En yalın ifadeyle kara para; Yasa dışı yollardan elde edilmiş her türlü kazanç olarak tanımlanabilir. Yasa dışı yollardan elde edilen kazançların meşrulaştırılması da Kara Para Aklamak olarak ifade edilir.
Karaparanın ve karaparanın aklanmasının başlangıcı net olarak bilinememekle birlikte başka adlar altında insanlık tarihi ile eş zamanlı olarak geliştiği kanaatindeyim.
1920 li yıllarda İtalyan asıllı mafya lideri Alphonse Capone[1] “bilinen şekliyle Al Capone” yasadışı işlerle uğraşmakta idi. Bu surete çok büyük ekonomik güç, bunun ötesinde siyasi güç de elde etmişti. Kişi bir süre sonra çamaşırhaneler açmış ve çeşitli muhasebe hileleriyle yasa dışı yollardan ettiği geliri buradan elde etmiş gibi göstermiştir. İngilizce 'de karapara aklama anlamında kullanılan "laundering" (çamaşır yıkama) tabirinin buradan geldiği söylenmektedir. Şunu da belirtmeliyiz ki Al Capone’nin sayısız yasa dışı faaliyeti tam olarak kanıtlanamamış, 1931 yılında ancak Vergi Kaçakçılığı suçundan 11 yıl hapse mahkum edilmiştir.
Karapara ifadesi basında 1973 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde gelişen Watergate Skandalı ile kullanılmaya başlanmıştır.
Karapara kavramı ve kayıt dışı gelir kavramları zaman zaman iç içe olmakla birlikte birbirinden farklıdırlar. Kayıt dışı gelir; mevcut yasalara göre beyan edilmemiş veya eksik beyan edilmiş ve vergilendirilmemiş gelirdir. Karapara kayıt dışlı bir gelir olmakla birlikte kayıt dışı gelir kimi zaman meşru faaliyetlerin maskelenmesi suretiyle de ortaya çıkmaktadır. Kayıt dışı gelir gripara olarak nitelendirilmektedir.
Küreselleşme, finansal liberalizasyon[2] ve teknolojinin gelişmesinin olumlu etkileri olduğu gibi bir takım maliyetleri de bulunmaktadır. Bu unsurlar karapara aklanmasını lokal boyuttan çıkarmış, uluslararası düzeyde gerçekleştirilmesini sağlamış, dolayısıyla kolaylaştırmıştır.
Net olarak bilinmemekler birlikte IMF’nin son yaptığı araştırmaya göre dünyadaki toplam kara para tutarı 700 milyar ile 1 trilyon dolar arasındadır. Bu tutar yaklaşık olarak her yıl 100 milyar dolar artmaktadır. Yine Dünya kayıt dışı ekonomisinin 7-8 trilyon dolar büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir. Kayıt dışı ekonominin GSMH’ya oranı USA’de %12.5, İngiltere’de %13.5, Japonya’da %12, İtalya’da %2 6’dır. Bu oranın ülkemizde %25 ile %50 arasında olduğu iddia edilmektedir.
Sizlerinde tahmin edeceği üzere karapara aklanmasının bilinen ve bir o kadar bilinemeyen pek çok yöntemi vardır. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) bu yöntemlerden sık kullanılanları 11 başlık altında toplamış ve bankalar, sigorta şirketleri, kargo şirketleri vb… yükümlü grupları dikkat etmeleri gereken göstergeler konusunda uyarmıştır.
Söz konusu yöntemler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.[3]
1-Şirinler (Smurfing) yöntemi: Şirinler yöntemi büyük tutarlı yasadışı fonların, dikkat çekmemek amacıyla çok sayıda kişi adına açılmış hesaplara bölünerek yatırılması.
2-Parçalama (Structuring) yöntemi: Eldeki fonu insan sayısı yerine işlem sayısını artırmak suretiyle bildirimden kaçınma yolu.
3-Vergi Cennetleri (Off-Shore Merkezler): Kıyı bankaları sağladığı gizlilik, politik istikrar, sıfır ya da sıfıra yakın vergilendirme, sermaye hareketlerinde tam serbesti, coğrafi konum olarak gelişmiş ülkelere yakınlık gibi avantajlara sahip oluyorlar.
4- Tabela Bankaları (Shell Banks) - Herhangi bir ülkede fiziki bir hizmet ofisi bulunmayan, web adreslerinden ibaret olan, bankacılık işlemleri ve kayıtları açısından resmi bir otoritenin denetimine ve iznine tabi bulunmayan bankalar.
5-Tabela Şirketleri (Paravan Şirketler) - Herhangi bir ticaret veya imalat faaliyetinde bulunmayan ve genellikle sınır-ötesi merkezlerde kurulan şirketler. Paravan şirketler sadece kağıt üzerinde bulunuyor.
6- Göstermelik Şirketler (Nakit Para Kullanılan İşyerleri) - Bu yöntemde fast food, benzin istasyonu gibi nakit para akışının yoğun olduğu işyerleri kuruluyor. Bu tür işyerlerinin seçilmesinin nedeni bunların muhasebe denetimlerinin yapılmasının oldukça zor olmasıdır. Böylece yasa dışı kaynaklardan gelen fonlar, bu işyerlerinden elde edilen gelirlere karıştırılabiliyor.
7- Oto Finans Borç Yöntemi (Loan-Back) - Bir finansal kuruluşa yatırılan suç geliri, sahibine kredi olarak geri dönüyor. Örneğin para aklayacak kişi, off-shore merkeze gidiyor ve parayı burada faaliyet gösteren A bankasına yatırıyor. Daha sonra kendi ülkesindeki C bankasına başvurarak, A bankasındaki hesabını teminat göstererek kredi talebinde bulunuyor. Krediyi C bankasına geri ödemiyor ve C bankası da bu kişinin teminat gösterdiği A bankasındaki parasını haciz ediyor.
8-Döviz Büroları: Küçük banknotlar büyüklere veya eldeki para birimleri diğer para birimlerine çevrilebiliyor. Böylece finansal sisteme entegre edilmesi kolaylaşabiliyor.
9-Resmi Olmayan Havale Sistemleri: Bu, paranın resmi transfer sistemleri kullanılmaksızın bir coğrafyadan diğerine transferini sağlayan bir havale sistemi. Ülkeden hiçbir fiziksel nakit çıkışı olmuyor. Sistem hem yasal hem de yasadışı fonların transferinde kullanılabiliyor. Sistemin temelinde güven yatıyor.
10-Sahte veya Yanıltıcı Fatura (Hayali İthalat, İhracat) - Buna göre değeri çok düşük veya hiç olmayan bir mal ihraç edilmiş gibi gösteriliyor ve fatura buna uygun düzenleniyor, daha sonra yurt dışında bulunan suç geliri ihracat geliriymiş gibi gösterilerek ülkeye getiriliyor.
11-Fonların Fiziken Ülke Dışına Kaçırılması: Bu yöntem, suç gelirinin elde edildiği ülkeden, denetim eksikliği veya işbirliğine müsait kuruluşların bulunduğu ve fonların kolaylıkla yatırılabileceği başka ülkeye fiziki olarak çıkarılması
Yukarıda sayılanların dışında; Uyuşturucu madde satıcılığı yapan kişilerin uyuşturucu bedellerini tahsil etmek için değişik yöntemler bulduğu gözlemlenmiştir. Örneğin bir uyuşturucu şebekesi 900 lü erotik telefon hatları kurup alıcıların bu hatlarla görüşme yapması suretiyle elde ettiği geliri aklıyor. Bunun dışında hasta kişilerin sağlık sigortalarının yüksek bedelle satın alınması, kumarhanelerin gerçekleştirebildiği finansal işlemlerden ( kredi açılması, vadesinin uzatılması, kiralık kasa hizmeti, çeklerin ciro edilmesi fonların havale edilmesi…) faydalanarak kara para aklanması da ilk akla gelen yöntemlerdendir.
MASAK 1997 yılından 2006 yılı başına dek karapara ile ilgili çalışmalar hakkında bir rapor düzenlemiştir.
Bu süre zarfında 172 dosyada, 1 katrilyon 305 trilyon 568 milyar lira karapara aklandığı saptandı. Aynı şekilde 710 milyon 423 bin 309 dolar, 17 milyon 163 bin 694 Euro ve 43 milyon 877 bin 309 Alman Markı ile çeşitli tutarlarda İngiliz Sterlini, Hollanda Florini, Fransa Frangı ve Belçika Frangı da aklamaya konu edildi.
Böylece, yabancı paraların TL karşılığı ile birlikte aklandığı belirtilen karapara tutarı, 2 katrilyon 331 trilyon 709 milyar 990 milyon liraya ulaştı. Bu süreçte, 28’i mesken, 2’si dükkan, 19’u arsa, 3’ü de tarla olmak üzere 52 taşınmaz, 22 bin 210 metre karelik bir zeytinlik, 22 bin 379 metre karelik bir bağ ve 55 araç da karapara aklama aracı oldu.
Bu dönemde cumhuriyet savcılıkları, 37 trilyon 651 milyar 101 milyonu yabancı paraların TL karşılığı olmak üzere, 38 trilyon 680 milyar 156 milyon lira tutarında nakde tedbir uyguladı.
Yine karapara aklama suçu nedeniyle, 164 mesken, 77 daire, 3 apartman, 12 villa, 19 bina, 60 dükkan, 3 otel, 1 tripleks, 103 arsa, 107 tarla-bahçe-zeytinlik-bağ ve fıstıklık, 1 çiftlik, 135 taşıt ve 309 milyon 557 bin 530 adet hisse senedi ile muhtelif banka hesaplarına, emekli maaşlarına ve kira alacaklarına tedbir konuldu.
4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanunu kapsamında 33 mal varlığı araştırması başlatıldı. Bunların 29’u tamamlandı.
Ülkemizde Karapara ile ilgili düzenlemeler 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda belirlenmiştir. Anılan kanunda karapara ve karapara aklama suçu aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir. Karapara
1. 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanundaki,
2. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanundaki,
3. 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanundaki,
4. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkında Kanundaki,
5. (4369 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin (o) fıkrası ile değişen bent) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki,
6. 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki Devletin Şahsiyetine Karşı İşlenen Cürümler ve aynı Kanunun 179, 192, 264, 316, 317, 318, 319, 322, 325, 332, 333, 335, 339, 341, 342, 345, 350, 403, 404, 406, 435, 436, 495, 496, 497, 498, 499, 500, 504 ve 506'ncı maddelerindeki,
fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değeri,
b) Karapara Aklama Suçu: Türk Ceza Kanununun 296 ncı maddesinde belirtilen haller haricinde, bu maddenin (a) bendinde sayılan fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen karaparanın elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi, bu yolla elde edildiği bilinen karaparanın başkalarınca iktisap edilmesi, bulundurulması; elde edenlerce veya başkaları tarafından kullanılması, kaynak veya niteliğinin veya zilyet ya da malikinin değiştirilmesi, gizlenmesi veya sınır ötesi harekete tabi tutulması veya bu hareketin gizlenmesi, yukarıda belirtilen suçların hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya yerinin değiştirilmesi veya transfer yoluyla aklanması veya karaparanın tespitini engellemeye yönelik fiillerdir.
Yurdumuzda ve dünyada her geçen gün illegal faaliyetler ve bu faaliyetlerle elde edilen gelir artmaktadır. Karapara ile kayıt dışı gelirin rakamları tam olarak tespit edilememektedir. Ancak bu suretle elde edilen gelirler neredeyse kayıt içi gelire yaklaşmaktadır. Bu bilinmezlik içerisinde ülkemizin ve benzer ülkelerin ekonomik göstergelerinin çok da anlam ifade etmediği kanaatini taşımaktayım. Hepimizin anımsayacağı gibi 1998 yılında Nereden Buldun diye ifade edilen bir yasa çıkartılmıştı. 30 Eylül 1999 günün mali milat sayılacak, servet sahipleri servetlerini banka vb kurumlara yatıracaklar idi. Bankaya yatan nakdi servetler nasıl elde edilmiş olursa olsun meşru kabul edilecek ve bunlara yönelik geriye dönük hesap sorulmayacaktı. Ancak tahmin edeceğimiz ve/veya edemeyeceğimiz pek çok nedenden dolayı ara ara gündeme yeniden gelmekle birlikte bu uygulama kaldırıldı. Son yıllarda ise karapara ile mücadele için banka vb. finans kurumları ile yapılacak işlemler denetim altına alınmaktadır. Şüpheli ticari işlemler üzerine gidilmekte ve bu suretle illegal yollardan elde edilen gelirler tespit edilmeye çalışılmaktadır. Yani aklama aşamasında müdahale söz konusudur. Son olarak da 11.10.2006 tarih 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Bakanlar Kurulunca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösteren gerçek ya da tüzel kişiliklere çeşitli sorumluluklar yüklenmiştir.İşlem yaptıkları kişilerin kimlik tespitlerinin yapılmasına, şüpheli olabilecek işlemlerin Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, belirli durumlarda periyodik olarak bilgi verilmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır. İlgili kişilerin bilgi vermemeleri veya eksik vermeleri durumunda uygulanacak yaptırımlar belirlenmiş olup belirli hallerde suç gelirlerine el konulmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Dileriz yürürlükte olan ve yapılacak olan düzenlemelerin etkisiyle tedavülde kara ve gri para dolaşımı ortadan kalkar.
DİPNOTLAR
[1] Pek çoğumuz Al Capone’yi “Her akşam yatmadan önce Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim.“ sözü ile bilmekteyiz.
[2] Mallar, hizmetler, kişiler ve sermayenin ülkeler arasında serbest dolaşımını engelleyici nitelik taşıyan ve rekabeti olumsuz yönde etkileyen ulusal kısıtlamaların kaldırılmasıdır
[3] MASAK Kara Para Aklama Yöntemleri
26.03.2008
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.