FED (Amerikan Merkez Bankası) ABD merkezli yaşanan 2007-2008 krizinde krizin ekonomiye olumsuz ve yıkıcı etkilerini bertaraf edebilmek için aktif rol oynamaya çalışmıştır. FED’ in piyasa mekanizmasının aktif olduğu ve serbest piyasa şartlarının geçerli olduğu böyle bir ortamda direksiyona geçmesi piyasa oyuncuları tarafından garipsenmiştir. Ancak FED, 2008 krizinin piyasa mekanizmasının ara ara aksamasının ekonomik olarak fiyatlanması ve desteklenmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, yaşanacak ekonomik daralmanın yıkıcı etkilerini azaltmaya çalışma amacıyla ilgili dönemde aktif rol oynamıştır. Bu düşünce tarzı tarafımıza hiç yabancı gelmemektedir. Çünkü 1929 yılında yaşanan Büyük Bunalımın ortaya çıkmasının temel sebebini para arzının yeterince ve zamanında arttırılmamasına bağlayan Monetarist İktisadi Görüş’ün, 2008 krizi sürecinde FED tarafından benimsendiği ifade edilebilir. Yani FED o dönemde finansal ve reel piyasalara parasal müdahaleler ile ekonomide ortaya çıkan bu bunalımın etkilerini azaltacağına inanmıştır. FED’in söz konusu krizde aldığı bazı önemli önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Faiz düşürme süreci:
Diğer bazı müdahaleler:
Yukarıda FED’in 2008 krizi için aldığı bazı kararlardan da görüleceği üzere FED kurumsal özelliği olarak sadece parasal politikalar uygulamak yerine direkt finansal kurumları destekleme yoluna da gitmiştir. FED’in ekonomik kriz karşısındaki bu aktif tutumu krizin etkilerini az da olsa yavaşlatmıştır.
Yine yukarıda ifade edildiği üzere FED aşırı gevşek bir para politikasını kısa sürede benimsemiştir. 11.12.2007 tarihinde % 4,75 olan ana kredi faizleri 16.12.2008 tarihinde %0.50’ye kadar gerilemiştir. Faiz oranlarında bu kadar kısa sürede meydana gelen düşüş FED’in gecikmelerin para politikasının etkinliğini azaltacağı konusu üzerindeki düşüncesidir.
Günümüze geldiğimizde ise FED’in uyguladığı aşırı gevşek para politikası istihdam verilerinin düzelmesi, reel ekonomide iyileşmenin gerçekleşmesi ve krizin etkilerinin azalması ile birlikte kademeli olarak terk edilmiştir. Diğer taraftan çekirdek enflasyondaki yukarı yönlü değişiminde FED’in aldığı bu kararda etkili olduğu söylenebilir.
Bu minvalde 2018 yılında FED 25’er baz puanlık 4 faiz artırımı gerçekleştirdi. En son olarak 20 Aralık 2018’de Fed, faizleri 25 baz puan artırarak % 2.00-2.25 seviyesinden % 2.25-2.50’ye yükseltti.
FED’in 2008 krizinden itibaren aşırı gevşek para politikasının sebep olduğu likidite bolluğu ve bilanço büyümesini bugün tersine çevirmeye çalıştığı söylenebilir. Ancak ABD – Çin arasındaki ticaret savaşları, ABD dolarının bir rezerv para olması, ABD ekonomisinde iyileşme olmasına rağmen büyümenin yavaş olması gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda 2019 yılında FED’in 2018 yılına nazaran faiz artırımı konusunda daha güvercin bir duruş sergileyeceği tahmin edilebilir. Diğer taraftan FED, ABD ekonomisine ait büyüme beklentisini düşürerek 2019 büyüme tahmini yüzde 2.5’ten yüzde 2.3’e indirmiştir. Bu durum FED’in parasal sıkılaştırmadan vazgeçmeyeceğinin göstergesi olarak algılanabilir.
FED özet olarak 2019 yılında reel ekonominin ve bu kesimleri temsil edenlerin beklentileri ile kendi politika takvimi arasında sıkışacak ve ‘büyüme – enflasyon’ ile ‘büyüme – sıkı para politikası’ ikilemleri arasında zorlu bir süreç geçirecektir.
07.02.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.