Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması durumunda satış bedeli ile kayıtlı değeri arasındaki farkın ve amortismana tabi malların doğal afetler yüzünden ziyaa uğraması durumunda ziya uğrayan söz konusu amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı ile kayıtlı değeri arasındaki farkın kar-zarar hesabında aktarılacağı, ancak kayıtlı değer tespit edilirken, amortisman ayrılmış ise ayrılmış amortisman tutarının kayıtlı değerden çıkarılacağı Vergi Usul Kanununun 328’inci ve 329’uncu maddelerinde izah edilmiştir.
Mükelleflerin söz konusu iktisadi kıymetler için ilgili dönemde amortisman ayırmayı unuttuğu ya da çeşitli sebeplerle amortisman ayırmadığı durumlarda söz konusu iktisadi kıymetler için ilgili dönemde ayrılmayan amortisman tutarının daha sonra ayrılamayacağı da Vergi Usul Kanununun 320’nci maddesinde düzenlenmiştir.
Yukarıda yer alan ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda mükelleflerin amortisman ayırmadığı;
-iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ya da
-söz konusu iktisadi kıymetlerin doğal afetler neticesinde ziya uğradığı durumlarda
Kıymetlerin envanter defterinde kayıtlı değeri yüksek görünecek ve mükellef söz konusu durumda ya zarar ya da olması gerektiğinden daha düşük kar elde etmiş olacaktır. Bu da doğrudan vergi matrahını aşındırmak anlamına gelecektir. Yani mükellef zamanında amortisman ayırmayarak gider yazamadığı tutarı böyle bir durum karşısında ya kısmen ya da tamamen gider yazarak aslında yukarıda yer alan kanun hükümlerinin ruhuna aykırı hareket etmiş olacaktır.
Konuyu bir örnekle izah etmek gerekirse;
ABC Ltd. Şti. 2017 yılında 80.000,00-TL (KDV hariç) bedelle satın aldığı makine için 2017 ve 2018 yıllarında amortisman ayırmamış ancak 2019 yılında 16.000,00-TL amortisman ayırmıştır. Söz konusu makine daha sonra ilgili şirket tarafından 04.02.2020 tarihinde 50.000,00-TL’ye satılmıştır. (Makinenin faydalı ömrü 5 yıl, KDV ihmal edilmiştir. )
-Muhasebe kaydı;
_____________________________04.02.2020___________________________
102 BANKALAR 50.000
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR 16.000
689 DİĞER O.DIŞI GİD. VE ZAR. 14.000
253 TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 80.000
_______________________________/__________________________________
-Her dönem amortisman ayrılmış olduğu varsayımında muhasebe kaydı;
_____________________________04.02.2020____________________________
102 BANKALAR 50.000
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR 48.000
253 TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 80.000
679 DİĞER O.DIŞI GEL. VE KAR. 18.000
_______________________________/__________________________________
Yukarıda yer alan muhasebe kayıtlarından da anlaşılacağı üzere söz konusu olayımızda 2017 ve 2018 yıllarında amortisman ayrılmış olunsaydı anılan satıştan kar doğacaktı. Çünkü makinenin kanun metninde yer alan ‘amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır’ ifadesinden ötürü değeri 32.000,00-TL olacaktı ve satıştan 18.000,00-TL de kar ortaya çıkacaktı. Ancak mükellef kurum amortisman ayırma hakkını ilgili yıllarda kullanmadığı için bu hakkını yitirmiş olacaktır. Dolayısıyla makinenin bilanço hesaplarında yer alan değeri yüksek görünecek ve söz konusu satıştan doğal olarak zarar ortaya çıkacaktır.
Örnek olayımızda mükellef kurum tarafından sadece 2019 yılına ilişkin amortisman ayrıldığından makinenin bilançoda görülen değeri 64.000,00-TL olacak ve satış işlemi neticesinde 14.000,00-TL zarar doğacaktır. Bu durumda mükellef kurum amortisman yoluyla kaybettiği gider yazma hakkını satış anında zarar yazarak telafi etmiş olmaktadır.
İlk bakışta söz konusu durumun vergi kanunları açısından kabul edilmemesi gerektiği düşünülebilir; ancak söz konusu satıştan doğan zararı mükellefin gider yazmasında vergi kanunları açısından bir engel bulunmamaktadır. Söz konusu durumda mükellef kurum aslında ertelenmiş amortisman hakkını kullanmıştır.
Çalışmamızın önceki bölümlerinde ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, mükellefler tarafından ertelenmiş amortisman müessesesi kullanılarak vergi matrahının aşındırılmaması için Vergi Usul Kanununun 328’inci ve 329’uncu maddelerinde düzenleme yapılması gerekmektedir.
Ancak yapılacak düzenleme Tek Düzen Hesap Planı ile de uyumlu olmak zorundadır. Yukarıdaki sayısal örneğimize tekrar göz attığımızda söz konusu satış anında mükellef her dönem amortisman ayırmış olsaydı 18.000,00-TL kar elde edilecek iken, iki dönemin amortismanı ayırmayarak 14.000,00-TL zarar etmiştir. İşte bu noktada söz konusu tutar olan 14.000,00-TL’lik tutarın vergi matrahının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınarak, kısmen dahi olsa vergi matrahının aşınmasına engel olunmalıdır.
İlgili maddelerde yer alan ‘Amortisman ayrılmış olanların değeri amortisman düşüldükten sonra kalan meblağdır.’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘Herhangi bir dönem amortisman ayrılmamışsa ve satış anında bu durumdan ötürü bir zarar ortaya çıkmışsa söz konusu zarar kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmez.’ veya ‘Herhangi bir dönem mükellef tarafından sehven veya kasten amortisman ayrılmayıp sonraki dönemlerde ilgili iktisadi kıymet satılırsa, satım işlemi esnasında önceki dönemler amortisman ayrılmış gibi addolunarak kar ve zarar tespit edilir.’ gibi bir ibare getirilirse daha önce amortisman ayrılmayan tutarın satış anında gider yazılmasının önüne geçilebilecektir.
KAYNAKÇA
-213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
-Türkiye Muhasebe Standartları
-Tek Düzen Hesap Planı
15.11.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.