Özet: Ordino ücreti son zamanlarda üzerinde en çok tartışılan bir konu haline gelmiştir. Bunun nedeni, ithal edilen eşya maliyetini artırıcı bir etki yaratan ve ordino ücreti adı altında alınan bedelin hukuki bir geçerliliği olup olmadığıdır. Ordino ücreti tahsil eden taşıyıcı ve temsilcileri bunun yasal olduğunu savunurken, bedeli ödemek istemeyen ithalatçılar ise kendilerinden hukuksuz olarak alınan bir bedel olduğunu savunmaktadırlar. Bunun yanında Demuraj ücreti, (sürastarya ücreti) konteynerin(taşıtın) süresinde boşaltılmaması nedeniyle taşıyanın uğrayacağı zararı tazmin etmeye yarayan cezai şart niteliğinde kabul edilen bir uygulamadır. Demuraj ücreti uygulamasında, serbest zaman (free time) başlangıcı kanaatimizce eşya üzerindeki tasarruf hakkının yani ordinonun ithalatçıya geçmesinden sonra başlaması gerekir. Eşya üzerinde ordino ücreti alınmadan tasarruf hakkı kendisine devredilmeyen ithalatçının taşıt ya da konteyneri boşalması mümkün değildir. Aslında birbirinden bağımsız gibi görünen demuraj ve ordino-teslim belgesi birbiri ile doğrudan ilişkilidir.
Ordino, Gümrükte kullanım anlamı itibariyle hukuki bir belge değildir. Ordino, sadece mülga(3/2/1973 tarih ve 14437 s. R.G.) Gümrük Yönetmeliği’nin 259 ve 260’ncı maddelerinde tanımlanmıştır. Başka bir yerde ordinonun tanımının yer aldığı bir düzenlemeye rastlanılamamıştır. Daha sonra yürürlüğe giren Gümrük Yönetmeliklerinde de ordino tanımı yoktur.
Ordino Damga Vergisi Kanunu’na ekli 1 sayılı tabloda ismen geçmekte olup, Mülga gümrük yönetmeliğinde tanımlandığından Damga Vergisi Kanunundaki tabloya girmiş, ancak yürürlükten kalmış olmasına karşın, tabloda durmaya devam etmektedir. Ordino isminin Damga Vergisi Kanununa ekli 1 sayılı tabloda ismen geçmesi ordinonun gümrük idaresi tarafından aranan bir belge olduğu anlamına gelmemektedir. Bu nedenle Damga Vergisi Kanununa ekli 1 sayılı tablodan da çıkarılmasın gerektiğini düşünmekteyiz.
Ordinolar beyannamelerle birlikte gümrüğe verilir. Ordinolarda konşimento yazılı bilgiler gösterilir.
Bir konşimento kapsamı eşya bir kaç ordinoya bölünebilir. Ancak, usulüne göre düzenlenerek mal sahiplerine verilen ordinolar gümrük idaresinin izni olmadıkça iptal edilmeyeceği gibi, birkaç ordinoya da bölünemez. Gümrük idarelerince her hangi bir sakınca görülmediği taktirde bu izin verilir. Üzerinde kazıntı ve silinti yapılan ordinolar gümrükçe kabul edilmez. Üzerlerinde düzeltme ve ilaveler yapılmış olan ordinolarda bu düzeltme ve ilavelerin yanları ordinoyu verenler tarafından imza ve mühürle onaylanır(Mülga GY.Md.259) (3/2/1973 tarih ve 14437 s. R.G.)
Bilindiği gibi, dış ticaret ithalatçı ile ihracatçı arasında yapılan sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde yapılan yazılı ya da sözlü bir sözleşme ile başlar. Bu sözleşmede eşyanın cinsi, miktarı, kıymeti, menşei, kalitesi, varsa markası, eşya bedelinin ne şekilde ödeneceği (peşin, mal mukabili, akreditif, vesaik mukabili vb.) döviz cinsi, eşyanın teslim yeri ve tarihi, taşımanın hangi araçla olacağı (kara, hava, deniz, demiryolu), yükleme limanı, uluslararası teslim şekillerine göre teslim şekli (INCOTERMS 2020 CIF, FOB vb) gibi unsurlar tespit edilir.
Taşıyıcı da eşyayı yapmış olduğu navlun sözleşmesine göre ücreti karşılığında taşır ve belirlenen yer ve zamanda eşyayı teslim ederek taşıma işlemini sonuçlandırır.
INCOTERMS teslim şekilleri ihracatçı ya da ithalatçının hangi giderleri (eşya kıymeti yanında, navlun, sigorta, vergiler gibi) üstlenmesi gerektiğini gösteren kurallardır. Bu kurallara göre, ordino adında bir belge düzenlenmesine ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Bu bağlamda ordino ücreti ödeneceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Gümrük işlemleri açısından, özet beyanın verilip eşyanın gümrüğün denetimindeki geçici depolama yerlerine veya antrepoya boşaltılmasını müteakip özet beyanın boşaltma listeleri ile karşılaştırılması ve herhangi bir eksilik çıkmaması halinde, taşıyıcının ya da acentesinin gümrüğe karşı sorumluluğu sona erer. Ancak, eşyayı taşıtana karşı sorumluluğu eşyayı teslimine kadar devam eder.
Uygulamada, ordino-yük teslim talimat formu-yük teslim belgesi-etiketli konşimento gibi adlarda kullanılan ordinoyu taşıyıcılar, taşıyıcı acenteleri, uluslararası taşımacılık ve lojistik hizmetleri veren taşıma işleri organizatörleri, taşıma işleri komisyoncuları gibi uluslararası yük taşıyanlar ya da bunların temsilcileri CMR, CIM taşıma senetleri veya hava konişmentosu ve deniz konişmentosu gibi belgelerin arkasına taşıyıcı kaşesi basarak ya da etiket yapıştırmak suretiyle, gümrük idaresine sundukları eşyanın özet beyan tescil sayı ve tarihini yazarak hukuki olarak mevzuatta yeri olmayan bu belgeyi(uygulamada bu işleme ordino-teslim kağıdı denilmektedir) ithalatçıya verir.
Genel olarak taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Eşyanın gümrüklü sahada alıcıya teslimini sağlayan belgelerin verilmesi halinde ancak taşıyıcının taşıma sorumluluğu sona erer. Başka bir ifade ile eşyanın taşıyıcı tarafından Gümrüğe teslimi kanaatimizce taşıyıcının gönderen/ihracatçı ya da alıcıya/ithalatçıya karşı taşıma sorumluluğunu yerine getirdiği ya da sorumluluğun sonlandığı anlamına gelmez.
Taşıyıcının sorumluluğu, İncoterms teslim şekillerine göre belirlenmesinin yanında, kara, deniz hava ve demiryolu taşımasında Türkiye’nin de imzaladığı anlaşma, sözleşmelere göre öncelikle uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde belirlenmiştir. Örneği CMR sözleşmesi gibi.
Dış Ticarette; ithalatçı ile ihracatçı arasında yapılan yazılı ya da sözlü sözleşmede eşyanın cinsi, miktarı, kıymeti, menşei, kalitesi, varsa markası, eşya bedelinin ne şekilde ödeneceği (peşin, mal mukabili, akreditif, vesaik mukabili vb.) döviz cinsi, eşyanın teslim yeri ve tarihi, taşımanın hangi araçla yada yolla olacağı (kara, hava, deniz, demiryolu), yükleme limanı, uluslararası teslim şekillerine göre teslim şekli (INCOTERMS 2020 CIF, FOB v.b.) gibi unsurlar tespit edilir.
Taşıyıcı navlun ücreti karşılığında eşyayı taşır. Navlun ücreti ödendiğinde, taşıyıcı eşyayı gönderici ya da alıcının belirlediği yerde ve kişiye teslim etmek zorundadır. Ancak haklı nedene dayalı demuraj ve navlun bedelinin ödenmemesi gibi özel durumlarda, bu bedellerin tahsiline kadar taşıyıcı yük için hapis hakkı kullanılabilmektedir.
Ancak taşıyıcının eşya üzerinde hapis hakkını kullanması, geçici depolama yerlerinde eşya maliyetlerinin artması, ithal edilecek eşyanın döviz kurunda artış nedeniyle vergi yükünün artması, sözleşme şatlarına göre duruma göre konteynerin ya da taşıtın boşaltılmaması nedeniyle demuraj gibi birçok maliyet artışına neden olabilecektir. Taşıyıcı hakkını korurken iyi niyet kurallarına aykırı hareket etmemelidir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 35/B maddesinin 4.fıkrasına göre; “Özet beyan eşyayı Türkiye Gümrük Bölgesine getiren veya eşyanın gümrük bölgesine taşıma sorumluluğunu üstlenen kişi tarafından verilir” acente hizmeti veren firmaların özet beyan vermeleri karşısında yasal bir engel olmadığı anlaşılmaktadır.
Gümrük Yönetmeliği’nin 77 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre; “Özet beyanın eşyanın gümrüğe sunulmasından önce verildiği hallerde, Kanunun 46 ncı maddesinde belirtilen süreler eşyanın gümrüğe sunulduğu tarihten itibaren başlar.” Dördüncü fıkrasına göre; “Türkiye Gümrük Bölgesindeki bir yerden diğer bir yere transit rejimine tabi tutularak taşınan serbest dolaşımda olmayan eşya, varış gümrük idaresine getirildiğinde ve transit rejimi hükümlerine göre gümrük idaresine sunulduğunda Kanunun 41 ila 50 inci madde hükümleri uygulanır. Bu eşya için varış gümrük idaresine taşınma şekline göre belirlenecek olan Kanunun 46 ncı maddesinde belirtilen süreler, eşyanın varış gümrük idaresine sunulduğu tarihten itibaren başlar ve geçici depolama işlemleri bilgisayar sistemindeki transit beyannamesi bilgileri üzerinden yürütülür.”
Gümrük Kanunu’nun 46’ncı maddesine göre; “ l. Gümrüğe sunulan eşyaya, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım tayin edilir.
2. Özet beyan kapsamındaki eşyaya, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlenerek, buna ilişkin işlemler;
a) Denizyolu ile gelen eşya için, özet beyan verildiği tarihten itibaren 45 gün,
b) Diğer bir yolla gelen eşya için, özet beyanın verildiği tarihten itibaren 20 gün,
İçinde tamamlanır.
Formun Üstü
3. Şartlar gerektirdiği takdirde, Müsteşarlık 2 nci fıkrada ve 48 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sürelerden daha kısa bir süre saptayabilir veya bu sürelerin uzatılmasına izin verebilir. Ancak, gerçek ihtiyaçları aşan süre uzatımı yapılamaz."
Formun Altı
Gümrük Kanunu’nun 50 nci maddesine göre- “1. 46 ncı maddeye göre belirlenmiş süreler ile 48 inci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen süre içinde kendilerine gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım tayini için gerekli işlemlere başlanmamış eşya, herhangi bir adli veya idari takibata konu olmaması halinde,177 ila 180 inci madde hükümlerine göre tasfiye edilir.”
İthalat ve ihracat işlemlerini gerçekleştiren alıcılar, göndericiler, Gümrük Müşavirleri, taşıyıcılar ve asıl sorumlular, Gümrük Eşya Takip ve Beyanname İşlemleri Sorgulama Sistemi (GET-APP) girme yetkisine sahiptir. GET-APP sistemi ile ithalatçı veya ihracatçı ya da temsilcileri eşyasının gümrükteki durumunu baştan sona kadar canlı olarak takip edebilmektedir.
Bu bağlamda, özet beyan verildiğinde gümrük müşavirleri veya doğrudan temsil yapanlar özet beyan tescil sayı ve tarihini GET-APP sisteminden öğrenerek serbest dolaşıma giriş ya da antrepo beyannamesi gibi gümrük rejimleri başlatmaktadırlar. Ordino-yük teslim kağıdını almadan da, Gümrük Kanunu’nun(GK) 46 ıncı maddede belirtilen süreler içinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlenebildiğinden, eşyanın GK.nun 46 maddesindeki sürelerin geçmesi nedeniyle eşyanın tasfiye edilmesinden taşıyıcının sorumluluğunun doğmayacağı düşünülmektedir.
Ancak fiili uygulamada, ordino-yük teslim belgesi olmadan eşyanın geçici depolama yerlerinden çıkarılmasında aradığından, eşyanın fiilen ithali mümkün değildir.
Eşyayı geç teslim alan ithalatçı, ticari açıdan eşyayı müşterisine teslim edemeyeceğinden, belki müşteri kaybedecek ve gerçek ya da potansiyel ticari bir zarara uğrayacaktır. Bunun yanında eşyanın geçici depolama yerinde bekletilmesi nedeniyle geçici depolama maliyetleri artacaktır.
Diğer taraftan, konteyner ve taşıma aracına ilişkin demuraj uygulamasında serbest zaman başlama süresini taşıyıcılar ya da acenteleri hukuka uygunluğu tartışmalı şekilde eşyanın giriş limanı veya yerine geliş tarihinden başlatmaktadırlar. Daha öncede ifade edildiği gibi, eşya üzerinde zilliyetlik-tasarruf hakkı olmayan ithalatçının ya da temsilcisi gümrük müşavirinin konteyneri ya da taşıtı boşaltabilmesi için, eşyanın ordinosu-teslim kağıdının kendisine verilmesiyle ancak eşyayı geçici depolama yerlerinden çıkarabileceklerinden, serbest zamanın da ordinonun verildiği tarihten başlaması ticari hayatın olağan akışına daha uygundur. Nitekim bazı yargı kararları da bu yöndedir.
Gümrükler Genel Müdürlüğünün söz konusu yazısında özetle; “Bilindiği üzere mülga 1615 sayılı Gümrük Kanunu'na bağlı Gümrük Yönetmeliği'nde, eşyanın tesliminde ordino (yük teslim talimat formu) ibrazına ilişkin hükümler bulunmakta ve mezkûr belge eşyanın teslimi öncesindeki aşamaların kontrolü amacıyla kullanılmaktaydı. Ancak, Türkiye-AB Ortaklık Konseyinin 1/95 sayılı Kararı gereğince gümrük işlemlerini basitleştirmek ve gümrük mevzuatını AB gümrük mevzuatı ile uyumlu hale getirmek amacıyla yürürlüğe konulan 4458 sayılı Gümrük Kanunu muvacehesinde, başta ordino olmak üzere gümrük işlemlerinde kullanılmakta olan bir kısım vesaik yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca, Gümrük Kanunu ile gümrük idarelerinin bir antrepo işleticisi olmaktan çıkıp eşyanın gümrüklenmesi ile ilgili konularla kendilerini sınırlandırmaları da sağlanmıştır.
Bu sebeple, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun Gümrük Kanunu'nun 218. maddesinde ordino ve ücretine ilişkin sarih bir hüküm ve/veya düzenleme bulunmamaktadır. Söz konusu madde; "Türkiye ile diğer ülkeler arasında deniz ve havayolu ile yapılan eşya ve yolcu taşımalarında yararlanılan deniz ve havalimanlarını işleten kuruluşlar ile geçici depolama yeri işleticileri, gümrüklü sahalarda 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bulunan gümrük iş ve işlemleri ile ilgili tahmil, tahliye, ardiye, saha içi taşıma ücretleri ve benzeri masrafların belirlenen azami bedellerine uymakla yükümlüdür…" hükmüne amirdir.
23.11.2017 tarih ve 29799029 sayılı yazımızla ; “...Gümrük Yönetmeliği’nin, "Eşyanın teslimi" başlıklı 130 uncu maddesinin birinci fıkrasında ; "Eşya, boşaltma yerinde konşimentoda teslim edileceği gösterilen ve bir nüshasını taşıyan kimseye ve eğer konşimento emre muharrer ise ciro ile devralmış şahsa teslim olunur." hükmüne de yer verilerek, gümrük mevzuatında ordinoya ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu çerçevede; gümrük mevzuatında yer almayan bir belge olan ordino, gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince aranmayacağı…” şeklinde tüm gümrük ve ticaret bölge müdürlükleri talimatlandırılmıştır.
Keza yine bu minvalde, tüm bölge müdürlüklerine muhatap26.04.2021 tarih ve 63424348 sayılı yazımız münderecatı talimatta "...mülga Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünün denizyoluyla gelen eşyanın alıcılara tesliminde, ordino tanzim edilmesine ilişkin 17.05.2011 tarih ve 14765 sayılı yazısı ile mülga Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının ordino ücret tarifesine ilişkin 2018/1 Genelgesi aleyhine davalar açılmış ve idari işlemin iptal isteminin reddi yönünde verilen ilk derece mahkemesi kararları; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun temyizen incelemesi sonucu 2016/2991-K:2018/5551 ve E:2019/2250E-K:2020/812 sayılı Kararları ile bozulmuş ve Bakanlıklarınca da mezkûr mahkeme kararına istinaden Yük Teslim Talimat Formu uygulamasının kaldırıldığı Bakanlığımıza bildirilmiştir. Ayrıca, Bakanlığımızın 2000 yılından bu yana ordino (yük teslim talimat formu) veya yerine geçen belgenin gümrük iş ve işlemlerine müteallik bir yönü bulunmadığı yönündeki talimatları da dikkate alındığında, ...mezkûr belgenin gümrük idarelerince aranmayacağı yönünde talimatlandırılmıştır. Gelinen aşamada, bahse konu belge gümrük işlemlerinin ifası ve tekemmülü sırasında gümrük müdürlüklerince aranmayacağı …“hususları kayıtlı bulunmaktadır.
Sonuç olarak; Genel Müdürlüğümüz, 2000'li yıllardan beri ortaya koyduğu, talimat ve yazışmalara yansıyan; "Gümrük İdareleri taşınan yükün fiziki teslim yükümlüsü değildir, ordino/yük teslimat formu olmaksızın eşyanın teslim edilmemesi uygulaması özel hukuk alanına giren bir olaydır" görüşünü korumaktadır.” denilmektedir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün mezkur yazıdan da görüldüğü gibi, ordino diye bir belgenin hukuki dayanağının olmadığı anlaşılmaktadır.
Türkiye İhracatçılar Meclisinin(TİM) 15.11.2017 tarihli yazısında aynen; “… ihracatımızın ana ve yardımcı hammaddelerinin ithal edildiği düşünüldüğünde, söz konusu uygulamanın maliyet ve zaman kaybına yol açtığı, ihracatımızın olumsuz etkilenmemesini teminen uygulamanın kaldırılmasına yönelik olarak TİM tarafından çalışmaların devam ettiği belirtilmektedir.
Bu itibarla, olası itiraz haklarının korunabilmesi için acentelere bu ödemelerin, gümrük müşavirleri tarafından “ihtirazi kayıt şerhi ile” yapılması önem arz etmekte olup, böylelikle gümrük müşavirlerinin ihtirazi kayıt ile yapacağı ödemelere ve bunlara ilişkin faturalara itiraz etme hakkı firmaya ait olacaktır.
Gümrük müşaviri tarafından ihtirazi kayıtla yapılan ödeme akabinde herhangi bir ekstra maliyet olmaksızın Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) marifeti ile ödemeye ve buna ilişkin faturaya itiraz edilebilmekte ve düzenlenmiş olan fatura iade edilebilmektedir.
-Türk Ticaret Kanunu’nun 860/2 maddesi gereği kendine verilmiş olan belgelerin kaybı veya yanlış kullanımından doğan zararların sorumluluğunu taşımak, (CMR 11/2 ve TTK taşımacılık hükümlerinin alındığı Alman Ticaret Kanunu 413. md. gereği)
-Taşıma borcunun ifasını Türk Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereği yerine getirmekle, yükümlüdür.
Asılsız içerikli (ordino ve benzeri isimli içerik) sahte ve yanıltıcı isimler ile düzenlenmiş faturalar, maliye düzenlemelerinin yanı sıra Türk Medeni Kanunu 2.3.-6. maddelerine aykırı olup, bu türden ödeme talepleri, Türk Ticaret Kanunu’nun “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar” başlıklı 55. maddesine (7 ve 8) de aykırıdır.” Denilmektedir.
Taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran, taşıtana ya da alıcıya/ithalatçıya eşyayı teslim etmesi ve alıcının/ithalatçının da Gümrükte eşyanın kendisine ait olduğunu belgelemesi açsından, özet beyan üzerine taşıyıcının kaşe basması ve buraya özet beyan tescil sayı ve tarihini yazması ı uygulamada eşyanın mülkiyetinin devri ya da eşya üzerindeki tasarruf yetkisinin alıcıya/ithalatçıya geçmesi anlamına gelmekte ve bu uygulama eski alışkınlıkla ordino olarak nitelendirilmektedir.
Gümrük mevzuatında ve uluslararası hukukta Ordino adında bir belge olmadığı gibi acentenin ya da taşıyıcının ordino ücreti talep etmesini gerektiren, sunduğu bir hizmet ya da üstlendiği bir risk de yoktur. Zaten taşıma sözleşmesine göre taşıyıp teslim etmek zorunda olduğu ve ücretini(navlun ücretini) aldığı bir eşyayı hukuken taşıma akdinden kaynaklı kendi sorumluğunu da ortadan kaldırmak için yukarıda anlatılan şekilde basit bir işlemle eşyayı teslim yükümlülüğü olduğu halde, teslim ederken, ayrıca bir ücret talep etmesi haksızdır.
Uluslararası taşımacılıkta taşıyıcı yukarda ayrıntıları anlatıldığı üzere, özet beyanı vermek ve gümrük idaresinin gözetiminde geçici depolama yerine boşaltmak zorundadır. Bu boşaltmadan sonra eşya üzerinde tasarruf hakkı-zilliyetlik eşyanın alıcısı olan ve taşıyıcı tarafından özet beyanda belirtilmek zorunda olan ithalatçıya geçirilmesi ihracatçı ile ithalatçı arasındaki anlaşmaya, Ülkemizin de imzalamış olduğu Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasına, taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen uluslararası sözleşmelere, gümrük mevzuatında eşyanın teslimi ile ilgili hükümlere aykırı olduğundan ordino ücreti hukuksuzdur.
Ordino ücreti-yük teslim ücreti almak için ithalatçıya eşyanın teslim belgesinin verilmemesi ya da geç teslimi taşıyıcının kusurundan kaynaklı eşyanın gereksiz beklemesi nedeniyle maliyetlerin artması, ithal edilecek eşyanın döviz kurunda artış nedeniyle vergi yükünün artması, demuraj gibi birçok maliyet artışına neden olacak, bu ve buna benzer durumlar taşıyıcının hukuki sorumluluğunu da beraberinde getirecektir.
21.07.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.