Vergi Usul Kanununa (VUK) göre değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir. Değerlemeye ilişkin hükümlere mezkûr kanunun 258 ila 312 nci maddelerinde yer verilmiştir. Yine Vergi Usul Kanunu’nun 261. maddesinde değerleme ölçüleri düzenlenmiştir.
Buna göre, değerleme ölçüleri aşağıdaki gibidir.
1. Maliyet bedeli;
2. Borsa rayici;
3. Tasarruf değeri;
4. Mukayyet değer;
5. İtibari değer;
6. Vergi değeri;
7. Rayiç bedel,
8. Emsal bedeli ve ücreti.
9. Alış bedeli.
213 Sayılı VUK’ un kanunun 280. maddesine göre yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici, VUK’ un 263. maddesine göre gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerin ortalama değerlerini ifade eder. Normal temevvüçler dışında fiyatlarda bariz kararsızlıklar görülen hallerde, son muamele günü yerine değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
369 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ nin 2. bölümünde menkul kıymetlerin değerlemesinde borsa rayici ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir;
Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesinde hisse senetleri ile portföyünün en az %51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri dışında kalan menkul kıymetlerin borsa rayici ile değerleneceği hükmü yer almaktadır. Söz konusu madde uyarınca;
-Borsa rayici yoksa veya
-Borsa rayicinin muvazaalı olarak oluştuğu anlaşılırsa,
borsa rayici yerine menkul kıymetin alış bedeline, değerleme gününe kadar oluşan gelirin eklenmesi suretiyle bulunacak tutar esas alınacaktır.
Anılan Kanunun 263 üncü maddesinde, borsa rayicinin oluşumunda normal temevvüçler (dalgalanma) dışında bariz kararsızlıklar görülen hallerde değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici, borsa rayici olarak esas aldırmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükmü bulunmaktadır.
Buna göre Maliye Bakanlığı'nca aksi yönde bir düzenleme yapılmadığı sürece, borsada son muamele gününde oluşan rayiç esas alınmak suretiyle değerleme yapılacaktır. Ancak daha sonra yapılacak vergi incelemeleri ile borsada oluşturulan rayicin muvazaalı olduğu anlaşılırsa Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde gerekli tarhiyatların yapılacağı açıktır.
Değerleme; "vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir." şeklinde tanımlandıktan sonra 280 inci maddesinde, "Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir..." denilmektedir.
Avans, belirli bir mal veya hizmetin bedelinin bir bölümünün peşin olarak alınması, talep edilmesi gibi durumları ifade eder. Bu ödemeler sözleşmeye dayalı olarak gerçekleştirilir. Aynı zamanda muhasebe birimi tarafından da kayıt altına alınır. Bir başka ifadeyle avanslar gelecekte yapılacak olan mal veya hizmet teslimleri karşılığında peşin alınan veya verilen değerlerdir.
Alıcı tarafından verilen avanslar, bir malın teslimini veya hizmetin ifasını isteme hakkını ortaya çıkarmaktadır. Bu itibarla, avanslar emtianın veya hizmetin maliyetine eklenmekte, emtianın/hizmetin teslimi sonucunda ise toplam bedelden tenzil edilmektedir.
163 ve 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde hüküm altına alındığı üzere, döviz cinsinden alınan avanslar, döviz cinsinden borç hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre değerlemeye tabi tutulur. Bu itibarla, döviz cinsinden olan avanslar değerleme gününde Vergi Usul Kanununun 263 üncü maddesine göre borsa rayici ile yabancı paranın borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığınca tespit edilen kur esas alınmak suretiyle değerlenmesi icap etmektedir.
Anılan yasa hükümleri uyarınca yabancı para cinsinden olan borçların değerleme gününde Kambiyo Mevzuatı uyarınca yurda getirilmesi zorunlu olan ve olmayan ayırımı yapılmaksızın değerlemeye tabi tutulması ve dönem kar/zararının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak, döviz cinsinden alınan avanslar mükelleflerin borcu olduğundan yabancı para cinsinden olan borçların 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280. maddesi gereğince genel tebliğ hükümleriyle belirlenen kur üzerinden değerlemeye tabi tutulması ve kur farklarının da gider olarak kaydedilmesi gerekecektir. Nihayetinde, döviz cinsinden alınan avanslar vergi yükümlüleri açısından gerçek bir borç mahiyetinde olduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280. maddesi gereğince değerlemeye tabi tutulması sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
KAYNAKÇA
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
369 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
163 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
334 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı 24.07.2014 tarih ve 64597866-105[280-2014]-122 sayılı Özelgesi
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı 24.02.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.02-190-3/8-18 sayılı Özelgesi
Danıştay 3. Dairesi 10.06.1999 tarih ve 2005/20 Esas sayılı kararı
04.05.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.