YAZARLARIMIZ
Sebahattin Eriş
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Bilim Uzmanı
musavir42@hotmail.com



Kur Korumalı Türk Lirası Hesaplarına Dönüşümde Gelir Vergisi Mükellefleri Vergi İstisnası Kapsamı Dışına Mı Çıkarıldı? Yoksa Unutuldu Mu?

Yazının Konusu; 31.03.2022 veya 30.06.2022 tarihli bilançolarında yer alan ABD  doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi dövizlerini 2022 yılı sonuna kadar kur korumalı Türk lirası hesaplarına dönüştüren kurumlar vergisi mükelleflerinin, dönüşüme konu dövizlerin Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kazançları ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz, kâr payları ve diğer kazançlarına tanınan vergi istisnası, aynı şartları taşıyan ve bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerine bu defa tanınmadı veya unutuldu.

Yasal Süreç ve Unutulan İstisna

21.12.2021 tarihinde Merkez Bankası’nca yayımlanan Tebliğ ile başlayan kur korumalı Türk lirası hesaplarına dönüşümle ilgili yasal düzenlemeler, bunların koşulları ve dönüşüme dayalı olarak ayrıca getirilen vergi istisnaları zaman içerisinde tartışıldı.

Yasal düzenlemeler ilk olarak Merkez Bankası tarafından tasarlanan ve 21.12.2021 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 2021/14 Sayılı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ ile başladı. Bu ilk tebliğde sadece yurt içinde yerleşik gerçek kişilere ilişkin açıklamalar yapılıp kur korumalı mevduat sisteminden sadece bunların yararlanacağı anlatılınca ve amaç ve kapsam bölümünde sadece yurt içinde yerleşik gerçek kişiler tanımlanınca, 11.01.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2022/1 sayılı değişiklik tebliği ile amaç ve kapsam ve 4 üncü maddenin 1 inci fıkrası değiştirilerek söz konusu dönüşüme tüzel kişiler de dahil edildi.

Bunları takiben, 20.01.2022 tarih ve 7352 sayılı Kanun’la, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na Geçici 14 üncü madde eklenerek, kur korumalı mevduat hesaplarına dönüşümde, dönüşüme konu dövizlerden kaynaklı bazı kazançlar kurumlar vergisinden ve gelir vergisinden istisna tutuldu.

Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen söz konusu geçici maddenin ilgili fıkrası ile, aynı istisnadan aynı şartlar geçerli olmak koşulu ile bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin de yararlanacağı hükme bağlanmıştı.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14 üncü maddesinin ilk ihdasında 5 inci  fıkrada yer alıp, sonradan 7 inci fıkra olarak teselsül ettirilen ve bu güne değin hiçbir değişiklik geçirmeyen söz konusu fıkrada; “(7) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan istisna hükümleri, aynı şartlarla geçerli olmak üzere bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin kazançları hakkında da uygulanır.” hükmüne yer verilmişti.  

Söz konusu geçici 14 üncü maddenin 1 inci fıkrasında mealen; kurumların ve aynı şartları taşıyan bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan ve aynı tarihte bankalarda fiilen bulunan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi yabancı paralarını 25.02.2021 tarihine kadar (2021 yılının dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme/verilebilme süresinin sonu) Türk lirasına çevirmeleri ve bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda, söz konusu yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ilâ 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı, 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançları kurumlar vergisinden/gelir vergisinden istisna olduğuna yer verilmişti.

Aynı geçici maddenin 2 nci fıkrasında yine mealen; yukarıda değinilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan ve aynı tarihte bankalarda fiilen bulunan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi yabancı paralarını bu defa 26.02.2022 tarihinden 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda oluşan kur farkı kazançlarının, geçici vergi dönemi sonu değerlemesiyle Türk lirasına çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ve dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğuna yer verilmişti.

Yine aynı geçici maddenin 3 üncü fıkrasında ise yine mealen; yukarıda değinilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan altın hesabı ile bu tarihten sonra açılacak işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kazançları ve dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançların istisna olduğuna yer verilmişti.

Kurumlar vergisi mükelleflerine tanınan ve bu ilk 3 fıkrada yer alan Türk lirasına dönüşüme dayalı kazanç istisnaları; 5 inci (sonradan teselsülle 7 inci) fıkra delaleti ve aynı koşulların aranması şartı ile bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerine de istisna olarak tanınmıştı.

Buraya kadar 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan ve aynı tarihte fiilen bankalarda  bulunan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi dövizlerin 25.02.2022 tarihine kadar Türk lirası hesaplarına dönüşüme tabi tutulması veya 26.02.2022 tarihinden 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası hesaplarına dönüşüme tabi tutulması halinde dönüştürülen dövizlerin hangi dönemsel kazançlarının ne şekilde istisna kapsamında olacağı ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yanı sıra aynı şartları taşımaları halinde bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin de bu istisnalardan yararlanacağı hükme bağlanmıştı.

Bu Aşamadan Sonra Neler Unutuldu

Söz konusu geçici maddeye 26.05.2022 tarih ve 7407 sayılı Kanun’la 4 üncü fıkra eklenerek; SADECE kurumların 31.03.2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançları kurumlar vergisinden istisna tutuldu. Başka bir ifade ile, kurumların 2022 yılı içerisinde bilançolarına alınan ya da edinilen dövizlerine yönelik yine 2022 yılı içerisinde Türk lirası hesaplarına dönüşüme tabi tutulması halinde, bu dövizlerin dönüşümünden kaynaklı bazı kazançlar da istisna kapsamına alınmış oldu.

Aynı fıkrada Cumhurbaşkanı’na, söz konusu bu 4 üncü fıkra ile düzenlenen istisnayı 30/6/2022 ve 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetki verildi. Bu yetkinin birincisi 26.07.2022 tarihli ve 5872 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile kullanılarak; 4 üncü fıkrada yer alan istisnanın; 30.06.2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların Türk lirası hesaplarına dönüşüme tabi tutulması halinde de uygulanmasına karar verildi. 4 üncü fıkradaki söz konusu bu istisnanın 30/9/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatılmasına ilişkin ikinci yetki, kurdaki yeni gelişmelerden dolayı mutlaka kullanılacak olmakla birlikte, henüz bir açıklama yapılmadı.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 14 üncü maddenin ilk 3 fıkrası ile, kurumların ve bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan ve aynı tarihte fiilen bankalarda bulunan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini hesaplarının Türk lirasına dönüşümü halinde tanınan kazanç istisnası anlatılmıştı.

Aynı geçici maddeye 26.05.2022 tarihli ve 7407 sayılı Kanun’la eklenen 4 üncü fıkrada ise 3 farklı durum var;

Birincisi; kurumların 31.12.2021 tarihli bilançolarında döviz bulunmasa bile, 31.03.2022 veya 30.06.2022 tarihli bilançolarında yer alması veya bu tarihlere kadar edinilmiş olması ve 2022 yılı sonuna kadar dönüşüme tabi tutulması halinde 4 üncü fıkradaki dönüşüme dayalı istisnadan yararlanılabileceği,

İkincisi; 2022 yılı 3 aylık dönemler itibariyle kurumların bilançolarında yer alan dövizlerin Türk lirasına dönüşüme tabi tutulması ile tanınan 4 üncü fıkradaki kazanç istisnasının; aynı geçici maddenin 1 ve 2 nci fıkraları ile tanınan kazanç istisnası ile birebir aynı olmadığı, yeni düzenleme ile istisnanın bazı kazançlar için daraltıldığı,

Üçüncüsü ve yazımızın konusu ise; bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi  mükelleflerinin de söz konusu bu istisnadan yararlanmasını sağlayan geçici maddenin 7 inci fıkrasına; “dördüncü” ibaresi eklenmediği/unutulduğu için bilanço esasına göre defter tutan ve aynı koşulları taşıyan gelir vergisi mükelleflerinin 4 üncü fıkrada tanımlı kazanç istisnasından yararlanamayacağı, dolayısı ile bu durumdaki gelir vergisi mükelleflerinin sadece  31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan ve aynı tarihte bankalarda fiilen bulunan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi dövizlerin 2022 yılı sonuna kadar Türk lirasına dönüşümündeki kazanç istisnalarından yararlanabilecekleri, 2022 yılı içerisinde bilançolarında ilk defa yer alabilecek ya da yıl içerisinde edinilebilecek dövizlerin yine 2022 yılı içerisinde Türk lirasına dönüşümünde ise her hangi bir kazanç istisnasından yararlanamayacağı, aynı geçici maddede yer almasına rağmen 4 üncü fıkradaki istisnanın sadece kurumlar vergisi mükellefleri için getirildiği,

Dolayısı ile, bilanço esasına göre defter tutup söz konusu geçici maddede sayılı aynı koşulları taşıyan gelir vergisi mükellefleri, 2022 yılı içerisinde ilk defa bilançolarına aldıkları veya edindikleri ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi dövizlerini Merkez Bankası Tebliği doğrultusunda Türk lirasına dönüşüme tabi tutmuş ve bütün koşulları taşıyor olsalar bile, dönüşüme konu ettikleri dövizlerle ilgili dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkları, vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile bu dönüşüme dayalı diğer kazançları gibi hiçbir kazancın vergisinden İSTİSNA TUTULMAYACAK ve söz konusu geçici maddenin 4 üncü fıkrası hükümlerinden yararlanamayacaktır.   

Başka bir ifade ile, kanuni bir düzenleme ile söz konusu geçici 14 üncü maddenin 7 inci fıkrasına “dördüncü” ibaresi eklenmediği sürece, bilanço esasına göre defter tutup tüm koşulları taşıyan gelir vergisi  mükelleflerinin 2022 yılı içerisinde bilançolarında ilk defa yer alan veya ilk defa edinilen dövizlerin Türk lirasına dönüşümüne dayalı hiçbir kazançları istisna hükümlerinden yararlanamayacak.

Diğer yandan, bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için yeni bir sorun da; aynı geçici maddeye 4 üncü fıkra ile birlikte eklenen 5 inci fıkradan dolayı oluşmuştur. Yine bu fıkra da sadece kurumlar vergisi mükelleflerine tanınan bir istisna olarak kurgulanmıştır ya da yine unutulmuştur.   

Şöyle ki;

Söz konusu 5 inci fıkrada; madde kapsamındaki istisnaların, 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanacağı hükme bağlandı. Dolayısı ile dönüşüme tabi tutulmuş Türk lirası hesaplarının 2022 yılı içerisine denk gelen vadelerinin, vade sonunda uzatılması veya yenilenmesi halinde bu hesaplara ilişkin yeni dönem faizleri ve kâr payları ile diğer kazançlar da istisna kapsamına alınmış oldu.  

Ancak yine söz konusu geçici maddenin 7 inci fıkrasına “beşinci” ibaresi eklenmediği için,  bilanço esasına göre defter tutup bütün koşulları sağlayan ve 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer  alan dövizlerini dönüşüme tabi tutup söz konusu geçici maddenin 1, 2 ve 3 üncü maddeleri doğrultusunda kazanç istisnasından yararlanmış olan gelir vergisi mükelleflerinin; dönüşüme ilişkin Türk lirası hesaplarının vadelerinin 2022 yılı içerisine denk gelmesi ve vade sonunda uzatılması veya yenilenmesi halinde bu hesaplara dayalı dönem faizleri ve kar payları ile diğer kazançları İSTİSNA KAPSAMINDA OLMAYACAKTIR.   

Kur korumalı mevduat hesaplarına dönüşümde sağlanan kazanç istisnasına ilişkin düzenlemenin Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılmış olması, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen söz konusu istisnaya ilişkin geçici 14 üncü maddenin bütün fıkralarının “kurumların” şeklinde başlaması, bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin ise söz konusu istisnadan sadece aynı geçici maddenin 7 inci fıkrası delaleti ile yararlanabiliyor olması sebepleri ile, söz konusu geçici maddeye yapılmış ve yapılacak bütün ilave hükümlerin fıkra numaralarının 7 inci fıkrada belirtilmediği sürece, 4 üncü ve 5 inci fıkralarda olduğu gibi bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerin bütün koşulları sağlamış olsalar dahi maddeye yeni eklenen/getirilen ilave istisnalardan yararlanma olanakları yoktur.

Bu durum 1 ya da 1,5 yıl önce yaşanmış olsa, maddeye eklenen yeni hükümlerin 7 inci fıkrada belirtilmemiş olmasını; “gelir vergisi mükellefleri bu istisnanın dışına çıkarılıyor” veya “bilinçli yapılmış hükümler” şeklinde değerlendirilirdi.

Ancak son 1 yıldır yapılan düzenlemeler, ek hükümler veya ilaveler için hangi vergi kanununda ya da ikincil mevzuatta olursa olsun bu minvaldeki eksiklikler için “unutuldu” değerlendirmesi ağır basmaktadır.

Çünkü son 1 veya 1,5 yıldır neler unutulmadı ki, ya da birçok tebliğ birçok mali idare açıklaması veya özelge o kadar çok gecikti ki.

Örneğin; 2021 yılı Ekim ayında yayımlanan 7338 sayılı Kanun; vergi kanunlarında birçok değişiklik yapan ya da yenilik getiren bir torba kanundu. Dolayısı ile 7338 sayılı Kanun önemlidir. Bu torba kanunun bazı hükümleri 2021/Ekim ayında hemen yürürlüğe girdi. Diğer bütün hükümleri 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girdi, 17 ve 18 inci maddeleri ise 01.07.2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu kanunla getirilen ve yayımı tarihi itibariyle ya da 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren birçok önemli konuda Tebliğler ise daha yeni yeni yazılıp yeni yeni yayımlanıyor hale geldi. Hatta yine bu kanunla getirilen birçok yenilik için vergi rehberleri daha yeni yeni açıklanır hale geldi. 2022 Mayıs ayında yayımlanan birçok Tebliğ, söz konusu 2021/Ekim ayında yayımlanan 7338 sayılı Kanunda yer alan ve 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girmiş olan yeni düzenlemelere ilişkindi. Anlaşılamayan ve tebliğe kesin ihtiyaç duyulan konularda bile artık, mali idarece 5-6 ay sonra Tebliğ yayımlanır ya da getiriliş amacı, etkisi tükendikten sonra ikincil düzenleme yapılır hale geldi. Bu gecikmeler de süreklilik arz etmeye başladı. İkincil mevzuat düzenlemedeki bu tıkanmanın/gecikmenin nedeni, ihmal midir? keyfiyet midir? “kaht-ı ulm”(bilen kıtlığı) mıdır? Bunları bilemiyoruz.

Örneğin, 7338 sayılı bu torba kanunla VUK/geçici 32 inci maddesine getirilen önemli bir konunun yürürlüğü 01.01.2022 tarihi olmasına ve karmaşık bir konu olmasına rağmen, konuya ilişkin Tebliğ daha 28.05.2022 tarihinde yayımlanabildi.

Örneğin, bu torba kanunla GVK’na 20/B maddesi eklendi ve 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe konuldu, yine buna ilişkin Tebliğ daha 26.05.2022 tarihinde yayımlanabildi.

Örneğin, 19.01.2022 tarihinde yayımlanan 7351 sayılı Kanunla, imalatçı ve/veya ihracatçılara %1 kurumlar vergisi indirimi getiren önemli bir düzenleme yapıldı, belirsiz olan ve açıklanması gereken önemli hususlar vardı. 2022/1 inci dönem geçici vergi beyannamelerinde kullanma/uygulanma imkânı getirildi. Ancak buna ilişkin Tebliğ, neredeyse geçici vergi beyannamelerinin verilme süresinin bitimine yakın 14.05.2022 tarihinde yayımlanabildi. Tebliğe rağmen geçici vergi beyannamelerinin son günü bile bununla ilgili anlaşılamayan konularda mesleki tartışmalar vardı.

Vergi kanunları ve buna ilişkin ikincil mevzuat dikkatsiz, özensiz ve ivedi hazırlanır ve bazen anlaşılmaz cümlelerle yayımlanır hale geldi. Bunların yeterince açıklanması ve uygulamada yeknesaklığın sağlanması için çıkartılan TEBLİĞLER ise, çok gecikir ve bunlar da anlaşılmaz hale geldi. Daha doğrusu, artık Tebliğin anlaşılabilmesi için, TEBLİĞCİK de gerekir hale geldi. Tebliğ ile, bir kerede yalın/güzel anlatılıp, örneklenip Tebliğe konu hususlar anlaşılır hale getirilmediği için tebliğciklere, özelgelere, genel yazılara, iç genelgelere daha çok ihtiyaç doğar hale geldi. Ancak mali idare buralarda da çok gecikir hale geldi.  

Örneğin, 01.05.2022 tarihinde bir paragraflık tebliğ değişikliği ile yürürlüğe konulan KDV Genel Uygulama Tebliğinin I/C-2.1.3.3.8. bölümünde anlatılan demir çelik sektöründeki 4/10 oranında KDV tevkifatı meselesine ilişkin karmaşa devam ediyor. Bakanlık ikincil bir açıklamaya ya da tebliğe yeni örnekler koymaya gerek duymadı. Konu anlaşılamayınca mali idare konuya ilişkin özelge taleplerine boğuldu. Belki son yıllarda en çok özelge bu konuda talep edildi. Konuya ilişkin ve haklı olarak mayıs ayı başı itibariyle başlayan özelge talep furyasına karşı özelgeler daha Ağustos-Eylül aylarında verilir hale geldi.

Konuya ilişkin yine burada yazdığımız 24.05.2022 tarihli yazımızda konuyu yeterince açıklamamıza rağmen (https://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/sebahattineris/011/), demir çelik sektöründe KDV tevkifatına  yönelik verilen ve aslında aynı işle uğraşıp aynı mamul veya eşyalarda tevkifat olup olmadığını soran farklı mükelleflere verilen özelgelerden bir kısmı doğru verilirken bir kısmı yanlış verildi. Konuya ilişkin özelgelerde hala bu ikilem sürmektedir.  

Yine, dökümcülerin hammadde olarak ne kullanıldığına ya da üretimde hurda metal kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın, ürettiği mamulün ne olduğuna göre KDV tevkifatı olup olmadığına karar verilen yanlış özelgeler verildi.  

Halbuki 1 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin I/C-2.1.3.3.8.1 bölümünde; “…..Demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin, ithalatçılar tarafından yapılan teslimleri ile münhasıran cevherden üretilenlerinin üreticiler tarafından ilk tesliminde tevkifat uygulanmaz, bu safhalardan sonraki el değiştirmelerde ise tevkifat uygulanır. Bununla birlikte, demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin hurdadan, diğer hammaddelerden veya hurda, cevher ve diğer hammaddeler birlikte kullanılarak üretilmesi halinde bu ürünlerin ilk üreticilerinin teslimi dâhil her safhasındaki teslimlerinde tevkifat uygulanır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Tebliğin I/C-2.1.3.3.8. bölümünde yer alan ve demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerde KDV tevkifatının anlatıldığı söz konusu bölümdeki en açık ifadelerin yukarıda yer verdiğimiz dökümcülere yönelik  ifadeler olmasına rağmen, mali idare tarafından dökümcülerin ne ürettiğine bakılarak KDV tevkifatına karar verileceğine ilişkin yanlış bir görüş ortaya konulmaktadır.

Dökümcülerde KDV tevkifatına ilişkin bu yanlış özelgeler mutlaka düzelecektir. Bunları zaman içerisinde izleyeceğiz.

Konuya dönecek ve özetleyecek olursak;

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14 üncü maddesine eklenen 4 üncü ve 5 inci fıkralarda tanımlı kur korumalı Türk lirası hesaplarına dönüşüme ilişkin kazanç istisnalarından bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin de yararlanmasını sağlayan 7 inci fıkrasına; “dördüncü, beşinci” ibarelerinin eklenmesinin UNUTULDUĞUNU düşünüyoruz.

Çünkü, büyük ölçekte olmasına ve bilanço esasına göre defter tutmasına rağmen halâ gelir vergisi mükellefi olan ve bilançolarında ve hesaplarında döviz bulunduran azımsanamayacak sayıda işletmelerimiz bulunmaktadır. Bu grup mükellefler söz konusu geçici maddenin 1, 2 ve 3 üncü fıkralarındaki kazanç istisnalarından nasıl yararlanıyorlarsa 4 ve 5 inci fıkralardan da yararlanabilmeleri gerekmektedir.

Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin hele hele 5 inci fıkradan yararlanamıyor olmaları bir talihsizliktir. Asıl “unutulduğunun” göstergesi budur. Çünkü bu grup mükelleflerin 2021 yılı bilançolarında yer alıp dönüşüme tabi tutulan Türk lirası hesaplarının 2022 yılı içerisinde bitecek vadelerinin, vade sonunda yenilenmesi veya uzatılması halinde yeni vade sonuna kadar dönem sonu faizleri ve kar payları ile buna ilişkin diğer kazançları istisna kapsamında olmayacaktır/olamayacaktır.

Bilanço esasına göre defter tutup tüm şartları taşıyan gelir vergisi mükelleflerinden, 2022 yılı  içerisinde bilançolarına ilk defa alınan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsi dövizlerini yine 2022 yılı içerisinde dönüşüme tabi tutmuş olanların, bu kazanç istisnasının kendileri için de geçerli olduğu yanılgısı ile 2022 yılı geçici vergi dönemlerinde yararlanmış olmaları halinde, durumlarını gözden geçirip, gerekirse geçici vergi beyannamelerini düzeltmeleri ve dönüşüme dayalı kazançlarını vergilendirmeleri gerekecektir. Onlar için 2022 yılı içerisinde bilançolarına alınıp daha sonra dönüşüme tabi tutulan dövizlere yönelik herhangi bir kazanç istisnası yoktur.    

KAYNAKÇA

  1. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
  2. 7352 Sayılı Kanun
  3. Merkez Bankası’nca Yayımlanan 2021/14 Sayılı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ
  4. Merkez Bankası’nca Yayımlanan 2022/1 Sayılı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
  5. 1 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği
  6. 26.07.2022 Tarihli ve 5872 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

07.10.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM