Devletimiz şu an uygulamakta olduğu ve daha önce müteakip defalar piyasaya ifade edilen yeni ekonomik modelin temel taşlarından biri ihracata dayalı büyüme modeli diyebiliriz. Bu noktada hiç şüphesiz ihracat yoluyla cari açığın azalması ve dış ticaret fazlası verilmesi yeni ekonomik modelin en önemli hedeflerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İhracatı destekleyecek birçok unsurun öne çıktığı bu yeni sistemde Ocak/2022 itibariyle ihracatçıların ihracat gelirlerinin %25’ini ilgili banka kanalıyla Merkez Bankasına satışı uygulaması çok dikkat çekmektedir.
Bu uygulamanın tarihsel gelişimine baktığımızda, 2018-32/48 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ ile 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren ihracat bedellerinin 6 ay süre ile 180 gün içerisinde Türkiye’ye getirilme ve %80’inin bankaya bozdurma zorunluluğu getirilmişti ancak 2019-32/53 Tebliğ ile süre 4 Eylül 2019 tarihine daha sonra da 2019-32/55 Tebliğ ile de 4 Mart 2020 tarihine kadar daha uzatılmıştı. 31 Aralık 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2019-32/56 sayılı Tebliğ ile yeni bir düzenleme yapılarak, gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılmasına ilişkin zorunluluk kaldırılmıştı.
Daha sonra, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin 7 Kasım 2018 tarihinde yürürlüğe giren 6 Kasım 2018 tarihli İhracat Genelgesi kaldırılmıştı ve bunun yerine 16 Ocak 2020 tarihli İhracat Genelgesi yayınlanmıştı. Genelgeye 2021 yılında Ek 1. Madde eklenmişti. Madde şu şekilde idi:
“Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren İBKB’ye veya DAB’a bağlanan ihracat bedellerinin %25'i İBKB’yi veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılır. Bu bedeller bankaca Merkez Bankası tarafından ilan edilen ve işlem günü için geçerli döviz alış kuru üzerinden aynı gün Merkez Bankası’na satılır ve Merkez Bankası’nın banka nezdindeki hesabına aktarılır. Söz konusu tutarın tam karşılığı banka tarafından ihracatçıya Türk parası olarak ödenir.”
Anılan düzenleme bugüne kadar uygulanmamışken aynı düzenleme bu sefer Merkez Bankasınca 3 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girmek üzere internet sitesinde yayımlanan “İhracat Genelgesi’nin Ek 1 İnci Maddesi Kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na Yapılacak Döviz Satışına İlişkin Uygulama Talimatı” ile uygulamaya sokulmuştur.
Anılan Uygulama Talimatı şu şekildedir:
“ İhracat Bedellerinin Merkez Bankasına Satışı EK MADDE 1 – (1) Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren İBKB (İhracat Bedeli Kabul Belgesi)’ye veya DAB (Döviz Alım Belgesi)’a bağlanan ihracat bedellerinin %25'i İBKB’yi veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılır. Bu bedeller bankaca Merkez Bankası tarafından ilan edilen ve işlem günü için geçerli döviz alış kuru üzerinden aynı gün Merkez Bankasına satılır ve Merkez Bankasının banka nezdindeki hesabına aktarılır. Söz konusu tutarın tam karşılığı banka tarafından ihracatçıya Türk parası olarak ödenir.”*.
*T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığının 31.12.2021 tarihli talimatı.
Uygulama Talimatı çerçevesinde İBKB’ye ve DAB’ye bağlanan ihracat bedeli dövizin %25’inin bankalar tarafından, belgelerin düzenlendiği tarihteki işlem kuru üzerinden TCMB’ye satılması gerektiği düzenlendi. İşlem kuru ise, TCMB tarafından saat 10:00, 11:00, 12:00, 13:00, 14:00 ve 15:00’de ilan edilen ve İBKB veya DAB’a bağlanan ihracat bedeli dövizin Türk Lirasına çevrildiği saat itibarıyla en son açıklanmış olan döviz alış kuru olarak tanımlandı. İlgili bankalar nezdinde TCMB adına yalnızca ABD Doları, Euro ve İngiliz Sterlini hesaplarının açılacağı ve bankaların ihracatçılardan satın aldığı dövizleri saat 17.00’ye kadar TCMB’ye bildirmesi ve TCMB adına açılan bu hesaplara aktarması gerektiği hüküm altına alındı. Ayrıca gerçekleştirilecek her türlü işlemin, suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin ulusal ve uluslararası standartlara uygun gerçekleştirildiğine dair kontrolün bankalarca yapılacağı ve bankaların, Uygulama Talimatı kapsamında gerçekleştirilen işlemlerde bu standartların ihlal edildiğini tespit etmesi durumunda durumu derhal TCMB'ye bildireceği düzenlendi.
Bu uygulama ile şüphesiz Merkez Bankasının döviz rezervlerine ciddi katkı sağlanacaktır. Burada önemlilik arz eden husus ise ihracatçılara kur garantisi verilip verilmeyeceğidir. Uygulama yürürlüğe girdikten sonra birçok ihracatçı aynı soruyu sormaktadır.
Örneğin: İhracatçı A şirketinin daha önce ihraç etmiş olduğu ürünlere ilişkin ihracat bedelini yasal azami süre içerisinde (180 gün) ülkemize getirdiğini ve ilgili tutarında 100.000 USD olduğunu düşünelim. İhracat Bedeli Kabul Belgesine ya da Döviz Alım Belgesine istinaden 100.000 USD’ın 25.000 USD’ı Merkez Bankasının yayımladığı varsaydığımız 13,00 TL kuru üzerinden ihracata aracı ilgili bankaya ihracatçı tarafından satılacaktır. Daha sonra ilgili banka tutarı Merkez Bankasının USD hesabına aynı gün içerisinde gönderecektir. Daha sonra Merkez Bankasınca satın alınan bedelin TL karşılığı olan 325.000,00 TL (25.000*13,00) ihracatçı A şirketine ödenecektir. İhracatçı A şirketi bu tutarı tekrardan dolara dönüştürmek istediğinde (hammadde ya da makine ihtiyacı olduğunu düşünelim) aynı kurdan (13,00 TL) bankadan doları temin etmesi mümkün olmayacaktır.(Banka alım-satım kur farkı ve zaman maliyeti nedeniyle)
Dolayısıyla ihracatçının bir kaybı olmaması adına Merkez Bankasınca ihracatçıya belli süreliğine kur garantisi verilmesinin doğru olacağını düşünmekteyiz. Şöyle ki ülkemizde ki ihracatın büyük bir kısmı ithalata dayalı olup (piyasa paydaşlarınca %70-75 olduğu ifade ediliyor) ihracattan gelen döviz tekrardan hammadde, makine vs. alımı yoluyla ithalata dönüşebilmektedir. İhracatçının döviz talebi sürekli bulunduğundan ve ilgili idari karar gereğince ihracat bedelinin belli bir kısmı merkez bankasına bozdurulduğundan ihracatçının kar kaybına uğramaması gerektiği kanaatindeyiz. Bu noktada döviz ihtiyacı yoğun olan firmalara merkez bankasınca belirli süreliğine kur garantisi verilebilir.
Tabi bu noktada akla belirli bir süredir döviz kurlarının stabil kaldığı dolayısıyla Merkez Bankasına bozdurulan ihracat bedelinin tekrar döviz talebi olan firmalarca döviz alımına yönlendirildiğinde ilgili firmaların herhangi bir kur farkı kaybına uğramayacağı gelebilir. Ancak bu uygulamanın sürekli olması, zamanının uzaması, süreç içerisinde yaşanabilecek jeopolitik riskler, ekonomik belirsizlikler vs. durumlarında kurlarda ki volatilite ihracatçıların kambiyo zararına uğraması ihtimalini artırmaktadır. Ayrıca 3 Ocak 2022 tarihi itibariyle gündemimize giren bu uygulamadan Merkez Bankası döviz rezervlerinin zamanla daha da güçlenmesiyle vazgeçilebileceği de değerlendirilmektedir.
Ancak bu noktada çok daha doğru olan çözümün, gerçek kişilere ve şirketlere tanınan kur korumalı mevduat hesaplarında ki kur garantisi gibi ihracat gelirlerinin bir kısmını banka aracılığıyla Merkez Bankasına satmak zorunda olan ihracatçılara da belirli süreliğine TL’ye dönüşen tutar ile geri döviz alımı için kur garantisi verilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
01.03.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.