Bağış ve yardımlar, toplumda dayanışma ve yardımlaşmayı teşvik etmenin ötesinde, işletmeler ve bireyler açısından önemli vergi avantajları sunmaktadır. Türkiye’de bu bağlamda yapılan düzenlemeler, bağışların belirli kurallar çerçevesinde değerlendirilmesini ve vergisel teşviklerden faydalanılmasını mümkün kılmaktadır. Aşağıda, çeşitli bağış türlerine yönelik açıklamalar detaylandırılmıştır:
Gıda bankacılığı, ihtiyaç sahiplerine yönelik temel gıda ve diğer hayati öneme sahip malzemelerin bağışlanmasını organize eden bir sistemdir. Gıda bankacılığı bağışlarının vergisel avantajlarından faydalanılabilmesi için aşağıdaki şartlar önem arz etmektedir:
Bağışlanan malın, bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenmiş bir faturayla belgelenmesi şarttır. Faturada, bağışlanan malın maliyet bedeli yer almalı ve bu tutar KDV hariç olarak gösterilmelidir. Ayrıca, malın taşınması sürecinde sevk irsaliyesi düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler, bağışın tam olarak takip edilebilir ve yasal bir zeminde yapılmasını sağlamak amacıyla zorunludur.
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17/2-b maddesine göre, gıda bankacılığı bağışları KDV’den istisnadır. Bu durum, bağış yapan işletme açısından önemli bir avantaj sunar. Ancak, bağışlanan malların ediniminde yüklenilen KDV, bağışın yapıldığı dönemde hesaplanan KDV matrahına eklenerek kaydedilmelidir. Böylece, işletmenin vergi beyannamesindeki tüm işlemleri şeffaf bir şekilde takip edilebilir.
Bağışlanan malların gıda, temizlik, giyecek ve yakacak niteliğinde olması ve şartlı bağışların kapsam dışında kalması önemlidir. Örneğin, eğitim materyalleri veya farklı bir amaca yönelik bağışlar bu kapsama girmediği için, vergisel avantajlardan yararlanılamaz.
Kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağışlar, toplumun ihtiyaçlarına katkıda bulunurken aynı zamanda vergi avantajları sağlar. Ancak bu bağışların vergi matrahından düşülebilmesi için belirli kurallara uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekir:
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, kamu yararına çalışan derneklere makbuz karşılığında yaptıkları bağışların, yıllık kazançlarının %5’ine kadar olan kısmını gelir veya kurumlar vergisi matrahından düşebilirler. Ancak, bağışın indirim konusu yapılabilmesi için bağışın, yıllık beyanname üzerinde açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
İşletmenin stoklarından çekilerek yapılan bağışlarda KDV indirimi mümkün değildir. Bağışa konu mallar için düzenlenen faturalar, bağışlanan malların dernek tarafından teslim alındığına dair şerh düşülerek belgelendirilmelidir. Bu belgeler, denetim süreçlerinde vergi inceleme elemanları tarafından kontrol edilebileceğinden, usule uygun şekilde hazırlanmalıdır.
Belediyelere yapılan bağışlar, yerel yönetimlerin kamu hizmetlerini daha etkin şekilde sunmalarını desteklerken bağışçı işletmeler için de vergisel avantajlar yaratır. Aşağıdaki noktalar bu bağışların doğru bir şekilde yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir:
Belediyelere bağışlanan taşıt veya diğer malların maliyet bedeli, bağışın yapıldığı yıl kurum kazancının %5’ine kadar olmak kaydıyla indirilebilir. Örneğin, bir şirket aktifinde yer alan çöp kamyonu belediyeye bağışlandığında, kamyonun kayıtlı değeri üzerinden indirim yapılabilir. Ancak bu indirim, sadece ilgili yıl için geçerlidir; fazla kısım diğer yıllara devredilemez.
Ayni bağışlarda fatura düzenlenmesi ve faturada bağışlanan mala ilişkin bilgilerin eksiksiz bir şekilde yer alması gereklidir. Ayrıca, belediyenin bağışı teslim aldığına dair şerh ve yetkili imzaları taşıyan bir belge düzenlenmelidir.
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17/2-b maddesi uyarınca belediyelere yapılan ayni bağışlar, KDV’den muaftır. Ancak bağış konusu malın alımı sırasında yüklenilen KDV, hesaplanan KDV’ye dahil edilerek kayıtlara geçirilmelidir.
Eğitim desteği amacıyla verilen burslar, belirli koşullarda gider yazılabilir ve vergisel avantaj sağlar. Bu koşullar:
İşletme, burs verdiği öğrenciden mezuniyet sonrası belirli bir süre işletmede çalışmasını talep eden bir sözleşme imzalatmalıdır. Bu yükümlülük, bursun sadece yardım değil, işletmeye bir katkı unsuru olduğunu gösterir.
Burs verilen öğrencinin, tüm öğrencilere açık bir yarışma sonucunda seçilmesi şarttır. Bu sayede bursun, belirli bir kişi veya gruba ayrıcalık tanınarak verilmediği ispatlanabilir.
Verilen burs tutarının ve süresinin, işletmenin faaliyetleri ve bursiyerin eğitim süreciyle orantılı olması gerekir. Aksi takdirde, bu tür burslar gider yazılamaz ve Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınır.
Bağışların muhasebeleştirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar:
Türkiye’de bağış ve yardımların vergi mevzuatında özel bir yeri vardır. Ancak bu avantajlardan faydalanmak isteyen işletmelerin, bağış süreçlerini mevzuata uygun şekilde yürütmesi ve gerekli belgeleri eksiksiz bir şekilde düzenlemesi gereklidir. Bu bağlamda, uzman görüşü alınarak hareket edilmesi, hem işletme açısından vergisel avantajların eksiksiz değerlendirilmesini hem de bağışın amacına uygun şekilde kullanıldığından emin olunmasını sağlar.
27.11.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.