l-VERGİ HUKUKUNUN TANIMI VE KAPSAMI
Toplum içinde yaşayan insanların uymak zorunda oldukları kuralların en önemlisi hukuk kurallarıdır. Hukuk; toplum hayatında kişilerin birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen, uyulması devlet gücüyle desteklenmiş bulunan kurallar bütünüdür. Günümüz toplumlarının ekonomik toplumsal yapısı, ağırlıkları ülkeden ülkeye değişmekle beraber, özel kesim ve kamu kesimi olmak üzere iki farklı kesimden oluşmaktadır. Özel kesimde, özel nitelikteki mallar piyasa mekanizmasının belirlediği şartlar altında üretilmekte; kamu kesiminde ise kamusal ve yarı kamusal mal ve hizmetlerin üretimi, siyasal karar alma mekanizması içinde gerçekleşmektedir. Kamu kesiminde sunulan mal ve hizmetlerin, kural olarak, bir fiyatının bulunmaması, kamu kesiminin bu mal ve hizmetleri sunarken gelir elde etme ihtiyacını doğurmuştur. İşte bu nedenle kamu gelirlerinin toplanmasına ve kamu giderlerin yapılmasına ilişkin kurallarını inceleyen kamu maliyesinin hukuki yönü ile mali hukuk ilgilenmektedir. Kamu giderlerinin yapılması ile ilgili kurallar gider hukukunu oluştururken, kamu gelirleri ile ilgili kurallar gelir hukukunu daha doğru bir ifadeyle vergi hukukunu oluşturur. Vergi hukuku vergi ödevinin niteliğine, vergi borcunun doğması ve sona ermesine ilişkin kurallar bütünüdür. Vergi hukuku, devletin kamu gücüne dayanarak elde ettiği tüm gelirleri kapsamaktadır.
ll-VERGİ HUKUKUNUN HUKUK SİSTEMİ İÇİNDEKİ YERİ
Hukuk sistemi özel hukuk ve kamu hukuku biçiminde iki ana bölüme ayrılır. Kişilerin kendi aralarındaki ilişkileri düzenleyen kurallar özel hukuku; kişilerin devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar ise kamu hukukunu oluşturmaktadır. Vergi hukuku mali hukukun bir alt dalı olarak kamu hukukunun içinde yer alır. Vergi hukukunda taraflar eşit durumda değildir. Özel hukukta olduğu gibi yatay ilişki değil dikey yani astlık üstlük ilişkileri söz konusudur.
ll-VERGİ HUKUKUNUN DİĞER HUKUK DALLARI İLE İLŞKİSİ
Vergi hukuku kamu hukuku ve özel hukuk dallarıyla sıkı bir şekilde ilişki içerisindedir.
A-Kamu Hukuku Dalları İle İlişkisi
1-Anayasa Hukuku İle İlişkisi
Tarih içinde vergi hukukunun anayasa hukukunun öncülüğünü yaptığı kabul edilmektedir. Önemli bir anayasal belge olan 1215 tarihli Büyük Özgürlük Fermanı (Magna Carta Libetatum) ile kralın vergilendirme yetkisi soylular (feodal beyler) ve din adamları yararına sınırlandırılmıştır. Vergiler kişilerin temel hak ve özgürlüklerine getirilen bir sınırlandırma niteliğindedir.[1] 1982 Anayasa’sının vergi ödevini düzenleyen 73’üncü maddesi[2], anayasal vergileme ilkelerini ve vergilendirme yetkisinin hangi organ tarafından ve nasıl kullanacağını belirtmektedir.
2-İdare Hukuku İle İlişkisi
Vergilendirme işlemi bir idari işlemdir. Nitekim Vergi Usul Kanunu tarh işlemini “vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.”(VUK.m.20) biçiminde tanımlamaktadır. İdari işlemler için aranan yetki, şekil, sebep, konu, amaç unsurları vergilendirme işlemleri için de geçerlidir.
3- Ceza Hukuku İle İlişkisi
Ceza hukuku, devletin emir ve yasaklar şeklinde ortaya koyarak suç saydığı fiilleri işleyenlere ya da yapılmasını emrettiği görevleri yerine getirmeyenlere uyguladığı yaptırımları düzenleyen hukuk dalıdır. Kişilerin kanuna aykırı davranması tüm alanlarda olduğu gibi vergilendirme alanında da söz konusu olmaktadır. Ceza hukukunun konusunu hem suç hem de kabahat niteliği taşıyan hukuka aykırılıklar oluşturmaktadır. Mevzuatımızda vergi kabahatlerinin cezalandırma süreci VUK’da, vergi suçlarının cezalandırma süreci ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir.
4-Yargılama Hukukları ile ilişkisi
Yargılama hukuku, uyuşmazlıkların mahkemede görülmesi sırasında uyulması gereken usul ve esasları inceler. Ülkemizde idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi idari yargı çerçevesinde gerçekleştirilir. Vergi suçlarının yargılama süreci Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılır ve burada “adli yargı” usul ve kuralları uygulanır.
5-Uluslararası Hukuk ile ilişkisi
Devletlerin kişiler üzerinde egemenliğini hissettirdiği alanların başında vergilendirme gelir. Bir egemen devletin vergi kanunlarının uygulanması, kanunların şahsiliği ya da mülkiliği ilkelerine göre belirlenmektedir. Devletlerarasında vergilendirme yetkisinin çatışması halinde sorun, ilgili devletlerin iç mevzuatı ile birlikte, uluslararası hukukun ilkelerine göre yapılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları yoluyla çözümlenmeye çalışılmaktadır. Uluslararası kuruluşlara üye devletlerin, vergilendirme alanında yaptıkları uyumlaştırma çalışmaları, devletlerin vergilendirme yetkisini sınırlandıran başka bir sebeptir.
B-Özel Hukuk Dalları İle İlişkisi
Vergi hukuku ile özel hukuk arasında oldukça sıkı bir ilişki vardır. Vergi borcunun ortaya çıkmasına neden olan vergiyi doğuran olay birçok durumda özel hukuk ilişkisine dayanır. Vergiyi doğuran olay vergi dairesinde değil ekonomik hayatın içinde meydana gelmektedir. Vergi hukuku özel hukuk biçimlerini, kavramlarını ilke olarak aynen kabul eder(GVK.m.4/1)[3]. Ancak belli durumlarda, vergi hukuku kendi özel düzenlemelerini getirdiği takdirde, bunlar esas tutulur. Özel hukukta borca ehil olmak için fiil ehliyetine sahip olmak gerekirken vergi yükümlüsü olabilmek için kanuni ehliyet aranmamaktadır.(VUK.m.9/I).[4] Özel hukukun geçerli kabul ettiği biçimler vergi hukuku bakımından peçeleme[5] oluşturduğu takdirde, özel hukuk biçimlerinin ve kavramlarının bir yana bırakılıp vergi hukuku açısından olayın, gerçek niteliklerinin esas tutulmasını Vergi Usul Kanunu açıkça öngörmektedir(VUK.m.3/B,1)[6].
lV-VERGİ HUKUKUNUN BÖLÜMLERİ
A-GENEL VERGİ HUKUKU ÖZEL VERGİ HUKUKU AYRIMI
1-Genel Vergi Hukuku
Tüm vergiler için geçerli ortak hükümlerin ele alınıp açıklandığı bölüme genel vergi hukuku veya genel hükümler adı verilir.
-Vergi Usul Hukuku
Vergilendirme süreçlerini, vergi ilişkilerinden doğan ödev ve sorumlulukları inceler. Türk vergi usul hukukunun kaynağını 213 sayılı Vergi Usul Kanunu oluşturur.
-Vergi Ceza Hukuku
Vergi Usul Kanunu’nda kabahatler vergi ziyaı usulsüzlük ve özel usulsüzlük; vergi suçları ise, kaçakçılık, vergi mahremiyetini ihlal, yükümlülerin özel işlerini yapma suçları olarak düzenlemektedir. Vergi kabahatlerinin cezası idari yaptırım olurken, vergi suçlarına hürriyeti bağlayıcı cezalar verilir. Türk vergi ceza hukukunun kaynağını genel kanun niteliğindeki Türk Ceza Kanunu ve özel kanun niteliğindeki Vergi Usul Kanunu oluşturur.
-Vergi Yargılama hukuku
Vergi ödevi ve vergilendirme işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı yoluyla çözüme bağlanmasına ilişkin kurallar vergi yargılama hukukunu oluşturur. Vergi suçlarının cezası, ceza mahkemelerince verildiğinden; geniş anlamda bu mahkemelerin yargılama usulü de vergi yargılama hukukunu kapsamaktadır. İdare tarafından verilen cezalara karşı mükellefin idari yargı yoluna gitme hakkı vardır.
-Vergi İcra Hukuku
Vergi icra hukukunun başlıca kaynağı 6183 sayılı AATUHK’dur. Vergi İcra Hukuku Kamu borçlusunun kendiliğinden ödemediği kamu alacağını, kamu alacaklısı tarafından kamu gücüne ve kendiliğinden hareket etmek suretiyle hangi yol ve yöntemlerle takip ve tahsil edeceğine ilişkin düzenlemeleri kapsar.
-Uluslararası Vergi Hukuku
İki ya da daha fazla devleti ilgilendiren vergi ve vergiden doğan ilişkileri düzenleyen ve bu amaçla uluslar arası hukuk ilkelerine göre yapılan vergi anlaşmaları hükümlerini inceleyen vergi hukuku dalıdır.
2-Özel Vergi Hukuku
Türk Vergi Sistemi içinde yer alan gelir vergisi, kurumlar vergisi, emlak vergisi gibi tek tek vergileri konu alır.
Vergi hukukunu maddi vergi hukuku-şekli vergi hukuku ve iç vergi hukuku- dış vergi hukuku şeklinde de ayırıma tabi tutabiliriz.
KAYNAKÇA
KARAKOÇ Yusuf, Genel Vergi Hukuku, 7.Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2014
ÖNCEL Mualla- Kumrulu Ahmet- Çağan Nami, Vergi Hukuku, 25. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 2016
ŞENYÜZ Doğan, YÜCE Mehmet, GERÇEK Adnan, Vergi Hukuku, 8. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa 2017
T.C. Anayasası
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
[1] Anayasa md.13- Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlandırılabilir….
[2] Anayasa Md.73-Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerin de kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.
[3] G.V.K.İkametgahı Türkiye’de bulunanları(İkametgah, Kanunu Medeni’nin 19’uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir.)
[4] Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir.
Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.
[5] Mükelleflerin vergi kaçırmak amacıyla özel hukuk biçimlerini olağan sayılmayacak şekilde kötüye kullanmaları.
[6] İspat:Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
10.04.2017
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.