Nakit KDV İadesi Alacağının Tamamının Üçüncü Kişilere Nakten Ödemesinin Talep Edilmesi Veya Mahsup Sonrası Artan Nakit KDV Alacağının Üçüncü Şahısların Vergi Borçlarına Mahsubunda Noterden Temlikname Aranması Şartı Ve Yeminli Mali Müşavirlerin Ve Serbest Mali Müşavirlerin Alacaklarının Bu Yolla Vergi Borçlarına Mahsubunda Temlikname Sorunu.
KDV iadesi alacaklarının veya mahsup sonrası artan nakit KDV iadesi alacağının alacaklı sahibinin borçlu olduğu kişilere (alacak nakit olarak alınabilir hale geldiğinde) deviri (temliki) Maliye Bakanlığının uygulamaya koyduğu KDV genel tebliğleri , özelgeler ve uygulama tamimleriyle mümkündür.
84 seri numaralı KDV tebliğin,
1.1.4. Mahsup Sonrası Alacağın Nakden İadesi
İade hakkı sahipleri, iade alacaklarının yukarıda belirtilen şekillerde mahsubundan sonra kalan kısmının kendilerine, ortaklarına veya mal ya da hizmet satın aldıkları kişilere nakden iadesini talep ederlerse 84 numaralı Tebliğin (I/1.2.), (I/1.3.) ve (I/2.) bölümlerindeki açıklamalara göre işlem yapılır. Bu şekilde yapılacak iadede, mahsup yoluyla iade edilen kısım 84 seri numaralı tebliğin (I/1.2.) bölümündeki sınırın hesaplanmasında dikkate alınmaz. İade alacağının tamamının üçüncü kişilere nakden ödenmesinin talep edilmesi halinde de aynı hükümler uygulanır.
Mahsup sonrası alacağın, üçüncü kişilere nakden iadesinin talep edilmesi halinde, alacağın temlikine ilişkin bu talebin yazılı şekilde yapılması ve yazıda alacağın açık bir şekilde kime temlik edildiğinin belirtilmesi gerekmektedirifadesine yer verilmiştir.
Gelir idaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının KDV-2009/180 Uygulama tamimi ile “indirimli orana tabi işlemler nedeniyle doğan yıllık nakden iade edilebilir aşamaya gelmiş,KDV iade alacağının 3.kişilerin vergi borçlarına mahsuben talep edilmesi halinde indirimli orana tabi işlemi yapan mükellefin muaccel hale gelmiş vergi borcu bulunmaması şartıyla ,noterden düzenlenecek temlikname” ile temlik edilmek suretiyle mahsup işleminin yerine getirilmesi mümkün olacaktır. denilmektedir.
Yine 14.04.2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 117 seri numaralı KDV tebliği ile uygulamaya konulan Tam ve Kısmitevkifat işlemleri ile ilgili nakit KDV iadesi alacaklarının üçüncü kişilere nakden ödenmesinin talep edilmesi veya mahsup sonrası artan KDV iadesi alacaklarının üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsup edilmesinde “alacağın açıkça kime temlik edildiğinin içeren noter tarafından onaylanmış alacağın temliki sözleşmesiyle yapılması ön görülmüştür.
Vergi mevzuatımızda KDV alacağının üçüncü şahsılara temliki (alacağın devri) hususunda her hangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Maliye Bakanlığı , KDV Kanunun 29 ve 32 maddelerinde mahsup işlemlerinde usul ve esasları belirleme yetkisi almıştır.Buna karşın Maliye Bakanlığı iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarını korumak adına tebliğler, özelgeler ve tamimlerle Borçlar Kanunda açıklanan alacağın temliki müessesinden hareketle temlik konusunu vergi mevzuatına taşımıştır.(BKZ.818 sayılı Borçlar Kanunun 162-172) 6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu 183-184 maddeleri)
Borçlar Kanununda alacağın temliki sözleşmesinin yazılı olması gerektiği fakat, noterden düzenlenmesine gerek olmadığı bilinmektedir(6098 sayılı B.K. Madde 184 )
Bir anlaşmanını noterden yapılması sadece imzaların noter huzurunda atıldığının ispatına yarayan bir uygulamadır.
Büyük ticari işlemlere dayanan alacaklar ile borçlunun ileri de mirasçılarının hak talebinden korkuları bulunması halinde ve kendi isteğiyle noterden yazılı temlikname alınması koruyucu bir uygulamadır.Buna katılıyoruz.
Buna karşın gerek Tam Tasdik sözleşmesi gereği ve gerekse KDV iadesi sözleşmesi gereği mükellefinden alacağı bulunan bir Yeminli Mali Müşavirin vergi dairesine olan vergi borcunu, tasdik raporu yazdığı mükellefin nakit hale gelmiş KDV iadesi alacağından mahsup etmesi kadar doğal bir şey olamaz.Bu aşamada vergi idaresi Yeminli Mali Müşavire mükellefini Notere götüreceksin noterden alacağın temliki sözleşmesi yapacaksın demektedir.
Gümrük beyannamelerinin YMM onaylı örneği kabul eden sistemde YMM’in mükellefini notere götürüp alacağının temliki sözleşmesini yapması kadar üzücü bir olay olamaz. Vergi köprüsünün bir ayağını oluşturan 3568 SAYILI KANUNLA YETKİ ALMIŞ MESLEK MENSUPLARINA SIKINTI YARATMAMAK GEREKİR.
Mükellefle YMM arasında düzenlenecek bir yazılı sözleşmenin taraflarca imzalanıp, YMM’ce onaylanması halinde mahsup işleminin gerçekleşmesi lazımdır. Hatta mahsuben iadelerde de YMM ve SMM’ er makbuz düzenlemiş bulundukları alacaklarını kendi vergi borçlarına bir dilekçe ile yaptırabilmelidirler.
Temlik konusunu açıklayan tebliğlerin yanlış yorumlandığını ve tebliğlerde YMM ve SMM ayrımına gidilmediğinden tüm mükelleflere eşit uygulama yapılır gerekçesinin hakim olduğunu düşünüyorum.Ancak ,YMM ve SMM’in ticaret erbabı olamadığını ,yanlışlığın bir an evvel giderileceği umudunu taşıyorum.
26.06.2012
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.