Çalıştığım şirketlerdeki pozisyonlarım gereği yüzün üstünde iş görüşmesinde bulundum. Kimi zaman seçici, kimi zaman gözlemci kimi zaman da karar verici oldum. Bu iş görüşmelerinin büyük bir kısmı İktisadi İdari Bilimler Fakültelerinin 4 yıllık fakültelerinden yeni mezun adaylar ile oldu.
Kimisini muhasebe elemanı, kimisini muhasebe uzman yardımcısı, kimisini denetçi yardımcısı, kimisini denetçi olarak işe aldık. Görüşmelerimde genel de adayın özelliklerini tespit ettikten sonra Muhasebe mesleğini ve başvurdukları pozisyonu anlatma ihtiyacı hissettim. Bilinçli olarak tercih edenler olsa da birçoğu da sürü psikolojisi ile ilgili pozisyonlara başvurmaktaydı.
Muhasebe mesleğinin ilk üç yıl çok zorlu bir süreç olduğunu, bu zorlu süreçte maddi imkanların oldukça kısıtlı olduğunu ancak üç yıl sonunda zorlukların nispeten azaldığını, hem maddi hem manevi anlamda toplumda saygın bir konuma ulaşıldığını, okumayı, araştırmayı, incelemeyi bir parçası haline getirdiği anlamda bu meslekte mutlu olabileceklerini yüzlerce kez anlattım.
Mesleğin genç bir meslek olduğunu bu sebeple bazı dengelerin henüz oturmadığını bir takım sorunlarının olduğunu ancak bu sorunların kısa vadede çözüleceğini Ticaret Kanunu Taslağı’nın ve uluslararası denetim ve muhasebe standartlarının ülkemizde etkin bir şekilde uygulanmaya başlaması ile başı sonu belli bir meslek olacağımızı ve sağlam zemine oturduktan sonra da gelişerek, geliştirerek mesleğimizi yücelteceğimizi yüzlerce kez ifade ettim.
Ortaya çok güzel bir gelecek resmi koymamızdan mıdır veya iyi reklam yapmamızdan mıdır bilmem ama mülakatına girdiğim adayların tamamına yakını bizde olmasa da sektörde başka yerlerde bu mesleği icra etmeye başladılar.
Tabi yıllar boş durmadı geçti ilk iş görüşmesine girmemden bu yana 4-5 yıl oldu ve adayların bir kısmı 3 yıllık süreçlerini doldurdular birçoğu SMMM ruhsatını duvarına astı ve kendilerine vaat ettiğimiz hem maddi hem manevi anlamda toplumda saygın konumu bize sormaya başladılar.
Bir kaçı sanayi şirketlerinde muhasebe elemanı ve muhasebe şefi olarak çalışıyor ve üvey evlat olmaktan yakınıyorlar, pazarlamacının, üretimcinin onlardan çok daha iyi şartlarda daha iyi koşullarda çalıştığını, altlarında şirket arabası, hesaplarında tatmin edici ücret, sağlık sigortası vb sosyal haklarına sahip olduklarını kendilerinin organizasyon şemasına bakıldığında aynı konumda olmalarına rağmen bu hakların çoğuna sahip olamadıklarını söylüyorlar sen bize böyle söylememiştin diyorlar.
Bir kaçı Denetim şirketlerinde denetçi yardımcısı ve denetçi olarak çalışıyor ve iş yüklerinin inanılmaz boyutlara ulaştığını seyahatlerden evi göremediklerini, geceleri okuyup gündüzleri çalıştıklarını 3 yıl gibi bir süreyi geride bıraktıklarını buna rağmen bankaya yatan paranın birçok sektörde işe yeni başlayanla aynı olduğunu, maaş zammı alamadıklarını hatta maaşlarının düşürüldüğünü, nefes almaya fırsatlarının olmadığını gün be gün zorluklar azalacak derken zorlukların daha da arttığını bunun yanında ruhsatlarını almalarına rağmen yeni lisans sınavlarına girmek zorunda kaldıklarını tüm bu zorluklara rağmen gelecekten umutlu olmadıklarını söylüyorlar ve sen bize böyle söylememiştin diyorlar.
Bir kaçı iki senelik stajlarının ardından ruhsatlarını aldılar ve bürolarını açtılar ve sektörde inanılmaz bir rekabet olduğunu, iş almanın yolunun fiyattan geçtiğini, fiyatların dip seviyelerde gezdiğini, fiyat düştükçe alınan iş sayısının kapasitelerin üstüne çıktığını bu seferde ya insanüstü bir çaba ile işleri götürmeye çalışıp yıprandıklarını ya da kaliteyi düşürüp yaptıkları işten nefret etmeye başladıklarını, en iyi derece hizmeti de verseler paralarını almakta çok zorlandıklarını, ne kadar iyi ilişkiler kursalar da ne kadar iyi hizmet verseler de her sene başı kendilerini bir fiyat pazarlığı içinde bulduklarını, kendi büroları olsa da kira, elektrik, araba vb iş için gerekli giderler çıktıktan sonra basit bir şirkette alabilecekleri maaşı bile mumla arar olduklarını söylüyorlar ve sen bize böyle söylememiştin diyorlar.
Tabi ki istisnalar, hayatlarından memnun olan arayıp teşekkür edenler var ama ne yazık ki azınlık konumundalar. Katılırsınız katılmazsınız bilmem ama benim baktığım açıdan benim baktığım kitle de durum bu şekilde.
Mesleğimizin temel sorunları bence halen devam ediyor. Özellikle büyük şehirlerdeki fiyat rekabeti mesleğe çok zarar veriyor. Denetim mesleğinde çalıştığım için birçok firmayı birçok büroyu gözlemleme şansımız oluyor ve adaylarımızın ortaya koyduğu sorunlar neredeyse her kesim de var. Şu an herkesin tek umudu Ticaret Kanunu tasarısı gibi duruyor, bir gün tasarı kanunlaşacak ve dertler bitecek eğilimi var.
Ancak TTK kanunun getirdiği hükümlere ne kadar hazırız. Denetim standartlarını biliyor muyuz? Şirketlerimizi buna göre hazırladık mı? Finansal Raporlama Standartlarını öğrendik mi? Üstümüzdeki ağır vergisel yükümlülüklerden vakit bulup bu hazırlıkları ne zaman yapacağız? Yapabilecek miyiz? Onlarca cevap bekleyen soru var.
Bilinçli meslek mensupları kendilerini hazırlıyorlar, pozisyonlarını alıyorlar ama onlarda da benden sonrası tufan anlayışı var. Sanki binlerce şirketi tek başlarına yapabilecek gibi ben bileyim kimse bilmesin sığ düşüncesi içersindeler. Ancak farkında değiller ki çoğunluğun çuvallamasından dolayı çöken sistem yanında kendilerini de götürecek.
Yabancı sermaye düşmanı değilim hatta onların varlığının ve tecrübelerini aktarmalarının bize çok ivme kazandıracağı inancı sahibiyim ancak süreç öyle bir hale geldi ki tuğla tuğla oluşturulan mesleki yapımız bir sabah ayağımızın altından çekilip alınacak bize de uzaktan seyretmek kalacak.
Bir mesleğin böyle belirsiz bir süreçten geçiyor olması birinci derece meslektaşların kabahati kimse meslek odalarını, hükümetleri, kurumları, dernekleri suçlamasın sonuçta bahsettiğim tüm yapılara yön verecek, çalıştıracak, yanlışsa düzeltecek, doğruysa geliştirecek olanlar meslek mensuplarıdır.
Fiyat rekabetini ortadan kaldıracak, sanayi şirketlerindeki muhasebe departmanlarına saygınlık kazandıracak, denetim sektörü çalışanlarına hak ettikleri maddi ve manevi saygınlığı kazandıracak, meslek odalarının mesleğin temel taşlarını en kısa sürede oturtmasını sağlayacak, hükümetlerin yararımıza kanunları yapmasını sağlayacak olan meslek mensuplarıdır.
Ne zaman ki ben, benim grup, benim dernek, benim birlik, bizim SM’ ler, Bizim SMMM’ ler, Bizim YMM’ler, Devlet çıkışlılar, alaylılar demeyeceğiz. Ne zamanki BİZ MALİ MÜŞAVİRLER OLARAK diye masaya yumruğumuzu koyacağız o zaman önce tercih edilen sonra pişman olunan meslek olmaktan çıkıp tercih edilen ve GURUR DUYULAN meslek olacağız.
Bu Yazı 15 Ekim 2009 günü yayınlanan İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası E-Bülten dergisinin 22.sayısında yayınlanmıştır.
31.10.2009
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.