Aklama, yasa dışı yollardan elde edilen kazançların kaynağının gizlenmesi veya niteliğinin değiştirilmesi suretiyle yasal görüntü kazandırılarak ekonomik sisteme entegre edilmesidir. Aklama suçu ile mücadelede amaç, mali sistemlerin ve kurumların aklama süreçlerinde araç olarak kullanılmalarını önlemek ve sisteme güveni sağlamak ayrıca suçluları suç gelirlerinden mahrum etmek suretiyle temel var olma nedenlerini ortadan kaldırmaktır.
Kara Para Aklama ile İlgili Mali Eylem Görev Gücü (FATF), para aklamayla ilgili endişelere yanıt olarak, 1989’da Paris’te yapılan G-7 Zirvesinde kurulmuştur. Türkiye 24 Eylül 1991 tarihinde FATF’a üye olmuştur. FATF, aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda finansal sektörü de kapsayan tavsiyeler geliştirmiştir.
Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK); Türkiye’nin mali istihbarat birimi olarak suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadelede politika belirleme, düzenleme yapma, koordinasyonu sağlama, inceleme ve denetim görevlerini yerine getirmekte olup, aynı zamanda görev alanına giren konularda uluslararası temasları yürütme fonksiyonunu yerine getirmektedir.
Finansal kuruluşlar, sundukları hizmetlerin çeşitliliği, sınır ötesi hizmet verebilmeleri ve işlemlerinin hızı gibi avantajları nedenleriyle, yasa dışı örgütlerin ve suçluların elde ettikleri suç gelirlerini finansal sistem içerisine entegre ederek aklama faaliyetlerine girişmesine, terörizmi finanse eden gerçek ve tüzel kişilerin de bu yolla terör örgütlerine fon sağlamalarına hizmet edebilme riskini taşımaktadırlar. Bu bağlamda, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile etkin mücadele edilebilmesi ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasının engellenebilmesi için, gerek uluslararası alanda gerekse iç hukukta finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bir takım “yükümlülükler” getirilmiştir. Finansal kuruluşların, yukarıda belirtilen avantajları sebebiyle aklama ve terörizmin finansmanı amacıyla kullanılma riski yüksek olduğundan, bu kuruluşların müşterinin tanınmasına ilişkin esaslar kapsamında alması gereken tedbirler de daha kapsamlı olarak düzenlenmiştir.
Konuya ilişkin bu ilk makalenin amacı, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve ardından yürürlüğe giren ikincil mevzuat kapsamında düzenlenen yükümlülüklere tabi olan finansal kuruluşların, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı bakımından risklerini ve söz konusu suçların önlenmesi kapsamında yükümlülüklerini ortaya koymak ve “Finans Dışı Yükümlüler” arasında sayılan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler nezdinde “farkındalık” oluşturmaktır.
Türk Hukukunda, 4208 Sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Yasa’nın çıkarılmasına kadar, suç geliri kavramı ve suç gelirlerini aklama eylemini tanımlayıp bir suç tipi olarak düzenleyen yasal kurallar bulunmamaktaydı. Bu yasa ile başlayan süreç, aklama suçunun, Türk Ceza Yasası Reformu çerçevesinde kabul edilerek 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın ‘Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu’ başlıklı 282. maddesi ile temel ceza yasasında ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi ile devam etmiştir. Ardından yürürlüğe giren 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Yasa ile aklama suçu kapsamında ceza hukuku araçları dışında kalan ve önleyici sistem olarak da bilinen mücadele yöntemi genel ceza yasasını tamamlayıcı şekilde düzenlenmiştir.
11.10.2006 tarihinde kabul edilen ve 18.10.2006 Tarih ve 26323 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun konuya ilişkin Ulusal Hukukumuzdaki temel Kanun olmayı sürdürmektedir. Bu Temel Kanunun uygulamasına yönelik olarak da; Suç Gelirlerinin Aklanmasının Ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yönetmelik (Uyum Yönetmeliği) ve Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik (Tedbirler Yönetmeliği) yayımlanarak konunun çerçevesi çizilmiştir. Konunun yükümlüler nezdinde farkındalık oluşturulmasının amaçlandığı bir dizi makale olarak öngördüğümüz bu ilk makalemizde esas olarak 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun inceleme konusu yapılacak Uyum Yönetmeliği ve Tedbirler Yönetmeliği çerçevesinde konu sonraki makalelerimizde işlenmeye çalışılacaktır.
Kanunun “Amaç” başlıklı birinci maddesi Kanunun amacını, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi olduğunu ifade etmektedir. Tanımlar bölümünde Kanunun uygulanmasında yetkili kılınan Kurumlar tanımlanmakta ve Yükümlüler belirlenmekte Yükümlülük denetimini gerçekleştirecek Denetim Elemanlarına yer verilmektedir.
Yükümlüler; Bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri, savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere, taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar ve Cumhurbaşkanınca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenleri ifade etmektedir. Bir işverene bağlı olmaksızın çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler de Tedbirler Yönetmeliğinin 4 üncü maddesi t bendinde Yükümlüler arasında sayılmıştır.
Suç geliri, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini, Aklama suçu, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde düzenlenen suçu, Finansal grup, Merkezi Türkiye’de ya da yurt dışında bulunan bir ana kuruluşa bağlı veya bu kuruluşun kontrolünde bulunan, Türkiye’de yerleşik finansal kuruluşlar ile bunların şube, acente, temsilci ve ticari vekil ve benzeri bağlı birimlerinden oluşan grubu ifade eder denilmektedir.
Kanun sonraki maddelerinde Yükümlülerin hangi yükümlülükleri yerine getirmek durumunda olduklarını açıklamaktadır. Bu yükümlülüklerden en önemlileri; Müşterinin Tanınması ve Şüpheli İşlem Bildirimidir.
Yükümlüler, Müşterinin Tanınmasına ilişkin esaslar kapsamında; kendileri nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek ve gerekli diğer tedbirleri almak zorundadır. Kimlik tespitine esas belge nevilerini belirlemeye Bakanlık yetkili olup, kimlik tespitini gerektiren işlem türleri, bunların parasal sınırları ile müşterinin tanınmasına ilişkin ve konuyla ilgili diğer usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Yükümlüler, Şüpheli İşlem Bildirimi kapsamında; Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemleri Başkanlığa bildirmekle yükümlü kılınmaktadır.
Kanun; Eğitim, iç denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri ile diğer tedbirleri alma konusunda Yükümlüleri sorumlu kılmaktadır.
Yükümlüler Kanunun amacına uygun olarak risk temelli yaklaşımla, eğitim, iç denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri oluşturacak, Kanunla getirilen yükümlülüklere, yükümlü ve finansal grup seviyesinde uyumu sağlamak üzere, gerekli yetki ile donatılmış idarî düzeyde görevli tayin edecek yani Uyum Görevlisi ve Yardımcısı atayacak, gereken tedbirlerin alınması konusunda, işletme büyüklükleri ve iş hacimlerini de dikkate alarak risk esaslı denetim sistemleri kuracak, izleme ve denetim prosedürlerini uygulayacak ve Eğitimler verecektir.
Yükümlüler, Devamlı Bilgi Verme kapsamında; taraf oldukları veya aracılık ettikleri işlemlerden, Bakanlıkça belirlenecek tutarı aşanları Başkanlığa bildirmek zorundadırlar. Söz konusu tutarlar Yönetmeliklerde belirlenmiştir.
Yükümlüler, Muhafaza ve İbraz Yükümlülüğü kapsamında; bu Kanunla getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine ilişkin her türlü ortamdaki; belgeleri düzenleme tarihinden, defter ve kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik tespitine ilişkin belgeleri ise son işlem tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle muhafaza ve istenmesi halinde yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.
“Yükümlülük Denetimi” Başlıklı 11. Maddede; Bu Kanun ve ilgili mevzuatla getirilen yükümlülüklerin denetimi, 2 nci maddede sayılan denetim elemanları vasıtasıyla yerine getirilir denilmektedir.
Yükümlülük ihlâlinde uygulanacak idarî cezalar 13. Maddede, yükümlülük ihlâlinde uygulanacak adlî cezalar 14. Maddede düzenlenmiş bulunmaktadır.
5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, yeni bir kavram setini ortaya koyuyor, yeni bir yükümlü grubunu ve yükümlülerin sorumluluklarını tayin ediyor, konunun önemi ve uluslararası niteliği dikkate alındığında gelecekte daha da önem arz edeceği şimdiden belli olan ve yükümlülük ihlâlinde caydırıcı düzeyde idarî ve adli cezalar barındıran Kanunun ve Kanuna ilişkin düzenlemelerin dikkatle takibi önem arz etmektedir.
Kanunun uygulanmasına ışık tutan Suç Gelirlerinin Aklanmasının Ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yönetmelik (Uyum Yönetmeliği) , Suç Gelirlerinin Aklanmasının Ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik (Tedbirler Yönetmeliği) ve Tedbirler Yönetmeliğinin 4 üncü maddesi t bendinde Yükümlüler arasında sayılan bir işverene bağlı olmaksızın çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler in Kanun ve Yönetmelikler kapsamındaki sorumluluklarına izleyen makalelerimizde yer verilecektir.
09.12.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.