Boşanma ve nafaka neredeyse biri olmazsa diğeri olmaz terimlerdendir.
Boşanma ile çoğu zaman bir eş, boşanmadan sonraki dönem için diğerine “yoksulluk nafakası” adı altında ödemeler yapar. Yoksulluk nafakasının aydan aya ödenmesine karar verilebileceği gibi, toplu şekilde de ödenmesi mümkündür. Süresiz nafaka olarak gündemde yer almakta olan yoksulluk nafakasının, yakın zamanda süreli nafaka şeklinde düzenlenmesi beklenmektedir. Buna göre hükümet tarafından çalışmaları devam eden yasa tasarısının; 2 yıla kadar süren evliliklerde 5 yıl; 2 – 5 yıl arası süren evliliklerde yaklaşık 8 yıl; 5 – 10 yıl arası süren evliklerde ise 12 yıl yoksulluk nafakası verilmesinin düzenleneceği açıklanmaktadır. Dolayısıyla, istisnalar hariç olmak üzere, evliliklerin bitiminden sonra 12 yılı aşan nafaka ödemesinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
Boşanma davası, anlaşmalı boşanma davası veya çekişmeli boşanma davası olarak açılabilir. Boşanma davası nasıl açılır ise açılsın, yazılı bir dilekçe ile adliyelerdeki tevzi bürolarına başvurulur; tevzi bürosundan alınan harç makbuzlarının ödenmesi ile boşanma davası açılmış olur. Boşanma davasının çekişmeli olması halinde dava kapsamındaki iddialara ilişkin delillerin de boşanma davası açma işlemleri aşamasında boşanma avukatı tarafından dava dosyasına sunulması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davasının söz konusu olduğu hallerde delillerden ziyade, anlaşmalı boşanma protokolünün sunulması gerekir.
Boşanma dava dilekçesinde karşı taraftan talep edilen her şey yere yer verilmesi gerekir. Bunlar çocukların velayeti, maddi ve manevi tazminatlar ve nafaka şeklinde üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlara ek olarak ziynet eşyalarının ve mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilir ise de, genellikle bu tip davalar boşanma davasından ayrı bir dosya ile yürütülür.
Nafaka ise genellikle boşanma davası ile birlikte talep edilir. Dolayısıyla, bir eş diğerinden boşanırken nafaka talep edecek ise, nafakaya ihtiyaç duyulmasına ilişkin deliller de boşanma dava dilekçesi ile birlikte sunulmalıdır. Dava devam ederken hâkim “tedbir nafakası” adı altında bir ödemeye karar verebilir; dava neticesinde ise bir eşin diğer eşe ödemesi gereken nafaka yoksulluk nafakası adını alarak genellikle uygulamada tedbir nafakasının devamı şeklinde olur. Tedbir nafakasının yoksulluk nafakası şeklinde devam edebilmesi için mahkemeden talepte bulunmak şarttır; hâkim kendiliğinden tedbir nafakasına karar verebilir ancak yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için taraf vekillerinin bu nafakaya ilişkin taleplerini dava başında sunması gerekir. Buna rağmen, boşanma davası ile birlikte talep edilmeyen yoksulluk nafakası için boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava açarak yoksulluk nafakası talebinde de bulunulabilir.
Boşanma davası ile birlikte karara bağlanan yoksulluk nafakası, adı üstünde, boşanma davasının sona ermesiyle birlikte evliliğin bitmesi sebebiyle diğer eşin maddi desteğinden yoksun kalacak olan eş lehine ödenmesi gereken bir nafaka türüdür. Dolayısıyla yoksulluğa düşme ihtimali bu nafakanın ödenmesine karar verilebilmesi için şarttır. Bu itibarla, kanun koyucu yoksulluk nafakasının bir zenginleşme aracı olmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Uygulamada genellikle, emekli maaşı veya yaşlılık maaşı geliri olan, çalışan ve düzenli, sürekli ve yeterli miktarda, diğer eş ile eşit miktarda geliri olan veya miras yolu ile taşınmaz mallar intikal eden kişiye yoksulluk nafakası bağlanması uygun görülmez.
Bu itibarla, yoksulluk nafakası bağlanmasına ilişkin kanaat oluşturan hâkim, nafakanın miktarını belirlemede takdir yetkisini kullanır. Hâkim, özellikle nafakayı ödeyecek olan eşin mali durumunu inceler ve nafaka borçlusunu da yoksulluğa düşürmeyecek bir nafaka miktarı belirler. Söz konusu mali duruma bakıldığında nafaka ödemesi talep edilen eşin hiç çalışmıyor olması ve başka herhangi bir gelir kaynağının bulunmadığı hallerde yoksulluk nafakasının ödenmesine karar verilmesi uygun görülmez.
Hâkimin belirli bir miktar yoksulluk nafakası ödenmesine karar verdiği durumlarda ise genellikle nafaka borçlusunun gelirinin en fazla %25’i civarında bir nafakaya hükmedildiği görülmektedir.
Nafaka ile ilgili olarak uygulamada en çok görülen sorunlardan biri, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka miktarının yıl geçtikçe enflasyon ile birlikte değer kaybetmesidir. Genellikle avukat olmaksızın yürütülen anlaşmalı boşanma davalarında veya bazı hallerde çekişmeli boşanma davalarında mahkemeden ileriki yıllara ilişkin nafaka miktarının artırılmasına dair düzenleme yapması talep edilmesi unutulur veya ihmal edilir. Bu durumda hâkim kendiliğinden nafaka miktarına ilişkin artış öngöremeyeceğinden, nafaka miktarının yıl geçtikçe eridiği ve yetersiz kaldığı görülür. Diğer bir durum ise belirlenen nafaka miktarına bir artış uygulansa bile bir süre sonra yetersiz kalmasıdır. Genellikle yoksulluk nafakasının TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranına göre artırılması uygun görülür. Ancak bu oranın yetersiz kaldığı haller veya boşanma kararında nafakanın hiç artırma hükmü olmaması ve ekonomik koşulların değişmesi halinde, nafaka alacaklısı nafaka miktarının artırılması için yeniden dava açabilir.
Nafakanın artırılması talebi Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesi gereği hakimin takdir yetkisi kapsamında hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. Dolayısıyla, nafaka artırım talebinin kabul edilmesi için hâkim nafakanın artırılmasına gerekçe olan yeni bir durumun oluşması, ekonomik koşulların elde olmayan sebepler ile değişmesi gibi gerekçeler arar. Hakimin takdir yetkisi çerçevesinde hakkaniyetli olmayan bir nafaka artırım davası mahkemece reddedilir. Diğer bir deyişle, nafakanın artırılmasında haklı ve adalet duygusunu zedelemeyen bir sebep öne sürülmez ise, nafaka artırım davası reddedilir. Örneğin, her iki eş de çalışıyor olsa da eşler arası ekonomik mali durum arasında çok fark olması halinde eşlerden birine nafaka ödenmesine karar verilmiş ise, nafaka alacaklısı eş bir süre sonra işinden istifa ile ayrılmış ve işini kaybettiğinden bahisle nafaka miktarının artırılması için dava açar ise, böyle bir davanın reddedilmesi muhtemeldir. Öte yandan söz konusu örnekte nafaka alacaklısı eş işini kendi isteği dışında kaybetmiş ise, nafaka artırım davası hakimin takdir yetkisine tabi olmak üzere kabul edilmesi mümkün bir talep olarak değerlendirilebilir.
Nafaka artırım davalarında görevli mahkemeler aile mahkemeleridir; yetkili mahkeme nafaka alacaklısın ikamet ettiği bölge mahkemeleridir.
Nafaka artırım davası genellikle iki celsede değerlendirilir; celse arası süre bir ay civarındadır. Dolayısıyla en fazla yaklaşık 2 ay içerisinde nafaka artırım davaları neticelenir.
Nafakanın artırılması için açılacak davalarda nafaka miktarına göre değişen nispi miktarda harçlar uygulanır. Buna göre, dava değerinin %11,38’i oranında meblağın %25’i davanın açılması ile birlikte harç olarak ödenir. Buna göre, örneğin, 10.000 TL artırım talepli bir nafaka davasında ödenecek harç 284,5 TL tutarındadır.
Buna ek olarak toplanacak deliller ve gönderilecek tebligat sayısına göre masraf ödenmesi gerekir. Avans olarak ödenen masraflar genellikle 300 TL civarında, bilirkişi incelemesi gerekmesi halinde hakimce yaklaşık 600 TL civarında tutan bir bilirkişi ücreti ödenir.
Nafakanın artırılması davasında ödenecek avukatlık vekalet ücretleri avukat ile müvekkil arasında Türkiye Barolar Birliği’nin 2022 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nden az olmamak şartıyla serbestçe belirlenir. Buna göre nafaka artırım davası avukatlık ücretinin 2022 yılı için 5.100 TL olması öngörülmüştür. Genellikle İstanbul boşanma avukatları 2022 İstanbul Barosu Avukatlık Ücret Tarifesi’ni ve Türkiye Barolar Birliği’nin ücret tarifesini birlikte değerlendirerek ücret belirlemektedir. Bu durumda avukatlık ücretinin 5.100 TL ile 19.000 TL arasında bir meblağ olması beklenir.
28.04.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.