Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işlerinde çalışan gerçek kişilerle kurumlara ödenen istihkak bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin 4 numaralı bendine göre kesilen vergilerin bu işlerin zararla sonuçlanması halinde iade edilip edilmeyeceği konusu değerlendirilecektir.
Türk Gelir Vergisi sisteminde temel ilke, verginin gelirden alınacağı prensibidir. Vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmesidir. Kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde bu ilkeden ayrılmamak gerekir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi esas itibariyle nihai bir mükellefiyet maddesi değil, ileride doğacak veya doğması muhtemel bir vergiye mahsuben önceden vergi tevkifatını yapılmasını öngören bir maddedir. Eğer kanun koyucu zarar halinde kesilen verginin nihai bir vergi haline gelmesini öngörseydi bu maddeye açık bir hüküm koyardı.
Zarar halinde vergi iade edilmesine aykırı görüşü savunanlar, vergi tevkifatına tabi inşaat ve onarım işinin zararla sonuçlanması halinde mükellefin başka kaynaklardan elde edilmiş geliri varsa ve bu gelir dolayısı ile bir vergi doğuyorsa inşaat işinden kesilen vergilerin bu vergi ile mahsup edileceğini ve varsa fazlasının geri verileceğini kabul etmektedir.
Vergi tevkifatı yapılan iş zararla sonuçlanmış olmasına rağmen başka bir gelir dolayısıyla vergi doğmuşsa mahsup yapılabildiği ve vergi iadesi söz konusu olduğu halde beyannamesini zararlı verenler kesilen vergiler üzerindeki bütün haklarını kaybetmektedirler.
Bilindiği gibi Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesine göre inşaat ve onarım işlerinin kazançları işin bittiği yılda tespit edilerek ilgili yıllara dağıtılabilmektedir.
Örneğin 10 yılda bitmiş bir inşaat işinin kazancı ilgili yıllara dağıtıldığı takdirde bu karın dağıtıldığı yıllara ait beyannamelerden bir kısmı zararlı diğer bir kısmı karlı olabilmektedir. Bu takdirde vergi mahsubu nasıl yapılacaktır?
Vergi sistemimizde vergi gelirden alındığına göre zarar eden mükelleflerden herhangi bir şekilde vergi alınması bahis konusu olamaz. Eğer 94 ‘üncü madde gereğince önceden kesilmiş bir vergi varsa bu verginin zararlı beyanname veren mükellefe iadesi zorunludur.
Gerçekten de ne Gelir Vergisi Kanunu’nda ne de Kurumlar Vergisi Kanunu’nda mahsup işleminin muhakkak surette tevkifatın yapıldığı yıla ait beyannamelerden hesaplanacak vergilerden yapılacağını emreden bir ifade yoktur. Kanun koyucunun ilgili maddelerde “o yıla ait beyannameler üzerinden” şeklinde bir deyim kullanmamış olması tevkif edilmiş olan vergilerin sonraki yıllara ait matrahlı beyannameler üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup imkanını tanıdığına bir delil sayılabilir.
Kaynaklar:
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
07.06.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.