İnşaat, ülkemizin en önemli sektörlerinden birisidir. Birçok şirket ve onların çeşitli alt yüklenicileri bu alanda faaliyet göstermektedirler. Bu alanda faaliyet gösteren müteahhitlerin sayısı yüzlerle taşeron denilen alt yüklenicilerin sayısı ise binlerle ifade edilmektedir. İnşaat alanındaki kamu ihalelerinin çoğunu da bilindiği üzere ağırlıklı olarak taşeronlar yapmaktadırlar. Öncelikle konuyu biraz açacak olursak. 775 sayılı kanunda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve onun izni ile belediyeler, gecekonduların ıslah, tasfiye ve önlenmesi maksadıyla halk konutları, nüve konutlar ve geçici olarak kullanılacak misafir konutları inşasına yetkilidir denmektedir. Aynı kanunda, 3194 sayılı Kanunun 21, 23, 27, 30, 31, ve 32’inci maddelerine tabi olmadığı gibi, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca belediyelere ait olan veya bu kanunda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere belediyelerin mülkiyetine geçen arazi ve arsalar üzerine de yapılabilir.” hükmüne ve 33. Madddesinde ise; "Bu Kanun hükümlerine dayanılarak yapılan ivazlı veya ivazsız devir, temlik, kamulaştırma, alım, satım, kira, geri alma, geri verme, ifraz, tevhit, tescil, cins değişikliği, rehin tesis ve terkini, ıslah, değişiklik, onarım, inşa ve ikmal gibi her türlü işlemler, sözleşmeler, beyannameler ve benzerleri, tasarruf bonosundan ve her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır” hükümlerine yer verilmiştir.
Konuyu kısaca açıkladıktan sonra hali hazırda var olan uygulamaya değinecek olursak, temel işleyiş şöyle idi;
TOKİ ile yüklenici müteahhit firma arasında imzalanan sözleşmelere Damga Vergisi muafiyeti uygulanırken. TOKİ Başkanlığı oluru ile uygun bulunsa dahi işi yüklenen müteahhit ile taşeron firma arasında yapılan sözleşmeler ile bu sözleşmeye ek olarak düzenlenen sözleşmelerden Damga Vergisi muafiyetinden yararlandırılmıyordu. Bu nedenle yüklenici müteahhit damga vergisi ödemez iken aynı işi yapmak için sözleşme imzalayan taşeron firma damga vergisi ödemek zorunda idi.
Bu durumun haksız olduğunu belirten bazı taşeron firmaların itirazı ve Maliye'den görüş istemeleri üzerine Maliye Bakanlığı verdiği cevaplarda bu uygulamanın doğru olduğunu savunmuş ve bu yönde özelgeler yayınlanmıştı. Bu özelgelerden bir tanesi Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-1197-378 sayılı özelgesi, bir diğeri ise İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 06.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-47 sayılı özelgesidir ve her ikisinde de cevap ortaktır, taşeron firmaların müteahhit ile yaptıkları sözleşmelerden doğan damga vergisinden muaf olamayacakları belirtilmiştir. Ancak konuyu yargıya taşıyan bazı firmalar kendileri açısından çok avantajlı bir karara öncü olmuşlardır. Şöyle ki;
Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 2015 yılında verdiği karar emsal bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Kararda “kanunda yapılan her türlü sözleşmenin her türlü vergiden muaf olacağının hükme bağlandığına vurgu yapılarak, taşeron sözleşmeleri ile bu sözleşmeye ek olarak düzenlenen sözleşmelerin de 775 sayılı Kanun'da belirtilen sözleşme, beyanname ve benzeri belgeler kapsamında ve isabet edecek vergilerden bağışık bulunduğu sonucuna varılmış ve aynı muafiyetlerden taşeron firmaların da faydalanması gerektiği açıkça belirtilmiştir.”
Ayrıca aynı mahkeme kararında şu hususlara da yer verilmiştir. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 09.03.2006 günlü ve 100162/02 sayılı Eko-Eda Avee/Yunanistan kararında da, haksız olarak tahsil edilen verginin beş yıl beş ay sonra iade edilmesinin; belirli bir meblağdan yararlanma hakkı uzunca süre engellenen kişinin, ekonomik durumunda önemli ve kesin zarara neden olduğu, bu durumun, sürdürülmesi gereken genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengeyi bozduğu, dolayısıyla, 1 No’lu Protokolün 1. Maddesi ihlal edilerek kendisine aşırı yük yüklenen bu kişinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden bahisle faiz ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu durumda, ilgili mahkeme, haksız yere alınan damga vergisi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştay’ın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanarak davacı şirkete iadesi gerektiğine karar vermiştir.”
İlgili mahkeme kararından da anlaşılacağı üzere bu tür bir durumla karşı karşıya kalan taşeron firmaların bu konuyu yargıya taşımaları halinde kendi lehlerinde bir sonuç alacaklarını ve ödenen damga vergilerinin 5 yıllık faizi ile birlikte geri iade alınabileceği aşikârdır.
06.04.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.