Enflasyon düzeltmesi, mükelleflerin mali tablolarının enflasyon etkisinden arındırılmasını ve finansal gerçekliğe uygun hale getirilmesini hedeflemektedir. Bu kapsamda özellikle bilançolarda öne çıkan 502 - Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları hesabı, hem teknik muhasebe anlamıyla hem de olumsuz vergisel etkileriyle dikkat çekmektedir.
Enflasyon düzeltmesi sonucunda bilançoda ortaya çıkan tutar farkları için tek düzen hesap . “502 Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları” hesabı, özellikle ödenmiş sermayenin ve özkaynak kalemlerinin enflasyona göre düzeltilmesi sonucu ortaya çıkan artış farklarının izlendiği hesaptır
Diğer bir ifadeyle şirkete konulan sermaye tutarı, enflasyon etkisiyle güncellendiğinde nominal değeri aştığı ölçüde 502 hesabına olumlu fark olarak yansır. Örneğin, geçmişte 100.000 TL olarak konulan sermayenin enflasyon karşısında eriyen alım gücünü telafi etmek için değerinin bugünkü parayla 150.000 TL’ye çıkarılması gerekirse, aradaki 50.000 TL’lik artış “enflasyon düzeltmesi olumlu farkı” olarak kaydedilir. Bu olumlu fark, işletmenin faaliyetinden doğan bir kazanç olmayıp sadece paranın değer kaybının muhasebe kayıtlarına yansıtılmasıdır. Enflasyon düzeltmesi sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz farklar için ise “503 Enflasyon Düzeltmesi Olumsuz Farkları” hesabı öngörülmüştür
Olumlu farklar özkaynakta bir artış kalemi, olumsuz farklar ise azalış kalemi olarak görülür. 502 hesabındaki tutarlar, ödenmiş sermaye ve benzeri özsermaye unsurlarının enflasyona karşı düzeltilmiş değerlerini ifade ettiği için, işletmenin bilançolarında özkaynağın enflasyon karşısındaki gerçek gücünü gösterir.
Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi ve Geçici 33. Maddesine göre enflasyon düzeltmesinin yapıldığı dönem sonunda oluşan kâr veya zarar farkları başlangıçta doğrudan vergiye tabi tutulmamaktadır. Nitekim 31.12.2023 tarihinde yapılan enflasyon düzeltmesinde ortaya çıkan kâr/zarar farkı, geçici bir hesap olan “geçmiş yıl kâr/zararı” hesabına alınmış ve 2023 dönemi için bu fark üzerinden vergi hesaplanmamıştır
Bu nedenle 2023 yılsonu düzeltmesine uygulamada “vergisiz enflasyon düzeltmesi” denmektedir. Ancak 2024 ve devam eden yıllarda yapılan enflasyon düzeltmelerinde ortaya çıkacak farklar gelir tablosuna intikal ettirilerek dönem kazancına dahil edilecek ve vergi matrahını etkileyecektir.
Bununla birlikte aşağıda detaylarına yer verileceği üzere özellik 502 hesaptan kaynaklı oluşan Enflasyon Farklarından kaynaklı ertelenmiş bir vergi doğurduğu söylenebilir..
Özellikle 502 hesabında izlenen özkaynak enflasyon farklarının vergilendirilmesi, kanunda özel hükümlere bağlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298/A-5 bendine göre pasif kalemlere (özkaynaklar gibi) ait enflasyon farkı tutarları, herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilir veya işletmeden çekilirse bu işlem yapıldığı dönemde, o dönemin kazancıyla ilişkilendirilmeksizin, doğrudan vergiye tabi tutulacaktır.
Yani enflasyon düzeltmesiyle elde edilen farklar işletme bünyesinde kaldığı sürece o anda vergi doğmaz; ancak işletmeden fiilen çıkarıldığı an (başka hesaba aktarım veya işletmeden çekiş yoluyla) vergiye konu edilir. Mevzuat ayrıca, enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan özsermaye farklarının, düzeltmeden kaynaklanan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebileceğini veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceğini, bu işlemlerin kâr dağıtımı sayılmayacağını hükme bağlamıştır.
Bu düzenleme, enflasyon farklarının belirli koşullarda vergisiz şekilde işletme içinde kullanılabilmesine olanak tanırken, işletmeden kontrolsüz çekilmesini ise vergiyle disipline etmektedir. Özetle güncel uygulamada, 502 hesabındaki olumlu farklar:
Enflasyon düzeltmesi kaynaklı olumlu farkların vergisel akıbeti, mükellefin türüne göre değişiklik göstermektedir. Kurumlar vergisi mükellefleri (sermaye şirketleri), 502 hesabındaki tutarları işletme bünyesinde tutabildikleri gibi bunları sermayeye ilave ederek şirket özsermayesine kalıcı olarak ekleyebilirler. Kanun, kurumların özkaynak enflasyon farklarını sermayeye eklemesini kâr dağıtımı saymadığından, bu işlem üzerinden ne kurumlar vergisi ne de kâr dağıtım stopajı doğmamaktadır
Böylece sermaye şirketleri, enflasyon düzeltmesiyle ortaya çıkan sermaye artışlarını şirket içinde vergisiz şekilde birleştirebilmektedir. Ayrıca enflasyon farkları, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl zararları ile mahsup edilip silinebilir; bu mahsup da vergiye neden olmaz
Bilanço Usulüne Tabi Gelir vergisi mükellefleri (şahıs işletmeleri) için ise durum farklıdır. Şahıs firmalarının hukuki yapısı gereği, sermaye artırımı yoluyla enflasyon farkını kayıtlara ekleme imkânı bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, gelir vergisi mükelleflerine tanınmış “enflasyon farkını sermayeye ekleme” hakkı yoktur. (GİB 07.11.2024 Tarih ve E-11395140-105[VUK-3-2829]-157783 Özelgesi )
Eğer bir şahıs işletmesi sahibi, enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan olumlu farkı işletmeden çekerse, bu tutar doğrudan o yılın geliri sayılır ve gelir vergisine tabi olur.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca, işletme sahibinin yıl içinde işletmeden çektiği değerlerin, dönem sonu özsermaye farkına eklenmesi ve dolayısıyla vergi matrahına dahil edilmesi gerekir.
Kurumlarda olduğu gibi bir kar dağıtım stopajı söz konusu değildir; çünkü çekilen tutar zaten doğrudan işletme sahibinin ticari kazancı olarak vergilenir. Örneğin, enflasyon düzeltmesi sonucu bir şahıs işletmesinin özkaynak hesaplarında 500.000 TL olumlu fark oluşmuşsa, bu tutar işletmede bırakıldığı sürece vergi doğmaz. Ancak işletme sahibi bu tutarı işletmeden kendisine mal ederse (örneğin işini sonlandırıp sermayeyi çekerken), 500.000 TL o yılın kazancı sayılarak gelir vergisine tabi tutulur.
Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede, “işyerinin kapatılması halinde bilançoda 502 (olumlu) farkları hesabındaki tutarın çekiş olarak değerlendirileceği ve düzeltme işleminin yapıldığı dönemde vergilendirileceği” açıkça belirtilmiştir.
Gelir vergisi mükelleflerinin bu dezavantajını gidermeye yönelik fiili bir çözüm, şahıs işletmesinin bir sermaye şirketine dönüştürülmesidir. Konuya dair Maliye tarafından verilen bir özelge, gelir vergisine tabi bir şahıs işletmesinin yeni kurulan bir limited şirkete devri halinde, enflasyon farkı tutarlarının devralan şirketin bilançosuna aynen aktarılması ve şirketten herhangi bir şekilde çekilmemesi koşuluyla, bu tutarın işletmeden çekilmiş veya başka bir hesaba nakledilmiş sayılmayacağını, dolayısıyla vergilendirilmeyeceğini belirtmiştir.(GİB 07.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.48.15.02-48.15.02/VUK-11-88 sayılı özelgesi)
Bu özelge, şahıs işletmesinin bir nevi şirkete dönüşümü yoluyla, enflasyon farklarının kurum bünyesine taşınarak vergisiz korunabileceğini ortaya koymaktadır. Özetle, kurumlar vergisi mükellefleri enflasyon düzeltmesi farklarını sermayeye ekleyip işletmede tutarak vergi riskini yönetebilirken, şahıs işletmeleri aynı avantajdan yoksundur. Şahıs işletmesi sahipleri, bu farkları çekmemek veya işletmeyi şirketleştirerek farkları şirkete aktarmak gibi yöntemlerle olası vergi yükünü kontrol edebilirler.
Durum |
Kurumlar Vergisi Mükellefi |
Gelir Vergisi Mükellefi |
502 Farkı Sermayeye Eklenebilir Mi? |
✅ Evet, vergisiz |
❌ Hayır, yapamaz |
Geçmiş Yıl Zararına Mahsup Yapılabilir mi? |
✅ Mümkün Ancak sadece ED Kaynaklı |
✅ Mümkün Ancak sadece ED Kaynaklı |
İşletmeden Çekilirse Vergi Durumu Nedir? |
❌ Kurum + stopaj vergisi |
❌ Gelir vergisi doğar |
Öz sermaye hesaplarına ait düzeltme farkları 2023 yılı enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilen veya sermayeye eklenmiş olan mükelleflerin tasfiyesi edilmesi
213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinde,
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu hükme yönelik açıklamalara 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer verilmiştir.
176 no.lu VUK sirkülerinde ise, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilecek veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecektir.
Öte yandan, sermayeye eklenmiş olan öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesaplarının, tasfiye sebebiyle ortaklara dağılması halinde ise söz konusu tutarlar işletmeden çekilmiş sayılacak ve çekilen bu tutarların vergilendirilmesinde Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi hükmü dikkate alınacaktır. Denilmiştir..
Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye farklarının vergilendirilmesi, uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Zira geçmiş yıllarda yaşanan bir ihtilafta, Danıştay 3. Dairesi, enflasyon düzeltmesi sonucu ortaya çıkan kazançların gerçek bir gelir niteliği taşımadığı ve vergilendirilemeyeceği yönünde karar vermiştir.
Bu davada 2004 yılı enflasyon düzeltmesi nedeniyle geçmiş yıl zararlarının taşınma katsayısıyla düzeltilmesi sonucu kâra dönüşen tutarın vergiye tabi tutulması işlemi yargıya taşınmış; vergi mahkemesi ve Danıştay, mükellef lehine hükmederek söz konusu tutarın vergiye konu edilmemesi gerektiğine karar vermiştir.
Yargının bu yaklaşımı, enflasyon kaynaklı artışların ekonomik bir kazanç olarak görülmediği durumlarda vergilendirmenin hukuka aykırı olabileceğine işaret etmektedir.
Enflasyon düzeltmesi, ekonomik gerçekliğin mali tablolara yansıtılması açısından gerekli ve yararlı bir uygulamadır. Ancak bu düzeltme sonucunda ortaya çıkan 502 Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farklarının hesap bakiyelerinin vergisel durumu, meslektaşlar ve mükellefler açısından dikkatle yönetilmesi gereken bir konudur. Gelir vergisi mükellefleri, sermaye enflasyon farklarını doğrudan sermayeye ekleyemedikleri için bu tutarları işletmede bırakmak veya tür değişimi yaparak (Ltd, AŞ Dönüş) farkları vergisiz devretmek gibi planlamalar yapabilirler. Aksi halde, söz konusu tutarların işletmeden çekilmesi durumunda yüksek gelir vergisi oranlarıyla karşılaşmak mümkündür.
Bu nedenle Şahıs İşletmelerinin fiktif Sermaye hesabı oluşturmamaları gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var. “Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmayın..”
Kurumlar vergisi mükellefleri ise mevcut düzenlemelerin tanıdığı imkândan yararlanarak enflasyon farklarını sermayeye ilave etmek suretiyle özkaynaklarını güçlendirebilir ve olası bir kar dağıtımı durumuna kadar vergi yükünü erteleyebilirler.
07.04.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.