Meclisin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve kamu oyunda torba yasa diye adlandırılan 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 25.02.2011 tarih ve mükerrer 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
6111 Sayılı Yasa 'ya Ulaşmak İçin Tıklayınız
9 bölüm ve 234 maddeden oluşan yasa, kamuoyunda vergi ve prim affı olarak da bilinen kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümler öne çıksa da esnaftan çalışana, üniversite öğrencilerinden otomobil sahiplerine ve siyasetçilere kadar toplumun hemen her kesimini ilgilendiren önemli hükümler içermektedir.
Buna göre 31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş vergiler, SSK-Bağ-Kur prim borçları, idari para cezaları, elektrik ve su borçları ile trafik cezaları yeniden yapılandırma kapsamında olmakta, kamu alacakları, gecikme faizi yerine TEFE/ÜFE (enflasyon) aylık değişim oranları esas alınarak yeniden hesaplanmaktadır. Borçlular, bunu ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitte ödeyebilmekte, ödemeler kredi kartıyla da yapılabilmektedir. Borcun ödenmesi halinde, vergi cezalarından ve buna bağlı gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilmektedir. Yasanın hükümlerinden yararlanabilmek için 02.05.2011 tarihine kadar borçluların ilgili idarelere başvurması gerekiyor.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi yasa toplumun birçok kesimini ilgilendirecek kadar geniş düzenlemeler içerse de bu yazımızda Yasanın 7. Maddesi kapsamında Katma Değer Vergisi bakımından artırımda bulunmak isteyen mükellefleri bekleyen bir süprize değinmek istiyoruz.
II. MATRAH VE VERGİ ARTTIRIMI
II.I Gelir ve Kurumlar Vergisinde Matrah Arttırımı
6111 sayılı yasanın 6. Maddesinde özetle;
Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, 02.05.2011 tarhine kadar;
- 2006 için yüzde 30,
- 2007 için yüzde 25,
- 2008 için yüzde 20
- 2009 için yüzde 15
oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, bu yıllar için yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi incelemesine tabi tutulmayacağı, bu yıllara ilişkin olarak daha sonra tarhiyat yapılmayacağı hükmedilmektedir.
II.II Katma Değer Vergisinde Arttırım
6111 sayılı yasanın 7. Maddesinde özetle;
KDV mükellefleri herbir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden;
- 2006 için yüzde 3,
- 2007 için yüzde 2,5,
- 2008 için yüzde 2,
- 2009 için yüzde 1,5
oranına göre belirlenecek KDV'yi, vergi artırımı olarak 02.05.2011 tarihine kadar beyan etmeleri halinde bu alanda vergi incelemesi ve tarhiyata tabi tutulmayacakları hükmedilmektedir.
Yasanın 7. Maddesinin 1. Bendinde böyle bir düzenleme yapılsa da 7/2-c bendindeki düzenleme ile KDV artırımında bulunmak isteyen mükellefleri bir süpriz beklemektedir.
III. KDV ARTTIRIMINDA BULUNMAK İSTEYEN MÜKELLEFLERİ BEKLEYEN SÜPRİZ
6111 sayılı yasanın 7/2-c bendi şu şekilde düzenlenmiştir;
“İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde yukarıdaki işlemlerin yanı sıra vergiye tabi işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu madde hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak % 18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları halinde bu madde hükmünden yararlanamaz.”
III.I KDV Bakımından Sadece İstisna Faaliyetleri Bulunan Mükellefleri Bekleyen Süpriz
İlgili maddeden de açıkça anlaşıldığı üzere KDV artırımında bulunmak isteyen bir mükellefin faaliyetlerinin tamamının sadece 3065 sayılı kanunun 11 ila 17. Maddesi kapsamında istisna faaliyetlerden oluşması halinde; KDV artırımı gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımı şartına bağlanmıştır. Mükellef ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanabilecektir.
Bunun ile ilgili örnek bir uygulama verecek olursak;
A firması 2006 hesap dönemi içerisinde 10.000.000,00 TL’lik tekstil ürünleri ihraç etmiştir. Firmanın ilgili dönemde başka bir satışı bulunmamakla birlikte 1.000.000,00 matrah üzerinden vergi ödemiş bulunmaktadır. A firması KDV artırımında bulunmak isterse 6111 sayılı yasanın 7/2-c naddesi gereği muhakkak surette kurumlar vergisi matrahını da arttırması gerektiğinden, ödenecek vergi şu şekilde hesaplanacaktır:
İhracat Teslimi : 10.000.000,00
Matrah Arttırımı, Vergi[1] : 300.000,00 * 0,20 = 60.000,00 TL
KDV Arttırımı[2] : 54.000,00
Toplam Maliyet : 114.000,00
Görüldüğü üzere yasada satışların tabi olduğu KDV oranı dikkate alınmamış doğrudan arttırılan matrah üzerinden %18 oranında KDV hesaplanması hükmedilmiştir.
Oysa A Firması bu teslimlerin hepsini yurtiçinde yapmış olsaydı; KDV artırımında bulunmak için Kurumlar Vergisi bakımından matrah artışına gitmek zorunda kalmayacak aynı zamanda satışlarının tekstil ürünleri olması sebebiyle hesapladığı %8 oranında KDV üzerinden %3 oranında KDV artırımında bulunacaktı. Şöyle ki;
Yurtiçi Mal teslimi : 10.000.000,00
Hesaplanan KDV : 800.000,00
KDV artırımı : 24.000,00
Toplam Maliyet : 24.000,00
Yukarıda ayrınlı olarak hesaplandığı ve açıklandığı üzere tekstil ürünleri satışı yapan A firması sadece KDV artırımında bulunmak isterse;
- Sadece ihracat yapan A firmasına maliyeti 60.000,00 Kurumlar vergisi matrah Arttrımı + 54.000,00 TL KDV artırımı olmak üzere toplam 114.000,00 TL olurken,
- Teslimleri sadece yurtiçi teksitl ürünleri olan A firmasına maliyeti ise 24.000,00 TL’dir.
III.II KDV Bakımından İstisna Faaliyetlerle Birlikte Vergiye Tabi İşlemleri Bulunan Mükellefleri Bekleyen Sürpriz
İlgili maddenin 2. cümlesinden de açıkça anlaşıldığı üzere KDV artırımında bulunmak isteyen bir mükellef; 3065 sayılı kanunun 11 ila 17. Maddesi kapsamında istisna faaliyetlerle birlikte vergiye tabi faaliyetlerinin birlikte bulunması halinde; KDV artırımı gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımı şartına bağlanmıştır. Mükellef ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden % 18 oranından az olmayacak şekilde katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanabilecektir.
Bunun ile ilgili örnek bir uygulama verecek olursak;
B Firması 2006 yılından 5.000.000,00 ihracat, 5.000.000,00 TL de yurtiçi olmak üzere toplamda 10.000.000,00 TL’lik tekstil ürünleri satışı yapmıştır. 2006 hesap dönemi için 1.000.000,00 matrah üzerinden 200.000,00 TL Kurumlar vergisi ödemiştir. Firmanın 2006 yılı beyan durumu her bir dönem itibariyle aşağıdaki gibidir;
DÖNEM |
HESAPLANAN KDV BEYANI |
Ocak |
100.000,00 |
Şubat |
HKDV yok |
Mart |
HKDV yok |
Nisan |
150.000,00 |
Mayıs |
50,000,00 |
Haziran |
HKDV yok |
Temmuz |
HKDV yok |
Ağustos |
25.000,00 |
Eylül |
HKDV yok |
Ekim |
HKDV yok |
Kasım |
HKDV yok |
Aralık |
75.000,00 |
TOPLAM |
400.000,00 |
B firması KDV artırımında bulunmak isterse 6111 sayılı yasanın 7/2-c naddesi gereği muhakkak surette kurumlar vergisi matrahı arttırması gerektiğinden, ödenecek vergi şu şekilde hesaplanacaktır:
İhracat Teslimi : 5.000.000,00
Yurtiçi Teslim : 5.000.000,00
Hesaplanan KDV : 400.000,00
Matrah Arttırımı[3] : 300.000,00 * 0,20 = 60.000,00 TL
KDV Arttırımı[4] : 54.000,00
1) 400.000,00 * 0,03 = 12.000,00 TL |
KDV artırım tutarı bu tutarlardan büyük olan yani 54.000,00 TL olacaktır. |
2) 300.000,00 * 0,18 = 54.000,00 TL |
Toplam Maliyet : 114.000,00
Görüldüğü üzere yasada satışların tabi olduğu KDV oranı dikkate alınmamış doğrudan arttırılan matrah üzerinden %18 oranından az olmamak üzere KDV hesaplanması hükmedilmiştir. Oysa Firmanın 2006 yılında 5.000.000,00 TL yurtiçi tekstil ürünleri tesliminden 400.000,00 TL hesaplanan KDV’si bulunmaktadır. 2006 yılı için hesaplanan KDV’nin %3’ü (400.000,00 * 0,03)= 12.000,00 TL olmasına rağmen yasa hükmü gereği arttırılan matrahın %18’i 54.000,00 olduğundan KDV artırımı bu tutardan düşük olarak yapılamamaktadır.
Ve böylelikle firmaya maliyeti; 60.000,00 Kurumlar vergisi matrah arttrımı vergisi + 54.000,00 KDV Arttırımı olmak üzere toplamda 114.000,00 TL olarak gerçekleşmektedir.
Oysa B Firması bu teslimlerin hepsini yurtiçinde yapmış olsaydı; KDV artırımında bulunmak için Kurumlar Vergisi bakımından matrah artışına gitmek zorunda kalmayacak aynı zamanda satışlarının tekstil ürünleri olması sebebiyle hesapladığı %8 oranında KDV üzerinden %3 oranında KDV artırımında bulunacaktı. Şöyle ki;
Yurtiçi Mal teslimi : 10.000.000,00
Hesaplanan KDV : 800.000,00
KDV artırımı : 24.000,00
Toplam Maliyet : 24.000,00
Yukarıdaki örneklerde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları halinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır.
IV. SONUÇ
Yukarıda örneklerle açıklamaya çalıştığımız gibi 6111 sayılı yasa kapsamında Katma Değer Vergisi artırımında bulunmak isteyen mükelleflere istisna ve istisna olmayan satışları kapsamında bir takım kısıtlamalar getirilmiştir. Görüşümüze göre bu kısıtlamalar kanunun uygulamasını ve başarısını kısmen de olsa azaltacaktır. Nitekim 7. Maddenin 1. Fıkrasında KDV artırımında bulunulan yıllara ait katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı belirtilse de aynı maddenin 6. Fıkrası şu şekilde düzenlenmiştir;
“Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez. “
İstisna kapsamında satış yapan mükellefler genellikle KDV iade talebinde bulunduklarından, zaten düzenli olarak KDV Risk Kontrolü kapsamında incelemeye tabi tutulmakta ve Risk Kontrol Analizinde iadesi uygun görülmeyen KDV’leri derhal tenzil etmektedirler.
Yasa ile KDV artırımında bulunan mükellefler incelemeye ve tarhiyata tabi tutulmasalarda 7/6 maddesi gereği söz konusu hüküm çeşitli şekillerde iade talep eden mükelleflere şamil değildir.
Bu hükümlerden dolayı istisna kapsamında satışı bulunan ve KDV artırımında bulunmak isteyen mükelleflerin kararlarını bu durum önemli ölçüde etkilecektir.
[1] 2006 yılı için %30 olduğundan 1.000.000 * 0,30=300.000 Matrah, 300.000*0,20=60.000 Vergi
[2] 7/2-c maddesi gereği arttırılan matrahın %18’i KDV hesaplanır
[3] 2006 yılı için %30 olduğundan 3.000.000 * 0,30=900.000,00
[4] 7/2-c maddesi gereği arttırılan matrahın %18’inden az olmaz.
01.03.2011
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.