Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 313’üncü maddesine göre, bir işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkuller ile VUK’nun 269'uncu maddesi gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, demirbaş ve sinema filmlerinin değerleme esaslarına göre tespit edilen değerinin VUK hükümlerine göre yok edilmesi amortismanın konusunu oluşturmaktadır.
İşletmeler amortisman uygulamaları neticesinde seçmiş oldukları yönteme göre, daha fazla veya daha az dönem gideri yazabilirler, üretilen mamulün maliyetini düşürebilirler/arttırabilirler, ödeyecekleri vergi tutarını öteleyebilirler. Bunları yaparken temel alacakları ölçü işletme açısından en uygun olan yöntemin uygulanmasıdır. Bu nedenle muhasebe uygulayıcısının amortisman konusunu tüm yönleriyle bilmesi gerekmektedir.
Maddi duran varlıkların aktifleştirilmesinde, nelerin duran varlık kalemini oluşturduğu TMS-16’da öngörülmemiştir. Onun yerine muhasebeleştirme ilkelerinin bir işletmeye özgü koşullara uygulanmasında muhakeme yapılması gerektiği vurgulanmıştır.Maddi duran varlıklarda amortisman konusu TMS 16 Maddi Duran Varlıklar standardında düzenlenmiştir. Ancak amortisman ve maddi olmayan duran varlıklar için itfa konusunda TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar, TMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller ve TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Gayrimenkuller standartlarında da düzenlemeler mevcuttur.
Bu standartların ortak amacı finansal tablo kullanıcılarının duran varlık yatırımlarını ve bu yatırımlardaki değişmeleri izleyebilmelerine olanak sağlamak ve uygulayıcıların duran varlıklarla ilgili muhasebe kayıt ilkelerini belirlemektir.
Amortisman hesaplamasında, yani varlığın maliyetinin ekonomik ömrüne pay edilmesinde, üç önemli unsur vardır:
Kalıntı değer, varlığın cari dönem itibarıyla beklenen faydalı ömrünün ve yaşının sonuna gelmiş olması durumunda bu varlığın elden çıkarılması sonucunda elde edilmesi beklenen tutardan, tahmini elden çıkarma maliyetleri çıkarıldıktan sonra kalan tutardır.
TMS-16 'ya göre kullanılabilecek yöntemler Normal(doğrusal) Amortisman Yöntemi, Hızlandırılmış Amortisman ve Üretim Miktarı Yöntemi’dir.
Normal(Amortisman) Yöntemi:
Normal(Doğrusal ) amortismandaki temel varsayım amortisman tutarını etkileyen unsurun zaman olduğudur. Her yıla ait amortisman tutarı, amortismana tabi tutarın varlığın ekonomik ömrüne bölünmesiyle bulunur. Amortismana tabi tutar, maddi duran varlığın maliyet bedelinden kalıntı değeri düşüldükten sonra kalan tutardır.
Maliyet - Kalıntı Değer / Tahmini Ekonomik Ömür |
Bir varlığın maliyet bedelinden birikmiş amortismanlar düşüldükten sonra kalan tutara varlığın net defter değeri denir. Varlığın ekonomik ömrü sonundaki net defter değeri, varlığın kalıntı değerine eşit olmalıdır.
Hızlandırılmış Amortisman Yöntemi:
Hızlandırılmış amortisman yönteminin varsayımı, maddi duran varlıkların satın alındıkları ilk yıllarda daha yoğun olarak kullanılacakları ve daha fazla gelir(fayda) yaratacaklarıdır.
Yaygın olarak kullanılan hızlandırılmış amortisman yöntemleri;
Vergi mevzuatımızda hızlandırılmış amortisman yöntemlerinden yalnızca azalan bakiyeler yöntemine izin verildiği için ülkemizde hızlandırılmış amortisman ile azalan bakiyeler yöntemi aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa azalan bakiyeler yöntemi, hızlandırılmış amortisman yöntemlerinden sadece biridir. Bu yöntemde İlk önce amortisman oranı hesaplanır. Amortisman oranı, normal amortisman yönteminde kullanılan oranın iki katıdır. Ancak varlığın ekonomik ömrünün iki yada üç yıl gibi kısa olması durumunda amortisman oranı % 50'den büyük çıkar. VUK'a göre bu oran % 50' den büyük olamaz.
Yıl sayıları toplamı yönteminin ülkemizde uygulanmasına izin verilmemektedir.Bu yöntemde,maddi duran varlığın ekonomik ömrü kaç yıl ise birden başlayarak ekonomik ömrüne kadar olan sayılar toplanır.Daha sonra ekonomik ömründen başlanarak yıl sayıları bulunan toplama oranlanır.Bulunan oran ilgili yılın amortisman oranını gösterir.
Üretim Miktarı Yöntemi:
Bu yöntemde amortisman gideri, duran varlığın beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden hesaplanır.
Amortisman Oranı = (Maliyet değeri – Kalıntı değer) / Varlığın tahmini yararlı ömrü boyunca üreteceği tahmini üretim miktarı |
- Öncelikle amortisman ayrılmaması gibi bir durum söz konusu değildir. Zira standartların amacı işletmelerin gerçek durumunu tüm yönleriyle ortaya koymaktır.
- Amortisman işlemine, varlık kullanıma hazır olduğunda başlanmalı ve finansal tablo dışı bırakıldığında ise son verilmelidir. Ancak VUK hükümlerinin aksine (Binek Otomobiller Hariç) dönem içerisinde kullanıma alınan varlıklar için kullanılan gün kadar kıst amortisman ayrılması zorunludur. Ayrıca aktife alındığı ay tam ay sayılmaksızın, kullanılan gün 365 gün üzerinden hesaplanarak gider yazılacaktır.
- Yararlı ömür ve kalıntı değer tahmini her yıl gözden geçirilerek, değişiklikler yansıtılmak zorundadır.
- Vergi Usul Kanunu'ndaki uygulamanın aksine satış amaçlı maddi duran varlıklarla, gelecekte ekonomik yarar beklenmeyen duran varlıklarda amortisman ayırma işlemi durdurulur.
- Varlığı elde etme ile ilgili finansman giderlerinin maliyete verilmemesi gerektiği için (özellikli varlıklar hariç) finansman giderlerini içermeyen maliyet bedeli üzerinden amortisman ayrılmaktadır. Varlığı elde ederken ortaya çıkan vade farkları, varlığın maliyetine dahil edilmediği için vade farksız tutar üzerinden amortisman ayrılmalıdır.
- Bazı özellikli maddi duran varlıklarda bu varlığın bir parçası, maddi duran varlıktan farklı bir faydalı ömre sahip olduğu durumlarda bu parça için maddi duran varlıkda kullanılan amortisman yönteminden farklı bir amortisman yöntemi kullanılabilir. Ayrıca maddi duran varlığın önemli bir parçasının düzenli aralıklarla yenilenmesi durumunda söz konusu yenilenen parça maddi duran varlıktan ayrı bir şekilde amortismana tâbi tutulmalıdır.
- TMS 16 da bir maddi duran varlık kaleminin toplam maliyetine göre önemli olan herbir parçası ayrı ayrı amortismana tabi tutulur. Örneğin, bir uçağın gövdesi ve motoru ister mülkiyete, ister finansal kiramaya konu olsun, her ikisine de ayrı ayrı amortisman ayırmak mümkündür.
- Sanayi işletmelerinde amortisman payları sadece dönem gideri olarak değil üretilen mamullerin bir maliyet unsuru olarak da önem arz etmektedir.Kullanılan amortisman yöntemi, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarına ilişkin olarak işletme tarafından uygulanması beklenen tüketim modelini yansıtır. Bir varlığa uygulanan amortisman yöntemi, her hesap döneminin sonunda gözden geçirilmelidir.
- V.U.K.’a göre finansal kiralamaya konu edilen varlık maddi olmayan duran varlıklar sınıfındaki haklar içerisinde yer alacağından, aktifleştirilen tutar itfaya tabi tutularak ilgili dönemlerde giderleştirilecektir. TMS 16’ya göre ise üretim birimi ile ilgili olan finansal kiralama konusu varlıklar maddi duran varlık olarak kabul edildiğinden, bu varlıklar amortisman konusu yapılacak ve amortisman tutarları ilgili dönemlerde GÜG içerisinde yer alacaktır. Dolayısı ile iki uygulama arasındaki bu farklılık işletmenin üretmiş olduğu mamul maliyetlerinin farklı hesaplanmasına neden olacaktır.
- Eğer bir bina üzerinde bulunduğu arsa ile birlikte satın alınmış ise, ödenen bedel arsa ve bina için ayrılmalı ve sadece bina amortismana tabi tutulmalıdır. Yine bir bütün olarak iktisap edilen maddi varlık değişik ömre sahip unsurlardan oluşuyor ise bunlar ayrı ayrı hesaplara alınmalı ve farklı kullanım sürelerine göre amorti edilmelidir.
16.12.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.