Asgari ücretle çalışan işçi günlük ücretli mi, yoksa aylık ücretli midir? Bu durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Esas itibariyle asgari ücretle çalışan işçi günlük ücretle çalışmaktadır.
Maktu (aylık ücretli) ücret ise, genelde beyaz yakalılar, mühendisler ve üst düzey yöneticiler için kullanılmaktadır. Maktu (aylık ücretli) ücretle çalışan işçinin iş sözleşmesine göre, ay içinde eksik gün çalışıp çalışmadığına veya ayın 28, 29, 31 gün çekip çekmediğine bakılmaksızın ücretinin 30 gün üzerinden ödenmesi söz konusudur.
Makalemizde bu konuyu ve sonuçlarını irdelemeye çalışacağız.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. Maddesinde ücret; bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödeneceği belirtilmiştir. Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamayacağı belirtilmektedir.
1-Saatlik Ücret ve Günlük Ücret
Çalışma ücreti saatlik olarak belirlenen işçinin saat ücretinin 7.5 saatle çarpılması sonucu günlük ücreti, 30 çeken aylarda günlük çalışma saati olan 7.5 saatin 30 günle çarpılması sonucu 30 günlük, 31 çeken aylarda günlük çalışma saati olan 7.5 saatin 31 günle çarpılması sonucu 31 günlük ücreti ortaya çıkmaktadır.
Çalışma ücreti günlük olarak belirlenen işçinin günlük ücretinin ilgili ayın kaç gün çektiğine bağlı olarak o aydaki gün sayısıyla çarpılması sonucu aylık ücreti hesaplanmaktadır.
Saatlik veya günlük ücret sisteminde esas olan işçinin ücretini saatlik veya günlük olarak ayda bir almasıdır. Şu kadarki, saatlik ve günlük ücret, cari asgari ücretin 1 günlük veya 1 saatlik tutarından daha az olması mümkün değildir. Bu durumu örneklendirmek gerekirse; 01.01.2021-31.12.2021 tarihleri arasında geçerli olan brüt ayık 3.577,50 TL’lik asgari ücrete göre işçinin saat ücretinin 3.577,50 / 225 = 15,89 TL’dan, günlük ücretinin de 3.577,50 / 30 = 119,25 TL.’dan az olması söz konusu değildir. İşçinin saat ücretinin brüt 15,89 TL.’dan, günlük ücretinin de 119,25 TL.’dan aşağı olmamak üzere serbestçe belirlenebilmesi mümkün bulunmaktadır.
Asgari ücretle çalışan işçinin aylık ücretle değil, esasen günlük ücretle çalıştığı ve ayın, 28, 29, 30 veya 31 gün çekmesine göre alacağı aylık ücretin farklı olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Aksi takdirde, asgari ücretle çalışan işçinin ücretinin günlük olarak hesaplanıp ödenmemesi sonucu 1 yıl içinde kendisine 30 gün karşılığı 360 gün üzerinden ücret ödemesi yapıldığından bu işçinin 365-360= 5 gün, cari asgari ücrete göre toplamda 119,25 x 5 = 596,25 TL. eksik ücret ödenmesi söz konusu olmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince aylık çalışma/prim gün sayısı 30 gün olarak dikkate alındığından, günlük ücretle çalışan işçinin 31 çeken aylardaki günlük kazancının 31’le çarpılması sonucu bulunan tutar (31 x 119,25 = 3.696,75 TL) sigortalının prime esas aylık kazancını, bu tutarın 30’a bölünmesi suretiyle bulunacak tutar (3.696,75 TL / 30 = 123,23 TL) ise sigortalının prime esas günlük kazancını ortaya çıkartmaktadır.
Keza, günlük ücretle çalışan işçinin 28 çeken aydaki prime esas aylık kazancı; günlük ücretinin 28’le çarpılması sonucu bulunan tutar olup, bu kişinin prime esas günlük kazancı ise; prime esas aylık kazancın 30’a bölünmesi suretiyle bulunan tutar olarak görülmektedir.
Günlük ücretle çalışan işçinin, hastalığından ötürü rapor vermeye yetkili hekim tarafından verilen rapordan/sıhhi izinden dolayı çalışamayan işçinin çalışamadığı günlere ait ücreti (işçinin çalışmaması nedeniyle) işverence ödenmeyecek, işçinin hastalandığı (iş göremezliğin başladığı) tarihten önceki 1 (bir) yıl içinde 90 gün sigortalılığı olması durumunda, raporunun/sıhhi izninin 2 günden sonrası için günlük prime esas kazancının 2/3’ü oranında her bir rapor günü için Sosyal Güvenlik Kurumu’nca işçiye geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir. Dolayısıyla günlük ücretle çalışan işçiye işverenlikçe çalıştığı gün kadar ücret ödenecek, hastalığından ötürü raporlu olduğu günler için herhangi bir ücret ödenmeyecektir.
2-Maktu (Aylık Ücretli) Ücret
Bu ücret sistemi; genelde beyaz yakalılar, mühendisler ve üst düzey yöneticiler için kullanılmaktadır. Ancak, bana göre yanlış olan ve çalışma hayatında asgari ücretle çalışan işçiler için de maktu (aylık ücretli) ücret sisteminin uygulanıyor olmasıdır. Asgari ücretle çalışan işçiye aylık (maktu) ücret sisteminin uygulanması çalışma hayatında sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Maktu (aylık ücretli) ücretle çalışan işçinin iş sözleşmesine göre, ay içinde eksik gün çalışıp çalışmadığına veya ayın 28, 29, 31 gün çekip çekmediğine bakılmaksızın ücretinin 30 gün üzerinden ödenmesi söz konusudur. Dolayısıyla ay içinde çeşitli nedenlerle işçinin çalışmadığı günler dikkate alınmaksızın, ücreti tam olarak ödenmektedir.
4857 sayılı Kanunun “Geçici İş Göremezlik” başlıklı 48’inci maddesinin ikinci fıkrasında; hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edileceği belirtilmektedir.
Bu ifadeden hareketle,
-Aylık ücretli işçilerin ücretlerinin ay bazında tam olarak ödeneceği,
-Hastalık nedeniyle çalışılmayan günlerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca işçiye ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenecek ücretten mahsup edilerek kalan kısmının ödeneceği,
-Geçici iş göremezlik ödeneği alınmayan ilk 2 günün ücretinin de işverenlikçe ödeneceği,
Böylece, işçinin hastalandığı ayda Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı geçici iş göremezlik ödeneği ile işverenden aldığı ücretin; işçinin diğer aylarda aldığı ücretine eşitlenerek ödeneceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, asgari ücretle çalışan işçiler için yapılan aylık (maktu) ücret uygulamasında; ay içindeki takvim gün sayısının 31 gün veya 28 ya da 29 gün olup olmadığına bakılmaksızın işçinin ücreti her ay sürekli 30 gün üzerinden ücretlendirilmektedir. Bu durumda asgari ücretlinin yıl bazında 5 günlük ücret kaybı söz konudur. Şöyle ki; bir yıl 365 gün olmasına rağmen işçiye bir yılda 12 ay x 30 gün =360 günlük ücret ödenmekte olup 365-360 = 5 günlük ücret kaybına neden olmaktadır.
5510 sayılı kanun gereğince; ay/dönem içindeki çalışmaları tam olan sigortalıların prim ödeme gün sayıları, ay/dönemin kaç gün olduğuna bakılmaksızın (ay/dönemin 28, 29, 30 veya 31 gün çektiği üzerinde durulmaksızın) 30 gün olarak sisteme girilmesi gerekmektedir. Ancak bu durum, bazı sorunları da beraberinde getirmektedir.
Örneğin, Şubat ayının 28 çektiği kabul edildiğinde, günlük ücret ödeme sistemini benimseyen bir işyerinde, Şubat ayında kesintisiz bir şekilde çalışan sigortalının prim günü 30 gün olarak gösterilmekte, buna rağmen, hastalık sebebiyle iki gün rapor alarak işe devamsızlık gösteren bir işçinin sigortalılığı ise 28-2=26 gün üzerinden bildirilmektedir. Dolayısıyla, kesintisiz bir biçimde çalışan işçiyle rapor alan işçi arasındaki fark iki günden dört güne çıkmaktadır.
Yine, 31 çeken ayda, bir gün işe devamsızlık yapan işçinin sigorta prim bildirimi, işe devamsızlığına rağmen 30 gün üzerinden yapılmakta; 30 gün çeken ayda bir gün işe devamsızlık yapan işçinin sigortalılığı ise 29 gün üzerinden bildirilmektedir.
Eşitlik ve adalet ilkeleriyle bağdaşmadığına inandığım bu örneklerin daha da çoğaltılabileceği kanaatindeyim.
Çalışma ücreti günlük olarak belirlenen işçinin günlük ücretinin ilgili ayın kaç gün çektiğine bağlı olarak o aydaki gün sayısıyla çarpılması sonucu aylık ücreti hesaplanmaktadır. Asgari ücretle çalışan işçinin aylık ücretle değil, esasen günlük ücretle çalıştığı ve ayın, 28, 29, 30 veya 31 gün çekmesine göre alacağı aylık ücretin farklı olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Maktu (aylık ücretli) ücret, genelde beyaz yakalılar, mühendisler ve üst düzey yöneticiler için kullanılmaktadır. Maktu (aylık ücretli) ücretle çalışan işçinin iş sözleşmesine göre, ay içinde eksik gün çalışıp çalışmadığına veya ayın 28, 29, 31 gün çekip çekmediğine bakılmaksızın ücretinin 30 gün üzerinden ödenmesi söz konusudur.
Sonuç olarak, her iki sistemin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Önemli olan nokta şudur; tercih edilen sistemin mevzuata uygun olarak muhasebeleştirilmesi ve işçilik kayıtları arasında gerekli uyumun sağlanmasıdır.
Önerim şudur ki; SGK’ da uzun süreden beridir uygulanan ve aylık sigortalı gün sayısının her hâlükârda 30 gün olması gerektiği şeklindeki uygulamadan vazgeçilmelidir. İşçinin/çalışanın fiilen çalıştığı gün kadar (28, 29, 30 veya 31 gün) sigortalı gün sayısının kayıt ve belgelere olduğu gibi yansıtılması gerekmektedir.
Böylece; hem çalışanın bir yılda toplam 5 günlük sigortalı gün kaybı engellenmiş olur, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belki de prim tahsilatı artmış olur.
KAYNAKÇA :
11.10.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.