Türkiye’de pandemi ile birlikte e-ticaret sektöründe ve toplumsal ilişkilerde yaşanan dönüşümler yalnızca ticaret sektörünü etkilemekle kalmamış aynı zamanda tüketim mallarının dağıtımında rol alan posta ve kurye hizmetlerinde dönüşüme neden olmuştur. Küreselleşme sürecinde coğrafi birimleri birbirine bağlayan küresel tedarik zincirleri, ulaştırma ve lojistik sektörüne olan gereksinimi daha da artmış, bununla birlikte ulaştırmanın alt sektörü olan kurye hizmetlerinin önem kazanmasına yol açmıştır. Bunun sonucu olarak çokuluslu şirketlerin kurye hizmetlerine olan yatırımlarını arttırması ve dünya devi şirketleri ortaya çıkarmıştır.
Diğer yandan Türkiye’de ulusal ölçekte faaliyet gösteren kargo şirketleri de çokuluslu nitelik kazanmaya başlamış, yaşanan gelişmeler, bu sektördeki istihdam ilişkileri üzerinde etkili olmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak işletmelerin emek talebi artmış ve bu talep özellikle ucuz işgücü bulma biçiminde karşımıza çıkmıştır. Emek maliyetlerini ucuzlatma arayışı içinde olan işverenler çare olarak, yeni bir model olan “esnaf kurye” modelini hayata geçirmeye başlamışlardır.
Türkiye’de günümüzde yaklaşık 200 bini aşkın motorlu kurye bulunurken, şirketlerin uyguladığı esnaf kurye modeli ile bunların küçük bir bölümü e-ticaret firmalarının kendi çalışanı olarak görev yaparken geri kalanı, kendi şahıs şirketini kurarak “esnaf kurye” adı altında, hizmet verdikleri şirketle iş ortaklığı sözleşmesi imzalayarak taşıdığı kargo sayısı kadar ücret aldıkları gözlemlenmektedir.
Türkiye’de son tespit edilen rakamlara göre, 2020/Mart döneminden 2021/Mart dönemi arasında motorlu kuryeler yaklaşık 63 bin kazaya karışmış, çoğu Bağ-Kur’lu olduğu ve SGK primlerini yatırmadıkları için sağlık hizmetlerinden faydalanmadıkları görülmektedir.
Mevcut “esnaf kurye” sistemi, şirketlerin çalışanlara karşı sorumluluğunu ortadan kaldırdığı belirtilse de, uzun vadede açılacak davalarla yargıda/mahkemelerde bazı sorunları beraberinde getireceğini rahatlıkla belirtebiliriz.
Uygulanmakta olan bu “Esnaf Kurye” modelinin yürürlükteki iş mevzuatına göre sakıncaları söz konudur. Bu yazımızda bu sakıncaları ve çözüm önerilerimizi dile getirmeye çalışacağız.
Asıl işi kargo hizmetleri olan şirketler, internet üzerinden alışveriş olanağı sunan platformlar, yemek ve gıda benzeri satış hizmeti sunan işletmelerin birçoğu dağıtım işlerini dışsallaştırmanın formülü olarak “esnaf kurye” modelini kullanabiliyorlar. Söz konusu model, ilgili işlerde işçi istihdam etmek yerine, dağıtım hizmeti yerine getirmek üzere şahıs şirketi kuran kuryelerden hizmet alıyor. Şirketler bu model sayesinde geleneksel işçi-işveren ilişkilerinin ötesine geçerek emek maliyetlerini azaltabiliyorlar.
Bu sistem içerisinde kuryeler, şahıs şirketi kurarak kendi araçlarıyla ana şirket adına dağıtım yapıyorlar. Ana şirketler, emek taleplerini “kendi işinin patronu ol” vaadi altında açtıkları ilanlar aracılığıyla karşılıyorlar. Oysa söz konusu çalışma ilişkileri içerisinde olan bu tür kuryeler çalışma saatleri, elde ettikleri gelir, iş güvencesi ve sair tüm konularda tam bir bağımlılık içerisinde yer alıyorlar. Avrupa ülkelerinde, ABD ve Kanada gibi ülkelerde de kullanılan bu istihdam biçimi “sahte kendi hesabına çalışma” olarak tanımlanıyor. Zira çalışanlar iş sözleşmesinin ana unsurları olan bağımlılık, işverenin emir ve talimatlarına uyma, iş görme ve bu işin karşılığında ücret alma unsurlarının tamamını üzerinde taşıyorlar.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 8. Maddesine göre iş sözleşmesi; bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 393. Maddesine göre ise, işçinin işverene bağımlı olarak belirli süreyle veya belirsiz süreyle iş görmeyi, işverenin de işçiye zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmeyi hizmet sözleşmesi olarak tanımlanmaktadır.
Türk Borçlar Kanununda yer alan hizmet sözleşmeleri, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kalan işçileri kapsamaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 2. Maddesinde yer alan düzenlemede işçi; “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır.
Hukuki statü açısından kendi hesabına çalışan gibi görünen kuryeler, gerçekte tam anlamıyla işçi niteliğini taşımaktadırlar. Buna benzer ihtilaflı konularda mağdur olanların ileride açacakları davalarda, mahkemenin ilk bakacağı kriterlerin başında esnaf kuryecilerin işyerine/işverene “bağlılığının olup olmaması” kriteridir.
Kendilerine sunulan “kendi işinin patronu ol” sloganı ise sınıfsal yabancılaşmanın bir boyutunu oluşturuyorlar. Emek gücünü satarak geçimini sağlamaktan başka çaresi olmayan, başka bir geçim kaynağı olmayan bu grup özünde işveren (Bağ-Kur’lu) değil de işçi statüsünde olması gerektiği değerlendirilmektedir.
Hukuki açıdan kendi hesabına çalışan olarak tanımlanan bu kesim, sosyal güvenlik açısından kendi hesabına çalışanlar gibi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/1-b maddesi kapsamında olup, 5510 sayılı Kanun öncesinde Bağ-Kur olarak tanımlanan çalışanlar (işveren/patron) olarak yer almaktadırlar.
Esnaf Kuryeler de kendi nam ve hesabına çalışan olarak kanun kapsamında yer almaları nedeniyle sosyal riskler karşısında işçilerin sahip olduğu olanaklara erişmekten yoksun kaldıklarını belirtebiliriz.
Şöyle ki;
a)-Her şeyden önce sağlık hakkına erişim açısından sorun yaşıyorlar.
İşçi statüsünde istihdam edilen kuryeler kanunun 4/1-a maddesi kapsamında işlem gördükleri için genel sağlık sigortası hükümlerinden koşulsuz bir biçimde faydalanabiliyorken, “Esnaf Kuryeler” kanunun 4/1-b maddesi kapsamında işlem gördükleri için genel sağlık sigortası hizmetlerinden prim borçları olmaması karşılığında yararlanabiliyor. Yapılan bir araştırmada, kuryelerin büyük çoğunluğunun prim borçları nedeniyle sağlık hizmetlerine erişemediği tespit edilmiştir.
b)-Esnaf kurye modeli altında çalışanların yaşadıkları sorunlardan bir diğeri de işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında görülmektedir. Kendi nam ve hesabına çalışanlar 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yer almadıkları için esnaf kuryeler sağlık ve güvenlik açısından da korumasız kalıyorlar.
c)-İş hukuku kapsamında işçi statüsünde sayılmamak esnaf kuryelerin çalışma koşullarına olumsuz etkide bulunuyor. Örneğin fazla çalışma ücreti, dinlenme hakkı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığında ödenmesi gereken zamlı ücret gibi birçok haktan mahrum kalıyorlar.
d)-Esnaf kuryeler, bağımlılık unsuruna sahip olmalarına rağmen işçi sayılmadıkları için örgütlenme hakkına da erişemiyorlar.
1- Türkiye’de de yaygın olarak kullanılan esnaf kurye modelinde istihdam edilenlerin işçi statüsünde sayılması gerektiği düşünülmektedir. Şirketlerin işyerlerinde sağlık ve güvenlik konusunda tüm çalışanlara karşı eşit bir biçimde sorumlu olması gerekmektedir. Kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden korunması hedeflenmelidir.
2-İstihdam statülerinde muvazaalı yollara başvurulmamalıdır. Esnaf Kuryelerin ücretli izin, saatlik ücret alma ve sosyal güvenlik haklarından yararlanma gibi işçiliğe bağlı birçok hakka erişimini sağlamalıdır. Şirketler için üretim ve dağıtım yapan tüm çalışanlar işçi statüsünde sayılmalı, ileride doğabilecek mağduriyetlerin giderilmesi ve çalışma barışının sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, yasal düzenlemelerin buna uygun olarak güncellenmesi sağlanmalıdır.
3-İşçiler, sosyal koruma açısından güvence altına alınmalıdır. Uzun vadeli ve kısa vadeli sigorta açısından herhangi bir mağduriyete yol açılmayacak şekilde uygulamalar hayata geçirilmelidir.
4-Şirketlerin “esnaf kurye” olarak çalıştırdıkları kişiler adına tahakkuk eden vergilerin hizmet verdikleri şirketlerce ödemesi sağlanmalıdır.
KAYNAKÇA:
10.02.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.