Ülkemize yapılan doğrudan sermaye yatırımlarında, yatırım aşamasında Türkiye’de kurulan şirketler nakit ihtiyaçlarını sıklıkla yurt dışı ortaklardan borç alarak temin etmektedirler. Nakit borç alındıktan sonra faiz tahakkuk ettirilmesi halinde dikkat edilmesi gereken hususlara yazımızda özet olarak yer verilmiştir.
Alınan borçlar için faiz tahakkuk ettirilmek istenmesi halinde öncelikle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. Maddesi’ne istinaden transfer fiyatlandırması hükümlerine uyulmalı, emsallerine uygun faiz oranı üzerinden faiz tutarı hesaplanmalıdır.
Yurt dışından banka ve finans kuruluşu olmayan kurumlardan alınan borç için faiz hesaplanması, KDV Kanunu’nun 1/1. Maddesine istinaden finansman temin hizmeti kapsamında değerlendirilmekte olup, faiz ödemeleri üzerinden mutlak suretle KDV hesaplanıp, sorumlu sıfatı (2 no’lu KDV Beyannamesi) ile beyan edilmelidir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi kapsamında, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ödenen her nevi alacak faizi kurumlar vergisi stopajına tabidir. 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olan tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizler üzerinden hesaplanacak stopaj oranı %0 olarak belirlenmiştir. Diğer kurum ve kuruluşlardan alınan krediler için ödenecek faizler ise %10 oranında stopaja tabi tutulmaktadır.
Ancak KVK stopajında yurt dışındaki ilişkili şirketinin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması bulunması halinde, anlaşma metinlerinin 11. Maddesinde belirtilen oranların dikkate alınması gerekmektedir.
Örtülü sermaye Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. Maddesinde açıklanmıştır. İlgili Kanun maddesine göre şirketlerin ilişkili şirketlerden dönem başı öz sermayesinin üç katını aşan oranda borç alması halinde, üç katını aşan kısmı örtülü sermaye sayılmaktadır. Alınan borcun örtülü sermaye kapsamına girmesinin tek başına bir sonucu yoktur. Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11/b maddesine istinaden kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta kur farklarını kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınırken, dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar hesaplamasında kur farkları dikkate alınmamaktadır.
Şirketlerin kar dağıtımı mevzuatımızda genel olarak % 15 oranında vergi kesintisine tabi olup, yurt dışı ilişkili şirketin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında düzenlenen çifte vergileme önleme anlaşmasında yer alan oranlar da kontrol edilmelidir. Düzeltme neticesinde kar payından yapılacak vergi kesintisinden, daha önceden faiz ödemesi üzerinden yapılmış vergi kesintisi mahsup edilebilecektir.
Bir diğer önemli nokta da örtülü sermaye nedeni ile kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan tutarlar üzerinden hesaplanan KDV’nin, KDV Kanunu’nun 30/d maddesine istinaden indirim olarak dikkate alınması mümkün değildir.
02.10.2015
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.