Mali idare, Türmob, enflasyon düzeltmesine anlatımları ile katkı sağlayanlar ve uygulayıcı meslek mensupları hepimiz bir olduk, enflasyon düzeltmesini YAPAMADIK. Bu gidişle de yapamayacağız. Çünkü meslek mensuplarının bunu doğru uygulamasını isteyen de yok, doğru uygulamalarına yardımcı olmaya çalışan da yok.
06.11.2024 tarihinde Türmob’un yaptığı seminerden sonra, hem mevzuatla ilgili hem de enflasyon düzeltmesi ile ilgili iyice karamsarlığa düştüm ve eyvah eyvah dedim.
Söz konusu seminerde gelir idaresi en yüksek seviyede temsil edildi, enflasyon düzeltmesine anlatımları ile katkı sağlayan üstadlar en yüksek seviyede temsil edildi, Türmob en yüksek seviyede temsil edildi. Lakin konu bu seminerden sonra iyice karıştı ve mevzuata olan düşkünlüğüm de zarar gördü. Çünkü, gelir idaresi yetkilisi kendisine sorulan 6-7 sorudan 5 tanesini hiç cevaplamadan hiç temas etmeden görüşülmek, danışılmak, üzerinde tartışılmak üzere gelir idaresine geri götürdü.
Aynı yetkilinin kararlı bir şekilde cevapladığı tek konu ise, bizim de bundan 3 ay önce 1,08881 olduğunu anlattığımız, “bence” demeden “böyle hesaplanacak” diyerek direndiğimiz ve kanıtladığımız; 2024/2.dönem basit ortalama katsayısının hakikaten 1,08881 olduğunu, 1,03421 olmadığını, 555 s.n. VUK Genel Tebliğinin 30.12.2023 tarihinde yayımlandığını, yayımlandığı tarihte hem yasadaki hem de Tebliğdeki tüm anlatımların, enflasyon düzeltmesinin 2024 yılı tüm geçici vergi dönemlerinde de uygulanacağı üzerine olduğunu, 2023 yılı sonu basit ortalama katsayısının ise bakanlıkça yetki kullanılarak bir başlangıç formülü olabilmesi için başka şekilde hesaplandığını, 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde basit ortalama katsayısı bulunurken enflasyon düzeltmesi yapılmış ve yapılacak olan dönemlerin birbirleri ile mukayese edilerek bu formül doğrultusunda bulunacağını, dolayısı ile bunun 176 sayılı Sirkülerde bu yönde anlatıldığını açıklaması oldu.
Biz de bundan 3 ay önce bu katsayının 1,08881 olduğunu kanıtlayarak anlatmıştık ve adeta her platformda aksi görüşlerin hepsine büyük direnç göstermiştik ve pek çok meslek mensubunun da böyle uygulamasına katkı sağlamıştık. Çünkü 555 s.n. VUK Genel Tebliği; 2024 yılının tüm geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılacağı…üzerine tasarlanmış ve yayımlanmış bir Tebliğ. İçindeki bütün anlatımlar da böyle anlaşılmalıdır. Enflasyon düzeltmesinin 2024/1.dönemde uygulanmaması, Tebliğdeki bütün anlatımları, bütün lafzı yok etmez veya hemen birden manalarını değiştirmez veya anlatımlara başka mana yüklemez. Bu Tebliğ, basit ortalama katsayısı yönünden veya öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi yönünden yorumlanırken Tebliğin bu özelliklerine dikkat edilmesi gerekirdi.
Yine büyük direnç gösterdiğimiz, yine “bence” demeden savunduğumuz bir konu vardı; öz sermaye kalemlerinin sermayeye ilave edilmesi durumunda, söz konusu öz sermaye kalemlerinin tescil tarihine kadar olan süre için de enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı konusuydu ki, hatta aylar önce yine MuhasebeTr’de makale konusu etmiştim.
Bu konu için de, aksi görüşler ortaya atıldı, hatta bu aksi görüşler herkes tarafından desteklenir hale geldi, o tarihte genele hitap edecek şekilde başka yorum yapan ya da yazı yazan olmadı ve neredeyse bunu her platformda genele hitap edecek şekilde açıkça savunan/direnen olarak yalnız kalmıştım. Yine bu konuda da büyük direnç göstermiştim.
Hatta en irkildiğim an birkaç ay önce, Ankara YMM Odasının üyelerine verdiği bir seminerde hem anlatan hem de dinleyici olarak katılan bütün üstadlar benim savunduğumun aksi olan görüşte görüş birliğine varmışlar ve öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi durumunda öz sermaye kalemleri için tescil tarihinden önceki kıst döneme enflasyon düzeltmesi YAPILAMAYACAĞINA karar vermişlerdi. Konuya ilişkin söz konusu makaleyi de bunun üzerine yazmıştım. Ancak görüyorum ki, öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi durumunda, tescil tarihinden önceki dönem için öz sermaye kalemlerinin de ayrıca enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı yönündeki görüşümüzde fikir birliği sağlanmış durumdadır. Yani sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerine tescil tarihinden önceki dönem için düzeltme yapılamayacağına ilişkin aksi görüş terk edilmiş durumdadır.
Konuya dönecek olursak, 06.11.2024 tarihindeki Türmob seminerinde 6-7 sorudan gelir idaresi yetkilisi tarafından kararlı bir şekilde cevaplanan tek soru, 2024/2.dönem basit ortalama katsayısının 1,08881 olduğu idi ve 176 sayılı Sirkülerdeki anlatımın doğruluğu savunuldu (bize göre de doğru). Ancak aynı seminerde, gelir idaresi yetkilisinin kararlı açıklamasına, Tebliğe göre de zaten 1,08881 olarak hesaplanmasına ve hiç gerek yokken bu aynı oranın 176 sayılı Sirkülerde de açıklığa kavuşturulmuş olmasına rağmen, yukarıda değinilen 2024/2.dönem basit ortalama katsayısının 1,03421 olduğu, bunun doğru olduğu, bakanlığın Sirkülerdeki 1,08881 olarak hesaplanmasına neden olan formüle ilişkin açıklamasını bir daha gözden geçirmesi gerektiği, doğru katsayının 1,03421 olduğu o kadar çok tekrarlandı ki, neredeyse 1,03421 olarak yeniden açıklanması için gelir idaresi yetkilisine ricaya dönüştü.
Yine aynı seminerde, gelir idaresi yetkilisi tarafından; “…bunu değerlendirelim, bunu iletmeliyim, gözden geçirmeliyiz, yeniden bir çalışma yapıyoruz, bunları kayda değer bulursak ve bir açıklama yapma ihtiyacı hissedersek zaten duyururuz….” şeklinde bazı açıklamalar yapılınca, bir yandan 3.geçici vergi beyannamelerinin verilme süresinin uzatılacağı anlamına geldi, bir yandan da yine bu süre bitmeden enflasyon düzeltmesine ilişkin bakanlık tarafından yeni açıklamalar yapılacağı anlamına geldi ve herkesi yeni bir beklentiye soktu.
Gerçekten bir çalışma var da önümüzdeki günlerde enflasyon düzeltmesine ilişkin yeni bir ikincil düzenleme yayımlanacaksa, gelir idaresi yetkilisinin bunu açık açık söylemesi gerekirdi, …gerekirse bir açıklama yaparız…. dememeliydi. Çünkü tüm meslektaşların bu seminerde edindikleri duruma göre bir karar vereceği çok kısıtlı çok dar günlerdeyiz. Hatta bu seminerde meslek mensuplarının enflasyon düzeltmesine ilişkin “veya” sız, “ iki yöntem” siz bir cevap bir anlatım bekledikleri bazı konularda, tüm taraflar aynı yönde ve daha netleşmiş olarak açıklama yapmış olmaları gerekirdi. Ancak meslek mensuplarının kafasını karıştıran o bilindik 3-4 konu bu seminerde de yine cevap bulamadı.
Ayrıca, bu seminerden sonra hakikaten mevzuata olan düşkünlüğüm zarar gördü. Çünkü gelir idaresi yetkilisi, 6-7 sorudan 5 tanesini bakanlığa geri götürdüğü gibi, 6 kasım günü yapılan seminerde 8 iş günü kalmış bir beyannameyi hala o kadar basit görüyor ki, bu tarihte hala bir çalışmalarının olduğunu gerekirse bir açıklama yapabileceklerini söyleyebiliyor. Aradan 1 yıl geçmiş ancak görünen o ki, bakanlık tarafında da enflasyon düzeltmesi hala anlaşılır ve anlatılabilir hale gelmemiş.
Yine gelir idaresi yetkilisi, aslında tam anlamadığı şu malum soruya, “…01.07.2024 tarihine ters kayıt atabilirsiniz/yapabilirsiniz…” şeklinde cevap verdi. Hatta bu seminerde, tüm anlatımcılar ve modelatör; …01.07.2024 tarihine ters kayıt atılmasına/düzeltilmesine…. hep beraber karar verdiler. Eyvah, eyvah.
I-2023 yılı gayri safi satış tutarı 50 milyon TL nın altında ve geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayacak olup, 2024/2. dönem geçici vergi beyannamelerini 31.08.2024 tarihinden sonra 563 s.n. VUK Genel Tebliğine istinaden düzeltenlerin durumu
1- 2024/2.dönem gelir tablosundaki 648 veya 658 hesapta biriken enflasyon karı veya zararını KKEG veya indirim sütununa yazarak 2.dönem geçici vergi beyannamelerini düzeltenler, amortismanları içerisindeki enflasyon etkilerini düzeltmeyi unutmuşlarsa, bunlar 2.dönem beyannamelerini yeniden düzeltecekler.
563 s.n. VUK Genel Tebliği doğrultusunda 2024/2.dönem geçici vergi beyannamesi düzeltilmişse, o zaman tüm hesaplarda olabilecek enflasyon düzeltme farklarının tamamının ve tüm etkilerinin düzeltilen beyanname üzerinde arındırılması gerekmektedir. Çünkü söz konusu 563 s.n. VUK Genel Tebliği’nde beyannamesini düzeltecek olanlardan enflasyon düzeltmesi farklarının etkilerinden tam arındırma beklenmektedir.
Diğer bütün enflasyon düzeltmesi farkları 698 hesabı aracılığı ile 648 veya 658
hesaplarda enflasyon karı veya zararı olarak toplanırken, ATİK lerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulduktan sonra amortisman ayrılacağı zorunluluğu nedeniyle söz konusu amortismanlar gider yerlerine ve/veya satış maliyetlerine gittiği, oradan da bir şekilde normal karı azalttığı için, normal karın içinde de enflasyon düzeltmesi etkileri olabileceğinden bunların da arındırılarak 2024/2.dönem geçici vergi beyannamesinin düzeltilmesi gerekmekte idi. Yani bir yandan enflasyon düzeltmesi farklarından oluşan enflasyon karını veya zararını arındırmak gerekirken, bir yandan da normal karı aşağıya indirmiş olabilecek enflasyon düzeltmesinden gelen diğer etkilerin de arındırılması gerekmekte idi.
Tam olarak böyle yapılmamışsa, 2024/3.dönem geçici vergi beyannamesi verilmeden önce 2.dönemin geçici vergi beyannamesinin yeniden düzeltilmesi gerekecek. Çünkü enflasyon düzeltmesinin tüm etkileri arındırılmamış olacak, normal karı azalttığı için vergi ziyaı oluşmuş ve süresinde tahakkuk ettirilmemiş sayılacak ve VZCZ li olarak karşımıza çıkabilecektir.
2- 2024/2.dönem stokların enflasyon düzeltmesinde, basit ortalama yöntemini seçenlerin, katsayı olarak doğru katsayı olan 1,08881 yerine yanlış katsayı olan 1,03421 katsayısını kullanmış olmaları durumunda, bunlar da 2.dönem geçici vergi beyannamelerini geçerli olan katsayıya uygun olarak yeniden düzeltecekler.
Enflasyon düzeltmesi mevzuatında stoklar; “amortismana tabi olmayan kıymet” olarak tanımlanmaktadır. Dolayısı ile stokların satışından zarar oluşması durumunda bu zararların bir kısmı kabul edilen zarar, bir kısmı ise kabul edilmeyen zarar olarak adledilmektedir. Bu hususa aşağıda kendi bölümünde genişçe yer verilmiş ve stokların düzeltilmesinde gerçek yöntemi seçen ve stokların satışından zarar oluşan bir firma üzerinden de bir örnek verilmiştir.
Ancak, 2024/2.dönem stokların enflasyon düzeltmesinde basit ortalama yöntemi seçip doğru katsayı olan 1,08881 katsayı yerine yanlış olan 1,03421 katsayıyı kullanmış olanlar için sadece matrah farkı DEĞİL, matraha ilave edilmesi gereken KKEG gibi başka sorunlar da doğurmaktadır.
Bu iki katsayı arasındaki farkı, sadece geçici verginin %10 sapması yönünden ele alıp, bu doğrultuda 2.dönemin DÜZELTİLMEMESİNİ tavsiye etmek başka yanlışlıkları, başka matrah farklarını veya başka riskleri de beraberinde getirmektedir.
Dolayısı ile bu konuyu bu günlerde, “….100.000.000 TL stok üzerinden 5.460.000 TL matrah farkı doğuracağı, ancak bunun %10 un altında olması durumunda düzeltilmeyebileceği….” şeklinde dillendirilen aynı 100.000.000 TL stok üzerinden bir örnekle açıklamaya ve …düzeltilmemesi….tavsiyesinin yanlışlığını ortaya koymaya çalışalım.
Basit ortalama yöntemine tabi tutulan 30.06.2024 tarihindeki 100.000.000 TL stoğun;
-31.12.2023 tarihinden ve düzeltilmiş olarak geliyor olması veya
-01.01.2024 -30.06.2024 tarihleri arasında oluşması
-karlı satılması veya
-zararına satılması veya
-alış değerinin bile altında satılması
durumlarının hepsinde, hem matrah farkı değişebiliyor, hem de zararın ne kadar kısmı kabul edilen ne kadar kısmı kabul edilmeyen zarar olduğu tutarları deşilebiliyor ve matraha ilave edilmesi gereken yeni KKEG getirebiliyor.
Dolayısı ile, birçok faktörün birlikte düşünülmesi gereken bir konuda/örnekte, sadece %10 meselesinden yola çıkarak, …düzeltilmemesi… tavsiyesi yerinde olmamaktadır.
Örnek 1;
30.06.2024 tarihli 100.000.000 TL stoğun 2023 yılından geldiğini, 2023 yılındaki defter değerinin 97.170.000 TL olduğunu, 2023 yılı enflasyon düzeltmesinde yine basit ortalama yöntem kullanıldığını (basit ortalama katsayısı 1,02913), dolayısı ile 31.12.2023 tarihinde enflasyon düzeltmesi sonucunda yeni defter değerinin 100.000.000 TL olduğunu, bunun da 2024/2.dönem sonunda yanlış olan 1,03421 katsayısı ile düzeltmeye tabi tutulduğunu, bu stoğun temmuz ayında 104.000.000 TL ya satıldığını farz edelim.
Yanlış olan 1,03421 katsayısı uygulandığı için, yeni değeri 103.421.000 TL oldu.
104.000.000 TL ya satılınca da 579.000 TL satış karı oluşuyor.
Böyle bir hatada bir yandan 5.460.000 TL matrah farkı oluştu (108.881.000 – 103.421.000), bir yandan da 579.000 TL kar oluştu
Aynı stoğun 104.000.000 TL ya DEĞİL, 95.000.000 TL sına satılması durumunda
103.421.000 – 95.000.000 = 8.421.000 TL zarar oluştu, ancak 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş değerin altına hatta alış bedelinin de altına düşmüş oldu.
Bu zararın sadece ilk defter değeri olan 97.170.000 TL ile zararına satış tutarı olan 95.000.000 TL arasındaki 2.170.000 TL sı kabul edilen zarar olurken, bunun üzerindeki zarar olan 6.251.000 TL ise kabul edilmeyen (KKEG) zarar olacaktı. Muhasebe kaydı ise;
621 97.170.000
KKEG 6.251.000
153 97.170.000
153.99 6.251.000
103.421.000 103.421.000
Görüleceği üzere bu son durumda da, bir yandan 5.460.000 TL matrah farkı oluşurken, bir yandan da KKEG ye eklenerek vergilendirilmesi gereken 6.251.000 TL yeni ve ilave bir matrah oluşacak.
Örnek 2;
Yukarıdaki tüm verilerin aynı olduğunu farz ederek, aynı örneği aynı firmanın stoklarını değerlerken bu defa doğru katsayı olan 1,08881 katsayısı ile enflasyon düzeltmesine tabi tuttuğunu farz edelim ve yine hem 104.000.000 TL sına, hem de yine 95.000.000 TL sına sattığını farz edelim.
30.06.2024 tarihinde stoğun düzeltilmiş değeri 108.881.000 TL olacak ve 104.000.000 TL ya satılması durumunda, 4.881.000 TL lık bir zarar oluşacak. Satış tutarının 31.12.2023 tarihli enflasyon düzeltmesi yapılmış yeni defter değeri olan 100.000.000 TL sını geçtiği için, bu zararın tamamı kabul edilen bir zarar olacak.
Herhangi bir matrah farkından söz edemeyeceğimiz gibi, 4.881.000 TL sı da kabul edilen zarar oluşmuş olacak. Muhasebe kaydı ise
621 108.881.000
153 97.170.000
153.99 11.711.000
Aynı stoğun 104.000.000 TL ya DEĞİL, 95.000.000 TL sına satılması durumunda
108.881.000 – 95.000.000 = 13.881.000 TL zarar oluşacak, ancak 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş değerin altına hatta alış bedelinin de altına düşmüş olacak.
Bu zararın ilk defter değeri olan 97.170.000 TL ile zararına satış tutarı olan 95.000.000 TL arasındaki 2.170.000 TL sı ve, son düzeltilmiş değeri olan 108.881.000 TL ile 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş değeri olan 100.000.000 TL arasındaki 8.881.000 TL yani toplam 11.051.000 TL sı KABUL EDİLEN zarar olurken, ilk defter değeri ile 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş değeri arasındaki 2.830.000 TL sı ise kabul edilmeyen zarar (KKEG) olacak. Muhasebe kaydı ise;
621 106.051.000
KKEG 2.830.000
153 97.170.000
153.99 11.711.000
108.881.000 108.881.000
Görüleceği üzere, aynı stoğun 104.000.000 TL ya satılması durumunda, yanlış katsayı uygulanması sonucu bir yandan 5.460.000 TL matrah farkından bir yandan da 579.000 TL satış karından söz edilirken, doğru katsayı uygulandığında satış zararı oluştuğu ve tüm satış zararı kabul edilen zarar olduğu için bunların hiçbirinden söz edilememektedir.
Yine aynı stoğun bu defa 95.000.000 TL ya satılması durumunda, yanlış katsayı uygulanması sonucu bir yandan 5.460.000 TL matrah farkından bir yandan da vergi matrahına eklenmesi gereken 6.251.000 TL KKEG den dolayısı ile toplam 11.711.000 TL matrah farkı riskinden söz edilirken, doğru katsayı uygulanması durumunda, satış zararlarının 11.051.000 TL sı kabul edilen zararlar olduğu için sadece 2.830.000 TL KKEG ye eklenecektir.
Dolayısı ile, bu kadar varyasyonlu bir konuda, sadece “…….5.460.000 TL matrah farkı var…” deyip, bu matrahtan hesaplanabilecek geçici vergiyi aynı dönemin tahakkuk eden geçici vergi ile kıyaslayıp, salt bu bakış açısı ile “…..%10 un altında ise 2.dönem geçici vergiyi düzeltmeye GEREK YOK..” şeklinde tavsiyede bulunmak, her yönü hesap edilmeden yanlış bir tavsiye olacaktır.
Ayrıca bizim tavsiyemize uyarak, 2024/2.dönemde basit ortalama katsayısını 1,08881 olarak doğru dikkate almış ve 2.dönem normal beyannamesinde bunu uygulamış binlerce meslek mensubunun onbinlerce beyannamesinde bu katsayı uygulanmış olmasaydı ve ülke genelinde bila istisna bu oran herkes tarafından 1,03421 olarak uygulanmış olsaydı, o zaman Tebliği ve 176 sayılı Sirkülerdeki buna ilişkin anlatımı hep beraber eleştirirdik ve kimse bu Tebliğden böyle anlamamış diyebilirdik.
Salt bu katsayı nedeniyle 2.dönem beyannamesini hiç kimse düzeltmesin tamam, bunu anlarım, ancak “…2.dönemde basit ortalama katsayısı 1,03421 dir. Böyle yapanlar düzeltmesin, bu doğru olanı…” şeklinde bazı yazılar, makaleler ve yersiz tavsiyeler var. Hem Tebliği doğru anlayıp bu katsayıyı 1,08881 olarak anlamış, savunmuş ve pek çok meslek mensubuna bunu uygulatmışız, hem 176 sayılı Sirküler bizi doğrulamış, o zaman biz doğru uygulayanlar mı düzeltelim…. şeklinde bir cevap hakkı doğuyor.
Dolayısı ile doğru katsayı olan 1,08881 katsayısı hiç kimse tarafından uygulanmamış olsaydı, o zaman 1,03421 yapan hiç kimse de 2.dönem beyannamesini düzeltmesin diyebilirdik veya bakanlık da belki aynı şekilde değerlendirebilirdi. Ancak ortada azınlık da olsa 1,08881 olarak doğru uygulanmış pek çok beyanname var.
3- Yukarıdaki bu iki konu ile ilgili olarak bu günlerde ileri sürülen; “enflasyon düzeltmesi arındırılırken 2.dönem geçici vergi düzeltme beyannamesinde geçici verginin %10 un altında sapması durumunda, bunun için yeniden düzeltmeye gerek yok” şeklindeki iddialara yukarıdakilerin dışında başka bir nedenden dolayı da katılmadığımı belirtmek isterim.
Çünkü, 193 Sayılı GVK’nun mükerrer 120.maddesinde yer alan hüküm şöyle; “Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir.”
Bir yandan, 2024/2.dönemde düşülen amortismanlardan arındırılması unutulmuş olan tutarlar ile bir yandan stokların enflasyon değerlemesinde 1,08881 yerine 1,03421 katsayıyı kullanmış olanların bu iki katsayı arasındaki fark tutarlardan dolayı zaten geçici vergideki %10 sapmayı aşmış olabilecekler.
Bir yandan da ileride 2024 yılı defterlerinin incelemesi durumunda, ilk 6 ayda alınmış bir firmadan herhangi bir faturanın incelemeye konu edilmesi, inceleme sonucu kayıtlardan çıkartılması ve inceleme elemanı tarafından yeniden yapılacak olan geçici vergi tablolarında söz konusu %10 nun hesabının bu yeni durumların hepsi dahil olarak yeniden yapılacak olması nedeniyle, bizim bugünden sadece enflasyon düzeltmesini baz alarak yaptığımız %10 hesabının sapmasına/artmasına yol açacaktır. Daha doğrusu böyle bir inceleme sonucunda, bu sapma oranı %10 un üzerine çıkabilecektir.
Dolayısı ile bu iddiaya kulak vermeden, %10 sapma meselesini sadece enflasyon düzeltmesi yönünden düşünmeden, söz konusu 2.dönem geçici vergi beyannamesinin düzeltilmesi sırasında tam arındırma yapılamamış ve unutulanlar varsa veya yanlış olan basit ortalama katsayısı kullanılmış ise öncelikli olarak 2.döneme ilişkin bu beyannamenin yeniden düzeltilmesi, ardından 3.dönem geçici vergi beyannamesinin verilmesi gerekecektir.
Çünkü, aşağıda anlatıldığı üzere, kayıtları silemeyeceğimize, ters kayıt da yapamayacağımıza göre, arındırmadan kaynaklı ve düzeltilen son beyannamede görünen KKEG nin veya İNDİRİMİN, 2.dönem geçici vergi beyannamesindeki doğru tutarı neyse, hiç değiştirmeden aynı tutarı 3.dönem geçici vergi beyannamesine de taşıyıp aynı yerine yazarak 2.dönemdeki aynı tutardaki arındırmayı 3.dönemde de aynı tutarda sürdürdüğümüzü göstermemiz gerekecektir.
Başka bir ifade ile, 2.dönem gelir tablosundaki enflasyon düzeltmesi karı veya zararı sütunundaki rakamı, 3.dönem gelir tablosuna da aynı tutar olarak taşıyacağız/yazacağız. Bunlar da dahil olarak ve amortisman giderleri başta olmak üzere enflasyon düzeltmesinin tüm etkilerini hesaplayıp 2.dönem düzeltme beyannamesine veya şimdi yeniden düzelteceğimiz 2.dönem düzeltme beyannamesine yazdığımız/arındırdığımız KKEG veya indirim sütununu da yine 2.dönemdeki aynı tutar olarak 3.dönem beyannamesine taşıyacağız.
4- 30.06.2024 tarihinde defterlere kayıt edilen 2024/2 dönemi enflasyon düzeltmesine ilişkin yevmiye kayıtları silinmeyecek, hiç dokunulmayacak. E-defterler de böyle gönderilecek (böyle gönderilecekti), kağıt defter dökülecekse de böyle dökülecek.
5- Yine bu yevmiye kayıtları için ters kayıt yapılmayacak. Ters kayıt demek de bir düzeltme kaydıdır. Dolayısı ile herhangi bir kayıt düzeltilmeyecek. Defterde aynı şekilde duracak. Ne 01.07.2024 tarihine, ne de 01.09.2024 tarihine herhangi bir ters kayıt yapılmayacak.
Bir meslek mensubu, eylül ayı başlarında bize safça berrakça bir soru sordu;
-üstad, şu, şu, şu gelişmeler oldu ya, ters kayıtla enflasyon kayıtlarımızı defter üzerinde de düzeltecek olsak 01.09.2024 tarihine ya da bu tarihten sonrasına yapmalıyız değil mi?.
Aslında bu kadar tantanadan, bu kadar tartışmadan haberi olmadan safça sorulan bir soru. Çünkü kendisini tanıyorum.
-hem sorusundaki maksadı hem verdiği tarihi bildiğim halde dedim ki, ters kayıt yaparak kayıtlarını düzeltecek olsan neden 01.09.2024 tarihini veya sonrasını uygun buldun.
-dedi ki, üstad …düzeltin….diyen 563 s.n. Tebliğ 31.08.2024 tarihinde yayımlandı, bu tarihe kadar ters kayıt atamayız, atacaksak bile bu Tebliğden sonraki bir tarihe 01.09.2024 tarihine veya bundan da sonraki bir tarihe olmalı
O kadar haklıydıki, kayıtları silemeyiz, ters kayıt da atamayız. Ancak ters kayıt atacak olsak bile hakikaten 01.09.2024 tarihine ya da bu tarihten sonrasına atmalıyız. Yani atacak olsak bile bu tarih yine herkesin birbirine basitçe öneriverdiği 01.07.2024 tarihi DEĞİL. Ancak 06.11.2024 tarihindeki Türmob seminerinde, gelir idaresi yetkilisi de; .…ters kayıt atabiliriz, 01.07.2024 tarihine atabiliriz….şeklinde yanıltıcı bilgi vermiş oldu.
30.06.2024 tarihinde defterlere kayıt edilen enflasyon düzeltmesine ilişkin kayıtların silinmeyeceğinin ve bu tarihte ya da bundan sonraki herhangi bir tarihte ters kayıt şeklinde ya da başka şekillerde düzeltilmeyeceğinin sebepleri ise;
30.06.2024 tarihinde bir bilanço çıkarıldı ve bu tarihte onaylanmış ve ilan edilmiş oldu. Ayrıca vergi dairelerine verildi. Bu bilanço tarihinden yaklaşık olarak 50-60 veya 70 gün sonra bu bilançoya dayalı olarak ve bu bilançoyu doğrulayan 2024/2 dönemine ilişkin İLK geçici vergi beyannameleri verildi. Ardından bu bilançonun çıkarıldığı, ilan edildiği tarihinden tam iki ay sonra hem bu bilanço geçerli iken hem verilen ilk geçici vergi beyannameleri geçerli iken 31.08.2024 tarihinde 563 s.n. VUK Genel Tebliği yayımlandı.
2024/2.dönem geçici vergi beyannameleri ise, 31.08.2024 tarihinden sonra, 2 inci uzatma tarihini olan 06.09.2024 tarihine kadar ya da 3 üncü uzatma tarihi olan 13.09.2024 tarihine kadar düzeltildi. Yani bilanço tarihinden 2,5 ay sonra ve bu bilançoya dayalı olarak verilen ilk geçici vergi beyannamelerinden 1 ay sonra düzeltildi.
Dolayısı ile, sabit olan iki tarih var.
Birincisi, bilançonun çıkarıldığı, onaylandığı ve ilan edildiği 30.06.2024 tarihi,
İkincisi, bu bilançoya göre verilen beyannamelerin düzeltilmesi gerektiğine ilişkin 563 s.n. VUK Genel Tebliğinin yayımlandığı 31.08.2024 tarihi
Bilanço tarihinden 2,5 ay sonra düzeltilen bir işleme dayalı olarak 30.06.2024 tarihli kayıtları defterden silemeyiz. Çünkü VUK da, kayıt etme veya kayıt silme süreleri bir çok firmamız için 10 gün, bazı özel şartlarda 45 gündür.
Dolasıyı ile hem kayıtları silmek hem de ters kayıtla düzeltmek için bu sürelerin geçirildiği kesin olan ve bu süreler mali idarede de kayıtlı olan bir işlem için, yani beyannamenin düzeltilme tarihi bilanço tarihinden 2,5 ay sonra olan bir işlem için geriye dönük silinemeyeceği ve düzeltilemeyeceği açıktır.
Ters kayıt yapmak da doğru değil. Çünkü bugün geçerli olan yasal ve ikincil düzenlemelere göre, geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayanlar 2024 yılı dönem sonunda yıllık olarak enflasyon düzeltmesi yapmakla yükümlüler.
Ayrıca, 10 gün gibi 45 gün gibi veya diğer yasal kurallar idarece de bilindiği için her tarafını eleştirdiğimiz 563 s.n. VUK Genel Tebliği’nde bile; “bu döneme ilişkin geçici vergi beyannamelerini Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla vermiş olan mükelleflerin, söz konusu döneme ilişkin yasal kayıtlarını düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.
Buradaki “düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır” tabiri öncelikle; “silmelerine ve/veya ters kayıt şeklinde düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır” şeklinde anlaşılmalıdır.
Yine “…yasal kayıtlarını düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.” ifadesinin; bir ihtiyarilik içerdiği, dileyenlerin ters kayıtla düzeltebileceği şeklindeki yorumlara da katılmadığımı belirtmek istiyorum. Çünkü, mevzuat düzenlemelerinde ihtiyarilik; …dileyenler….şeklinde anlatılır veya Tebliğlerde açık açık ihtiyari olduğu anlaşılır veya ima edilir bir şekilde belirtilir. Ya da …..düzeltmeyebilirler….. denilmiş olmalıdır ki, o zaman “düzelte de bilirler” şeklinde de yorumlayabilelim.
Günümüzün mevzuat dilinde artık; “…enflasyon düzeltmesi yapmamaları uygun bulunmuştur.” veya “..yasal kayıtlarını düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.” minvalindeki açıklamalar zorunluluk belirten açıklamalardır.
Bu ifade, aslında düzeltilmeyeceğine yönelik bir zorunluluk belirtir. Bu ifadenin bir ihtiyarilik getirdiği iddiaları ile, basit ortalama katsayısındaki gibi yanlış bir yorum yapılmakta ve yanlış yönlendirmelerde bulunulmaktadır. Dolayısı ile, enflasyon düzeltmesine ilişkin hiçbir kayıt silinmemelidir veya ters kayıt şeklinde düzeltilmemelidir.
6- 2024/3.geçici vergi döneminde amortismanlar, 2023 yılı sonu itibariyle enflasyon düzeltmesi yapılmış olan 2023 yılı sonundaki yeni/son değerlerden ayrılmalıdır. Ancak söz konusu ATİK lere 2024 yılında enflasyon düzeltmesine dayalı herhangi bir yeni değer/fark eklenmemelidir.
II-2023 yılı gayri safi satış tutarı 50 milyon TL nın üzerinde olup, 2024/2 ve 2024/3.dönemlerde enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olanların durumu
2024 yılı geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapma zorunluluğu bulunanların gelir tablolarında 2.dönemde enflasyon zararı oluşmuşken, 3.dönemde enflasyon karı oluşuyor olabilir. Ya da tam tersi bir durum olabilir.
Bunlar, 648-enflasyon düzeltme karı hesabı ile 658-enflasyon düzeltme zararı hesapları arasında herhangi bir mahsup yapmayacaklar. 2024/3.dönem gelir tablolarında, bu iki hesap da görünecek. Yani bir dönemde enflasyon karı olabilir, diğer dönemde enflasyon zararı olabilir, bunlar birbirleri ile mahsup edilmeyecek, her iki hesap da 2024/3.dönem gelir tablosunda görünecek. (Bu iki hesap aynı geçici vergi döneminde aynı anda her ikisi de bakiye vermez, bu ayrı bir konu.)
Çünkü, Tek Düzen Hesap Planı kurallarından biri; birbirinin aksi yönde muadili hesaplar arasında mahsup yapılamayacağıdır.
Örneğin, 642-Faiz gelirleri hesabı ile Faiz giderleri hesapları arasında,
646-Kambiyo karları hesabı ile 656-Kambiyo zararları hesapları arasında,
647-Reeskont faiz gelirleri hesabı ile 657-Reeskont faiz giderleri hesapları arasında,
648-Enflasyon düzeltmesi karları ile 658-Enflasyon düzeltmesi zararları hesapları arasında,
649-diğer olağan gelir/karlar hesabı ile 659-diğer olağan gider/zararlar hesapları arasında,
679-diğer olağan dışı gelir/karlar hesabı ile 689-diğer olağan dışı gider/zararlar hesapları arasında,
herhangi bir mahsup yapılmayacaktır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesinde ve 555 s.n. VUK Genel Tebliğinde yer verilen parasal olmayan KIYMET tabiri; amortismana tabi olsun ya da olmasın sadece iktisadi kıymetler DEĞİL, enflasyon düzeltmesi yapma yükümlülüğü getirilen ve parasal olmayan bütün kıymet ve hesaplardır.
Yine enflasyon düzeltmesine ilişkin aynı mevzuatta sadece arsa ve araziler değil, iktisadi olsun ya da olmasın diğer bazı parasal olmayan kıymetler de “amortismana tabi olmayan kıymetler” olarak tanımlanmaktadır. Örneğin herhangi bir geçici vergi dönem sonundaki bilançoda yer alan tüm stoklar da “parasal olmayan kıymet” dolayısı ile “KIYMET” olarak kabul edilmektedir. Dolayısı ile “amortismana tabi olmayan kıymet” tabiri stoklar için de geçerli bir tabirdir.
Enflasyon düzeltmesine ilişkin hem 2003-2004 uygulamalarında hem de 2023-2024 uygulamalarında amortismana tabi olmayan kıymetlere ilişkin, hem ikincil düzenlemelerde hem de anlatımlarda sürekli olarak sadece arsa örneği verilmekte ve yanıltıcı olmaktadır.
Amortismana tabi olan tüm kıymetlerin satılması durumunda (amortismana tabi İKTİSADİ kıymetler), enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan yeni değerleri ile satış tutarı arasındaki zararlarının tamamı zarar olarak kabul edilmektedir. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulduktan sonraki satışlarından doğabilecek zararların tamamı kabul edilen zararlardır.
Ancak, amortismana tabi olmayan iktisadi kıymetlerin ya da parasal olmayan diğer kıymetlerin, yani iktisadi bir kıymet olsun ya da olmasın, amortismana tabi olmayan ve enflasyon düzeltmesi zorunluluğu getirilen diğer bütün kıymetlerin satışından doğabilecek zararların ise bir kısmı kabul edilmekte bir kısmı ise kabul edilmeyip, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmaktadır.
Amortismana tabi olmayan diğer bütün kıymetlerin satışından doğabilecek zararların ne kadarının kabul edilen zarar ne kadarının kabul edilmeyen zarar olduğuna ilişkin temel ayırım noktası ise; satışa konu edilen söz konusu kıymetin 31.12.2023 tarihli enflasyon düzeltmesi uygulaması sonucu ulaştığı yeni değerdir. Bu ayırım için 31.12.2023 tarihinde enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan yeni değerine göre hareket edilmesi gerekecektir.
Amortismana tabi olmayan bir kıymetin satışından doğan zararların ne kadarının kabul edileceği ayırımına ilişkin stoklar üzerinden bir örnek vermek gerekirse,
Uğraştığı işi ile ilgili 31.12.2023 tarihinde ticari mal stokları bulunan bir işletmenin stoklarındaki herhangi bir ürünün;
Stoklara ilk alınış tarihi : 30.04.2023
Seçilen Yöntem : Gerçek Yöntem
Enflasyon Düzeltme Katsayısı : 1,34647 (2023/12 Yi-üfe / 2023/04 Yi-üfe)
Bilançodaki Stoğun maliyet bedeli : 200.000,00
Enflasyon Düzeltme Farkı : 69.294,00
Stoğun Enf. Düz. Sonucu Toplam Maliyeti : 269.294,00
Bu stoğun 2024 yılı mart ayındaki satış tutarı 240.000,00 olsun. Bu durumda, düzeltilmiş değer ile satış tutarı arasındaki zarar kısmı kabul edilmeyecek ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilecektir.
Yani, 269.294,00 – 240.000,00 = 29.294,00 TL lık zarar kısmı kabul edilmeyen zarardır.
Muhasebe kaydı ise
621 240.000
KKEG 29.294
153 200.000
153 (99) 69.294
Aynı örnekteki satış tutarı 240.000 TL yerine 190.000 TL olsa idi, o zaman da 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş değerden önceki değeri ile düzeltilmiş değeri arasındaki farkın tamamı kabul edilmeyecekti. Yani enflasyon düzeltmesinden gelen bütün fark kabul edilmeyecekti. 269.294 – 200.000 = 69.294 TL lık zarar kısmı kabul edilmeyen zarar, ancak düzeltme yapılmadan önceki maliyetinin altındaki zarar olan 10.000 TL ise kabul edilen zarar olacaktı. Başka bir ifade ile 79.294 TL lık zararın; 69.294 TL lık kısmı KKEG iken, 10.000 TL lık kısmı kabul edilen zarar olacaktı.
Konuya ilişkin düzenleme ise şöyledir;
- Satış bedelinin; 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltme öncesi değerden düşük olması halinde, düzeltme öncesi değerle düzeltilmiş değer arasındaki zarar tutarının tamamı ZARAR olarak kabul edilmemekte, (satış tutarını 190.000 TL farz ettiğimiz örnek)
- Satış bedelinin; 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltme öncesi değerin üstünde ancak 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltilmiş değerin altında olması halinde ise satış bedeli ile düzeltilmiş değer arasındaki zarar tutarı kabul edilmemektedir. (satış tutarını 240.000 TL farz ettiğimiz örnek)
Görüleceği üzere bu konuda, stokların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasında kullanılan yöntemin de bir önemi yoktur. Ayrıca enflasyon düzeltmesi mevzuatında stoklar da “parasal olmayan kıymet” dolayısı ile KIYMET olarak sayıldığı için, tarafımızdan stok örneği verilerek, amortismana tabi olmayan kıymetler tabirinin stokları da kapsadığı ve burada oluşan zararın durumu anlatılmaya çalışılmıştır.
Enflasyon düzeltmesine ilişkin yayımlanan 555 s.n. VUK Genel Tebliği ekindeki listede yer alan 159-Verilen Sipariş Avansları, 259-Verilen Avanslar, 340-Alınan Sipariş Avansları ve 440-Alınan Sipariş Avansları hesapları da “Parasal Olmayan Kıymet” olarak sayılmış ancak bu 4 hesabın tamamı için “parasal olmayan bir mahiyet taşıyor ise ‘parasal olmayan kıymet’ olarak addolunur” açıklaması yapılmıştır.
Sözleşmeye dayanmayan, sözleşme bulunmasa bile nitelikli sözleşme emaresi bulunmayan hiçbir avans için enflasyon düzeltmesi yapılmayacaktır. Dolayısı ile, sözleşmeye dayanmayan; ne verilen ne de alınan avanslar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacaktır.
Sözleşmeye dayanan avansların durumu ise şöyledir;
Verilen Sipariş Avanslarına İlişkin Enflasyon Düzeltmesi Farklarının Durumu
Tüm alınan ya da verilen avans hesaplarının değil, sadece sözleşmeye dayanan alınan ya da verilen avans hesaplarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, avansın karşılığı olarak verilecek ya da alınacak olan hizmetin ya da mal miktarının değişmediği avansların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.
Bir sözleşmeye dayanması nedeniyle miktar değişmediği için/değişmediği sürece, bunların enflasyondan etkilenmediği, pay almadığı düşünülmelidir ki bu yüzden enflasyon düzeltmesine tabi olmaktadır.
Avans verilirken sözleşme yapılmadığı, nitelikli sözleşme emaresi bulunmadığı, miktarın belirlenmediği avanslar kapanırken ise, avansın kapandığı günde yeni birim fiyatlarından dolayı mal miktarı azalmaktadır. Böyle bir örnekte de enflasyondan etkilendiği, enflasyondan pay aldığı ve mal miktarının azaldığı düşünülmelidir ki, böyle bir avans hesabı düzeltmeye tabi tutulmayacaktır.
Avans hesaplarına yönelik enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmayacağının belirleme/karar noktası; ortada bir sözleşme olup olmadığı, yazılı bir sözleşme yoksa nitelikli bir sözleşme emaresi ve avans kapanırken hizmet ya da mal miktarının değişip değişmediğidir.
159-Verilen Sipariş Avansları hesabı altında yer alan enflasyon düzeltme farkı, bu avansın kapanması halinde sipariş edilip gelen malın maliyetine eklenecektir.
Örnek vermek gerekirse (KDV veya başka unsurlar ihmal edilmiştir)
153- (Siparişin gelmesi/teslim alınması) 210.000
159. xx Verilen Sipariş Avansları 200.000
159 (99) Enflasyon Düzeltme Farkı 10.000
Alınan Sipariş Avanslarına İlişkin Enflasyon Düzeltmesi Farklarının Durumu
Diğer yandan enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş 340-Alınan Avanslar hesabının kapanması durumda bunlara ilişkin enflasyon düzeltmesi farkı hesabının da kapanması gerekmekte olup fark hesabının kapanmasında ise farklı bir durum vardır.
Kapanan avansa ilişkin enflasyon düzeltmesi farkı yeni ve olağan bir gelir/kar olarak değerlendirilip 649-Diğer Olağan Gelir ve Karlar hesabında takip edilmesi gerekmektedir.
Örnek vermek gerekirse (yine KDV ve diğer unsurlar ihmal edilmiştir)
340 (Alınan avansın kapanması) 500.000
340 (99) Alınan avansın Enf. Düz. Farkı 40.000
600 500.000
649 40.000
Ancak alınan sipariş avansının 2023 yılına ait olması/2023 yılında alınmış olması ve sonraki yıllarda kapanması durumunda; buna ilişkin enflasyon düzeltme farkı bir yandan bu avansın kapandığı dönemde 649 hesabına alınıp gelir tablosunda gelir/karlara eklenirken, bir yandan da söz konusu enflasyon düzeltme farkının SADECE 2023 yılına ilişkin kısmı ilgili yılın yıllık ve geçici vergi beyannamelerinde “zarar olsa dahi indirilecek indirim ve istisnalar” bölümünde indirime konu edilebilecektir.
Çünkü, 2023 yılı enflasyon düzeltmesi uygulamasının vergisiz olması nedeniyle, söz konusu alınan avans hesabının 2023 yılına ilişkin enflasyon düzeltmesi farkının gider etkisinden yararlanılamamış olmaktadır. Bu yüzden de 2023 yılına ait alınan avansın sonraki yıllarda kapanması durumunda buna ait enflasyon düzeltmesi farkının 649 hesabına alınması, ancak bu enflasyon düzeltmesi farkı içerisindeki 2023 yılına ilişkin kısmının da beyannameler üzerinde indirime konu edilerek, yararlanılamayan gider etkisi telafi edilmiş olmaktadır.
Enflasyon düzeltmesine ilişkin yayımlanan 555 s.n. VUK Genel Tebliği ekindeki listede 180-Gelecek Aylara Ait Giderler Hesabı ile 280-Gelecek Yıllara Ait Giderler Hesabı “Parasal Olmayan Kıymet” olarak sayılmış ve genel olarak bu iki hesaba enflasyon düzeltmesi yapılacağı belirtilmiştir.
Her ne kadar 180 ve 280 hesapları “parasal olmayan kıymet” olarak sayılmış ve koşulsuz olarak enflasyon düzeltmesine tabiymiş gibi görünse de, 180 hesapta takip edilen gelecek dönemlere ait banka kredi faizleri hesaplarının asıl dayanağı hesapların 300 ve 400 gibi Banka Kredileri hesapları olması, bu hesapların da “parasal kıymet ” olması ve idare tarafından gelecek dönemlere ait banka kredi faizlerinin 180 hesapta takip edilebileceğinin Tebliğde bir an göz ardı edilmesi nedenleri ile, 180 hesapta takip edilen gelecek dönemlere ait banka kredi faizlerinin enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaması gerekmektedir. Banka Kredileri hesaplarının “parasal kıymet” olması nedeniyle, bunlara dayalı olarak 180 hesapta takip edilen gelecek dönemlere ait banka kredi faizleri de “parasal kıymet” niteliği kazanmaktadır.
Ayrıca, enflasyon düzeltmesi mevzuatındaki genel ilkelerden biri; herhangi bir hesap koduna yer verilmemiş olsa veya herhangi bir hesabın açıklaması yapılmamış olsa bile, kendine en yakın hesaba ve kendine en yakın uygulamaya tabi olacağı üzerinedir.
Dolayısı ile enflasyon düzeltmesi; banka kredilerine ve bunların gelecekteki faizlerine DEĞİL, söz konusu banka kredileri ve bunların faizleri sonucu bilançoya alınan/edinilen kıymetin reel olmayan finansman maliyeti hesaplamalarına tabi bir kıymet olması durumunda, zaten bu kıymete enflasyon düzeltme farkı ve reel olmayan finansman maliyeti hesaplamaları sonucu enflasyon düzeltmesi yapılmış olmaktadır.
Ancak tüm bunlara rağmen, 176 sayılı son VUK Sirkülerinde 180-hesabı için enflasyon düzeltmesi yapılacağına ve buna dayalı bazı konulara ilişkin bazı açıklamalar yapılmış, ancak bu hesap içerisinde takip edilebilecek yukarıda anlatılan konu düşünülüp ayrıştırılamamıştır.
Ödenmiş sermayenin bir unsuru olan 502-Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları,
Sermaye yedeği olan 525-Kayda Alınan Emtia Karşılığı Hesabı,
Kar yedeği olan 549-Yenileme Fonu ve 570-Geçmiş yıllar karları
gibi hesapların, parasal olmayan kıymet kabul edilmesi, enflasyon düzeltmesi yapma zorunluluğu bulunması, 2023 yılı ilk enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ve 2023 yılına ilişkin bilançodan kaynaklanması nedenleri ile, sermaye artırımı yoluyla sermayeye ilave edilmesi durumunda; söz konusu bu öz sermaye kalemlerinin sermayeye ilave edildiklerine ilişkin tescil tarihine kadar da enflasyon düzeltmesi yapılması zorunluluğu/imkânı bulunmaktadır.
Sermaye hesabındaki bütün ilavelerden sonra oluşan yeni toplam sermaye tutarının; sermayeye ilave edildiklerine ilişkin tescil tarihini içine alan geçici vergi dönemi sonundaki yi-üfe endeksinin 2023/12 ayına ilişkin yi-üfe endeksine bölünmesi suretiyle bulunacak olan katsayı ile düzeltilmesi en uygun ve en kolay yöntem olacaktır. (Bu konu her yönü ile yine MuhasebeTr’de yayınlanan makalemizde ayrıca anlatılmıştır.)
31.08.2024 tarihinde yayımlanan 563 s.n. VUK Genel Tebliğinin 2024/2.dönem geçici vergi beyannamelerini düzeltmeye zorlayan bölümü Türmob, İstanbul SMMMO, Ankara SMMMO ve Bursa SMMMO tarafından yürütmenin durdurulması talepli olarak Danıştay’da dava konusu edildi. Danıştay’ın ilk savunmayı almasına gerek bulunmamasına, dava konusu Tebliğ’in zaten herkese açık bir düzenleme olmasına, Tebliğin tüm kapsam, maksat ve amacının zaten kendi içinde bulunuyor olmasına dolayısı ile yürütme yönüne savunma almadan da karar verebilecek olmasına rağmen, idarenin birinci savunması alındı ve bunun ardından yürütme yönüne karar verilecek. Ancak hem idarenin savunma verme süresi tamamlandı ve savunma yaptı ya da yapmadı ekim ayı başı itibariyle bu süre doldu, hem de yürütme yönüne karar verme vakti neredeyse çok yaklaştı.
Belki de, 2024/3.dönem geçici vergi beyannamelerinin verilme süresinden önce olayın yürütme yönüne bir karar verilmiş olacak.
Danıştay 3.Dairesi, 213 Sayılı VUK nun 369 uncu maddesindeki gayet açık hükümlere göre karar verip, 2024/2.dönem için verilen ilk normal beyannamelerin düzeltilmesine zorlanamayacağına, bu Tebliğin geriye yürütülmemesi gerektiğine karar verip yürütmeyi durdurursa, o zaman başka hukuki süreçler doğacak, başka değerlendirmeler yapılabilecek veya bu karar sonucu mali idareden başka açıklamalar yapılabilecek.
Bu durumda, 2024/2.dönem geçici vergi beyannamelerinin yukarıda anlattığım doğrultuda enflasyon düzeltmesinin tüm etkilerinin arındırılmasına yönelik yeniden düzeltilmesi icap ediyorsa, o zaman bunun da biraz beklenilmesi icap etmektedir. Dolayısı ile 2024/2.dönem geçici vergi beyannamelerinin en son haliyle önce düzeltilmesi, ardından 2024/3.dönem geçici vergi beyannamelerinin verilmesi icap edecek, ancak bu gelişmelerden dolayı her ikisinin de bir birkaç gün daha beklenilmesi uygun olacaktır.
563 s.n. VUK Genel Tebliği doğrultusunda, enflasyon düzeltmesinin tüm etkilerini arındırmak için 2024/2.dönem geçici vergi beyannamelerini düzeltenler, defter kayıtlarını silmeyecek ve ters kayıt şeklinde veya başka şekillerde kayıtlarını düzeltmeyecekler. Yani enflasyon düzeltmesine ilişkin 2.döneme ait bütün kayıtlar olduğu gibi duracak. 2.dönemde beyanname üzerinde yapılan arındırma işlemi yine 3.dönem gelir tablosunda ve beyannamesinde de aynı tutarlarda aynı satırlarda gösterilerek yıl sonuna kadar bu şekilde devam edecekler. Yıl sonunda enflasyon düzeltmesini yıllık olarak yaptıklarında, sadece son 6 aylık farkları kayıt edecekler.
İhtiyatlı davranılması için bile böyle yapmak gerekmektedir. Çünkü kayıtların ters kayıt şeklinde düzeltilmesi durumunda, 2.dönem beyannamelerinde yer alan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan ve arındırmak için yer verilen KKEG veya indirim tutarlarını 3.dönem beyannamelerinden kaldırmaları gerekecek ki, bu durum idarenin merakını cezbedecek.
En önemli tavsiyem ise şudur;
Bir müşterinin, normal kar ya da zararında meslek mensubunun etkisi ya da sorumluluğu yoktur. Tek düzen hesap planına uyulmuşsa, (geriye doğru) defterler, beyannameler ve evrak ve belgeler birbirlerini VUK/mük.227 inci maddesine uygun şekilde doğruluyorsa ve diğer sorumluluk alanlarına da uyulmuşsa meslek mensubunu ilgilendiren bir tarafı yoktur. Dönem sonu stok belirlemek ya da kar marjı belirlemek veya bunların sonucu olarak doğacak olan kar ya da zarar müşteriyi ilgilendiren hususlardır.
Ancak, enflasyon düzeltmesi ve buna ilişkin muhasebe kayıtları tamamen teknik bir konudur. Tamamen meslek mensuplarının kararlarıyla, meslek mensuplarının bilgisiyle ve insiyatifi ile uygulanabilecek konulardır. Dolayısı ile müşterinin direkt etkisi katkısı yoktur. Yani bir katsayının yanlış alınması, düzeltmenin yanlış yapılması, usule uygun olmaması, uygulamada herhangi bir ihtiyarilik yokken ihtiyari gibi sanılan ve vergi kaybına neden olabilecek aksi bir oranın esas alınması veya birbirleri ile mahsup imkanı olmayan düzeltme farklarının mahsup edilmiş olması ve tüm bunlardan dolayı ziyaa uğramış vergi oluşması vs.vs. gibi gelişmelerde ziyaa uğrayan vergi için müşteri ile birlikte meslek mensubunun da müştereken sorumlu tutulabileceği durumlar oluşabilecek veya bu durum bile yarınlarda bir inceleme alanı haline getirilebilecektir.
Dolayısı ile, enflasyon düzeltmesine ilişkin apaçık yanlış hesaplanan ve verginin azalmasına etki edebilecek hatalı işlemler var ise, en azından bunlar düzeltilmeli ve düzeltme beyannamesi vermekten çekinilmemelidir.
Enflasyon düzeltmesinin, gündemimizden tamamen kalkması dileklerimle,
KAYNAKÇA
1-) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
2-) 555 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
3-) 563 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
4-) 165 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri
5-) 176 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri
12.11.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.