6356 sayılı kanun ile ihdas edilen işveren ve işçi kuruluşlarının mali denetiminin kamu makamlarından bağımsız kişilerce yapılması gerekmekte iken olmazsa olmazı bağımsızlık ve tarafsızlık olan, AB uyum sürecinde küresel hizmet sağlayıcılar olarak tanımlanan Bağımsız Denetçilerin, sistemin dışında bırakılmış olması, uygar dünyanın bir parçası olmayan Çağdaş Türkiye yolunda atılmış dev bir adımdır.
TBMM’nin değerli milletvekillerini ve Bakanlar Kurulunu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızı ve bürokratlarımızı tebrik ediyorum …!??
2012 yılında yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, özellikle AB’nin Türkiye hakkında hazırladığı ilerleme raporları ILO Uzmanlar Komitesi ile Sendika Özgürlük Komitesinin Türkiye hakkında vermiş olduğu kararlar 6356 sayılı kanunun hazırlanmasında ve TBMM de kabulünde belirleyici rol oynamıştır. Kanun’un kabulü, ILO denetim organlarının 87 ve 98 sayılı Sözleşmelere dayanarak Türk hukukuna yönelttiği eleştirilere dayanmaktadır. (Pir, 2012)
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Türkiye arasında imzalanan Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına ilişkin sözleşmenin 3.maddesinde; “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar” denilmiştir.
Sendika ve Konfederasyonların her hesap veya bütçe devresine ait bilanço ve hesaplarıyla çalışma ve denetleme raporlarını ait oldukları dönemi izleyen üç ay içinde bakanlığa, sendikaların ayrıca bağlı bulunduğu konfederasyonlara gönderilmesi yükümlülüğü (2821/51.madde), 87 nolu sözleşmenin 3maddesinin ihlali anlamında olması nedeniyle yeni Sendikalar Yasası ile kaldırılmıştır.
İşçi ve işveren kuruluşlarının BAĞIMSIZ MALİ DENETİMİ, 6356 sayılı Kanun’un 29maddesi ve Kanun’un Bakanlığa verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Yönetmelik ile düzenlenmiştir.
Yeni Kanun’a göre; İşçi ve işveren kuruluşlarının, denetleme kurulları tarafından yönetim ve işleyişin, gelir ve giderlerin, bilançolarının ve bunlarla ilgili işlemlerin kanun, tüzük ve genel kurul kararlarına uygunluğu incelenmek suretiyle denetlenir. Kuruluşlar, faaliyet, dış denetim ve denetleme kurulu raporları ile genel kurul kararlarını uygun vasıtalarla derhal yayınlar. (Çelik, 2013: 503). 6356 sayılı Kanun’un 29’mad. öngörülen mali denetim şeffaf ve kamu makamlarının denetiminde olmayan bütün tüzel kişilerin tabi tutulması gereken bağımsız bir denetimdir.
Sendika ve konfederasyonların Bağımsız Dış Denetime tabi olması zorunluluğunun getirilmiş olması neticesinde, rant ekonomisin de bir gelir kapısı daha yaratılmış oldu.
Hal böyle iken, Kanunu’nun 29(2)madde); işçi ve işveren kuruluşlarının gelir ve giderlerine ilişkin mali denetimlerinin 3568 sayılı kanuna göre “Denetim Yetkisine Sahip Yeminli Mali Müşavirlerce Yapılır” denilmesi, ve ayrıca 6356 S. Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak ve yetki gaspı yapmak suretiyle çıkarılan yönetmelik’te yer verilen hususlar kanaatimce uygar dünyada yeri olmayan çağdaş Türkiye yolunda atılmış çok vahim bir adımdır.
Kuruluşların bağımsız mali denetimlerinin, 660 sayılı KHK ile kurulan ve tek yetkili otorite olan, Kamu Gözetimi Kurumu tarafından yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin (BDY) Etik İlkeler (21mad.) ile Bağımsızlık ve Bağımsızlığın Korunması (22mad.) ilkelerine uygun olarak gerçekleştirecekleri, belirtilmekte ve ayrıca, yapılacak olan denetimler sonucunda düzenlenecek raporun Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin, Rapor Düzenleme ve Görüş Bildirme (30mad.) yükümlülüğüne göre hazırlanacağının belirtilmesi, ilgili Bakanlığın garabeti olmaktadır. Kanaatimce; bir hukuk devletinde Bakanlığın Ymm meslek mensuplarına bu yetkileri vermek yetkisi, yoktur.
Türkiye Denetim Standartları (TDS)’nda yer alan, finansal raporlama çerçevelerinden bir tanesi uygunluk yani mevzuata uyum çerçevesidir. Raporlama çerçevesi uyulması zorunlu belirli kurallar koymuş ise –6356 Sayılı Kanun- böyledir. Bu durum da raporlama çerçevesi “MEVZUATA UYGUNLUK ÇERÇEVESİDİR”. Denetim raporu da uyum çerçevesine göre düzenlenir. Bunlara ilişkin örnek raporlama tipleri, denetim standartlarında mevcuttur.
Eşitlik Adalet, Anayasa, TTK, 660 sayılı KHK, Bağımsız Denetim Yönetmeliği, AB uyum süreci, Küreselleşme …, adına ne derseniz deyin, çağdaş Türkiye’de uygar dünya’ya uyum sağlamak amacıyla ILO’nun 87 nolu sözleşmesi’ne dayanılarak, ilgi kanun ile sendika ve konfederasyonlara getirilen BAĞIMSIZ MALİ DENETİM küresel hizmet sağlayıcı konumunda olan Bağımsız Denetçiler tarafından yapılması gerekir. Kanaatimce makul düşünce yapısı ve hayatın olağan akışı içerisinde olması gereken böyledir.
Kaos ortamına sürüklenen muhasebecilik mesleği ve muhasebe meslek mensuplarının küreselleşmeye uyum sürecini en az zararla kapatabilmeleri, ancak ve ancak hakça bir paylaşımla sözkonusu olur ki, bu durumda küreselleşme sürecinden beklenen kamu yararı da sağlanmış olacaktır. Aksi takdirde, TBMM de temsilcisi olmayan, hakları savunulmayan muhasebe meslek mensuplarını kanaatimce çok zor günler beklemektedir.
Kamu Gözetimi Kurumu tarafından yetkilendirilen ve Uluslararası kurum ve kuruluşlarca kabul gören Bağımsız Denetçi kimliğine haiz olan, Bağımsız Denetim Yönetmeliği ile sadece ve sadece Bağımsız Denetçilere verilen Etik İlkeler, Bağımsızlık ve Bağımsızlığın Korunması yükümlülüğünün ve Rapor Düzenleme ve Görüş Bildirme yetkisinin, 3568 sayılı kanunda tanımlanmış olan YMM meslek mensuplarının yetkisi olarak tanımlanmış olması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın garabetidir. Kanaatimce, hukuken yetki gaspı olarak tanımlanabilir.
Görüleceği üzere; sendika ve konfederasyonların bilanço ve hesaplarıyla çalışma raporları ve denetleme kurulu raporlarının, Bağımsız Dış denetime tabi olması, bu raporların şeffaflık gereği uygun vasıtalarla yayınlanması zorunluluğu getirilmiş olması neticesinde, uluslararası arenada hizmet sağlayıcı konumunda olan Bağımsız Denetçilerin işçi ve işveren kuruluşlarının denetiminde sistemin dışında bırakılmış olması, uygar dünyanın dışında kalmak amacıyla çağdaş olmayan Türkiye yolunda atılmış dev bir adımdır.
Netice olarak ; Muhasebe meslek mensuplarının sorunu; küreselleşme sorunudur, Pazar sorunudur, pazarın paylaşılması sorunudur.
Sistemde meydana gelen değişim-dönüşüm sürecinde, KGK’dan yetki almış olan Bağımsız Denetçi mali müşavirlerin pazarının genişletilmesi gerekmektedir. Ancak, TÜRMOB’un güdümünden çıkamayan SMMM Odaları yapılan bu hukuka aykırı uygulamalara sadece seyirci kalmaktadır. 2016 seçimleri bu açıdan değerlendirildiğinde, çok büyük önem arzetmektedir.
Anayasa’ya aykırı ve bir demokrasi ayıbı olan, hukuka aykırı bu düzenlemelerin, TBMM’de ivedilikle temizlenmesi gerekmektedir.
Kaynaklar :
18/10/2012 Tarih, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu
Sendika ve Konfederasyonların Denetim Esasları ve Tutacakları Defterler İle Toplu İş Sözleşmesi Sicili Hakkında Yönetmelik
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Kanunu
Uluslararası Çalışma Örgütü 87 Nolu Sözleşme
V.Uluslararası Haklar Sempozyumu, Pir, Ali Kaya/Uludağ Üniversitesi.
04.08.2015
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.