Vergileme konusunu Anayasa ve buna bağlı olarak dağınık halde bulunan idare hukuku ana noktalarını ve ilkelerini bilmeden anlamak çok güçtür. Özellikle de ihtilaf halinde idarenin kararlarına karşı yazılacak rapor ve cevabi yazılarda her bir kelimenin anlamının önemi çok büyüktür.
Buna göre önce idarenin kim olduğunu ve bu idarenin işlemini anlamak lazımdır.
İdari işlem, idari makamların kamu gücü ve kudreti ile hareket ederek, kamu hukuku alanında yaptığı tek yanlı ve icrai bir netice doğuran, doğrudan uygulanabilir kamusal yetkiyi de alan bir işlemdir.
İdari işlemin en belirgin özelliği, ilgilinin isteğine bağlı olmaksızın, idarenin tek yanlı iradesi ile ilgilinin hukuksal durumuna etki yapabilmesidir.
Danıştay İçtihatları birleştirme kurulu kararında İdari işlemin , idare makamlarının idare fonksiyonu ile ilgili konularda aldığı tek taraflı icrai karar olarak niteleneceğini vurgulamıştır.
Bir işlem veya kararın idari işlem sayılabilmesi için, o işlem ya da tasarrufun bir kamu kurumunca ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari makamca verilmiş olması ve idarenin, idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyetlerle ilgisi bulunması gerektiğini belirterek benzer bir tanıma yer vermiştir.
İşlemin tamamlanabilmesi için gerekli idari usul kuralları uygulanarak, yetkili kamu görevlisi veya görevlileri tarafından imzalanan, bu durumu ile uygulamaya konulan ve kendi başına hukuki sonuçlar doğuran, idarenin tek taraflı ve buyurucu gücüne dayanan işlemler kesin ve yürütülebilir işlemleri ifade eder.
Kesin ve icrası mümkün karar, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak işlemin icrai özelliği ile ilgili ise de daha çok işlemin iptal davasına konu oluşturması bakımından yeterli ve gerekli nitelikleri taşıyıp taşımadığı açısından öncem kazanmaktadır.
İşlem hazırlıkları, idarenin kendi iç işleyişini düzenlemek üzere hazırlanıp uygulanan yazışmalar, bir hizmetin yerine getirilmesi konusunda kamu görevlileri arasındaki öneriler, tavsiye ve danışma yazıları, kesin ve yürütülebilir işlem olmadıkları gibi, kendi başlarına hukuki sonuç doğurmadıkları için idari davaya konu olamazlar. Bu kararın üzerine yetkili makam ve görevliler tarafından işlem yapılıp kişilerle ilgi kurularak uygulamaya konulduğu zaman, uygulama işlemi konu edilerek açılan davada, işlemin oluşmasına yön veren veya işlemin oluşmasını etkileyen bu tavsiye, öneri ve danışma kararının da hukukiliği tartışılmalıdır.
İdari işlemin kesinliği ise, işlemin uygulamaya hazır, tamam bir işlem olduğunu göstermektedir. Bir işlemin icrailik özelliği, işlemin idari kimliğinin egemen ögesini oluşturmaktadır. Ancak, bir işlemin icrai olması ile iptal davasına konu edilebilmesi ayrı hukuki sorunlardır ve özdeş değerlendirilemezler. Nasıl ki her icari işlem, iptal davasına konu olabilmek bakımından gerekli tüm koşulları taşımayabiliyorsa; hakkında iptal davası açılabilecek bir işlem açısından da icrailik koşulu bu konudaki zorunlu unsurlardandır.
Kaynaklar:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu
Dn. İç Bir. Kurulu’nun 14.04.1973 tarih ve E. 197/2 sayılı kararı
17.08.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.