Öncelikle şunu belirtmeliyim ki vergi yargısındaki dava açma süreleri de diğer yargı sürelerinde olduğu gibi hak düşürücü süre niteliğindedir. Yani mükelleflere tanınan hukuki hakkın belirtilen sürede kullanılması gerekmektedir aksi halde mükellefler bu hukuki haklardan yararlanamazlar. Bu nedenle vergi yargısında birazdan anlatacağım sürelere dikkat edilmesi önem arz etmektedir.
İkmalen, resen, idarece yapılan tarhiyatlar ile ilgili vergi/vergi cezalarına karşı ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren mükelleflerimizin en geç 30 takvim günü içerisinde dava açma haklarını kullanmaları gerekmektedir. Özellikle uzlaşma yolunu tercih etmiş ancak uzlaşamamış mükelleflerimizde şayet dava açma süresinin bitimine 15 günden az bir süre kalmış ise 15 gün içerisinde dava açma haklarını kullanabilirler. Ayrıca 6183 sayılı Amme Alacakları kanununda belirtilen ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve ödeme emri tebliğlerine karşı en geç 7 gün içerisinde mükelleflerimiz dava açma haklarını da kullanabilirler. Yukarıda bahsi geçen sürelere uyulması halinde mükelleflerimiz herhangi bir sorun olmadan dava açma haklarını rahatlıkla kullanabilirler. Ancak sürenin kaçmış ya da kaçırılmış olması halinde dava açma yolu kapanmış bulunmakta ve bunun sonucunda mükelleflerimiz bazen çok ağır, külfetli yaptırımlarla karşılaşabilmektedirler. Bu yazımda aslında bahsetmek istediğim işte bu sürelerin kaçırılması halinde tekrar yargı yolunun açılabilmesi, dava açma hakkının tekrar kazanılabilmesi için alınması gereken önlemlerdir.
Vergi Mahkemesine dava açma süresini kaçırmış olan mükelleflerin mağduriyetlerini giderme konusunda VUK’un 124. maddesinin işletilmesi ciddi alternatif bir yöntem olarak kullanılabilir. Bu yöntem alternatif bir yöntem olmakla birlikte bu yola başvuru nedenleri kanunla sınırlandırılmış olup sadece VUK’un 117 ve 118. maddeleri kapsamında başvurulabileceği kanunda belirtilmiştir. Bu bağlamda vergi mahkemesine dava açma süresini kaçırmış olan mükelleflerin hata düzeltme talepleri de vergi dairesince red edilirse şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na başvurulabilir denilmektedir.
İYUK MADDE 10 VE MADDE 11 İLE VUK’TAKİ VERGİ HATALARI DÜZELTME VE REDDİYATLARI KAPSAMINDA MALİYE BAKANLIĞINA ŞİKÂYET YOLUYLA BAŞVURUNUN ESASLARI
VUK’un 116. maddesinde vergi hatası; “vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.” tanımı yapılmış, akabinde 117. maddesinde “Hesap Hataları” ve 118. maddesinde “vergilendirme hataları” belirtilmiştir. İdare vergi hatası konusunda mükellef ile uyuşmazlık yaşandığında “hata düzeltme” yolu ile bu uyuşmazlığı giderme şeklinde Vergi Usul Kanunu’nda kolaylık sağlamıştır. Vergi idaresi mükellefin başvurusunu kabul edip düzeltmesi halinde uyuşmazlık kısa yoldan çözülmekte bu da vergi tahakkuku ve tahsilini kolaylaştırmaktadır. Ancak mükellefin talebinin reddedilmesi halinde konu süresi içinde yargıya taşınmakta ve süreç yargıda çözülmektedir.
Vergi hatası düzeltme talebinin yargıya taşınması aşamasında verilen süre “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde 60 ve vergi mahkemelerinde 30 gündür. (İYUK md. 7.)” Bu hak düşürücü süre olduğu için bu süre zarfında dava açılması halinde yargı uyuşmazlığı çözecek mükellef açısından idare ile ilgili bir işlem kalmamış olacaktır. Mükellef bu süreyi kaçırdığı zaman ise yapabileceği bir şey kalmayacaktır. Yukarıda bahsedildiği gibi hem idare hem de mükellef açısından vergi uyuşmazlığının kısa sürede çözülmesi veyahut mükellefin hak kaybı nedeniyle mağdur olmaması için, süresi içinde mahkemeye gidemeyen mükellefler açısından VUK’un 124. maddesinin işletilmesi mükelleflerin mağduriyetlerini giderme konusunda alternatif bir yöntem olarak uygulanabilir. Vergi Usul Kanunu’nun 124. maddesi “Maliye Bakanlığı’na Şikâyet yolu ile müracaat” hükümlerini içermektedir. Bu maddeye göre vergi mahkemesine dava açma süresi geçtikten sonra düzeltme talepleri reddolunanlar şikayet yoluyla Maliye Bakanlığı’na müracaat edebilirler.
Şikayet yoluna başvuracak olan mükellef İYUK’un 10 ve 11. maddeleri kapsamında hareket etmesi gerekir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu İYUK’un 10 ve 11. maddelerinden hangisi ile hareket edilmesi gerektiğinin tespitidir. İYUK’un 10/1. maddesinde ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri ve İYUK’un 10/2. maddesinde altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu maddenin uygulanabilmesi için hareket edilen nokta ilgili hakkında aynı konuda daha önce tesis edilmiş bir işlemin bulunmasıdır. Yani vergi hatası için öncelikle bir vergi işlemi olması ve vergi idaresinin talebi yanıtsız bırakması, dava konusu edilen işlemin de bu işlem olduğu düşünülse bile, yanıtsız bırakmak suretiyle tesis edilen işlemle konusunun aynı olması İYUK’un 10. maddesinin uygulanmasına engel olmaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun “Düzeltme Talebi” başlıklı 122. maddesinde; “mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri”, aynı Kanun’un 124. maddesinde de, “vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvurusu reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaat edebilecekleri hükmü yer almıştır. Görüldüğü üzere, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılan vergi hatalarının düzeltilmesi istemlerinde, davaya konu olabilecek idari işlem, 213 sayılı Kanun’un 124. maddesi hükmü gereğince, düzeltme isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla yapılacak başvuru sonucu, Maliye Bakanlığınca tesis edilecek ret işlemidir.” Yargı yoluna başvurmadan idareye başvurulması zorunludur.
Diğer taraftan VUK’un 126. maddesinde; “114. maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hataları düzeltilemez.” Denilmiştir. VUK’un 114. maddesinde; “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almaktadır. Beş yıllık zamanaşımı süresi içinde düzeltme işlemi için vergi dairesi ve şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına giden ve Maliye Bakanlığı’nca talebin reddi üzerine yargı yoluna gidilmesinde ise İYUK’un 11. maddesinde bahsedilen üst mercie başvuru hükümleri geçerli olacaktır. Maliye Bakanlığı, şikayet yolu ile kendisine ulaşan müracaatları inceler. İnceleme sonucunda ya vergi dairesi kararını uygun görerek mükellefi reddeder ya da mükellefi haklı bularak düzeltmenin yapılmasını ilgili vergi dairesinden ister. Şikayet yolu ile yapılan düzeltme başvurusunu reddeder veya 60 gün içinde hiç yanıt vermezse Danıştay’da iptal davası açabilir. Danıştay’da dava açma süresi 60 gündür. Danıştay bu tür davalara 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24/i maddesinde; “Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlere, (4492 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değişen paragraf) karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlar.” maddesi gereğince ilk derece mahkemesi olarak bakması gerekmektedir. Dava açma süresi Maliye Bakanlığı’nın ret yazısının mükellefe tebliğ tarihinden itibaren veya zımni ret halinde ise 60 günlük bekleme süresinin bitiminden itibaren başlar denilmektedir.
Sonuç olarak; Vergi Mahkemesine dava açma süresini kaçıran mükelleflerin 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ilgili vergi dairesine hata düzeltme talebinde bulunmaları ve bu talebin reddedilmesi halinde şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na başvuru hakkı ortaya çıkmaktadır. Talebin Maliye Bakanlığınca açıkça veya 60 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde dava hakkı tekrar doğar ve dava açma süresi bu durumda tebliğden ya da 60. günün sonundan başlayarak 30 takvim günüdür. Bu nedenle dava açma süresini kaçırmış olan mükelleflerimizin VUK’un 124. Maddesini uygulamalarını önemle tavsiye ederek bu yolu sırası ile takip etmelerinin yararlarına olacağını bilmelerini isterim.
02.03.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.