Karşı karşıya kaldığınız aşılması güç problemleri mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz Çünkü bu problemler, mevcut düşünce yapınızın ürünüdürler.
Albert Einstein
Yazılarımızla ilgilenenler anımsayacaktır; geçtiğimiz sene Aile Şirketleri adında bir yazı yazmıştık.
Aile şirketlerinin tanımı için demiştik ki;
a- Ailenin iş kurmuş hali,
b- Aileden bir girişimcinin başlattığı sonraki kuşakların işin içinde yer alarak devam
ettirdiği işletme,
c- Sosyal açıdan aile gibi olmuş kişilerin kurduğu ve devam ettirdiği işletme olarak
tanımlanabilir.
Bu şirketlerin ana unsuru “Aile Olma” ve/veya “Aile Gibi Olma” unsurudur. Yazımızda akıllıca kullanılırsa avantaj, aksi halde dezavantaj yaratacak olan bu unsurun üstüne duracağız.
Uzmanlar ailenin pisiko-sosyal açıdan 5 temel fonksiyonu olduğundan söz ediyorlar.
a- Problem çözme; ailelerin sorunlara yaklaşımı ve çözüm şeklini anlatır.
b- Aile içi iletişim, ailede sözlü ve sözsüz mesajların nasıl ifade edildiğine gönderme yapar
c- Roller; ailenin çeşitli fonksiyonlarının karşılandığı, aile bireylerinin çoğu zaman otomatik olarak yerine getirdiği davranış kalıplarıdır. Ailede kimin hangi görevi üstlendiğinden aile içindeki sınırların nasıl korunduğuna kadar geniş bir yelpazeye işaret eder.
d- Duygulara dahil olabilme ve karşılık verebilme; aile bireylerinin duygusal durumlarına uygun şekilde karşılık verebilmelerini ortak ya da bireysel aktivitelerini paylaşabilmeyi ifade eder
e- Davranış kontrolü; fiziksel olarak tehlikeli durumlarda psikobiyolojik ihtiyaçların karşılanması noktasında ve aile üyelerinin sosyal kontrole ihtiyacı olduğunda kendini gösterir.
Yukarıda açıklananların tamamı; şirketlerin idaresinde ve şirket paydaşlarının ilişkilerinde de geçerli. Zira şirketler ortaklar ve yöneticilerden oluşur. Ortak ve yöneticilerin arasındaki sosyal bağlılıkta, zamanla aile ilişkilerine dönüşür ve ortaya çıkan sorunlar aile içi sorunlar niteliğindedir.
Özellikle bizim gibi duygusal toplumların en büyük dezavantajı; “Bunların şimdi konuşulmasına gerek yok, bunların aramızda lafımı olur, zaman gelince bakarız, söylesem ayıp mı olur, üçe beşe bakmayız” gibi düşüncelerin yaşam biçimimize ve işi ele alış tarzımıza hakim olması bu sebeple kuralların baştan konulmamasıdır. Genel olarak işe başlarken hiç sorun çıkmayacakmış gibi davranır, sorunlara karşılaştıkça çözüm bulmaya çalışırız. Sorunları öteler, bu surete farkında olmadan büyümesine yardımcı oluruz. “Sonra Konuşuruz-Bakarız” deriz. Sonra ya hiç gelmez, ya da geldiği zaman son’a yaklaşmış oluruz. Genel olarak kararlarımızı sübjektif kriterlere göre veririz.
İşe hep iyi niyet ve fedakârlıkla başlarız. Zaten aksi durumda ortaklığın yürümesi mümkün değildir.
Ancak;
Zaman zaman işler beklendiği gibi gitmez. Tahmin edilen ve alışılandan çok daha iyi veya çok daha kötü gidebilir.
İşte o zaman, o güne değin, şirket içi değer yargı ve tüm kurallarımızın sözlü olması ile sübjektif esaslara göre şekillendirilmesinin etkisi ortaya çıkar.
İşlerin beklenilenden iyi gitmesinde; Akla “İşletmeyi bu günlere ben getirdim, başarıdaki asıl pay benim” düşüncesi düşer. Daha fazlasını hak ediyorum, dürtüsü ile hareket edilir.
İşler beklenenden kötü giderse; “O kararları ben almadım ki, e ben sana söylemiştim, senin hatan bedelini sen öde, benden bu kadar, …” düşünceleri hakim olur. Bu düşünceler; işten eli ayağı çekme, riskler den kaçınmaya yönelik eylemlere dönüşür.
Tıpkı ataerkil ailede babanın; Çocuğunu dersleri kötü gittiği zaman annesinin yetiştirdiğini veya annesine çektiğini, iyi gittiğinde ise kendi yetiştirdiğini ya da kendisine çektiğini söylemesi gibidir.
Oysa düşünmezler ki; Çocuk ikisinindir, derslerinin vebali ve sevabı da ikisinindir. Annenin de, babanın da çocukları üstündeki emekleri ve onlara verdikleri farklıdır. Kimi zaman birininki daha çoktur, kimi zamansa diğerininki. Sevapta; Ne birininki daha değerlidir, ne de diğerininki. Günahta da; Ne birinin hatası daha büyüktür, ne de diğerininki.
Tıpkı şirketlerde her bir ortağın farklı farklı yönlerde şirketlerine verdikleri emekler sağladıkları faydalar veya yaptıkları hatalar gibi.
Bir gün; Daily Mail, Observer, The Times ve daha birçok gazetenin, derginin yayımcısı Lord Northclitte, Bernard Shaw'a; Siz ülkenin başına gelmiş bir felakete benziyorsunuz! der
Shaw'ın cevabını ise: Siz de, o felaketin nedenine benziyorsunuz… olur.
Aslında, aile şirketi olmanın tüm bu saydıklarımızdan onlarca fazsı avantajı vardır.
Örnekse; Karar alma süreci hızlıdır, bireysel ve kurumsal menfaatler paralellik sağlar ise hedefe etkin bir biçimde ulaşılabilir, paydaşlar birbirlerini iyi tanırlar ve birbirlerinin eksiklerini tamamlarlar bu suretle yapılması gerekenler hızlı bir şekilde yapılır, şirket politikasında devamlılık ve istikrar rahat sağlanır, aile gerektiğinde birbirine sıkıca sarılabilir ve zorluklara hep birlikte göğüs gerilebilir.
Özetle ve son söz yerine; aile şirketi olmanın avantajlarından faydalanabilmek için;
a- Şirket ortaklarının şirket içi; görev tanımlamaları yetkileri, sorumlulukları,
b- Şirketin kar bölüşüm süreleri yöntemleri, koşulları ile şirket ortaklarının ücretleri, ücret artışları,
c- Ortakların ihtiyaç duymaları halinde şirketten çekecekleri fonlar, bunların geri ödeme süre ve koşulları,
d- İhtiyaç olması halinde ortakların şirkete koyacakları nakdi ve gayri nakdi fonlar, bunların geri alınıp alınmayacağı ya da hangi koşullar altında alınacağı,
e- Şirket tarafından ortaklara sağlanan imkanlar, “büyük küçük demeden”
f- Ortakların birbirine karşı olan sorumlulukları, yükümlülükleri,
g- Ortakların inisiyatif alanları ve sınırları,
h- Şirket içi bilgi akış sistemi ve şirketin organizasyon şeması,
Açık, net ve kati olarak belirlenmeli, üzerinde mutabık kalınmalıdır.
Saydıklarımız ve akılımıza gelmeyenlerden de önemlisi ailenin bir birine sıkı sıkıya sarılması başarıya giden en büyük yol, bu yolda da sağlanacak en büyük avantajdır.
14.08.2009
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.