ÖZ: Müstahsil makbuzları 213 sayılı VUK’a göre gerçek usule tabi bulunmayan çiftçilerden satın aldıkları zirai mahsuller için tanzim edilen ve fatura yerine geçen bir belgedir. Müstahsil makbuzları 213 sayılı VUK md. 235 hükmü gereğince düzenlenen makbuz olduğundan dolayı tüccarlar tarafından köylüden veya müstahsilden zirai ürün alımı sırasında ödeme yaparken 2 nüsha müstahsil makbuzu düzenlemek ve bunlardan bir nüshasını da imzalayarak satıcı çiftçiye vermeye ve bir nüshasını da çiftçiye imzalattırmak zorundadır. Zirai ürünü alan tüccar yerine veya çiftçi adına bir adamı veya personeli veya aracı tarafından alınması durumunda müstahsil makbuzu bunlar tarafından düzenlenerek imza edilir.
Çiftçiden avans üzerine yapılan alımlarda, müstahsil makbuzu malın teslimi esnasında 2 nüsha tanzim edilir. Çiftçinin sosyal güvenlik kaydı yoksa ayrıca SGK prim kesintisi de makbuz üzerinde yapılır.
Müstahsil makbuzlarının tüccarlar tarafından amaç dışında düzenlenmemesi esastır. Yine aynı şekilde müstahsil makbuzlarının amaç dışında mahiyeti itibariyle veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olarak düzenlenmemesi gerekecektir.
Anahtar Kelimeler: Müstahsil makbuzu, 213 sayılı VUK, 193 sayılı GVK, KDV, tüccar, müstahsil, zirai ürün, stopaj, SGK kesintisi, …
Ülkemizde toplumun önemli bir kısmının kırsal alanda yaşaması nedeniyle iktisadi olarak elde ettiği gelirler zirai faaliyetlerden oluşmaktadır. Zirai faaliyetler yoluyla elde edilen gelirler GVK hükümlerine göre gerçek usulde vergilendirme ve stopaj yoluyla vergilendirme biçiminde olmaktadır. Stopaj yönteminin yaygın bir yöntem olması nedeniyle deftere tabii olmayan mükelleflerin teslimlerinde sorunlar yaşanmaktadır. Bu bakımdan söz konusu teslimlerde düzenlenecek belgeler ve sorumlulukların tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışma ile stopaj yoluyla vergilendirmede düzenlenecek belgeler ve sorumlulukların tespiti yapılacak, uygulamaya ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.
213 sayılı VUK’nun 235. md. hükmüne göre 1. ve 2. sınıf tüccarlar ile defter tutmak zorunda olan çiftçiler, gerçek usulde vergiye tabii olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri esnada iki nüsha müstahsil makbuzu düzenlemek ve bunlardan birini imzalayarak satıcı çiftçiye vermek ve diğer nüshasını ona imzalattırarak geri almak zorundadır.[1]
Mal, tüccar veya çiftçi namına hareket eden bir adamı veya bir aracı tarafından alındığı takdirde, makbuz bunlar tarafından düzenlenecek ve imza edilecektir. Çiftçiden avans şeklinde yapılan tarımsal ürün alımlarında, müstahsil makbuzu malın bilahare teslimi sırasında düzenlenecektir. Avans suretiyle mal alımı sırasında müstahsil makbuzu düzenlenmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.
Müstahsil makbuzunda şekil şartları açısından aşağıdaki bilgilerin bulunması gerekmektedir. Bunlar;
Müstahsil makbuzları ve yapılan işlemler KDV’ye tabi olmamaktadır.
Öte yandan, uygulamada mükelleflerin gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedellerinin ödenmesini 320 sıra no.lu VUK. Genel Tebliği gereğince banka, özel finans kurumları veya Türkiye Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması uygulamasından kaçınmak için parçalara bölmek suretiyle ödedikleri izlenimi düzenledikleri müstahsil makbuzlarından edinilmiştir. Örneğin; Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiden alınan ürün karşılığı 20.000 YTL’lik bir ödeme için aile fertleri veya uydurma kişiler adına 3 ayrı müstahsil makbuzu düzenlenmekte bu suretle ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu gerektirmeyecek miktarlara yaymaktadır. [2]
GVK’nun 94. maddesinin 4108 sayılı kanunla değişik 11 nolu bendine göre, çiftçilerden satın alınan zirai ürün ve hizmetleri karşılığında yapılan ödemelerden zirai ürünlerin değerleri üzerinden GVK’na göre stopaj yapılması gerekmektedir. Buna göre;
Konuyla ilgili üzerinde önemle durulması gereken iki hususa daha değinmekte yarar olacaktır. Bunlardan birisi vergi kesintisinin zamanı, diğer ise zirai ürün alış bedellerine mahsuben yapılan avans ödemeleridir. Alivre satışlarda çiftçiye yapılan avans ödemelerinde de zirai stopaj söz konusu olacaktır.
Zirai ürün alış bedelleri üzerinden stopajın ne zaman yapılacağı konusu kanuni düzenleme itibariyle GVK’nun 96. maddesinin 2. fıkra hükmüne göre belirlenmesi gerekmektedir. Anılan hükümde stopajın nakden veya hesaben ödenmesi sırasında yapılacağı ifade edilmektedir. Bazen zirai ürünün vadeli olarak alınması durumunda peşin ödeme yapılmadığı için, satıcı tahakkuk esasında alacaklandırılacaktır. Bu durumda da GVK md. 96 hükmüne göre hesaben ödemenin gerçekleşmiş olacağı kabul edilecektir.
Zirai ürün alış bedeline mahsuben yapılan avans ödemelerinin kesintiye tabi tutulması mümkün bulunmaktadır.. GVK’nun 94/11 md. hükmünde stopaj zirai ürün alışına sıkı sıkıya bağlı olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla stopaj mükellefiyetinin doğması için her şeyden önce mübayaa (satın almanın)nın tekemmül etmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu yönü ile zirai ürün satın almaları için verilecek olan avanslar işletmeye bağlı hizmet erbabına veya GVK 42. madde kapsamındaki inşaat onarım işleri müteahhitlerine veya serbest meslek erbabına yapılan avans ödemelerine göre farklı nitelik taşımaktadır.
Çiftçiler tarafından, zeytinden yağ çıkarılmasına ait bedelin fabrikalara, çiftçiler tarafından hak bedeli ayın olarak ödenmesi durumunda fabrikalar tarafından çiftçilere bir hizmet ifası; çiftçiler tarafından da fabrikalara zirai ürün tesliminde zirai gelir vergisi tevkifatı yapması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, çiftçi fabrikaya hizmetin bedeli (hak) olarak gelir vergisi tevkifatı kapsamına giren zirai ürün tesliminde bulunmaktadır. Bu nedenle, ürünün bu şekilde tesliminde de gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekmektedir. [3] Bu gibi durumlarda müstahsile tasiriye faturası düzenlenerek bu fatura üzerinde gerekli zirai stopaj yapılacaktır. Tasiriye faturasında yer alması gereken bilgiler kısaca şöyledir:
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklamalar doğrultusunda , müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, vergi dairesine kayıtlı gerçek ve tüzel kişilerce zeytin sıkma tesislerinde üreticiden teslim alınan zeytinin sıkma bedeli karşılığında düzenlenen yasal evraktır. Belgede üreticinin adı soyadı, açık adresi zeytinin miktarı, cinsi ve elde edilen yağ miktarı bulunur. Ayrıca, ürünü getiren müstahsilin TC bilgileri de yer almalıdır.
Uygulamada “tasiriye faturası” zeytinyağı sıkma tesisleri tarafından düzenlenmesi zorunlu bir fatura olup, sıklıkla kullanılmadığı görülmektedir. Bu faturaların düzenlenmemesi halinde ilgili tesise özel usulsüzlük cezası kesilir. 2019 yılı için düzenlenmeyen fatura için her bir belge nevi baz alınarak 290,00 TL’den az, bir takvim yılı içerisinde toplam olarak ise; 148.000,00 TL’den fazla olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın %10’u kadar özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
Yüksek mahkeme Danıştay kendisine yansıyan bir olayda davacı şirketin, zirai ürün alımlarını …….. tarafından düzenlenen faturalarla belgelendirdiğinin tespit edilmesi üzerine, bu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, şirket ortaklarının işyeri ve ikametgah adreslerinin bulunmadığı, alımlarını paravan şirketlerin yaptığının saptandığı belirtilerek, düzenlediği faturaların gerçek emtia teslimine dayanmadığı, öte yandan bu faturaların borsa tescil kayıtlarının da sahte olduğu kabul edilerek VUK md. 11 hükmüne göre davacı şirketin (stopaj) gelir vergisinden sorumlu tutulacağından hareketle adlarına yapılan cezalı tarhiyat isabetli olmadığı gerekçesiyle terkin edilmiştir. [4]
Maliye Bakanlığı VUK’nun 11. maddesindeki müteselsil sorumluluk çerçevesinde ve hükmün verdiği vergi kesintisinin yapılacağı aşamayı değiştirme yetkisine dayanarak, tüccarlar ve hatta kurumlar vergisi mükellefi durumundaki kuruluşlardan alınan zirai ürünler için de stopaj mükellefiyeti getirmiştir. Böylelikle yapılacak olan stopaj destekleme alımı yapacak kamu kurum ve kuruluşları açısından da zorunluluk arz etmektedir. Bunun haricindeki kişi ve kuruluşlar için de, VUK’nun 11. maddesi kapsamındaki sorumluluktan çıkmanın alternatif şeklinde tarafların ihtiyarına bağlı olarak getirilmiştir.
GVK Genel Tebliği 153 hükümlerine göre ve en son 164 nolu Genel Tebliğ hükümlerine göre gerekli düzenlemeler tamamlanmış bulunmaktadır. Diğer taraftan yine, GVK GT Seri No:175-185 seri nolu genel tebliğler ise ticaret borsalarında yapılan alımlar için ürünlerle ilgili “indirimli” stopaj oranlarını düzenlemektedir. [5] bilindiği gibi, çiftçilerden satın alınan tarımsal mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için tevkifat oranı %2’dir. Bu işlem borsadan tescil ettirilerek satışın gerçekleştirilmesi halinde tevkifat oranı %1 olacaktır. Öte yandan, diğer tarımsal mahsuller için ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan zirai mahsuller için tevkifat oranı %2’dir. Eğer satış işlemi borsa dışında gerçekleşmiş ise bu durumda tevkifat oranı %4 olacaktır.
Alivre satışlarında (tarlada ürün haline gelmeden satış) ürünlerin borsaya tescilinde tevkifat yapılması söz konusu olacaktır. Ancak bu konuda düzenlenecek yazılı bir sözleşme ile bu durumun belgelendirilmesi gerekmektedir. [6]
Bilindiği gibi, müstahsil makbuzları 213 sayılı VUK’a göre düzenlenen kıymetli evrak niteliğinde bir belgedir. VUK hükümlerine göre düzenlenen ve anlaşmalı matbaalarda veya noterde tasdiki zorunlu bir belgedir. Müstahsil makbuzları yukarıda belirtildiği üzere toplam 2 nüsha olarak düzenlenir. Esasen bazı tüccarlar müstahsil makbuzlarını 3 nüsha olarak da anlaşmalı matbaalardan bastırabilirler. Aynı işlem noterden de 3 nüsha olarak tasdik ettirilebilir.
Öte yandan, çiftçiden zirai ürün alım esnasında müstahsil makbuzunun üzerinde çiftçinin sosyal güvenlik kurumuna kaydı bulunmuyorsa ürün bedeli üzerinden %1 sosyal güvenlik primine mahsuben kesinti uygulanır.[7] Ürünü satan çiftçinin sosyal güvenlik kaydı var ise, bu kesinti yapılmaz. Bunun için çiftçinin sosyal güvenlik kaydının olduğunu tüccara ibraz edeceği belge ile ispat etmesi zorunludur. Aksi takdirde tüccar tarafından müstahsil makbuzlarında SGK kesintisi yapılır. Tüccar bu kesintiyi müteakip ay bir form ile çiftçinin ikametgahının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik merkezine yatırır.
Diğer yandan, tüccar üreticiden aldığı zirai ürünlerle ilgili ayrıntılı bilgileri ve yapmış olduğu zirai stopajları muhtasar beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine ertesi ay ve aylık muhtasar beyanname ile düzenli olarak beyan etmek ve ödemek zorundadır. Müstahsilden zirai ürün alan tüccarların vereceği muhtasar beyannameler 3 aylık sisteme tabi değildir. Bu nedenle, müstahsilden zirai ürün alan ve bunun üzerinden zirai stopaj yapan tüccarlar aylık muhtasar rejimine göre muhtasar beyannamelerini vermek ve ödemeleri de buna göre yapmak zorundadırlar.
Tarımsal ürünlerden yapılması zorunlu sosyal güvenlik prim kesintileri ile ilgili aşağıdaki kurallara uyulması zorunludur:
Ülkemizde zirai kazançların vergilendirilmesi zaman zaman problemlere neden olmaktadır. Vergi kanunlarında yapılan çok sık değişiklikler sonucunda zirai kazançların vergilendirilmesi geçmiş dönemlerde pek çok ihtilaflara neden olmuştur. Günümüzde zirai kazançların vergilendirilmesi geçmişe göre nispeten istikrar kazanmış bir gelişme göstermiştir. Uygulama genelde stopaja dayalı bir vergileme şeklindedir. Zirai kazançlarda gerçek usulde vergilendirilen mükellef sayısı oldukça sınırlıdır. Stopaj yöntemiyle vergileme borsa içi ve borsa dışında oldukça geniş bir uyulama alanı bulmuştur. Stopaj yönteminin etkin bir biçimde uygulanmasında belediye sınırları içerisinde yer alan sebze, meyve, balık ve canlı hayvan hallerinin etkin bir biçimde çalışması gerekmektedir.
[1] ÖZBALCI Yılmaz, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Mali Hukuk Bürosu Yayınları, Ankara, Nisan, 2006, s.564
[2] Aynı görüş için bkz. BİRBİR Barış, “Müstahsil Makbuzu ve Gelir Vergisi Tevkifatı”, Vergi Müfettişi, Düzce Defterdarlığı, www.mustafagulsen.com
[3] KIZILOT Şükrü, KDV Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Ankara 1996, s.250
[4] Danıştay 3. Dairesince verilen 27/05/2003 gün ve E:2000/4261-K2003/3320 sayılı kararlarında; “Vergi tekniği raporu ile düzenlediği faturaların gerçek emtia teslimine dayanmadığı belirlenen şirketten aldığı faturalarla zirai ürün alımlarını belgeleyen, bu nedenle VUK’nun 11. maddesine göre gelir (stopaj) vergisinden sorumlu tutulan davacı şirketin, ödemeleri banka vasıtası ve tediye makbuzları ile ödendiğinin, sevk irsaliyelerinin denetim elemanlarının imza ve kaşeleriyle onandığının anlaşılması nedeniyle fatura tutarları esas alınarak yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı” şeklinde karar vermiştir. (Bu karar için bkz. Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler (muktezalar), Yaklaşım Yayınları, Ankara 2005, s.670).
[5] Bu tevkifat oranları GVK md. 94/11 uyarınca; Ziari Mahsul ve hizmet alımlarında:
[6] Bkz. bu konuda GVK, 185 Seri Nolu Genel Tebliğinde ticaret borsasında alivre tescillerinde, ayrı bir tescil beyannamesi düzenlenecek ve işlem bu beyanname ile tescil ettirilecektir.
[7] Bu oran 1.1.2014 tarihinden itibaren %2’ye çıkarılmıştır.
28.05.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.