TTK Madde 269 “Anonim şirket, bir unvana sahip esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle mesul bulunan şirkettir. Ortakların mesuliyeti, taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile mahduttur.”
TTK Madde 502 “İki veya daha fazla hakiki veya hükmi şahıs tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup ortaklarının mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi muayyen olan şirkete limited şirket denir”
Anonim ve Limited Şirket veya daha net bir ifade ile sermaye şirketlerinin, bu adı almalarının en önemli nedeni kanunda yer alan tanımlarında altını çizdiğimiz yerlerden de anlaşılacağı gibi ortaklarının yani sermayedarlarının sermayeleri ile sınırlı sorumluluklarının bulunmasıdır.
Sermaye sahiplerinin şirketlere ortak olarak ülke ekonomisine fayda sağlayacak şirketler yaratmasını teşvik amacıyla düzenlenen sermaye şirketleri, ülkemizde de özellikle gelir vergisi yükünün kurumlara göre daha ağır olması ve şirket sahibi olmanın daha havalı durması gibi sebeplerle yoğun olarak tercih edilmektedir.
Ancak iş hayatımıza bakıldığında sermaye şirketlerinin en büyük özeliği olan sınırlı sorumluluğun uygulanmadığı bu şirketlerin içine girdiği en ufak olumsuz mali durum da ortakların tüm mal varlıklarının alacaklılar tarafından el konulduğu, satıldığı ve kişisel servetlerinin, şirket borçları için harcandığı görülmektedir. Peki kanun bu kadar netken yani şirket ortakları sadece koydukları sermaye ile sorumlu iken nasıl oluyor da ortak oldukları şirketlerden dolayı bu muameleye maruz kalıyorlar. Bunun tek bir sebebi var başta finansal piyasa oyuncuları olmak üzere iş dünyasının kredi verenlere şirketlere, şirketlerin tüzel kişiliklerine güvenmemesidir.
Bugün şirket olarak hangi bankadan kredi alırsanız alın mutlaka büyük ortakların müteselsil kişisel kefaleti veya ortakların varsa ev, arsa, dükkân vb taşınmazlarına ipotek konulması istenmektedir. Şirketiniz ne kadar karlı bir şirket olursa olsun. Bu koşullar adeta kredi formu doldurmak kadar sıradan bir uygulamaymış gibi yapılmakta ve en küçük bir olumsuzluk olması durumunda sermaye paylarına veya şirketin sermaye şirketi olduğuna bakılmaksızın kefalet veren ortakların üstüne gidilmektedir.
Bir adım daha ileri attığımızda yani kendimizi kredi verenlerin yerine koyduğumuzda niye şirketlerin tüzel kişiliklerine güvenmiyoruz da ortakların kişisel servetlerine veya taşınmazlarını arıyoruz diye sorduğumuzda o kesimi de çok haksız bulmuyoruz. Çünkü kredi verenler şirketlerin gerçek durumlarını ve mali yapılarını güvenilir bir şekilde tespit edemiyorlar. Neden tespit edemiyorlar. Çünkü ne yazık ki şirketlerimizin aynası olan mali tablolarımız oldukça kötü. Mali tablolarımızın çoğu gerçeği yansıtmıyor, bir kısmı kasten gerçeği yansıtmak istemiyor, önemli bir kısmı da gerçeği yansıtmak istese de mevzuat buna imkân vermiyor.
Bir adım daha ileri gidelim, Şirketlerin hepsinde bir muhasebe bölümü var. Gene tamamına yakını bir müşavir ile (SMMM veya YMM) sözleşme yapmış, tamam diğer bölümler kadar olmasa da muhasebe bölümüne de belli bir yatırım yapılmış o zaman niye doğru ve gerçek tablolar üretemiyoruz.
Çünkü muhasebe sistemimiz geçmişten bu güne her zaman vergi kanunları etkisi altında çalışmış mali tablo, finansal rapor değil vergi matrahı hesaplayabilmek amacıyla oluşturulmuş ve bunun doğal sonucu olarak ta ortaya vergi matrahı çıkarmış, üstüne bizde bu matrah oluşturmaya yönelik çalışmaların arasından bir şeyler kapıp mali tablo yapmaya çalışınca yarım yamalak mali tablolarımız olmuş veya en net tabiri ile olmamış. Hele hele ayrı bir yönetim muhasebesi sistemi kurmayıp bu sistemden çıkan verilere güvenerek yönetimsel faaliyet yapmaya kalkan şirketler kendi kendilerini batırmışlar, batırmaktalar.
Birazda uzatarak anlattığımız problemimizin kısaca özetini geçersek; Sermaye şirketlerinin ortaklarını gerçek sorumluluklarına döndürmek için, kredi verenlerin şirketlere güvenmesine, şirketlerin güvenilir olması için mali durumlarını net bir şekilde göstermelerine, mali durumların net bir şekilde gösterilmesi için doğru ve zamanında düzenlenmiş mali tablolara, doğru ve düzenlenmiş mali tablolar için gerçek ve doğru bilgiler üreten muhasebe sistemlerine ve gerçek ve doğru bilgi üreten muhasebe sistemleri için doğru araçlara doğru standartlara ihtiyacımız var.
Bu sorunu sadece ben veya sadece biz yaşamıyoruz, bu çözümü de sadece ben veya sadece biz bulmadık, Bu sorun dünyanın tüm ülkelerinde yaşandı ve bu çözüm de yoğun tecrübeler sonucu üretildi. Ülkemizin kurumları da bu çözümleri bize getirmek için uzun zamandır uğraşıyor şu ana kadar ne yazık başarılı olamadı.
Sizde şu kelimeleri duymuşsunuzdur. “Basel II”, “UFRS”, “TFRS”, IASB, TMSK, Yeni TTK, vb.vb. İşte tüm bu kanunlar, tüm bu düzenlemeler bu sorunu çözebilmek için.
Tek amaç ancak Ortaklarının kişisel serveti ile kredi alabilen, Yönetim Kurulu Başkanının amiyane tabirle sigara paketi üzerinde yaptığı hesapla yönettiği, muhasebesinin sadece vergi beyannamesi ürettiği ve tüm bunların sonucu olarak ta ülke kaynaklarını fütursuzca kullanıp bir gün ansızın batan şirketleri, Bilançosu ile ucuz kredi alan, finansal raporları ışığında yönetilen, muhasebesinin dünya standartlarında “BİLGİ” ürettiği, ve bütün bunların sonucu olarak ta ülke kaynaklarını optimum ölçeklerde kullanan ve ölümsüz şirketlere dönüştürmektir.
Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Bağımsız Denetim Zorunluluğu, Basel II uzlaşısı, Yeni TTK şirketlere ekstra yükler getirecek bir prosedür, bir düzenleme silsilesi değil, Şirketleri ve buna bağlı olarak ülke ekonomisini kalkındıracak, derinliğini artıracak, kriz ortamında güçlü kılacak en önemli ilaçtır.
Bu şekilde düşünmek, bu şekilde planlamak ve en kısa sürede uygulamaya almak ülke ekonomisine ve ülke insanına yapılacak en büyük iyiliktir.
26.01.2009
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.