uncu maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Kanunun "indirimin belgelendirilmesi" başlıklı 34 üncü maddesinde ise; Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği ifade edilmiştir.
3. KONUNUN TARTIŞILMASI:
"Vergi İndirimi", KDV. sisteminin en önemli ve KDV'nin diğer muamele vergilerinden farkını ve üstünlüğünü ortaya koyan bir müessesedir. Bu mekanizma sayesinde KDV.'nin yansıtılabilir bir vergi olması yani her aşamada sadece yaratılan katma değeri vergileyen ve sonuçta vergi yükünün nihai tüketici üzerinde kalmasını sağlayan bir vergi sistemi olması amaçlanmaktadır. Bunun için de işletmelerin hesapladıkları vergilerden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle ödedikleri vergileri indirebilmeleri gerekir. Ancak indirim mekanizmasının önemi ve özelliği nedeniyle kanun koyucu, vergi indirimine ilişkin usul ve esaslar konusunda kanunda çok sıkı şekil şartları öngörmüştür. Bu şartlardan bir tanesi de indirim konusu yapılacak verginin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenecek fatura ve benzeri vesikalar üzerinde gösterilmesi ve bu belgelerin de yasal defterlere kaydedilmiş olmasıdır.
Site ve apartmanlarda faaliyette bulunan işyerleri tarafından ödenen ortak giderlere ilişkin belgeler, aşağıda açıklanacağı üzere bazı durumlarda işyeri sahipleri adına değil, site veya apartman yönetimi adına alınabilmektedir. İşyerleri, anılan giderleri söz konusu yönetimler tarafından düzenlenen makbuzlara ya da ödemeyi bankaya yapmaları halinde bankalar tarafından verilen makbuzlara istinaden kayıtlarına intikal ettirmektedirler. Söz konusu makbuzların ise VUK.'nda yer alan fatura ve benzeri vesika kapsamında olmadığı tartışmasızdır. Bu nedenle de anılan makbuzlara istinaden kayıtlara intikal ettirilen giderler nedeniyle ödenen KDV.'nin indirim konusu yapılmasında sorun ve sıkıntılarla karşılaşılmaktadır.
Hemen ifade edelim ki; apartman veya sitenin yönetiminin, 634 sayılı Kat Malikleri Kanunu hükümlerine uygun olarak, bu amaçla kurulmuş ve aynı zamanda vergi mükellefiyeti de olan bir işletme kooperatifi ya da aynı amaçla faaliyette bulunan bir ticari firma tarafından yürütülmesi halinde, konuyla ilgili fazla bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü söz konusu kooperatif veya firmalar, ilgili ortak giderlere ilişkin belgeler kendi adlarına ya da site veya apartman yönetimi adına alınmış bile olsa, apartman veya sitede faaliyette bulunan işyerleri adına ayrıca fatura düzenleyebilmektedirler. Dolayısıyla anılan işyerlerinin, bu şekilde kendi adlarına düzenlenmiş belgelerde yer alan vergileri genel esaslara göre indirim konusu yapmalarında herhangi bir sorun bulunmamaktadır.
Sorun, site veya apartman yönetiminin, kat malikleri arasından seçilmiş bir yönetim kurulu ya da vergi mükellefiyeti olmayan bir işletme kooperatifi tarafından yürütülmesi durumunda anılan yönetimler tarafından işyerleri adına fatura düzenleme imkanı olmadığı için ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda olan apartman veya sitelerde faaliyette bulunan işyerlerinin ödedikleri ortak giderlere isabet eden vergileri indirim konusu yapıp yapamayacakları hususunun görüşülmesi esnasında iki görüş ortaya çıkmaktadır.
3.1. KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı görüşü
Bu görüşe göre; KDV mevzuatımızda bir düzenleme olmaması halinde, ilgili işyeri adına düzenlenmeyen belgeye istinaden ödenen vergilerin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü bu konuda kanun hükmü çok açıktır. VUK.'nun 229’uncu maddesinde yer alan faturanın tarifi ve KDVK.'nun 29’uncu maddesinde yer alan, "Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi" ibareleri, düzenlenecek belgelerin indirimi yapacak olan mükellefin adına düzenlenmesi gerektiğini net olarak ortaya koymaktadır.
Bu nedenle, her ne kadar uygulama haksız gibi görünüyor olsa da, yasal düzenlemeler itibariyle aksi bir yorum yapmak da ne yazık ki mümkün değildir. Dolayısıyla site veya apartman yönetimi adına alınan belgelere istinaden anılan yerlerde faaliyette bulunan işyerlerinin KDV. indirimi yapabilmeleri söz konusu değildir ve aksi uygulama her zaman eleştiri riski taşır.
Mali idare uygulamaları da bu yönde olmakla birlikte[1],[2] aşağıda belirtileceği üzere idarenin yorumu yukarıdaki kadar keskin değildir.
3.2. KDV’nin indirim konusu yapılabileceği görüşü
Bu görüşe göre; gider veya maliyet unsurunun firma ile ilgisi açıkça belli ise veya firmaya ait olduğu kanıtlanabiliyorsa, başka kimseler adına düzenlenmiş belgelere istinaden de gider veya maliyet kaydı yapılabilmeli ve KDV. indirilebilmelidir. Ancak KDV Kanunu ve düzenlemelerin de bu konuda yeterince açıklama olmadığı, site aidat adı altında ödenen giderlerin içinde yer alan KDV. tutarlarının tespitine ve indirimine açıklık getirmediği sorunu ile karşılaşmaktayız.
VUK açısından baktığımızda; Kanunun 227 nci maddesinde, tevsik işleminin mutlaka firma adına düzenlenmiş belgelere dayanması gerektiği yolunda bir hükme yer verilmemiş olduğundan VUK açısından engelleyici bir durum olmadığı düşünülmelidir. KDVK açısından ise; indiriminin, alış faturası ve benzeri belgelere dayanması gerektiği belirtilmiş, fakat bu belgelerin, indirimi yapacak olanın adına düzenlenmiş olması şart koşulmamıştır.
Ayrıca, fatura ve benzeri belgeler site yönetimi adına düzenlense dahi bu fatura veya benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisinin mal veya hizmetin gerçek alıcısı yani sitede faaliyette bulunan işyerleri tarafından indirim konusu yapılabilmesi gerekir. Aksi durum, indirilemeyen katma değer vergisinin yükümlünün üzerinde kalma sonucunu doğuracağı, bunun da vergi adaleti ve katma değer vergisinin yansıtılabilmesi ilkesine ters düşeceği açıktır. Site yönetimince düzenlenecek belgede, yeterli açıklama ve KDV. tutarı bulunan fatura ve benzeri belgeleri dayanak oluşturması, kat maliki işyeri payına düşen hesaplamayı göstermesi halinde, belgede belirtilen vergi, indirim konusu yapılabilmelidir.
Maliye Bakanlığı, kendisi adına düzenlenmemiş faturalarda yer alan KDV.’nin indirim konusu yapılabilmesi konusunda verdiği çeşitli özelgelerde bazı koşullarda indirimin yapılabileceğini belirtmiştir.
Gelirler Genel Müdürlüğü, işyerinde kullanılan ancak başkası adına kayıtlı olan su, elektrik, telefon fatura bedellerinin faaliyette bulunulan işyerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının kesin delillerle ispati halinde bu belgelere dayalı giderlerle ilgili olarak yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunduğunu belirtmektedir.[3]
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, kiracı olarak faaliyette bulunulan işyerinin fabrika binasının sahibi adına kayıtlı olan elektrik, su, doğalgaz faturalarına ilişkin giderlerin faaliyette bulunulan işyerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının ilgili kurumlardan alınacak belgelerle tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi ve söz konusu ödemlere ait KDV. nin indirim konusu yapılabilmesinin mümkün olduğunu belirtmektedir.[4]
Maliye Bakanlığı tarafından değişik tarihlerde verilmiş özelgelerde, birbirinden farklı değerlendirmeler yapılmış ve KDV indirimi konusunda farklı görüşler verilmiştir. Görüşümüze göre, KDV. içeren belgeler apartman veya site yönetimleri adına düzenlenmiş de olsa, söz konusu faturalarda yer alan harcamaların ve KDV’nin ilgili işyerlerini ilgilendirdiği tartışmasız olduğuna göre bu belgelerde yer alan vergilerden payına isabet edenin bu işyerleri tarafından indirim konusu yapılabilmesi gerekir.
Söz konusu harcamalara konu teslim ve hizmetlere ilişkin faturalar her ne kadar apartman veya site yönetimi adına düzenlenmiş ve tahsilat bakımından site yönetimleri muhatap alınmış olsa da, yapılan teslim ve hizmetlerin asıl muhatabının apartman veya sitede faaliyette bulunan ya da oturanlar olduğu açıktır. Kat Mülkiyeti Kanununa göre yürürlükte olan yönetim planlarında da bu husus tartışmasızdır. Bu durumda, yönetim planına göre her bir bağımsız bölümün payına düşen hizmet ve tüketim bedeli ile vergi, fon ve benzeri yüklerin ayrıca hesaplanarak gösterilmesi koşuluyla indirim konusu yapılmasına engel bir durumun olmadığı düşünülmektedir.
Maliye Bakanlığı’nın konuya açıklık getiren ve yukarıda belirtilen görüş farklılıklarını gideren bir açıklama yapmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz.
4. SONUÇ
Bu çalışmamızda, site veya apartmanlarda faaliyette bulunan işyerleri tarafından site veya apartman yönetimleri adına alınan belgelere istinaden Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca ödenen ortak gider payları nedeniyle KDV indirim haklarının olup olamayacağı tartışılmıştır.
Apartman veya sitenin yönetiminin, 634 sayılı Kat Malikleri Kanunu hükümlerine uygun olarak, bu amaçla kurulmuş ve aynı zamanda KV mükellefiyeti de olan bir işletme kooperatifi ya da aynı amaçla faaliyette bulunan bir yönetim şirketi tarafından yürütülmesi halinde bir sorun bulunmamaktadır. Söz konusu kooperatif veya şirket, ilgili ortak giderlere ilişkin belgeler kendi adlarına ya da site veya apartman yönetimi adına alınmış bile olsa, apartman veya sitede faaliyette bulunan işyerleri adına ayrıca yansıtma faturası düzenleyecekler, bu faturada yer alan vergiler de indirim konusu yapılmaktadır.
Apartman veya sitenin yönetiminin, 634 sayılı Kat Malikleri Kanunu hükümlerine göre kat maliklerince seçilen yöneticiler tarafından yönetilmesi durumunda, site veya apartmanlarda faaliyette bulunan işyerleri tarafından kullanılan ve tüketilen ancak yönetim adına düzenlenen su, elektrik ve doğalgaz faturalarının, yönetim tarafından hizmet planına ya da gerçek tüketim miktarlarına göre işyerlerine faturalarda yer alan KDV. yükümlülüklerin ayrıca gösterilmesi durumunda, bu KDV. ve vergilerin işyerleri tarafından indirim konusu yapılabileceği düşünülmektedir.
Maliye Bakanlığı’nın konuya açıklık getiren bir açıklama yapmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz.
NOT: Bu makale E. Maliye Başmüfettişi Tayfun ŞAHİN ile birlikte hazırlanmıştır.
[1] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 18/02/2013 tarih ve 39044742-KDV.29-201 sayılı özelgesi
[2] Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 24/12/2003 tarih ve B.07.0.GEL.0.54/5429-646-54967 sayılı özelgesi
[3] Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 07/12/2004 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5529- 718 / 58214 sayılı özelgesi
[4] İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 21/11/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-642 sayılı özelgesi
24.12.2013
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.