İşyerinde işin devamı sırasında işçilerin birbirlerine yahut işverene hakaret etmeleri uygulamada sık rastlanan olaylardandır. Bu gibi durumlarda diğer işçilerin verimi düşmekte ve işyerinin saygınlığı azalmaktadır. Peki işçinin işyerinde yaptığı hakaret fiilleri cezasız mı kalacak yoksa iş hukuku yönünden bir yaptırıma maruz kalacak mı?
İşyerinde yapılan hakaretin cezalandırılmasına geçmeden önce hangi fiillerin ve sözlerin hakaret olarak kabul edileceğini belirlemeye çalışalım. Hakaret; bir insanın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici fiiller isnat etmek, yahut sövmek suretiyle kişinin onur, şeref ve saygınlığına zarar vermek olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda bir insana yapmadığı bir fiil üzerinden iftira içerikli cümleler söylemek hakaret suçunun oluşmasına sebebiyet verebilir.
Örneğin işçinin patronuna karşı “tacizci, terbiyesiz, aptal” gibi söylemleri hakaret olarak kabul edilecek ve hukukun bağladığı tüm sonuçları doğuracaktır. Önemle belirtmeliyiz ki, bel altı sinkaflı ifadeler hem hakaret eylemini oluşturacak hem de ayrıca cinsel taciz suçu yönünden tartışmalara sebebiyet verecektir.
Yargıtay vermiş olduğu pek çok kararında, hakaretin yalnızca sözlerle değil, fiiller ile de yapılabileceğinin altını çizmiştir. Örneğin işçinin, işyerinde bulunan herhangi bir şahsa yönelik yapacağı el hareketleri, yüzüne tükürmek gibi davranışlarda bu kapsamda hakaret olarak değerlendirilecektir.
İşyerinde yapılan hakaret içerikli davranışlar, hem iş hukuku yönünden çeşitli sonuçlar doğurmakta hem de ceza hukuku yönünden cezai soruşturma gerektirmektedir. Hakaret suçu olarak Türk Ceza Kanunu madde 125 te hüküm altına alınan bu davranış, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.
Konumuz itibariyle hakaret fiilinin yalnızca iş hukuku açısından sonuçlarını inceleyeceğiz. Ancak nelerin hakaret suçu sayıldığı ile ilgili de hakaret suçu ve cezası yazısı okunmalıdır.
İşçinin işyerinde hakaret suçunu işlemesi kadar, bu suçu kime karşı işlediği de önemlidir. İş Kanunu madde 25’te yer alan düzenlemeye göre işverene yahut işverenin yakınlarından birine yönelik işlenen hakaret eylemi, işveren yönünden haklı nedenle derhal fesih hakkı doğurmaktadır. İş Kanunu Madde 25, fesih hakkı doğuran eylemleri şu şekilde sıralamıştır:
Yukarıda sayılan davranışların tamamı, işverene yönelik işlendiği takdirde haklı nedenle derhal fesih sebebidir. Önemle belirtmeliyiz ki yukarıda sayılan fiillerin tamamı yalnızca işverene değil, işçinin amirine yönelik yapılırsa yine aynı şekilde haklı nedenle derhal fesih sebebi oluşturacaktır. Örneğin, işyerinin güvenlik müdürüne, ustabaşına ve genel müdüre yönelik yapılan hakaret eylemleri bu kapsamdadır.
İşçiler bazı durumlarda, işverenin tepkilerinden çekindikleri için işverenin gıyabında hakaret etmektedirler. Yargıtay kararlarına yansıyan haliyle bu durumda yine iş sözleşmesi haklı nedenle derhal fesih sebebi olarak kabul edilmektedir.
Bu durumda, ceza kanunun aksine, hakareti tek bir kişinin duyması dahi yeterlidir. İşverenlerin bu durumda dikkat etmesi gereken en önemli husus, hakaret fiilinin ispatıdır. Tanık beyanları son derece önemli olsa da ispat zorluğunu aşmak için hukuki yardım alınmalıdır.
İşverene veya temsilcisine yönelik yapılacak hakaretlerin, haklı nedenle fesih sebebi olduğundan bahsetmiştik. Merak edilen bir diğer durum, bu durumdaki işçinin iş sözleşmesini fesh edebilmek için ihbar öneli tanınma zorunluluğudur.
Net olarak ifade etmeliyiz ki, ihbar öneli tanımak zorunlu değildir. Bu nedenle ihbar tazminatı ödemesi de söz konusu olamaz. Ayrıca hakaret fiili haklı neden olarak kabul edildiğinden kıdem tazminatı ödemesi de yapılmaz.
İş hukukunda doğan kurallara göre, işçinin hakaret nedeniyle tazminat ödemesi söz konusu değildir. Ancak genel hukuk kuralları gereği, hakaret eylemi nedeniyle manevi tazminat davası açılarak işçiden tazminat talebinde bulunmak mümkündür.
İş kanunu açık bir şekilde, işçinin işverene yönelik hakaretlerine sonuç bağlamıştır. Bu nedenle zaman ve mekanın hiçbir önemi yoktur. Nitekim 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde böyle bir ayrım yapılmamıştır. Dolayısıyla işçi, hakaret davranışını nerede gerçekleştirirse gerçekleştirsin, işveren yönünden haklı nedenle fesih sebebi oluşur.
Hizmet ediminin devamı sırasında, işçinin diğer işçilere de hakaret etmesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda işçiler arasındaki anlaşmazlığın büyüyerek kavgaya dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle işverenin derhal durumu tespit edip gerekli önlemleri alması gerekir. Zira işçiler arasındaki anlaşmazlık hem iş verimini düşürür hem de işçiler arasında gruplaşmaya sebep olur.
İşçilerin işverene yahut amirine hakaret etmesinin haklı nedenle fesih sebebi olduğunu anlatmıştık. Peki işçinin diğer işçilere hakaret etmesi durumunda yine aynı haklar doğar mı? Bu sorunun cevabı işçinin hakaretinin ağırlığına göre değişecektir.
İşçinin yukarıdaki davranışları, haklı nedenle derhal fesih sebebi olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, iş sözleşmesi fesih edilebilecek ve işçiye hiçbir şekilde ihbar veya kıdem tazminatı ödemesi yapılmayacaktır. Ancak genel anlamda bu konunun bir avukat ile değerlendirilmesi gerekir.
İş sözleşmesinin geçerli nedenle feshi 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 18’de düzenlenmiştir. Buna göre işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan eksiklikler geçerli sebep olarak değerlendirilebilir.
Hiç şüphe yok ki, kanun bu durumda bariz bir boşluk bırakarak, işçilerin hangi davranışlarının fesih için geçerli sebep olduğu belirtilmemiştir. Aksi kararlar olmakla birlikte Yargıtay verdiği pek çok kararında, diğer işçilere yönelik yapılan ağır hakaretleri haklı nedenle derhal fesih sebebi olarak nitelendirmiştir.
Ancak kesin olan şudur ki, işçinin işyerinde bir başka işçiye yönelik hakaret cümleleri en azından geçerli nedenle fesih sebebi olarak kabul edilir.
İşçinin işyerinde hakaret fiili iş hukuku yönünden mutlaka sonuç doğuracaktır. Ancak hakaretin yönlendiği kişi önem arz etmektedir. İşverene yönelik hakaretler kesin bir şekilde haklı nedenle derhal fesih sebebi olarak kabul edilirken, işçilere yönelik hakaretler her zaman aynı sonucu doğurmayabilir.
İşçiler arasındaki hakaret cümlelerinin ağırlığına göre çeşitli sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu nedenle işverenin, söylendiği iddia edilen hakaret eylemini detaylı bir şekilde araştırarak hareket etmesi gerekmektedir.
İşverene yahut ailesine yönelik yapılan şeref ve haysiyeti zedeleyici sözler nedeniyle iş akdi feshedilirse, hiçbir şekilde kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmayacaktır. Ancak hakaret eylemi işlendiği sırada derhal tutanak tutularak, hakareti işleyen işçinin imzası alınmalıdır. Tutanak tutulmayan durumlarda, ispat hususu zorluk arz edeceğinden hukuki yardım alınması önerilir.
Kaynakça
İş Kanunu
Türk Borçlar Kanunu
Yargıtay Kararları
13.10.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.